Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/142 E. 2020/118 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/142
KARAR NO : 2020/118

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … TC : …
VEKİLİ : Av. ….
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/02/2019
KARAR TARİHİ : 06/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili beyanlarında; taraflar arasında mal ve hizmet satımına ilişkin şifai olarak sözleşme bulunduğnu, buna ilişkin olarak davacının edimleri yerine getirdiği halde davalının para ödeme borcunu yerine getirmediğini Bursa 10.İcra Müdürlüğünün 2019/… sayılı dosyasında başlatılan takibe de haksız olarak itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den aşağı olamamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili beyanlarında ; davalının takibe konu alacakla ilgili herhangi bir borcunun bulunmadığını, faturanın tek başına alacağı kanıtlamadığını, bu konuda ispat yükünün davacı taraf üzerinde olduğunu, taraflara arasında mutabık kalınan ürün üzerinden mal tesliminin gerçekleştirilmediğini, bu sebeple davalının davacıya borcu bulunmadığından davanın reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava Bursa 10.İcra Müdürlüğünün 2019/… sayılı takip dosyasında davalının ödeme emrine itirazının iptali davasıdır.
Takip konusu alacağın taraflar arasındaki mal ve hizmet satımından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Faturaya konu mal ve hizmetin davalıya teslim verildiğine dair yazılı ve imzalı bir belge de yoktur. Kural olarak alacağın varlığı hususunda ispat yükü davacının üzerindedir.
Yazılı bir belge bulunmaması sebebiyle tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmelidir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir.
Taraflar inceleme gününde defter ve belgelerini ibraz etmişlerdir.2017 yılındaki kayıtların her iki taraf defterlerinde de aynı ve birbiriyle uyumlu olduğu, 2018 yılına aynı miktarın her iki taraf defterlerinde devir olarak göründüğü 2018 yılında ise davalcı defterlerinde kayıtlı olan bir kısım faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmaması nedeniyle davalı defterlerinde davacının alacak miktarının 34.714,42 TL olarak göründüğü davacı defterlerinde ise davalıdan olan alacağın 39.901,70 TL tutarında göründüğü anlaşılmaktadır. Aradaki fark ise davalı defterlerinde kayıtlı olmayan faturalardan kaynaklanmaktadır. Bu faturalardaki alacağa ilişkin ispat yükü davacı taraf üzerindedir.
Yukarıda da belirtildiği üzere bu faturalardaki mal ve hizmetin davalıya verildiğine dair davalı tarafın imzasını taşıyan yazılı bir belge bulunmamaktadır. Davacı taraf son duruşmadan önce kargo aracılığı ile bu faturaların davalıya tebliğ edildiğine dair kayıt sunmuşsa da bu kargo belgelerinde içeriğin ne olduğuna dair hiç bir belirleme yoktur. Bu şartlarda faturaların davalı taraf tebliğ edildiğini kabul etmek mümkün değildir. Zaten bu faturalar davalı defterlerinde de kayıtlı değildir.
Davacı taraf delilleri arasında yemin deliline de dayanmış olduğundan davalıda kayıtlı olmayan faturalarla ilgili davacı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış davacı taraf bu hususta yemin tekliflerinin bulunmadığını belirtmiştir. Toplanacak başkaca delil kalmamıştır. Davanın 34.714,42 TL alacak üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir. Alacak likit olduğundan bu miktar üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmolunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile Bursa 10. İcra Müdürlüğünün 2019/… sayılı dosyasında davalının ödeme emrine itirazının kısmen iptaline,
Takibin 34.714,42 TL asıl alacak üzerinden bu alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle icra giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte devamına,
2-34.714,42 TL’nin %20’si tutarındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 2.371,34 TL harçtan başlangıçta alınan 686,81 TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 199,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.485,02 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 731,21 TL harç, 998,00 TL yargılama gideri toplam 1.729,21 TL’nin kabul ret oranına göre 1.492,63 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.207,16 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/02/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza