Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/236 E. 2023/141 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/236 Esas
KARAR NO : 2023/141

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – …
2- … – …..
VEKİLİ : Av. … – ….
VEKİLİ : Av. … ….
DAVALI : 1- … – … …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : 2- … – … …
VEKİLİ : Av. …….
DAVALI : 3- … – … …
VEKİLİ : Av. … ….
DAVALI : 4- … – …
VEKİLİ : Av. …..
DAVALI : 5- … – … …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : 6- … – … …

DAVA : Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ : 21/03/2019
KARAR TARİHİ : 01/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı şirketin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne …/4 sicil numarası ile kayıtlı SPK’ya tabi, halka açık bir şirket olduğunu, davacı şirketin davalı … SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’nin %99,9’una sahip hakim ortağı olduğunu ve şirketin bağlı ortağı olduğunu, davalı şirketin idari, yönetim ve finansal yapısı, finansal işlemleri ve yönetimin yaptığı iş ve işlemler ile yönetim ve temsilin teşekkülü davacı … etkilediğini ve konsolidasyona tabi bağlı ortaklığı olduğunu, davacı şirketin önceki yönetim kurulu üyesi olan ve hali hazırda yönetim kurulu üyesi bulunmayan … nedeniyle SPK tarafından Yakın İzleme Pazarı’na alındığın, bu nedenle davacı şirketin piyasaya ve yatırımcılara karşı zor durumda kaldığını, SPK’nın davacı şirketin eski imza yetkilileri ve özellikle eski yönetim kurulu üyesi … hakkında birçok cezai ve hukuki süreç başlatıldığını, bu kapsamda davacı şirketin itibarinin ve yatırımcıların güveninin yeniden kazanılması için yeni bir yönetim kurulu teşekkül ettirildiğini, bu durumun davacı şirketin bağlı ortaklıklarının yönetim yapısı ve işleyişinde de davacı şirkete uyumlu hale getirilmesi gerektiğini, halihazırda davacı şirket eski yönetim kurulu üyesi …’ın halen davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olduğunu, bu durumun gerek davacı … gerekse de davalı … zor durumda bıraktığını, SPK tarafından verilen talimatların ve yapılması gereken işlemlerin gereği gibi yerine getirilmesine engel teşkil ettiğini, bu bakımından genel kurul yapılarak yeni yönetim kurulunun teşekkülünün zaruri olduğunu, bu nedenle davalı şirket yönetim kurulu ve başkanına yeni yönetim kurulu ve imza yetkilerinin belirlenmesi için Beşiktaş 19.Noterliğinin 08/06/2018 tarih ve 14161 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile genel kurulun toplantıya çağrılmasının talep olunduğunu, ancak davalı şirket yönetim kurulu ve başkanının bu talebe 7 günlük yasal süre içerisinde cevap verilmediğini ve genel kurulun da toplantıya çağrılmadığını, bunun üzerine Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/880 E. Sayılı dosyasıyla genel kurul toplantısı için yetki ve izin alındığını, mahkemenin atadığı kayyum tarafından toplantı çağrısı yapıldığını, genel kurulun gündemi görüşmek üzere 20/02/2019 tarihinde toplandığını, ancak mevcut sermaye ile uyuşmayan ve gerçekliği tespit olunamayan hamiye yazılı sahte hisse senetleri sunulması üzerine sağlıklı bir hazirun cetveli oluşturulamadığını, bu sebeple toplantının açılamadığını, davacı …Ş ‘nin hakim ortak olduğu baştan beri belli olduğu halde bunu bertaraf edecek bir biçimde fazladan hisse sunulduğunu, bu durumun yasa dışı ve usulsüz bir işlem gösterdiğini, mevcut kayıtlarla hisse yapısının kesin biçimde ortaya konamadığını ileri sürerek davalı şirketin hissedarlık yapısının ve hisse adedinin 19/09/2017 tarihli hazırlar cetveli esas alınarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, eda davası açılabilecek hallerde tespit davası açılamayacağını, şirketin hisse senetlerinin basıldığını, elinde hisse senedi bulunmadığını, davacının taraf sıfatı ve davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, talep sonucunun belirsiz olduğunu, nispi harç ödenmesi gerektiğini, şirketin hisse senetlerinin hamiline olacak şekilde bastırıldığını ve gerçek olduğunu, buna dair faturalar bulunduğunu, bilirkişi incelemesiyle durumun ortaya çıkacağını, zilyetliğin paydaşlığı ispatı içi yeterli olduğunu, hisse senetlerini ibraz ederek toplantıya katılmak istediğini, ancak kayyumun buna izin vermediğini, …’in aile mal varlığını ele geçirmek için kötü niyetle hareket ettiğini ileri sürmüştür.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dava davalı şirkette basılan hamiline yazılı hisse senetlerinin istirdatı istemine ilişkindir.
Davacı taraf davayı açarken bu hisse senetlerinin sahte olarak düzenlendiğini ileri sürmüş öncelikle ilk talebinde hisse senetlerinin sahte olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Yargılamanın devamı sırasında toplanan delillere göre davacı taraf davasını ıslah ederek hamile yazılı hisse senetlerinin kendilerine ait olması gerektiği iddiasıyla hisse senetlerinin iadesini talep etmiştir.
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/880 esas sayılı ilamı ile davalı şirketin genel kurul toplantısının yapılması için kayyım atanması talebinde bulunulmuş mahkememizce bu talep yerinde görülerek genel kurul toplantısı için kayyım atanmasına karar verilmiş 20/02/2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında bu toplantıya elindeki davaya konu hamiline yazılı senetlerle … ve … isimli kişiler tarafından dava konusu hamiline yazılı hisse senetleri ibraz edilmek suretiyle toplantıya katılınmak istenilmesi üzerine davacı hisse senetlerinden haberdar olmuş ve akabinde eldeki davayı açmıştır.
Davacı öncelikle hisse senetlerinin sahtecilikle üretildiğini ileri sürmüşse de yargılama sırasında toplanan delillerden sonra davasını ıslah etmiş ve istirdat davasına dönüştürmüştür.
Davaya konu 7,500.000,00 TL değerindeki sermayeyi temsil eden şirket hissesi hamiline yazılı olacak
şekilde bastırılmıştır. Nitekim anılan hamiline hisse senetleri 6762 Sayılı Kanun döneminde,
10.03.2009 tarihinde, hamiline yazılı şekilde basılmış olup, … Ofset-Bilgisayar Form
Matbaacılık & Ambalaj Sanayi Yetkilisi … …. tarafından … … Tekstil San. Ve Tic. A.Ş.’ye düzenlenen … … hisse senetlerinin basımına ilişkin 10.03.2009 tarih
ve 001367 nolu fatura dosyaya ibraz edilmiştir.
Maliyeye beyan edilen kurumlar vergisi beyannamelerinde bildirilen beyana göre basılan hisse senetleri; 814 adet 1,00 TL 814,00
TL, 991 adet 1,00 TL 991,00
TL, 91,493 adet 1,00 TL 91,493,00
TL, 175,868 adet 1,00 TL 175,868,00
TL, 176,860 adet 1,00 TL 176,860,00
TL, 495,754 adet 1,00 TL 495,754,00
TL, 6,558,220 adet 1,00 TL 6,558,220,00
TL, olmak üzere 7,500,000 adet 7,500,00,00-TL’dir.
Davaya konu hisse senetlerinin 6762 sayılı yasa döneminde basıldığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple hisse senetlerinin usulüne uygun basılıp basılmadığı, sahte olup olmadıkları bu yasa dönemindeki hükümler dikkate alınmak suretiyle belirlenmelidir.
Mülga TTK’da pay senedi bastırılmasını zorunlu kılan bir
düzenleme bulunmuyordu. Ancak 399 ve devamı maddelerde pay senetleri müessesesi ayrıntılı
olarak düzenlenmişti ve bu maddelerde (pay senedi çıkarılmasına karar verilmesi halinde) pay
senetlerinin ne şekilde bastırılacağı ve devir usul ve esasları hükümlerine yer verilmişti.
Mülga Kanunun 399. Maddesine göre hisse senetlerinin itibari kıymeti en az 1 yeni kuruştur. Bu kıymet ancak en az 1’er kuruş olarak yükseltilebilir. Yukarıdaki fıkra hükmüne aykırı olarak çıkarılan hisse senetleri batıldır. Bunları çıkaranlar hisse senetleri sahiplerine karşı müteselsilen mesuldür.
Hisse senetleri, hamiline veya nama yazılı olur. Esas mukavelede aksine hüküm bulunmadıkça hisse senetleri hisse senetlerinin nama yazılı olması lâzımdır. Bedelleri tamamen
ödenmemiş olan paylar için hamile yazılı hisse senetleri veya ilmühaberler çıkarılamaz. Bu
hükme aykırı olarak çıkarılanlar hükümsüzdür. Hüsnüniyet sahiplerinin tazminat hakları
mahfuzdur.
Hisse senetlerinin basılmasına karar verilmesinde yetkili organ eski TTK’da belirtilmemiştir. Yeni TTK’da ise hisse senetlerinin basılması 486. Maddede düzenlenmiş olup; Şirketin ve sermaye artırımının tescilinden önce çıkarılan paylar geçersizdir; ancak, iştirak taahhüdünden doğan yükümlülükler geçerliliklerini sürdürür. Paylar hamiline yazılı ise yönetim kurulu, pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırıp pay sahiplerine dağıtır. Yönetim kurulunun hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin kararı tescil ve ilan edilir, ayrıca şirketin internet sitesine konulur. (Ek cümle:27/12/2020-7262/31 md.) Hamiline yazılı pay sahipleri ile sahip oldukları paya ilişkin bilgiler, senetler pay sahiplerine dağıtılmadan önce Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirilir. Pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanır. Azlık istemde bulunursa nama yazılı pay senedi bastırılıp tüm nama yazılı pay senedi sahiplerine dağıtılır.
Eski TTK’da hisse senetlerinin basılması için yönetim kurulu kararı aranmamaktadır. Pay defterine kayıt ve ticaret siciline bildirim ise kurucu değil bildirici niteliktedir. Yeni TTK pay senedi basılmasında bu sakıncalar nedeniyle bu yöntemden ayrılmış pay senetlerinin yönetim kurulu kararı ile çıkarılabileceğini bu kararın da tescil ve ilan edileceğini öngörmüştür.
Pay senetlerinin şekli konusunda ise Mülga TTK 413. Maddesi; Hisse senetlerinin şirketin unvanını, esas sermaye miktarını ve tescil tarihini, senedin nevi ve itibari kıymetini ihtiva etmesi ve şirketin namına imza etmeye salahiyetli olanlardan en az ikisi tarafından imza edilmiş olması şarttır. İmza damga veya mühür şeklinde olabileceği gibi matbu dahi olabilir. Nama yazılı hisse senetlerinin ayrıca sahiplerinin ad ve soyadını, ikametgahını, senet karşılığında ödenmiş olan miktarı da ihtiva etmesi şarttır. Bu senetler şirketin pay defterine kaydolunur.
Anılan yasa hükmüne göre yönetim kurulu matbaada bastırmak suretiyle hisse senetlerine en az 2 imza yetkisine sahip yöneticinin imzası bulunmak şartıyla 413. Maddedeki unsurları taşıyan hisse senetlerinin geçerli olacağını kabul etmiştir.
Mülga TTK döneminde basılan davaya konu hisse senetlerinin geçerli olduğu kabul edilmiştir.
Eski TTK Madde 417’ye göre; Şirket, nama yazılı hisse senetleri sahiplerini ad, soyad ve adresleriyle bir pay defterine kaydeder.
Bu fıkra hükmüne göre hamiline yazılı hisse senetlerinin pay defterine kaydı da söz konusu değildir. Pay defterine kayıt nama yazılı hisse senetleri bakımından geçerlidir. Eski TTK döneminde de nama yazılı hisse senetlerinin devri ile hamiline yazılı hisse senetlerinin devri birbirinden farklıdır.
Nama yazılı hisse senetleri, esas mukavelede aksine hüküm olmadıkça devrolunabilir. Devir ciro edilmiş senedin devralana teslimi ile olur. Şu kadar ki; devir, şirkete karşı ancak pay defterine kayıtla hüküm ifade eder. (Madde 416)
Hamiline yazılı hisse senetlerinin devri şirket ve üçüncü şahıslar hakkında ancak teslim ile hüküm ifade eder. (Madde 415)
Davalı şirketin paydaşlarının kimler olduğunun ve pay oranlarının belirlenmesi gerekmektedir.
Davalılar …, …, … ve …’a ellerinde bulunan pay senetlerini mahkememize sunmaları, davalılar …, …, … ve …’a ve ellerindeki hamiline yazılı pay senetleri asıllarını sunmaları, adı geçen davalılar …, …, … ve …’a pay senedi dışında paydaşlıklarını gösteren, 2009 tarihinden sonraki genel kurullara katılım için ellerindeki hamiline yazılı pay senetlerini ibraz ederek giriş kartı aldıklarını gösteren yahut bunun dışında paydaşlıklarını ispata yarayan kayıt ve belgeleri sunmaları istenilmiş olup bu hususta taraflarına kesin süre verilmiştir.
”… Yatırım Holding A.Ş kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilmek suretiyle holding kayıtlarında hamiline yazılı pay senetlerine ilişkin bilgi ve belge yahut kayıt bulunup bulunmadığı, bir dönem hamiline yazılı pay senetleri var ise bunların ne suretle ve hangi işlemle başkalarına devir ve temlik edildiği, şirket kayıtlarına göre halen … … A.Ş isimli şirkette paydaş ise bunun kayıtlarında ne surette görüldüğü, buna dair hamiline yazılı pay senedi bulunup bulunmadığı konusunda rapor hazırlanmasının istenmesine, rapor hazırlanırken eldeki uyuşmazlığın niteliği de gözetilerek davacı tarafın iddiaları ve davalı tarafın savunmalarını destekleyen yahut ortadan kaldıran kayıt ve bilgi var ise buna da dikkat çekilerek raporda gösterilmesi ve rapor hazırlanırken 11/09/2017 tarihli genel kurul hazirun listesinde … Yatırım A.Ş lehine 7.497.974,00 TL pay yazılı olduğu ve bunun o dönemde uyuşmazlık konusu yapılmadığı hatırlatılarak bu tarihten itibaren holdingten hamiline yazılı pay senedi devredilip edilmediğine dair kayıtların da araştırılması” istenilmiştir.
Talimat mahkemesinden aldırılan bilirkişi raporuna göre; “Davacı şirket kayıtlarında davalı şirket hisselerinin “iştirak” olarak görüldüğü ve 2016 yılından beri bu kayıtlarda bir değişiklik olmadığı, Davalı … ve davalı …’ın ortaklara borçlar ve ortaklara alacaklar hesaplarında dava konusu hisse senetlerinin kendilerine devrilen yönelik bir kayıt bulunmadığı, 11.09.2017 tarihli genel kurul toplantısının TTK md. 416 gereği çağrısız yapıldığı ve bunun hamile yazılı pay senetlerinin varlığı ile uyumlu olmadığı, 11.09.2017 tarihli genel kurul toplantısında hazırlanan hazır bulunanlar listesinin pay defteri kayıtları dikkate alınarak hazırlandığı ve bu durumun hamiline yazılı senetlerin varlığı ile uyumlu olmadığı, 11.09.2017 tarihinden sonra söz konusu hisse senetlerinin, davalı şirketin mevcut yönetim kurulu başkan ve üyesi ve davacı şirketin eski yönetim kurulu başkan ve üyesi elinde olmasına ve bunlar tarafından rehin amaçlı verilmesine ilişkin hukuki gerekçenin kim tarafından ispatı gerekeceği husususunun Mahkememiz takdirinde bulunduğu” rapor edilmiştir.
Davacı taraf 30/09/2020 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah etmiş ve ıslah dilekçesi davalılara tebliğ edilmiştir.
Islah sonrası Bursa Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı şirketin kuruluştan dava tarihine kadar her bir ortağın pay sahipliği durumu ve pay sahipliği değişikliğine ilişkin tüm kayıtların mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
Dosyanın resen seçilecek Mali Müşavir bilirkişiye tevdii ile bilirkişiye davalı şirket kayıtlarında ve mahkeme yazı işleri kasasında bulunan hisse senetlerinde yerinde inceleme yetkisi verilmiş, bilirkişiden; ” Söz konusu hisse senetlerinin hangi tarihte ve kaç adet basıldığı, basımından sonra basıldığı tarihteki paydaşlık ve hisse durumuna göre kaç adedinin davacılara ait olması gerektiği, Davacılara ait olması gereken bu hisse senetlerinin basımlarından sonra davacılara teslim edildiğine dair bir kayıt bulunup bulunmadığı, yine davacılardan davalılara hisse senedinin geçişine dair bir kayıt bulunup bulunmadığı, bu kaydın dayanağı olan yazılı bir belge olup olmadığı, tüm bunlardan sonra hisse senetlerine sahipliğin pay sahipliği ve pay tutarını değiştirmesi gerekeceğinden şirket kayıtlarında pay sahipliği durumunun pay tutarları itibariyle ne miktarda göründüğü, kayıtlarda görülen bu tutarın zilyetlik iddiasında bulunan tarafların hisse senetlerini elinde bulundurmalarına göre çelişki yaratıp yaratmadığı, davalı şirketin yapılan genel kurullarının hangi pay oranlarına göre yapıldığı, yapılan genel kurullarda bu hisse senetleri sunularak genel kurula katılacakların paylarının belirlenip belirlenmediği, yine hisse senetlerinin basım tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TTK hükümlerine göre hisse senetlerinin basımının ve karar alma sürecinin hukuka uygun olup olmadığı, yine kasada incelemesi yapılacak hisse senetlerinin şeklen TTK’nun amir hükümlerine uygun düzenlenip düzenlenmediği ve ayrıca şirketin gayrifaal olup olmadığı, herhangi bir malvarlığı unsurunun ve devam eden ticari iştigalinin bulunup bulunmadığı, buna göre; hisse senetlerinin senetlerde belirtilen itibari değerinin dava tarihi itibariyle bir hisse senedinin karşılığının ne miktarda olduğu, buna göre davacının kendilerine istirdatını istediği hisse senetlerinin her bir davacı bakımından toplam hisse senedi tutarına göre dava değerinin ayrı ayrı belirlenmesi” konusunda rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Düzenlenen bilirkişi raporuna göre; …’in 991 adet payının bulunduğu, pay tutarının 991,00 TL olduğu, reel pay değerinin 582,80 TL olduğu, …’in 68 adet payının bulunduğu, pay tutarının 68,00 TL olduğu, reel pay değerinin 40,00 TL olduğu, … Holding’in 7,497,974 adet payının bulunduğu, pay tutarının 7,497,974,00 TL olduğu, reel pay değerinin 4,409,558,50 TL olduğu belirlenmiştir.
Davacı taraf bilirkişi raporunda belirlenen hisse senedinde yazan itibari değeri değil gerçek değeri üzerinden dava değerinin belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüş, davacı tarafın bu talebi hisse senetlerinin gerçek değeri üzerinden dava değeri belirlenmesi gerekeceğinden kabul edilmiş ve bilirkişi raporu ile hisselerin dava tarihindeki gerçek değerleri belirlenmiştir.
Bilirkişi raporu sonrası Davacı …’e 80,70 TL peşin harç, Davacı …’e 80,70 TL peşin harç, Davacı …Ş.’ne eksik 74.293,21 TL peşin harcı tamamlamak üzere süre verilmiş olup tarafların eksik harçları tamamladıkları görülmüştür.

Davalı taraf savunmalarında hisse senetlerinin 6762 sayılı yasa dönemindeki hükümlere uygun olarak basıldığını, hisse senetlerinin sahte olmadığını, zilyetliğin mülkiyete karine olduğunu, yine TTK’ya göre hamiline yazılı hisse senetlerinin zilyetliğin devri suretiyle devrin hüküm ve sonuç doğurduğunu, hisse senetlerinin davacı taraflarca davalılar … ve …’a iade edildiğini ileri sürerek zilyetliklerinde bulunan hisse senetlerinin kendilerine ait olduğunu ileri sürmüştür.
Dava konusu hisse senetleri basıldıktan sonra gerek önceki yasa gerekse yürürlükte bulunan Ticaret Yasası hükümlerine göre pay sahibine teslim edilmelidir. Pay senedi basılması sonucu ilk yapılması gereken işlem budur. Hamiline yazılı pay senetleri hisseleri oranında pay sahiplerine teslim edildikten sonra ciro ve zilyetliğin devri yoluyla tedavül edebileceklerdir. Bu şekilde hamiline yazılı hisse senetlerini elinde bulunduranlar da hisse senetlerinin sahibi olup şirkete karşı paydaşlıktan kaynaklı haklarını kullanabilecektir.
Ancak burada ortaya konulması gereken önemli husus şudur ki; yöneticiler tarafından basılarak ve en az 2 imza yetkisine haiz yönetici tarafından imzalanarak oluşturulan hamiline yazılı hisse senedi bu basımı yapan yöneticiler tarafından hak sahiplerine teslim edilmelidir. Hak sahiplerine usulüne uygun bir biçimde bu hisse senetlerinin zilyetliği geçirilmeden hisse senetlerini tedavül edebilmesi mümkün değildir. Hele hele somut olayda olduğu gibi hisse senetlerinin basımında yer alan ve imzayı koyan … ve …’ın zilyetlik karinesine dayanabilmesi için öncelikle hisse senetlerinin basımından sonra bu hisse senetlerinin hak sahipleri olan hissedarlara teslim ettiklerini delillerle birlikte ortaya koymalıdır. Basım sonrası hisse senetlerinin teslim edildiğinin ispat yükümlülüğü bu kişilerdedir.
Aksi düşüncenin oluşması halinde hamiline yazılı hisse senetlerini her bastıran ve imza koyan yönetim kurulu üyesi bu hisse senetlerini hak sahiplerine teslim etmeyerek zilyetliklerinde bulundurmak suretiyle bir de zilyetlik karinesinden yararlanarak hisse senetlerinin sahibi olduklarını kabul etmek hukuken doğru değildir.
Zilyetlik karinesinden hisse senedini basan ve imza koyan davalı yöneticilerin yararlanabilmesi için öncelikle bunu hak sahiplerine teslim etmiş olmaları şarttır ve bunu da ispatlamalıdırlar. Teslim olgusu ispatlanmadan doğrudan zilyetlik karinesinden istifade edemeyeceklerdir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 15/06/2015 tarih 2015/8229 Karar sayılı ilamında da benzer bir biçimde “Davalı şirket hisselerinin hamiline olduğu ancak basıldığına ilişkin yönetim kurulu kararına rastlanmadığı, davacıya teslim edildiğine dair delil olmadığı, bu nedenle davacının fiilen eline geçmeyen hisse senedine ….’ya devredemeyeceği”ni kabul etmiştir.
Yukarıda da vurgulandığı üzere hamiline yazılı hisse senetlerinin zilyetliğin devri suretiyle devredilerek tedavül edebilmesi için Yargıtay’da hisse senetlerinin basımından sonra hak sahibine teslim edilmesini şart koşmuştur.
Hukuken doğru olan da öncelikle hisse senedini basan ve hak sahibi olduğunu iddia eden yöneticilerin bu hisse senetlerinin hak sahipleri olan davacılara teslim ettiğini ispatladıktan sonra zilyetlik karinesinden yararlanabileceklerini kabul etmektedir.
Diğer yönüyle de davacı davalı şirketin kuruluştan beri ortaklık yapısı hamile yazılı hisse senetlerinin ortaya çıktığı tarihe kadar yapılan genel kurul toplantıları hazirun cetvellerinde aynı kalmıştır. Dava konusu hisse senetleri basıldığı 2009 yılından mahkememizce kayyım atanmak suretiyle yapılmasına karar verilen genel kurulun yapıldığı 20/02/2019 tarihine kadar hiçbir şekilde ortaya çıkartılmamıştır. Şayet ilk hak sahibi olan davacı hissedarlardan hamiline yazılı pay senetlerinin zilyetliğin devri suretiyle davalılar Ertan ve Selim’e geçmiş olması durumunda bu hisse senetlerinin 2019 yılındaki genel kurula kadar ortaya çıkmış olması ve önceki yapılan genel kurul toplantılarındaki hazirun cetvellerinde de hissedarlık yapısının mevcut paylara göre değil hamiline yazılı hisse senetlerine göre yapılmış olması gerekirdi. 2009 yılından 2019 yılına kadar bu hisse senetlerinin hiç ortaya çıkarılmamış olması hisse senetlerinin davacılara basımdan sonra hiç teslim edilmediği sonucunu doğurmaktadır. Nitekim teslim olgusunun belirlenmesi bakımından şirket kayıtlarında bilirkişi incelemesi yapılmış, kayıtlarda basım sonrası hisselerin davacılara teslim edildiğine dair herhangi bilgi ve veriye ulaşılamamıştır. Hisse senetlerini basan ve senetlerde imzası bulunan davalı yöneticilerde teslime ilişkin herhangi bir belge sunamamıştır. Tüm bu hususlar göstermektedir ki dava konusu hisse senetleri basımından sonra davacılara hisseleri oranında teslim edilmemiştir. Davacılara hiç teslim edilmeyen hisse senetlerinin zilyetliğin devri yoluyla geçmesi mümkün olmadığı gibi hisse senetlerini basan ve imza koyan davalı yöneticilerin zilyetlik karinesinden yararlanmaları da mümkün değildir.
Diğer davalılar … ve …. … bu olaylarla ilgili başlatılan soruşturmalarda hisse senetlerinin emaneten kendilerine teslim edildiğini, teslim edenlerin de … ve … olduğunu ileri sürmüştür. Hukuksal problemin çözülmesinden sonra hisse senetlerinin tekrar hak sahibi olan …’a teslim edileceği davalı …’ın ve …’ın soruşturma beyanlarından anlaşılmaktadır.
Bu davalıların ismi …. olan ancak soyadını bilmedikleri ve tanımadıkları bir kimse için bir alacak karşılığında emaneten hisse senetlerini zilyetliklerinde bulundurdukları iddiası da kabul edilir bir beyan değildir.
Bu davalılar genel kurul toplantısına zilyetliklerinde bulunan senetleri göstermek suretiyle katılmak istediklerinden bu davalılara da husumet yöneltilmesinde bir sakınca bulunmamaktadır. Ancak senetlerin hisse senedini basan yöneticiye ait olduğu bu davalılar tarafından da kabul edilmektedir. Diğer davalı … ve … savunmalarında hisse senetlerine ilişkin zilyetliğin mülkiyete karine teşkil ettiğini ve hak sahipleri olduklarını savunma olarak ileri sürmeleri (02/09/2019 tarihli cevap dilekçesinin 13. sayfası) karşısında tüm davalıların davada taraf sıfatı oluşmaktadır. Yine hisse senetlerine ait mülkiyet durumuna göre davalı şirketteki hissedarlık yapısı değişeceğinden davalı şirketin de davada taraf ehliyeti vardır.
Yukarıda da açıklandığı üzere hisse senedini basan ve senede imza koyan yöneticinin bu hisse senedini ilgili pay sahibine teslim etmeden ve teslim yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispat etmeden zilyetlik karinesinden yararlanabilmesi mümkün değildir.
Bu nedenle davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-Davalı şirkete 7.497.974 adet 1,00 TL tutarında toplam 7.497.974,00 TL’lik dava konusu hisse senetlerinin davalı taraftan alınarak davacı …Ş ‘ne, 68 adet 1,00 TL’lik toplam 68,00 TL tutarında davalı şirkete ait hamiline yazılı hisse senetlerinin davalı taraftan alınarak davacı …’e, 991 adet TL olmak üzere toplam 991,00 TL tutarındaki davalı şirkete ait hamiline yazılı hisse senetlerinin davalı taraftan alınarak davacı …’e verilmesine,
2-Harçlar yasası gereğince alınması gerekli 301.259,48 TL harçtan başlangıçta davacı …’den alınan 44,40 TL, davacı …’den alınan 80,70 TL peşin harç, davacı …’den alınan 80,70 TL peşin harç, davacı …Ş’den alınan 74.293,21 TL peşin harç, 1.000,00 TL ıslah harcının mahusubu ile bakiye peşin harcın mahsubu ile 225.679,77‬ TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı …’den alınan 44,40 TL, davacı …’den alınan 80,70 TL peşin harç, davacı …’den alınan 80,70 TL peşin harç, davacı …Ş’den alınan 74.293,21 TL peşin harç, başlangıçta alınan 44,40 TL başvurma harcı, 1.000,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 75.543,41‬ harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 4.739,8‬0 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
5-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 991,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile bu davacıya ödenmesine,
6-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 68,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile bu davacıya ödenmesine,
7-Davacı …Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 312.979,74 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile bu davacıya ödenmesine,
8-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile bir kısım davalılar vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunu, usulen anlatıldı. 01/02/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır