Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/389 E. 2021/852 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/389
KARAR NO : 2021/852

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … –
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – … ….
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. ……
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2019
KARAR TARİHİ : 22/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili ile davalı arasında ticari mal satımına dayalı şifahen kurulmuş bir akdi münasebet söz konusu olduğunu, davalının 34.031,20 TL borcunu ödememesi akabinde müvekkili adına Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın ödeme emrini tebellüğ etmesi akabinde vekili aracalığıyla sunduğu dilekçe ile yetkiye, borca ve borcun fer’ilerine yönelik itirazda bulunduğunu, böylece takibin Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 28/01/2019 tarihli durdurma kararı ile takibin durdurulduğunu, bu tür ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk başvurusunun dava şartı olması sebebi ile müvekkili ile 22/03/2019 tarihinde ticari arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, yine karşı tarafça ilk toplantıda arabulucunun yetkisine yönelik itirazda bulunulduğunu, gerçekleşen arabuluculuk görüşmeleri sonucunda da anlaşmanın olmadığını, davalı tarafın tüm itirazlarının yersiz ve mesnetsiz olduğunu bu itirazların iptalinin gerekliliğini dile getirerek, borçlunun ikametgahının İzmir ili Bornova ilçesi sınırlarında bulunduğu bahisle takibin yetkili olarak İzmir İcra Dairelerinin olacağını belirterek itirazda bulunulduğunu, fakat müvekkili ile davalı arasında para alacağının mevcut olması alacaklının ödenme zamanındaki yerleşim yerinde de ifa olunabileceğini, bu hususlardaki Yüksek Mahkeme görüşlerini de dava dilekçesinde belirttiğini, son olarak davalı borçlunun itiraz dilekçesi incelendiğinde hiçbir gerekçe sunmaksızın borca yönelik itirazda bulunulduğunu, fakat bu itirazın dayanağının olmadığı gibi taraflar arasındaki 2016-2017-2018 yıllarında ticari defterlerde de kayıtlı olduğunu, cari hesap ilişkisi incelendiğinde müvekkininin davalıya kestiği faturalar ve davalının ödemelerini gösterir dekontların görüneceğini belirterek davalının borcunun miktarını bilecek durumda olduğunu ama buna rağmen kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiği için İ.İ.K.’nin 67/2 maddesi uyarınca dava değerinin %20’si oranında tazminat taleplerinin olduğunu beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili şirket ile davacı şirket arasında HMK’ daki genel yetki kuralını bertaraf eder nitelikte herhangi bir sözleşme ve ilişki bulunmadığını, dolayısıyla işbu dava bakımından yetkili mahkemenin müvekkilinin şirketi yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, müvekkili şirketin merkezinin ‘….Bornova/İZMİR’ adresi olduğunu, açılan bu dava bakımından yetkili mahkemenin İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinin olduğunu, bu sebeple de ileri sürdükleri yetki itirazı uyarınca Mahkememizin bu dosya için yetkisizliğine karar verilmesini, İzmir Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğuna karar verilmesinin gerekliliğini dile getirerek, davacı şirket ile müvekkili şirketin dönemsel olarak birtakım ticari ilişkilerde bulunmuş olduğunu, bu süreç esnasında tarafların cari hesap ile çalıştıklarını, davacı tarafça iddia edilenin aksine müvekkili şirketin davacı olan şirkete borçlu olduğu hususunun gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafça dosyaya sunulan cari hesap kayıtları ile müvekkili şirketin kayıtlarının örtüşmediğini, bu sebeple de taraflarınca Bursa 4. İcra Müdürlüğü 2019/… Esas sayılı dosyaya sunulan borca itiraz ederek dilekçelerinin haklı olduğunu, davanın reddine karar verilmesinin gerekliliğini belirttiğini ayrıca müvekkili şirketin borçlu olduğu hususunu kabul etmemek kaydıyla davaya konu edilen müvekkil şirketten tahsili talep edilen alacaklarının zamanaşımına uğramış olduğunu, bu sebeple Zamanaşımı Def’iyi ileri sürdüklerini, tüm bu dilekçede belirttikleri hususlar uyarınca müvekkili şirketin itirazın iptali istemli işbu davaya konu alacak bakımından davacı şirkete borcu bulunmadığı için Bursa 4. İcra Müdürlüğü 2019/… Esas sayılı dosyaya taraflarınca sunulan itirazın haklı olduğunu ve davanın reddine karar verilmesinin gerekliliğini beyan etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Dava, ilamsız takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Dava şartları yönünden İcra Müdürlüğünün yetkisi yönünden dava ön şartı bakımından taraflar arasında ihtilaf bulunduğu görülmekle öncelikle bu husus açıklığa kavuşturulması gerekir. Takip konusu alacağın bir miktar para borcu olduğu, davalı tarafça akdi ilişkinin inkar edilmeyip teyit edildiği uyuşmazlığın para borcunun bulunup bulunmadığı noktasında olduğu, bu sebeple para borçlarından alacaklının ikametgahı İcra Daireleri de yetkili olduğundan davalının İcra Müdürlüğüne itirazının reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Bu anlamda davacının defter kayıtlarında 19/10/2018 tarihi itibariyle davalı şirket 34.031,20 TL borçlu olarak görünmekte olup, davalı şirketin ticari defter kayıtlarında da davacının 19/10/2018 tarihinde işlem kaydı neticesinde 34.031,20 TL alacaklı olarak kayıtlı olduğu, başka herhangi bir işlem kaydının bulunmadığı, tarafların ticari kayıtlarının birbirini doğruladığı tespit edilmiştir.
Delil niteliğine haiz davalı ticari defter kayıtlarının davacı ticari kayıtlarını doğruladığı, davalı kendi defterleri itibariyle de takiple uyumlu olarak takip tutarı kadar davacı şirkete borçlu olduğu, bu anlamda takibe itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1- Davanın KABULÜ ile, Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2019/… sayılı dosyasında davalı borçlunun ödeme emrine itirazlarının İPTALİNE,
Takibin kaldığı yerden DEVAMINA,
Alacak likit olduğundan asıl alacağın %20’si tutarındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,

2- Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 2.324,67-TL harçtan başlangıçta alınan 581,17- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.743,50-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafça yapılan 625,57-TL harç, 1.912,00-TL yargılama gideri toplam 2.537,57‬-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.104,68-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/09/2021

Katip …
☪e-imzalı

Hakim …
☪e-imzalı