Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/285 E. 2020/367 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

.
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/285
KARAR NO : 2020/367

HAKİM : …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : …..
VEKİLİ : Av. …..
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/04/2019
KARAR TARİHİ : 30/06/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/08/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalı banka ile dava dışı … … … arasında 16/03/2010 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmenin müvekkili tarafından kefil olarak imzalandığını, kefalet limitlerinin sonrada doldurulduğu içinh sözleşmenin geçersiz olduğunu, kefalet sözleşmesinin kurucu unsurlarının gerçekleşmediğini, davalı bankanın kötü niyetli olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetli davalı bankanın %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının söz konusu istifanamede açıkça kefil olduğunu kabul ettiğini, davacı tarafın daha önce kefil olduğunu ve borcun ödenmemesi üzerine açıkça kefillikten kurtulmaya çalıştığını, davacı taraf ve dava dışı … … … ile müvekkili banka arasında 16/03/2010 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, bu tarihten sonra borçlulara açılan limitle bir çok kredi kullandırıldığını, bunların bir kısmının ödeme planlarında davacının da imzasının bulunduğunu, davacının iddialarını kabul etmediklerini, müvekkili bankanın gerekli özeni gösterdiğini, bu iddiaların borçların ödenmediği döneme denk gelmesinin davacı tarafın borcu ödememek için kötü niyetle hareket ettiğinin göstergesi olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile %20 tazminatın davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
Türk Ekonomi Bankası A.Ş. Heykel Şubesi ile dava dışı kredi müşterisi … … … arasında 16.03.2010 tarihli ve 78.534,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi düzenlenmiştir. Ancak kredi sözleşmesini davacı …’nun müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamadığı ve kredi borcundan sorumlu bulunmadığını ileri sürülerek eldeki menfi tespit davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı banka yetkilileri hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığında yürütülen, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/25380 soruşturma sayılı dosyası kredi sözleşmesi aslı ve onaylı fotokopileri ile banka kayıtları getirtilerek taraflar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi yönünden; genel kredi sözleşmesindeki tahrifat konusunda, mahkememizce grafolog bilirkişiden 10.02.2020 tarihli rapor alınarak tüm kanıt ve belgeler toplanmıştır.
Davacı taraf davada, davacı kefile davalı banka tarafından genel kredi sözleşmesinin boş ve açığa imza şeklinde imzalatıldığını, kefalet limitinin davacı kefilin iradesi dışında sonradan doldurulduğunu, kredi limit artışlarının rakam ve yazıların silinerek sonradan tekrar yazıldığını ileri sürerek; bu durumda kefalet sözleşmesinin yasanın öngördüğü şekil şartlarını taşımadığından ve kefilin gerçek iradesini yansıtmadığından; bu nedenle davacının kefaletinin geçersiz olduğundan, bu sözleşmeye dayanarak yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile icra takip dosyasının cebri icra baskısı altında ödenen paranın istirdadına karar verilmesi istenmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi yönünden Bursa Cumhuriyet Başsavcılığında soruşturma yürütülmekte olup, kredi sözleşmesindeki tahrifat iddiası yönünden grafolog bilirkişiden 10.02.2020 tarihli rapor alınmıştır. Rapora göre; ”…imza tetkikinde TEB genel sözleşmesi üzerinde müteselsil borçlu ve müteselsil kefil bölümünde … adına atfen atılı bulunan imzanın … eli ürünü olduğu değerlendirilmiş ancak el yazısı tetkikinde kaligrafik ve karakteristik özellikler yönünden farklılıklar görülmüş olup el yazılarının mevcut mukayese el yazılarına istinaden … eli ürünü olmadığı değerlendirilmiştir.”bu durumda kredi sözleşmesindeki kefalet imzasının açığa ve boş olarak atıldığı, davalı banka tarafından kefalet limitinin sonradan doldurulduğu, kefalet limitlerinin kazınıp silinerek değiştirildiği açıklığa kavuşup kanıtlandığından davacının dava konusu takip dayanağı kredi sözleşmesindeki kefaletinini geçersiz olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu konudaki örnek yargı kararlarında da belirtildiği gibi; kredi sözleşmesi düzenlenirken davalı bankanın, davacıdan üzerinde kefalet limiti yazılmadan açığa imza alındığı, boş olarak imzalanan kefalete ait kısımların sonradan doldurulmak suretiyle kefalet limitinin belirlenmesi, BK.’nun 484.maddesinde gösterilen hükümle bağdaşmadığından, başka anlatımla açığa imzalı ve boş kısma sonradan limit yazılması veya limit miktarının silinerek tahrif edilmesi imza atanı yeni yazılan miktar ile sınırlı olan kefil hale getirmez. Bu görüşü yeni Borçlar Kanununun 583.maddesi de desteklemektedir. Yeni Borçlar Kanununun şekil şartını düzenleyen 583. Maddesine göre kefilin sorumluluğunu gösteren miktarın ve müteselsil kefaletin kefilin kendi el yazısı ile yazılması kefalet sözleşmesindeki sorumluluğu artıran tüm değişikliklerin de kefalet için öngörülen şekle uyulması, yani kefilin el yazısı ile yazılması zorunlu hale getirilmiştir. Bundan da anlaşışıyor ki; eski kanun döneminde de kefilin sorumluluğu için, kefalet sözleşmesindeki kefalet limitinin gerçek iradesini yansıtması zorunludur. Kefalet sözleşmesindeki sorumluluk limitinin sonradan doldurulması veya tahrif edilerek kazınıp silinerek sonradan yazılması yasanın öngördüğü şekil şartları karşısında geçersiz olup kefili bağlayıcı değildir.
Açıklanan nedenlerle dava konusu takip dayanağı kredi sözleşmesindeki davacıya atfedilen kefalet geçersiz olduğundan buna dayanarak yapılan icra takibinden dolayı davacının davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ile davalının aleyhine haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle dava konusu miktarın %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmiştir.

HÜKÜM:
Davanın KABULÜ ile,
Davacının borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Davalının aleyhine haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle dava konusu miktarın %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine,
2-Alınması gereken 5.364,65 TL harçtan başlangıçta alınan 1.341,17 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 4.023,48 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye Gelir Kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 1.385,57 TL harç ve 588,10 TL yargılama gideri toplamı 797,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte AAÜT uyarınca 11.009,42 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflar tarafından kullanılmayan artan gider avanslarının hükmün kesinleşmesine müteakip taraflara iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/06/2020

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)