Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/991 E. 2020/81 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/991
KARAR NO : 2020/81

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … TC : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : … SİGORTA A.Ş
VEKİLİ : Av….
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/07/2018
KARAR TARİHİ : 30/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili beyanlarında; 19/08/2017 tarihinde davalı araç sürücüsünün kullanımında bulanan 35 … 26 plaka sayılı aracın davacıya çarptığını, bu çarpmanın etkisiyle davacının yaralandığını ve malul kaldığını, bu maluliyeti nedeniyle de maddi tazminat alacaklarının doğduğunu, davalı araç sürücüsünün … olduğunu, araç malikinin de … olduğunu , davalı … şirketinin kazaya neden olan ZMMS sigorta şirketi olduğunu, sigorta şirketine 19/02/2018 tarihinde başvuruda bulunulmasına rağmen ödeme yapılmadığını, kazada davalı araç sürücünün kusurunun bulunduğunu bu sebeple maluliyete ilişkin maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili beyanlarında; davacı tarafın bir takım eksik belgelerle kendilerine müracaat ettiğini, bu sebeple başvuru şartının yerine gelmediğini, poliçe limitinin 330.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davalı araç sürücüsünün kazada kusurlu olduğunun belirlenmesi ve yine davacının kalıcı sakatlığının bulunup bulunmadığının da tespitinin gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı yönünden davalının sorumluluğunun bulunmadığını, uygulanması gereken faizin de yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddini talep etmişlerdir.
Diğer davalılar Haluk ve Kemal’in usulüne uygun tebligata rağmen cevap vermedikleri anlaşılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava 19/08/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davalı araç sürücüsü …’ın kullanımında bulanan 35 … 26 plaka sayılı aracın davacıya çarptığı, bu nedenle davacının yaralandığını ve malul kaldığı anlaşılmaktadır,
Kazaya neden olan araç sürücüsünün davalı … olduğu, malikinin de davalı … olduğu , davalı … şirketinin ise 35 … 26 plakalı aracın ZMMS sigorta şirketi olduğu görülmektedir.
Trafik kazasının tek yönlü iki şeritli İzmir-Çanakkale yolunun sol şeridi üzerinde meydana gelmiştir. Kaza mahallinde okul geçidinin ve buna ilişkin uyarı levhasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı araç sürücüsü okul geçidine yaklaşırken uyarı levhalarına dikkat ederek ve hızını yavaşlatarak geçmesi gerekirken bu kuralları ihlal ettiği ve kazanın oluşumunda asli asli kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Yaya olarak geçiş yapan davacı ise geçiş yapmadan önce trafikte seyreden araçların uzaklıklarını ve hızını kontrol ederek trafiğe engel olmayacak bir biçimde geçişini yapması gerekirken bu kurallara uymayarak kazanın oluşumunda tali kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Asli kusurun davalı araç sürücüsünde olmasının etkenlerinden bir tanesi de çarpma noktasıdır. Çarpma noktası iki şeritli yolun sol şeridinde meydan gelmiş olmasıdır. Kazanın oluş şekline göre davacıya %30 davalıya %70 kusur atfedilmesi uygun bulunmuştur.
Davacıya ait tıbbi tedavi evrakları dosya arasına alınarak Uludağ Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından maluliyet raporu alınmıştır. 22.08.2019 tarihli rapora göre kaza nedeniyle davacının %11 oranında malul kaldığı ve iyileşme süresinin 9 ay olduğu belirlenmiştir.
Maluliyet hesabında kaza tarihine göre yürürlükteki ZMMS genel şartları uygulanmalıdır. Buna göre TRH 2010 yaşam tablosuna göre hesaplama yapılmıştır. Davacının hesaplamada dikkate alınacak geliri belirlenmelidir. Bu konuda dosya arasına alınan ücret bordrosu dikkate alınmıştır. Davacının gelirinin asgari ücretin 1,065 katı olduğu kabul edilerek davacının maluliyet zararının 49.706,83 TL olduğu kabul edilmiştir. Bu tutarın içerisinde geçici iş görememezlik zararı olarak 10.172,00 TL de bulunmaktadır.
Davalı … şirketi yürürlükteki ZMMS genel şartlarına göre geçici iş görememezlik zararında sorumluluklarının bulunmadığını savunmuştur. Bu durum açıklığa kavuşturulmalıdır.
2918 sayılı Kanun’un 98.maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesinde, “Trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, kanunun geçici 1.maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59’uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün kanundan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğinin kabulü gerekir. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
Genel olarak sağlık hizmeti giderleri, fatura ile ispat edilmelidir. Ancak bazı giderlerin belge ile ispatlanması zordur. Biz bunlara faturalandırılmayan giderler olarak adlandırıyoruz. Örneğin yol giderleri gibi. Bu gibi giderler için hakimin belgelendirilmediği gerekçesi ile reddedilmesi doğru değildir. Çünkü TBK 50/2 maddesi gereği uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyecektir. Bu nedenle kişinin haksız eylemden zarar gördüğünün ve bedensel zarara uğradığının ispatlaması yeterli olup, ayrıca iyileşme harcamaları için fatura ve makbuz gibi belgeler bulup getirmesi şart değildir. Hiçbir belge sunulmasa bile, hakim, görevlendireceği uzman bilirkişilere tedavi ve tüm iyileşme giderlerini hesaplatmakla ve hüküm altına almakla yükümlüdür. (HGK.26.04.1995, E. 1995/11-122 K.1995/430)
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar; Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, Tedaviyle ilgili diğer giderler, Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler, sağlık giderleri kapsamında sayılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir.
Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki;
Bakıcı giderleri
Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları)
Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir. Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idare düzenleme niteliğindeki genel şartlar ile genişletilmesi ve daraltılması düşünülemez. Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder. Böyle bir durumda idari düzenleme hükümleri değil kanun hükümleri uygulanmalıdır.
Diğer yönüyle genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan Sosyal Güvenlik Kurumu’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez. Buna göre davalı vekilinin geçici iş görmezlik, kaçınılmaz tedavi gideri ve bakıcı giderlerinin sigorta teminatı kapsamı dışında olduğuna ilişkin savunmaları kabul edilmemiştir.
Kaldı ki Yargıtay yerleşik uygulamasında kaza nedeniyle tedavi giderlerinin bir kısmını SGK sorumluluğunda bırakırken SGK sorumluluğu dışında kalan tedavi giderleri yönünden sigorta şirketini sorumlu tutmaktadır ki bu giderler doğrudan tedavi için oluşan giderler olup yasa maddesini yargıtay daraltarak uygulamaktadır. Uyuşmazlı konu husus ise doğrudan tedavi için oluşan gider olmayıp geçici iş görememezlik süresine ilişkin alacaktır. Yargıtay maddeyi daraltarak uygularken idari düzenleme ile tedavi giderlerinin kapsamını genişletmek mümkün değildir.
“Mahkemece alınan 14.12.2015 havale tarihli adli tıp uzmanından alınan bilirkişi raporuna göre, SGK tarafından karşılanması gereken tedavi giderleri 7.374,72 TL, SGK tarafından karşılanmayan ve davalı … şirketinin sorumluluğunda kalan tedavi giderleri 5.070,79 TL olarak belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece, 2918 Sayılı Yasanın 98 maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, yasa kapsamı dışında kalan giderlerden ise davalı … şirketinin sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” (Yargıtay 17 Hukuk Dairesi 01.10.2019 tarih 2016/20385 E,2019/8761)
Bu sebeple geçici ş görememezlik zararından davalıların sorumlu bulunduğu kanaatine varılarak davacının maddi tazminat alacağının 49.606,63 TL olduğu kabul edilmiştir.
Manevi tazminat istemi yönünden ise; 6098 sayılı TBK m. 56 hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar ve olay tarihi, tarafların yaşı, sosyo-ekonomik durumları, olayın ağırlığı, ortaya çıkan manevi üzüntü, kusur durumu dikkate alındığında 15.000,00 TL manevi tazminat alacağına hükmolunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
A)Maddi tazminat davasının kabulü ile 49.606,63 TL maddi tazminat alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
1-Alacağa davalı … şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 04/03/2018 tarihinden itibaren davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 19/08/2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 3.388,63 TL harçtan başlangıçta alınan 171,12 TL peşin harç ile 169,43 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 3.048,08 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 7.248,86 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
B)Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminat alacağının kaza tarihi olan 19/08/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
1-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 1.024,65 TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davalılar … ve … kendilerini vekil temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
C)Davacı tarafça yapılan 376,45 TL harç, 1.398,31 TL yargılama gideri toplam 1.774,76 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, kabul-red oranına göre davalılar … ve …’ın sorumluluklarının 1151,14 TL ile sınırlı tutulmasına
D)Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/01/2020
Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza