Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/25 E. 2022/322 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

…..
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/25
KARAR NO : 2022/322

HAKİM :…….
KATİP : …..

DAVACI …..
VEKİLİ : Av……
DAVALI : 1-…..
VEKİLLERİ : Av……
Av……
Av…..
DAVALI : 2-…..
VEKİLİ : Av……
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/01/2019
KARAR TARİHİ : 24/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
müvekkilinin annesi ….. …..’
ın 27.10.2017 tarihinde ….. ….. isimli şahsın kullandığı ….. plakalı kamyonetin
çarpması sonucu vefat ettiğini, bu kazada araç sürücüsünün kusurlu bulunduğunu, taksirle ölüme
sebebiyet vermekten Bursa 12.Asliye Ceza Mahkemesi 2017/937 E sayılı dosyası ile dava açıldığını,
… … vefat eden ………….’ın tek mirasçısı olduğunu, … …’ın vefatı ile
destekten yoksun kaldığını, 19.12.2017 tarihli dilekçe ile … Sigorta A.Ş ‘den destekten yosun kalma
tazminatı istediğini, 27.12.2017 tarihinde bu isteminin reddedildiğini, Müvekkilinin vefat eden annesinden aylık en az 5.000,00TL civarı destek gördüğünü, …
…’ın bekar olduğunu, hayatında kazancını özgüleyebileceği yegane insanın müvekkili ve
müvekkilinin ailesi olduğunu, torunlarının eğitim masraflarını karşıladığını, müvekkili adına ek kredi
kartı tahsis ettiğini, sürekli müvekkili hesaplarına para yatırdığını, müvekkilinin temel ihtiyaçlarını
karşıladığını, müvekkilinin destekten yoksun kaldığını, … …’ın aylık 30.000,00TL şirketten ve
1.900,00TL de emekli maaşından gelirleri olduğunu,
… … bu kaza da yaşamını yitirmeseydi, TÜİK verilerine göre ortalama olarak 10 yıl
daha ömrü bulunduğunu, bu süre içinde ortalama 3.600.000,00TL daha gelir elde etmesi beklendiğini,
… …’ın kitapları okullarda ders kitabı olarak kullanıldığını, ayrıca raylı sistem uzmanı olarak
mühendislik danışmanlık, teknik tercümanlık işleriyle uğraştığını, bu işlerin müvekkili tarafından
devam ettirilmesinin mümkün olmadığını, kişisel beceri gerektiren işler olduğunu,
Müvekkilinin … …’ın ölümü ile hem maddi hem manevi kayba uğradığını, davalı
… … kullanımındaki ….. plakalı aracın … Sigorta Şirketine Trafik Sigortalı
olduğunu, davalıların tazminata hükmedilmesini istediğini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmasını,
şimdilik 100 TL maddi tazminatın sürücü yönünden olay tarihi olan 30.10.2017 tarihinden, sigorta
şirketi yönünden de 27.12.2017 ( red tarihi) tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama giderleri
ve avukatlık ücretleriyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin 23.02.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle;
Kazaya karıştığı belirtilen ….. plakalı aracın 07.08.2017- 07.08.2018 vadeli 61151254
numaralı zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, poliçe de
şahıs başı sakatlık ve ölüm azami teminat tutarının 330.000,00TL olduğunu, poliçede teminat tutarının
gösterilmesi mutlaka ödenecek anlamına gelmediğini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu,
Karayolları Trafik Kanunu ve Poliçe Genel Şartları gereğince “Karayollarında meydana gelen zararların
azami poliçe teminat limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zararın
tazmini ile sınırlıdır” şeklinde şartının olduğunu,
Sigortacı, sigortalısının kusur oranına isabet eden zarardan sorumlu olduğundan, izafe edilecek
kusur oranının tespiti gerektiğini,
Davacının gelire yönelik beyanlarını kabul etmediklerini, davacının yetişkin olması nedeniyle
davanın reddinine karar verilmesini talep edilmiştir.
Davalı … …’na davetiye tebliğ edildiği, herhangi bir cevap sunmadığı anlaşılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Derdest dava trafik kazası sebebiyle tazminat taleplerine ilişkindir.
Dava tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle zorunlu mali mesuliyet sigortacısına karşı açılmış destekten yoksunluk tazminatıdır.
Haksız fiil sebebiyle tazminat davalarında temel olarak haksız bir fiilin varlığının ve haksız fiilde davalı tarafın kusurununu belirlenmesi gerekir.
Trafik kazasında davacı … …’in annesi olan … … vefat etmiştir.
Davaya konu trafik kazasında aracı kullanan da davalı … …’dur.
Sürücü … … idaresindeki ….. plaka sayılı kamyonetiyle, bölünmüş, tek yönlü, iki şeritli Uludağ Üniversitesi 1. Cadde üzerinde Metro İstasyonu istikametinden Hastane Acil girişi istikametine yolun sol şeridini takiben seyirle, Çocuk Hemotoloji ve Onkoloji Hastanesi otobüs durakları önündeki kontrolsüz kavşağa geldiğinde, seyir yönüne göre yolun sağından soluna doğru geçmek için yürüyen ve yolun sağ şeridini bitirip diğer şeridine, kendi seyir şeridine girmiş olan yaya … …’ a aracının sağ ön kısımları ile çarpması sonucu, yayanın yol kaplama alanına düşerek önce yaralandığı sonra kaldırıldığı Uludağ Üniversitesi Hastanesinde 3 gün sonra 30.10.2017 günü saat 07:18′ de yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybettiği dosya muhteviyatındaki bilgi, belge, rapor, tutanak ve ifadelerin titizlikle incelenmesi sonucunda anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK m. 53 öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Destek tazminatı, fiili ve sürekli olarak bakımdan yoksun kalınması halinde takdir edilen bir tazminattır. Bir kimseyi başkası için destek haline getiren yardımlarda düzenlilik ve devamlılık unsurları vardır. Bunun gibi her gün, her hafta, her ay düzenli bir şekilde yapılmış olmakla beraber ancak sınırlı bir süre için yapılmış veya ilerde yapılması umulan yardımlar da destek olarak nitelenemez. Olayımızda ölen kişi davacının annesi olduğu bakmakla yükümlü olduğu kabul edilmesi gerekmektedir. Bu kabul şartınında bir kimseyi başkası için destek haline getiren yardımlarda düzenlilik ve devamlılık unsurları kapsamında değerlendirmek gerekecektir.
Bu hususlar 21.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda incelenmek ile; ….. Plaka Sayılı Kamyonet Sürücüsü … …’ nun: Dava konusu trafik kazasının oluşumunda 2918 Sayılı K.T.K.’ nın sürücülere ait kusurlardan 52/a ve b maddesi ile aynı kanuna bağlı Yönetmeliğin 109/d ve 145/e maddesini ihlal ettiğinden % 75 (Yüzde Yetmiş Beş) oranında kusurlu olduğuna, ölen Yaya … …’ ın: Dava konusu trafik kazasının oluşumunda 2918 Sayılı K.T.K.’ nın yayalara ait kusurlardan 68/b ve c maddesi ile aynı kanuna bağlı Yönetmeliğin 138/b-3 maddesini ihlal ettiğinden % 25 (Yüzde Yirmi Beş) oranında kusurlu olduğuna, … … tarafından … …’ e 2014 yılında aylık ortalama 4.039,25TL, 2015 yılında aylık ortalama 7.106,92 TL, 2016 yılında aylık ortalama 9.488,53TL ve 2017 yılında aylık ortalama 9.108,23TL maddi destek sağlandığı, Davacının desteğinin 897.440,98 TL olacağı ve kusur durumu dikkate alınarak 336.540,37 TL zararının oluşacağına, Destek veren ile davacı arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığının kabulü halinde davacının destek tazminatına hak kazanacağı;böyle bir durumun varlığının bulunmadığının, kabulü halinde ise destek tazminatı talebinde bulunulamayacağı olacağı hususunun takdiri mahkemede olduğu, destek veren ile davacı arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığının kabulü halinde davacının destek tazminatına hak kazanacağına;böyle bir durumun varlığının bulunmadığının kabulü halinde ise destek tazminatı talebinde bulunulamayacağı hususu sayın mahkemenin taktirine olduğu bildirilmiştir.
Davamıza konu olayı ele aldığımızda dosya kapsamında görüleceği üzere davacı ile müteveffanın anne oğul ilişkisinin olduğu, davacının müteveffanın çalışması ile ev ekonomisine katkıda bulunarak destek olduğunu ortaya koymuştur. Davacıların müteveffanın fiili ve sürekli bakımından yoksun kaldığı anlaşılmaktadır.
Bursa 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/937 Esas No’lu dosyası ile kusur yönünden rapor alındığı raporda kusur oranlarının belirtilmediği ancak eşdeğer kusur bağlamında rapor tanzim edildiği, Ceza mahkemesinin kesinleşen kararı maddi olgular yönünden hukuk mahkemesini bağlar. Yani hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenen kusur oranıyla bağlı değil ise de, saptanan ve kesinleşen maddi olgular hukuk hakimini de bağlar. Bu anlamda, mahkememizce dosya Dosyada kusur durumu oranlarının tespiti konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmakla bu amaçla bilirkişi incelemesi yaptırılması uygun bulunmuştur.
21.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda; ….. Plaka Sayılı Kamyonet Sürücüsü … …’ nun: Dava konusu trafik kazasının oluşumunda 2918 Sayılı K.T.K.’ nın sürücülere ait kusurlardan 52/a ve b maddesi ile aynı kanuna bağlı Yönetmeliğin 109/d ve 145/e maddesini ihlal ettiğinden % 75 (Yüzde Yetmiş Beş) oranında kusurlu olduğuna, ölen Yaya … …’ ın: Dava konusu trafik kazasının oluşumunda 2918 Sayılı K.T.K.’ nın yayalara ait kusurlardan 68/b ve c maddesi ile aynı kanuna bağlı Yönetmeliğin 138/b-3 maddesini ihlal ettiğinden % 25 (Yüzde Yirmi Beş) oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Bu noktada dosya aktüerya hesap bilirkişisine tevdi edilmiştir. 21.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda müteveffanın Rapor TRH-2010 tekniği uygulanmıştır. Zira yerleşik Yargıtay uygulaması da TRH2010 tablosunun ülke gerçeklerine daha uygun olduğu yeknesak uygulama olarak kabul edilmiştir. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/10352 E., 2021/2596 K.) Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ile yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucu dava konusu kaza nedeniyle kaza tarihi itibariyle davacı … … tarafından … …’ e 2014 yılında aylık ortalama 4.039,25TL, 2015 yılında aylık ortalama 7.106,92 TL, 2016 yılında aylık ortalama 9.488,53TL ve 2017 yılında aylık ortalama 9.108,23TL maddi destek sağlandığı, ölenle destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardım,diğer yandan destekten yosun kalanın devamlı ve gerçek bir ihtiyaç halinde bulunması veya bu bakım esnasında ki yaşam düzeyinin altına düşmüş olmasının arandığı bu hususun taktirinin mahkemeye ait olacağına, davacının desteğinin kazancının 1.325.751,89 TL. olacağı ve kusur durumu dikkate alınarak 497.156,96 TL zararının oluşacağına, destek veren ile davacı arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığının kabulü halinde davacının destek tazminatına hak kazanacağı;böyle bir durumun varlığının bulunmadığının sayın mahkemece kabulü halinde ise destek tazminatı talebinde bulunulamayacağına tespit edilmiştir.
Davacı vekili tarafından 20.10.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini ıslah ettiği anlaşılmıştır.
Huzurda görülen uyuşmazlığın Temyiz Dairesi olan Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin en son ilke
kararında; hesaplamalarda TRH-2010 Beklenen Ömür Tabloları ve Prograsif Rant Tekniğinin
uygulanması ile hesaplama yapıldığı davacının öz annesi olması ve gerek torunlarının eğitim süreçlerinde tüm giderlerini karşıladığı gerekse davacıya müteveffanın eylemli ve sürekli olarak desteğinden yoksun kaldığı dosya kapsamında sabit olmakla 336,540,00 TL desteğinden yoksun olacağı tespit edilmiştir.
Bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın Maddi Tazminat talepleri yönünden KABULÜ ile, 336.540,00TL maddi tazminatın … … yönünden haksız fiil tarihi olan 30/10/2017 tarihinden, davalı sigorta yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla ve 27/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
Fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına,
2-Davanın Manevi Tazminat talepleri yönünden KISMEN KABULÜ ile 10.000,00TL manevi tazminatın davalı … … ‘ndan 30/10/2017 haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline,
Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Maddi tazminat davası açısından alınması gereken 22.989,04 TL harcın başlangıçta alınan 35,90 TL peşin harç, 1.150,00 TL ıslah harcından mahsubu ile eksik kalan 21.803,14 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye Gelir Kaydına,
Manevi tazminat davası açısından alınması gereken 683,10 TL harcın davalı … …’ndan alınarak Hazineye Gelir Kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 1.221,80 TL harç ve 2.133,20 TL yargılama gideri toplamı 3.355,00 TL’nin davanın kabul ret oranına göre 2.918,85 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-a)Maddi tazminat davası açısından davacı kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 32.007,80 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b)Manevi tazminat davası açısından;
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı … …’ndan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … … kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,

6-Taraflar tarafından kullanılmayan artan gider avanslarının hükmün kesinleşmesine müteakip taraflara iadesine,
Dair kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar dosya üzerinden açıkça okunup anlatıldı.24/03/2022
Katip …..
¸(e-imzalıdır)

Hakim …..
¸(e-imzalıdır)