Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/401 E. 2022/418 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.


T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/401
KARAR NO : 2022/418

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 1- … -…
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : 2- … – … …
VEKİLİ : Av. … …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/05/2019
KARAR TARİHİ : 30/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dava dilekçesinde özet olarak; 29/01/2019 tarihinde davacının kendine ait … plakalı araçla seyir halindeyken davalı … ‘ın kullandığı …. plakalı aracın arkadan çarpması sebebiyle davacının yaralandığını, kusurun tamamen davalı sürücüde olduğunu, buna rağmen olay yerinden ayrılarak kendisi yerine Çetin Budak’ın suçu üstlenmesini sağladığını, sürücünün alkollü olduğunu düşündüklerini, aksini davalının ispat etmesi gerektiğini, yaralanan davacının sol bacağının dizden aşağısının kesildiğini, sağ bacağında da kırıklar sebebiyle platin uygulaması yapıldığını, henüz iyileşmenin tamamlanmadığını, davacının 2.600 TL maaşla çalıştığını, bedensel kazanma gücünü kaybetmesi sebebiyle şimdilik 1000 TL tazminat talep ettiklerini, sigorta şirketinin maddi tazminattan sorumlu olduğunu, olayda ağır kusurlu olduğu halde pişmanlık ve üzüntü dile getirmeyen davalı sürücünün alkollü olması ihtimali de gözetilerek davacının yaşadığı manevi zararlara karşılık 500.000 TL tazminata hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüş, maddi tazminatın her iki davalıdan, manevi tazminatın ise davalı sürücüden tahsilini, tazminata kaza tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özet olarak; Davanın reddini istemiş, kazada kusurları olmadığını, davacının orta şeritte seyir halindeyken kontrolsüz biçimde sağ şeride geçtiğini, davalı sürücünün hızını düşürmesine rağmen araca arkadan çarptığını, çarpma sonucunda direksiyon hakimiyetini kaybeden davacının bariyerlere çarparak yaralandığını, halbuki davalı sürücünün fren yaparak kontrolü kaybetmeden durabildiğini, davalı …’ın kazanın şokuyla ve ehliyeti yanında olmadığı için olay yerinden ayrıldığını, yerine başka sürücü bildirdiklerini, davalının alkol kullanmadığını, davacıyı hastaneden ziyaret etmek istediklerini, ancak davacının yakınlarının mahkemede hesaplaşacağız diyerek görüşmeye reddettiklerini, iletişim girişimlerinin sonuçsuz kaldığını ileri sürmüştür.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava 29/01/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacı 29/01/2019 tarihinde … plakalı araç ile seyir halinde iken davalı …’ın sevk ve idaresindeki …. plakalı aracın kendisine çarptığını, kaza sonrası davacının yaralanarak kol ve bacağının dizden aşağıya ampute edildiğini ileri sürerek maluliyet tazminatı ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
İstanbul Adli Tıp Kurumundan davacının maluliyet oranı araştırılmış kaza tarihinde yürürlükte bulunan özürlülük ölçütü yönetmeliğine göre %40 oranında maluliyetinin oluştuğu, iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği belirlenmiştir.
Yapılan bilirkişi incelemesi ve alınan heyet raporlarında davalı araç sürücüsünün %100 kusuru ile trafik kazasını meydana getirdiği kabul edilmiştir. Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesinde davalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu belirlenmiştir. Ancak ceza dosyasından alınan ATK raporuna göre davalı tali kusurlu, davacı asli kusurlu olarak değerlendirilmiştir. Raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için Karayolları Fen Heyetinden oluşan trafik bilirkişisi heyetine dosya gönderilmiş, bilirkişi heyeti tarafından mahkememiz dosyasından alınan raporu doğrular şekilde kaza anına ilişkin görüntüler de incelenerek davalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce de davalının trafik kazasının oluşumunda %100 kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Malüliyet oranı kusur durumu dikkate alınarak dosya aktüer bilirkişiye tevdii edilmiş, 17/01/2021 tarihli raporda PMF tablosuna göre hesaplama yapılarak 482.761,25 TL zararın bulunduğu, Ak Sigorta tarafından yapılan 210.000,00 TL ödeme sonrası bakiye zararın 272.761,25 TL olduğu rapor edilmiştir. Davacı taraf 1000 TL den 271.761,25 TL ıslah ederek toplamda 272.761,25 TL alacağın tahsilini istemiştir.
Ancak; Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre maluliyet zararı hesabının yapılmasında TRH2010 yaşam tablosu dikkate alınması gerektiğinden buna göre bilirkişden aktüer hesaplama yapması istenmiştir. Yapılan incelemeye göre davacının maluliyet durumu ve iş görememezlik süresine göre zararının 785.827,12 TL olduğu, davadan sonra davalı … tarafından yapılan 210.000,00 TL tutarında ödemenin mahsup edildiğinde bakiye davacının 575.827,12 TL tutarında tazminat alacağının kaldığı anlaşılmaktadır.
Davacının maddi tazminat isteminin 1.000,00 TL’lik kısmı Ak Sigorta yönünden konusuz kalmıştır. Zira Ak Sigorta 210.000,00 TL ödeme yaparak kendisinden talep edilen 1.000,00 TL’lik alacak kısmına yönelik davayı konusuz bırakmıştır. Bu kısma yönelik vekalet ücreti ödenmiştir. Davacı ödeme sonrası bakiye kalan alacağını ıslah ederek 272.761,25 TL alacağı davalı …’tan talep etmiştir. Davacının TRH2010’a göre yapılan alacağı ise 575.827,12 TL’dir. Bu sebeple … yönünden maddi tazminat davasının kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar maddi tazminat talebi dışında manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır. Manevi tazminatın belirlenmesi konusunda ise; hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370) Bu ilkeler dikkate alınarak yaralanmanın niteliği de göz önüne alındığında 100.000,00 TL manevi tazminat alacağına hükmedilmiştir.
Davacı konusuz kalan kısma ilişkin olarak vekalet ücretini almıştır. Ayrıca sigorta şirketinden 3.600,00 TL tutarında yargılama gideri de almıştır. Bu tutar hüküm kurulurken dikkate alınmalıdır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1.Davacının davalı … Şirketine yönelik 1.000,00 TL’lik maddi tazminat davası konusuz kaldığından bu davalı hakkında açılan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına –
2.Davacının davalı …’a yönelik maddi tazminat davasının kabulü ile 272.761,25 TL maddi tazminat alacağının kaza tarihi olan 30.01.2019 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine
3.Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 100.000,00 TL manevi tazminat alacağının 30.01.2019 Kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … Budaktan tahsiliyle davacıya ödenmesine davacının manevi tazminattan fazlaya ilişkin talebin reddine
4.Maddi Tazminat yönünden alınması gereken 18.632,32- TL harç ve manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 6.831,00 TL harç toplamı 25.463,32 TL harcın peşin yatırılan 1.711,17-TL harç ile ıslah anında yatırılan 930,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 22.822,15- TL harcın davalı …’tan tahsiline,
5.Davacı tarafça yapılan toplam 6.838,77-TL muhakeme masrafının davanın kabul ret oranına ve sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme dikkate alındığında bakiye bir yargılama gideri alacağı kalmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığında,
6.Maddi Tazminat yönünden;
Davacı vekili lehine takdir edilen 27.543,29 TL ücret-i vekaletin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı …Ş.’ne yönelik dava yönünden ödeme nedeniyle davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7.Manevi Tazminat yönünden;
Davacı vekili lehine takdir edilen 13.450,00 TL ücret-i vekaletin davalı …’tan alınarak davacıya ödenmesine,
Davalı … vekili lehine takdir edilen 13.450,00 TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalı …’a ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili davalı … vekilinin yüzüne karşı davalı … şirketinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/03/2022

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)