Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/198 E. 2019/1000 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/198 Esas – 2019/1000
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/198 Esas
KARAR NO : 2019/1000

HAKİM : …..
KATİP :……

DAVACI : … METAL OTOM. PLAS. İMALAT SAN. TİC. LTD. ŞTİ. – Nosab 314.Sokak N:4 Nilüfer/ BURSA
VEKİLİ : Av. ….. – Uluyol Abdal Cad.H.Orhaneddin İşhanı No:156 K:3 Osmangazi/ BURSA
DAVALI : … ANONİM ŞİRKETİ – ……
VEKİLİ : Av. ……. – Kırcaali Mh. Fevzi Çakmak Cd. Göktaş İş Merkezi No:62/29 16000 Osmangazi/ BURSA
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/01/2014
KARAR TARİHİ : 02/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/10/2019
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/12/2014 tarih ve 2014/309 Esas 2014/710 sayılı kararı davacı vekilince temyiz edilmiş Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 08/02/2016 tarih 2015/10022 esas 2016/1078 sayılı kararı ile bozulmuş, daha sonra Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/747 esasına kaydı yapılmış ve Yargıtay kararına uyularak muhakemeye devam edilmiştir. Bu muhakeme sonrası verilen karar da Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 09/01/2019 tarih 2017/2897 esas 2019/195 sayılı kararı ile bozulmuş, daha sonra Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/198 esasına kaydı yapılmıştır. Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde, mudii bulunduğu davalı bankadan rotatif kredi kullandığını, sözleşmeye göre tarihler itibariyle faiz oranlarının belirlendiğini ancak kredinin niteliğine göre faiz oranlarının değişmesi halinde güncel faizlerin uygulanması gerektiğini, davalı bankanın faiz oranları arttığında uyguladığını, ancak düştüğünde uygulamadığını, bu şekilde davacıdan fazla ödeme alındığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000.TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmektedir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf ise davanın reddini savunmuş, dava hakkının zamanaşımına uğradığını, taraflar arasındaki kredi ilişkisinin uzun süredir devam ettiğini, rotatif kredide faiz ve komisyonun piyasa koşullarına göre değişkenlik gösterdiğini, faiz ve komisyonların da üç aylık devrelerde tahsil edildiğini, kredinin mutabakat çerçevesinde kullandırıldığını, hesap ekstrelerinin de gönderildiğini, davacının itiraz etmediğini, hesap özetlerinin kesinleştiğini, davacıya yeni kredi kullandırılmaması üzerine dava açıldığını, iddiaların dayanaksız olduğunu, somut gerekçelere dayanmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLER ve GEREKÇE: Mahkememizce ilk bozma öncesinde yapılan yargılama aşamasında deliller toplanarak ve davacı tarafın ıslah beyanı esas alınarak davanın kabulüne karar verilmişse de bu karar Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 08/02/2016 tarih 2015/10022 esas 2016/1078 sayılı kararı ile bozulmuştur. Bozma ilamında ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edilmeden yargılamaya devam edilmesini bozma sebebi yapılmıştır. Aslen davalı vekili ıslah talebinin ileri sürüldüğü ve zapta geçildiği son oturuma iştirak etmiş, tahkikatın sona erdirilmesi konusunda davalı vekilinin de görüşüne başvurulmuştur. O aşamada ıslah talebine karşı bir itiraz ileri sürülmemiş, ıslaha beyan için süre istenmemiş, tahkikatın sona erdirilmesine de karşı çıkılmamıştır. Ancak davanın yazılı usule tabi olduğu nazara alındığında bozma gerekçesi yerinde görülmüş, bozmaya uyulmuş ve bozma sonrasında ıslah dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilerek beyan süresinin geçmesi beklenmiştir. Davalı taraf süresinde beyanda bulunmamıştır. Daha sonra yargılama sonucu mahkememizin 2016/747 esas sayılı ilamı verilmiş, bu karar ise gerekçeli kararda özetlenen iddia ve savunmanın somut olaya ilişkin olmaması ve kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratır şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden bozularak mahkememiz esasını almıştır. Bu durumda bozmaya uyularak önceki gerekçelerin tekrarı ile önceki deliller ve değerlendirmeler çerçevesinde karar verilmesi uygun görülmüştür.
Eldeki dava bankacılık sözleşmesi sebebiyle alacak davasıdır. Davalı taraf zaman aşımı savunması ileri sürmüş ise de davanın bankacılık sözleşmesinden kaynaklandığı nazara alındığında on yıllık zaman aşımı süresinin henüz dolmadığı sonucuna varılmıştır.
Taraflar arasında bir bankacılık sözleşmesi akdedildiği tartışmasızdır. Davacı tarafın temel iddiası bu sözleşmeye aykırılık yoluyla kendisinden fazla miktarda geri ödeme alındığını ileri sürmektedir. O halde yapılacak iş kredi sözleşmesi sebebiyle davacıya kullandırılan kredi miktarı ve geri ödemelerin yeniden hesaplanarak davacıdan fazla tahsilat yapılıp yapılmadığını belirlemektir. Davacıya kullandırılan kredi rotatif kredi niteliğinde bulunduğundan dönemsel ödemeler değişkenlik göstermekte, cari faizlerin oranına göre yapılacak ödeme miktarı da değişmektedir. Belirlenmesi gereken temel hususlardan birisi dönemsel ödemeler sırasında bankanın uyguladığı faiz oranının sözleşmeye uygunluğunun belirlenmesidir.
Bu amaçla dosya bilirkişiye tevdi edilerek ve bilirkişiye banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilerek taraflar arasındaki kredi ilişkisi sebebiyle yapılan tahsilatlar ve uygulanan faiz oranları konusunda rapor alınmıştır. Bilirkişi 15/08/2014 havale tarihli raporunda rotatif kredinin ilkelerini ve kredi sözleşmesi hükümlerini değerlendirerek 1.500.000-TL limitli rotatif ticari kredi kullandırıldığını, kredinin açık olduğu süre boyunca oluşacak faiz oranlarından etkileneceğini, davalı bankanın 14/02/2013 tarihinden itibaren farklı kredi faizleri uygulamaya başladığını, bu uygulamanın sözleşmeye aykırı olduğunu, bu tarihten önceki kredi kullanımlarında aynı sözleşme hükümleri uygulandığı halde faizde uyuşmazlık bulunmadığını, 14/02/2013 tarihinden sonra uygulanan faiz oranlarındaki farklılık sebebiyle davacıdan toplam 4.145,78-TL fazla ödeme alındığını, bildirmiştir.
Yapılan değerlendirmede davalı tarafın rapora itirazları yerinde görülmemiş, davalının hesap hareketlerinden haberdar olmasının ve itiraz etmemesinin sonucu etkilemeyeceği, zaman aşımı süresi içinde sözleşmeye dayalı alacak hakkının sürdüğü, hesap özetlerine itiraz edilmemesinin yalnızca İİK. Madde 68 hükmünün uygulanması anlamında değer taşıdığı sonucuna varılarak ve davacı tarafın ıslah dilekçesi de nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile, 4.154,78 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 283,81 TL harçtan başlangıçta alınan 25,20 TL peşin harç ve 46,65 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 211,96 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan ve dava açılması aşamasında yapılan masraflar ve alınan peşin harçlar dahil edilerek hesaplanan 608,85 TL muhakeme masrafının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin (daha azına hükmedilemeyeceğinden) davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okundu, anlatıldı.02/10/2019

Katip …
e-imza

Hakim ….
e-imza