Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/465 E. 2021/349 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/465
KARAR NO : 2021/349

HAKİM : …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … .
DAVALI : 1- … – … …
VEKİLİ : Av. … -.
DAVALI : 2- … – … …
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/05/2019
KARAR TARİHİ : 30/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirketten icra takibine konu senetler ile toplam 105.647,00 TL tahsil etmek istediğini, müvekkilinin icra takibini Bursa 14. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı takip dosyasıyla müvekkili şirkete hacze çıkılmış olması nedeniyle haricen öğrendiğini, her iki senedin düzenleme tarihi olan 13/09/2018 tarihinde senet düzenleme yetkisinin iki kişiye ait olduğunu, o tarihte müvekkili şirketi temsile yetkili kişilerin … … ve … … olduğunu, bu haliyle senetler üzerindeki imzalar … …’e ait olması halinde kendi namına borçlandığını, müvekkilinin şirketi borçlandırıcı bir hukuki işlemin söz konusu olmadığını, çekleri elinde bulunduran davalı …’nın iyi niyetli olmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle takibe konu senetlerin müvekkili şirketi borçlandırmaya ehil olmadığının kabulü ile borçlu olmadığının tespitine, davalı kötü niyetli olduğundan %40’tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıların cevap dilekçesi sunmadıkları anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Eldeki dava; 13/09/2018 düzenleme tarihli 31/03/2019 vadeli alacaklısı… Tic. Ltd. Şti. Olan 66.647,00-TL bedelle senet ile 13/09/2018 düzenleme tarihli 31/03/2019 vade tarihli alacaklısı… San. Tic. Ltd. Şti. olan 39.000,00-TL bedelli tahsili istenen iki adet senedin davacı şirketin çift imzalı yetkisi olmasına rağmen tek imza ile düzenlendiği bu nedenle borçlu olmadıkları iddiası ile açılan menfi tespit davasıdır.
BTSO ‘dan gelen yazı cevabında 19/11/2018 başlama tarihi ile şirket müdürü olarak aksi karar alınıncaya kadar … … ve … …’ün atandığı ve müşterek imzaları ile temsil ve ilzam etmek üzere yetki verildiği bildirilmiştir.
Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/…. E. Ve 2020/… K. Sayılı karar ile … … hakkında tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı suçu ile kamu davası açılmış olup, dolandırıcılığa konu senetlerin hileli olarak müştekiye teslim edilmediği, müştekinin ciro yolu ile senetleri Prokim’den aldığı gerekçesi ile beraatine karar verilmiş olup, karar istinaf edilmeden 19.03.2020 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkememizin ön inceleme duruşmasında tarafların defterlerin incelenmesine karar verilmiştir.
Taraflarca aralarında düzenlendiği iddia edilen iki senet hakkında dava dosyası, ibraz edilen deliller ve taraflara ait ticari defter ve dayanağı kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının taraf defterlerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, inceleme gününde davacı taraf defterlerini ibraz ettiği halde davalı taraf defterlerini ibraz etmemiştir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine gör ;Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde buluilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır. 220/3.maddesi gereğince de defter ve belgelerin sunulmamasının neticesi olarak kaçınılan defter ve belgedeki kayıtların karşı tarafın defterlerindeki kayıtlara uygunluğu mahkeme tarafından kabul edilebilir. Mahkememizce de davalıya çıkarılan tebligata rağmen defter ve belgelerin davalı tarafça sunulmamasının sonuçları bu kapsamda değerlendirilmiştir.
Davacı defterlerini ibraz ettiği halde davalı defterlerini yapılan ihtara rağmen ibraz etmemiştir. Davacı defter ve belgeleri usulüne uygun tutulmuş olup delil olma niteliğindedir. 09.06.2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacının ticari defterlerine göre davacının kayıtlarına göre; davacının ticari defterlerinde davaya konu senetlerin 2 adet ve 105.647,00 TL olduğu, bu senetlerinde davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının davalı … Ltd. Şti ‘ne takip öncesinde yapmış olduğu 274.305,00TL ‘lik ödeme ile cari bakiyenin kapandığı, takip tarihinden bir gün önce ilave ödediği 118.000,00 TL ile alacaklı duruma düştüğü tespit edilmiştir.
Her ne kadar davacı şirketinin çift imza yetkisi ile yönetildiği bahse konu olan senetlerin davacı şirketin çift imzalı yetkisi olmasına rağmen tek imza ile düzenlendiği bu nedenle borçlu olmadıkları iddiası ile açılan menfi tespit davası açmış ise de; dikkat edilirse davacının kendi defter kaydı kendi iddiasının aleyhine kayıt içermektedir. İş bu bahse konu 13/09/2018 düzenleme tarihli 31/03/2019 vadeli alacaklısı… Tic. Ltd. Şti. Olan 66.647,00-TL bedelle senet ile 13/09/2018 düzenleme tarihli 31/03/2019 vade tarihli alacaklısı… San. Tic. Ltd. Şti. olan 39.000,00-TL bedelli tahsili istenen iki adet senedin ticari defterlerinde yer alması ve ardından menfi tespit davası açması MK 2 . Maddesi ile bağdaşmamaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİ ile;
Davacının borçlu olduğunun kabulüne,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 1.804,19 TL peşin harcın mahsubu ile fazla kalan 1.744,89 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 13.986,47 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Taraflar tarafından kullanılmayan artan gider avanslarının hükmün kesinleşmesine müteakip taraflara iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/03/2021
Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)