Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/443 E. 2020/108 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/443 Esas – 2020/108
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/443
KARAR NO : 2020/108

HAKİM : …
KATİP : ….

DAVACI : …. AMBALAJ SANAYİ VE TİCARET A.Ş
VEKİLİ : Av.

DAVALI : …. KALIP METAL FORM SAN. VE TİC. A.Ş
VEKİLİ : Av.
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2019
KARAR TARİHİ : 04/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili beyanlarında;Davalı aleyhine Bursa 1.İcra Müdürlüğünün 2019/… sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, takip konusu alacağın taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında satılan malların fatura bedelleri ile vade farkı faturası olduğu, davalının borcu ödemediği gibi başlatılan takibe de haksız olarak itiraz ettiği, bu sebeple itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili beyanlarında; taraflar arasında ticari ilişki olduğu ancak vade farkı sözlelşmesi olmadığı gibi buna yönelikte bir uygulama olmadığını, vade farkı faturası dışında 8.228,08 TL borcun bulunduğunu, davacıya vade farkı talep etmemeleri halinde borcu ödeyeceklerini belirttiklerini, ancak eldeki davayı açtıklarını, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava Bursa 1.İcra Müdürlüğünün 2019/… sayılı takip dosyasında davalının ödeme emrine itirazının iptali davasıdır.
Takip konusu alacağın taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında yazılı bir satım sözleşmesi bulunmamaktadır. Faturaya konu malların davalıya teslim edildiğinde dair yazılı bir belge de yoktur. Kural olarak alacağın varlığı hususunda ispat yükü davacının üzerindedir.
Yazılı bir belge bulunmaması sebebiyle tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmelidir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Taraflar ticari defter ve belgelerini ibraz etmiş, yapılan incelemede taraf defterleri arasındaki uyumsuzluğun davacı tarafça düzenlenen 4.611,02 TL tutarlı vade farkı faturasından kaynaklandığı bunun dışında her iki taraf defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu ve davalının davacıya 8.228,08 TL tutarında alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Vade farkı faturasının dikkate alınabilmesi için ya bu konuda taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmalı yahut ticari ilişkide vade farkı uygulamasının taraflar arsında teamül haline gelmiş olması gerekir. Taraf defter ve kayıtlarında böyle bir teamül bulunduğu görülmemiştir. Vade farkı uygulamasına dair davacı tarafça yazılı bir anlaşma da sunulmamıştır. 4.611,02 TL tutarlı vade farkı faturası hüküm kurarken davacı lehine alacak olarak hesaba katılmamıştır. Bu sebeple davanın kısmen kabulüne karar verilmiş. Kabul edilen tutar likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmolunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2019/… sayılı dosyasında davalının ödeme emrine itirazının kısmen iptaline,
Takibin 8.228,08 TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki kayıtlar ile birlikte devamına,
2-8.228,08 TL’nin %20’si tutarındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 562,06 TL harçtan başlangıçta alınan 155,06 TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 64,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 342,80 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 199,46 TL harç, 746,20 TL yargılama gideri toplam 761,52 TL’nin kabul ret oranına göre 487,98 davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/02/2020

Katip 97016
e-imza

Hakim 125321
e-imza