Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/482 E. 2020/119 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/482
KARAR NO : 2020/119

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … ELEKTRİK ELEKTRONİK OTO SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …. METAL KALIP SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/08/2016
KARAR TARİHİ : 06/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili beyanlarında;Davacı şirketin Bursa Nilüfer Alaaattinbey Mah. 636 Sok Otomasyon Plaza No 22 adresinde elektrik, elektronik ve otomasyon üzerine faaliyet gösterdiğini, her iki şirket arasında Su Jeti Panosu üretimi hususunda 05/12/2013 tarihli bir gizlilik sözleşmesi imzalandığını ve akabinde yine her iki şirket arasında Fiyat Teklifi Mutabakatı adı altında sözleşme imzalandığını, sözkonusu sözleşme gereği davalının istediği bütün işleri gizlilik sözleşmesi şartları dahilinde yapmasına rağmen davalı hiçbir zaman borcunu gününde ödemediğini, sözleşmeler gereği ödenmeyen günler için aylık %10 oranında vade farkı şartı getirildiğini, davalı yaptığı son işinden kalan bakiye 22.244,04 TL’lik alacağın yanında 39.239,73 TL ‘si vade farkı alacağı olarak toplam 61.483,77 TL ‘si için 30/05/2016 tarih ve 379276 fatura ile toplam 61.483,77 TL alacağının olduğunu, davalı şirkete borcunu ödemesi için ihtar çekildiğini, ihtarın sonuçsuz kalması neticesinde Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2016/8077 sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun asıl alacağa, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini ve icra takibinin durduğunu, itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı vekili beyanlarında; davalı ile davacı arasındaki son ticari ilişki 2016 yılı Nisan ve Mayıs aylarında imal edilen bir su jeti panosu yapımı için anlaştıklarını, taraflar arasında bu ticari ilişkiye istinaden yapılmış bir sözleşmenin sözkonusu olmadığını, davacının tarafın dilekçesinde bahsettiği fiyat teklifi mutabakatı üç yıl önceye ilişkin bir iş olduğu ve açılan davayla ilgisinin olmadığını, bahsi geçen su jeti panosu yapım işlemi ile ilgili davalı işçilik dahil 1.230,00 USD+ KDV borcu olduğunu kabul ettiği, bu borcu ödemeye hazır olduklarını ancak bunun dışında istenilen bakiye asıl alacak ve vade farkı talebinin hukuki bir temelinin olmadığını, taraflar arasında vadeli ödenmesi kararlaştırılmış bir hesabın olmadığını, belirlenmiş miktar ve vade tarihlerini içeren bir sözleşmenin olmadığını, bu vadelerde ödeme yapılmaması halinde ödenmesine karar verilen bir vade farkı anlaşmasının olmadığını, yapılan icra takibine itiraz edildiğini, kabul edilen miktar dışında davacıya bir borcu olmadığını, fazlaya ilişkin takibin haksız ve kötüniyetli olduğunu, haksız başlatılan icra takibinin iptaline, %20kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2016/8077 sayılı takip dosyasında davalının ödeme emrine itirazının iptali davasıdır. Takip konusu alacağın taraflar arasında sujeti panosu yapımından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Sözleşme eser sözleşmesi niteliğindedir.
Mahkememizce daha önceden verilen karar Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk dairesi tarafından kaldırılmıştır. Kaldırma kararı gerekçesinde; “davalının 08/09/2016 tarihli dilekçesinde “…son ticari ilişki 2016 yılı Nisan, Mayıs aylarında imal edilen su jeti panosu yapımı hakkındadır… bahsi geçen su jeti panosu yapım işlemi ile ilgili olarak müvekkilim işçilik dahil…borcunu kabul ve beyan etmektedir.” şeklindeki beyanından sonra 30/01/2018 tarihli duruşmada ise 2016 yılında teslim edilen bir su jeti panosu olmadığını, sadece su jeti panosuna ait parçaların teslim edildiğini beyan ederek savunmasını değiştirdiği, su jeti panosu imalatı konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden (gerektiğinde makine üzerinde inceleme yetkisi de tanınarak) rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
Davacı taraf dosyaya 09/12/2013 tarihli fiyat teklifi başlıklı bir belge ile taraflar arasında imzalanan gizlik sözleşmesini sunmuştur. Davacı taraf davalıya yapıp teslim ettiği sujeti panosunun bedelinin kendisine ödenmediğini ileri sürmektedir. Yine ödenmeyen günler için de aylık %10 vade farkının kararlaştırıldığını iddia etmişlerdir.
Gizlilik sözleşmesinin tarihinin 05/12/2013 tarihi olduğu fiyat teklifinin ise 09/12/2013 tarihi olduğu anlaşılmaktadır.
Takibe konu fatura ise 30/05/2016 tarihli 61.483,77 TL bedelli faturadır. Bu faturanın 22.244,04 TL’sinin davalıya yapılan son işinden kalan bakiye alacak olduğu, 39.239,73 TL’sinin ise vade farkı alacağı olduğu ileri sürülmüştür.
Burada sujeti panosu yaptığını ve teslim ettiğini ispat yükümlülüğü davacı tarafın üzerindedir. Davacı tarafça 2013 yılına ait fiyat teklifine dair belge ile yine 2013 yılına ait gizlilik sözleşmesi sunulmuştur. 2013 yılındaki fiyat teklifini içeren metne dair o iş için bir sözleşme mevcut değildir/sunulmamıştır. Dosyaya sadece 2013 yılındaki yapıma dair fiyat teklifi sunulmuştur. %10’luk vade farkı uygulaması da bu fiyat teklifinde belirtilmektedir.
Takibe konu faturaya dayanak 2016 yılı Mayıs ayında yapılan sujeti panosuna ilişkin olarak herhangi bir yazılı delil ve sözleşme sunulmamıştır. Taraflar arasında vade farkının uygulanması gerektiğine dair bir sözleşme maddesi bu nedenle de yoktur. Vade farkına ilişkin tek kayıt, fiyat teklif metninde yer almaktadır. Ancak bu fiyat teklifinden sonra tarafların o tarihteki sujeti yapımına ilişkin olarak dahi aralarında vade farkının da uygulanacağına dair iradelerini ortaya koyan bir yazılı sözleşme bulunmamaktadır.
Mahkememizce bu yönüyle 30/05/2016 tarihli yapımı kararlaştırılan sujeti panosuna ilişkin olarak vade farkı uygulanmayacağı kanaatine varılmıştır.
Belirtildiği üzere taraflar arasında 30/05/2016 tarihli faturaya dayalı sujeti panosu yapımına ilişkin sözleşme bulunmadığı gibi teslim edilen sujetinin keşfen değerini belirlemeye yarayacak herhangi bir bilgi ve belge de sunulmuş değildir. Ancak kaldırma kararı doğrultusunda makine mühendisi bilirkişiden bu hususta rapor alınmıştır.
Davalı taraf 2016 yılındaki sujeti yapımına ilişkin olarak teslim edilen bir pano olmadığını, kendilerine sujeti panosuna ait bazı parçaların takıldığını, buna karşılık bedelinin de, kabul ettikleri 1.230 USD+KDV tutar kadar olduğunu belirtmişlerdir.
Davacı tarafa teslim ettiğini iddia ettiği sujeti panosuna ilişkin olarak teslime dair ve bu panonun bilirkişi incelemesine esas olabilecek özelliklerini gösterir bilgi ve belgeler ibraz edilmesi istenmiş bu konuda davacı tarafa yargılamanın sürüncemede kalmaması bakımından kesin süre verilmiş ve kesin sürenin sonuçları da hatırlatılmıştır.
Davacı tarafça dava dilekçesinin ekinde bulunan belgelerle aynı nitelikteki belgeler ara karar kapsamında sunulmuştur. Ancak yukarıda belirtildiği üzere bu belgeler davacının iddialarını ispatlaya yeterli olmasa da bu hususta bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Yargılamanın son celsesinde davacı şirket yetkilisi; davalıya daha önce 15 adet sujeti panosu yaptığını ve bunların davalıya teslim edilerek teslim belgelerinin de alındığını ancak dava konusu edilen sujeti panosunun ise arızalı olarak bildirildiğini, panonun başkası tarafından yapıldığını ve arızalı olduğunu gördüklerini, davalının fuara çıkacağını belirtmesi üzerine bir hafta içerisinde tamirini istediklerini bu süre içerisinde tamiri mümkün olmayacağı için yeni parçalar takmak suretiyle sujeti panosu yaptıklarını ve davalıya teslim ettiklerini, fuar dönemi olduğu içinde teslime ilişkin imzalı belge alamadıklarını beyan etmiştir.
Her ne kadar kaldırma kararında davalının 08/09/2016 tarihli dilekçesinde “…son ticari ilişki 2016 yılı Nisan, Mayıs aylarında imal edilen su jeti panosu yapımı hakkındadır… bahsi geçen su jeti panosu yapım işlemi ile ilgili olarak müvekkilim işçilik dahil…borcunu kabul ve beyan etmektedir.” şeklindeki beyanı dikkate alınarak taraflar arasında faturaya konu su jeti panosu yapımının ispatlanmış olduğu kabul edilmişse de mahkememiz bu hususta aynı görüşte değildir.
Her şeyden önce cevap dilekçesi kabul edilen 1.230,00 USD lik işin neye ilişkin olduğu açıkça belirtilmemiştir. Bu husus açıklamaya muhtaçtır. Davalı taraf yargılamanın en başından beri davacının bu faturaya ilişkin 1.230,00 USD lik iş yaptığını savunmuştur. Yargılama sırasında yaptığı açıklamalarda da özet olarak bir su jeti panosu/eser baştan ve tümden meydana getirilmediğini davacının mecvut su jeti panosu için parça takıldığını açıklamıştır. Mahkememizce davalının kabul edilen bu tutarın neye ilişkin olduğunu açıklaması savunmayı değiştirme niteliğinde değildir.
Daha da önemlisi taraflar arasında faturaya konu işin ne olduğu noktasında ihtilaf bulunmamaktadır. Baştan bir su jeti panosu meydana getiren eser sözleşmesi mi yoksa arızalı su jeti panosunun arızalı parçalarının takılar çalışır hale getirilmesine dair bir sözleşme mi? Tarafların açıklamalarından ihtilafın takılan parçaların fatura bedeli konusunda olduğu görülmektedir. Bu konuda davalı şirket temsilcisinin kaldırma kararı öncesi yapılan 6. Duruşmasında ki beyanları açıktır. “Davalı şirket temsilcisi açıkça panonun başkası tarafından yapıldığını ve arızalı olduğunu gördüklerini, davalının fuara çıkacağını belirtmesi üzerine bir hafta içerisinde tamirini istediklerini bu süre içerisinde tamiri mümkün olmayacağı için yeni parçalar takmak suretiyle sujeti panosu yaptıklarını (ki bu var olmayan bir su jeti panosu/eser meydan getirme işlemi değildir) ve davalıya teslim ettiklerini” belirtmiştir. Yani davalının savunmalarında belirttiği üzere davacı arızalı olan su jeti panosuna yeni parçalar takmıştır ve su jeti panosunu çalışır hale getirmiştir. Davalı taraf buna yeni bir su jeti panosu yapımı dese de yapılan iş var olan su jeti panosunda arızalı parçaların değiştirilmesi işlemidir. Bir eserin baştan ve tümden meydana getirilmesi değildir. Davacının bu beyanları, davalının savunmalarında belirttiği bir su jeti panosunun/eserin yapılmadığını mevcut panoya takılan parçalar olduğu savunmasını doğrulamaktadır. Davacı başkasının yaptığı panodaki arızanın ne olduğunu ve panoya hangi paçaları taktığını ispatlamalıdır.
Bu hususun ispatı konusunda davacıya kaldırma kararı öncesi delillerini sunmak üzere ihtaratlı kesin süre de verilmiştir. Ancak davacı taraf takılan parçalara ilişkin bir delil sunmamıştır. İddialarını ispatlayamamıştır. Zaten şirket temsilcisi duruşmada ki beyanında bu konuda imzalı belge alınmadığını da açıkça belirtmiştir.
Kaldırma kararı kesin nitelikte olduğundan sunulan delillere göre bilirkişi incelemesi yapılmalıdır. Bu konuda makine mühendisinden rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda; “arızanın niteliği ve değişen parçaların değiştiğini gösteren kayıtların mahkeme dosyasına sunulmaması nedeniyle iddia edilen arıza ve değişen parça bedellerinin belirlenmesinin mümkün olmadığını” belirtmiştir.
Daha önce yapılmış bir su jeti panosunda inceleme yapılarak tamamının bedelinin belirlenmesi ve bu bedele hükmedilmesi mahkememizin görüşüne göre adil olmayacaktır. Yukarıda açıkça belirtildiği üzere bir eserin baştan ve tümden davacı tarafından meydana getirilmesi söz konusu değildir. Var olan panoda değiştirilen parçalar söz konusuyken davacı tümden bir eser meydana getirmiş gibi emsal panoya göre bir bedel belirlemek doğru olmayacaktır. Bu nedenle emsal bir su jeti panosuna kıyasen bir bedel belirlemesi yapması bilirkişiden istenmemiştir.

Davacı arızanın ne olduğunu ile taktığı parçaların nelerden ibaret olduğunu ve faturaya konu alacağı ispatlayamamıştır.
Taraf defterlerinde yapılan incelemede takibe konu edilen faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu fatura yönünden taraf defterlerinin birbirini doğrulamadığı anlaşılmaktadır..
Davacı taraf iddialarını ispatlayamadığından bu konuda davalının kabulünde olan miktara göre hüküm kurmak gerekmiştir.
Davacı taraf takip yapılırken kabul ettiği bedel kadar borçlu olduğunu bilmektedir, ancak takibin tamamına itiraz etmiştir. Bu sebeple hüküm altına alınan miktar yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiştir.
Taraflar arasında ticari ilişki vardır. Davacı iddialarını ispatlayamadığı için takipte kötü niyetli olduğu sonucuna ulaşmak mümkün değildir, bu nedenle reddedilen miktar yönünden aleyhine kötü niyet tazminatına hükmolunmamıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Bursa 11. Icra Müdürlüğünün 2016/8077 sayılı takip dosyasında davalının ödeme emrine itirazının 4.252,60 TL( KDV dahil) üzerinden alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına,
2-4.252,60 TL’nin %20’si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Davacının takipte açıkça kötüniyetli olmadığı saptanmadığından davalı tarafın icra inkar tazminatı isteminin reddine,
5-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 290,90 TL harcın başlangıçta alınan 1.049,99 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 759,50 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafça yapılan 319,69 TL harç, 1.420,50 TL yargılama gideri toplam 1.740,19 TL’nin kabul ret oranına göre 120,07 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Davalı tarafça yapılan 234,20 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 218,04 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 8.240,05 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
10-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/02/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza