Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/949 E. 2020/201 K. 24.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/949 Esas
KARAR NO : 2020/201

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :… … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :1- …

VEKİLİ :Av. …

DAVALILAR :2- … – … …
3- …
4- … …

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/07/2018
KARAR TARİHİ : 24/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11.05.2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle Bursa 5. İcra Dairesinin 2018/… sayılı dosyasıyla takibe konulan İş Bankası Firuzköy Şubesine ait … numaralı 100.000.TL bedelli çekin 31.01.2018 olan keşide tarihinin tahrif edilerek 31.052018 olarak değiştirildiğini, davacının çekin tahrif edilmiş halinden sorumlu olmadığını, gerçek keşide tarihine göre de sorumluluklarının sona erdiğini, çünkü çekin normal olarak ödenmesinden sonra keşide tarihinin değiştirildiğini ileri sürerek bu çek sebebiyle borçlu olmadıklarının tespitine, çekin kendileri yönünden iptaline ve davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalı … Mobilya San. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde davanın reddini istemiş, dava konusu çeki diğer davalılardan … Halı Tic. Ltd. Şti’nden mal karşılığı aldıklarını, çekin karşılıksız çıkması üzerine de icra takibi başlattıklarını, çekin daha önce ödendiği konusunda bilgi sahibi olmadıklarını, iyi niyetli hamil olduklarını, kötü niyetin davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, çek üzerinde ödemeye ilişkin hiçbir kayıt bulunmadığını ileri sürerek davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE : Derdest dava kambiyo takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Somut olayda davacı taraf çek üzerindeki ciro imzasını inkar etmemiş, sadece kambiyo hukukuna göre ciranta sıfatıyla sorumluluğunun ortadan kalktığını ileri sürmüştür. Öyleyse davacı taraf çekin paraf öncesi haline göre ödeme yapıldığını ve itfa sebebiyle çekteki ciranta sorumluluğunun ortadan kalktığını ispat edecektir.
Davacının iddiasına göre, lehdarından ciro yoluyla devraldıkları ve dava dışı … Alüminyum San. Tic. A.Ş.’ye devrettikleri dava konusu çek keşide tarihinde bankaya ibraz edilmemiştir. Ancak çekin ilk cirantası ve lehdarı olan … Ltd. Şti. çek bedeli olan 100.000 TL’yi o zamanki son hamil olan … A. Ş.’ye 50.000.TL, 25.000.TL, 16.000.TL ve 9.000.TL tutarlı banka havalesi yoluyla ödemiş ve çeki iade almıştır. Çekin bundan sonra … Ltd. Şti. tarafından tekrar tedavüle konulduğu ve keşide tarihinin de bu dönemde değiştirildiği iddia edilmektedir. Nitekim Evve Ltd. Şti. yeniden ciro silsilesine girmiş, sırasıyla … ve … … Halı Ltd. Şti’ne ciro edilen çek, takip yapan davalı … Ltd. Şti’ne geçmiştir. Çeki son hamil olan davalı … Ltd. Şti. takibe koymuştur.
Sunulan belgeler esas hakkında karar vermeye yeterli görülmüştür. Zira uyuşmazlığın çözümü esas olarak hukuki değerlendirmeye bağlıdır. Öncelikle belirtelim ki bir kambiyo senedinin vade (çekte keşide) tarihinden önce tedavül yoluyla keşidecisine yahu cirantalarından birine dönmesi halinde, keşideci veya cirantanın yeniden ciro silsilesine girmesi ve tedavülün devam etmesi mümkündür. Eğer keşide/vade tarihi geçmişse cirantaların sorumluluğu şarta bağlıdır. Bono ve poliçede suresinde protesto edilmeyen kambiyo senedinin cirantaları kambiyo sorumluluğundan kurtulur. Çekte ise ibraz işlemine ihtiyaç vardır. Süresinde ibraz edilmeyen çek kambiyo vasfını yitirir ve yazılı delil başlangıcına dönüşür. Böyle bir çekin cirantalarının kambiyo sorumluluğu da sona erer. Elbette genel hükümlere göre sorumlulukları konumuz dışındadır.
Bir hususu daha açıklamakta yarar vardır. Kambiyo senedinin keşide veya vade tarihleri tedavüle çıkarıldığı esnada ve nihayet halen lehdarının elinde bulunduğu aşamada keşidecisi tarafından değiştirilip düzeltilebilir. Ancak çek lehdarın elinden çıktıktan sonra bir şekilde keşidecinin eline geçmiş olmadıkça düzeltilip paraf edilmesi mümkün olmaz. Keşideci dışında biri tarafından yapılacak değişikliğin tahrifat anlamına geleceği ve daha önce imza atarak sorumluluğa girenleri bağlamayacağı izahtan varestedir. Somut olayda çekin keşidecisinin eline döndüğünü gösteren hiç bir emare yoktur. Çekin tarihinin daha baştan değil de sonradan düzeltilip paraf edildiği kabul edilirse bunun, değişiklikten önce imza atanları bağlamayacağı, fakat değişikliği görüp bilerek imza atanları bağlayacağı kabul edilmelidir.
Somut olayda davacı taraf çekin 31.01.2018 keşide tarihi ile kendisine ciro edildiğini tahsilat makbuzu ve çekin ilk halinin fotokopisini sunarak ispat etmiştir. Keza çeki ciro yoluyla dava dışı … Alüminyum A.Ş.’ye verdiğini gösteren tahsilat makbuzu, davalı … Ltd. Şti. tarafından çek ilgi tutularak yapılmış, toplamı çek bedeli olan 100.000.TL’ye ulaşan banka havaleleri ve yine çekin ödeme sonrasında … Alüminyum A. Ş.’den iade alındığına dair makbuz da vardır. Mahkememizin kabulüne göre çekin lehdarı … Ltd. Şti. yetkilisi keşide tarihi geçtikten sonra ödeme yaparak çeki iade almış, keşide tarihi bu aşamadan sonra gerçekleşmiştir. Keşideci ve lehdarın anlaşarak keşide tarihini değiştirmelerinin mümkün olacağı kabul edilirse çekin tümden kambiyo vasfını yitirmeyeceği söylenebilir. Ama kanaatimizce bu işlem dahi ibraz müddeti dolmadan yapılmalıdır. İbraz müddeti dolduktan sonra yapılacak değişiklik tahrifat anlamına gelmelidir. Eğer paraf imzası keşideciye ait değilse zaten tahrifattan ve geçersizlikten söz edilebilir. Fakat somut olayda kesidecinin paraf imzasını inkar ettiğine dair hiç bir bilgi yoktur.
Elbette çekin keşidecisi veya başka biri keşide tarihini değiştirirse bu değişikliği yapan ve değişikliği görerek çeke imza atanları bağlar. Değişiklikten önce imza atanlar çekin ilk halinden sorumlu olurlar.
Tüm bu izahat çerçevesinde davacının çeki teslim aldığı ve ciro yoluyla devrettiği dönemde çekin keşide tarihinin 31.01.2018 olduğu, değişikliğin davacının imzasından sonra gerçekleştiği açıktır. T. T. K. m: 748 hükmüne göre davacı çekin değiştirilmiş halinden sorumlu tutulamaz. Buna bağlı olarak ciranta sorumluluğu da ağırlaştırılamaz. Kaldı ki olayların gelişiminden çekin keşide tarihinin ibraz müddeti dolduktan sonda değiştirildiği anlaşılmaktadır. İbraz müddeti dolduktan ve çek artık yazılı delil başlangıcına dönüştükten sonra yapılacak değişiklikle kambiyo senedi canlandırılamaz. Sonuç itibariyle davacının kambiyo sorumluluğu ilk keşide tarihine göre ibraz müddetinin dolmasıyla sona etmiştir. Bu çek ile aleyhine kambiyo takibi yapılamaz.
Bir şeye daha dikkat çekmek gerekir ki, yerleşik Yargıtay uygulamasında ve doktrinde kabul edildiği haliyle çekin tedavül yoluyla keşidecisine, lehdarına veya önceki cirantalardan birine dönmesi halinde bu kişinin tekrar ciro silsilesine girmesi mümkündür. Bu arada ödeme yoluyla çeki iade eden kişinin cirosunu çizmesi gerekir. Çizmediği takdirde yine kambiyo sorumluluğu devam edecektir. Bu kuralda bir açık kapı vardır ki, ödeme alarak çeki iade eden sadece kendi cirosunu çizer. Kendinden öncekilerin cirosu halen geçerlidir. Somut olayda ödeme ve iade sırasında hazır bulunmayan davacının kendi cirosunu çizme imkanı yoktur.
Davacı tarafın ciro silsilesinde yer aldığı ve kendinden sonraki ciranta ve hamillerin davacıya müracaat hak ve imkanlarının bulunduğu gözetilerek diğer davalıların da taraf sıfatı bulunduğu kabul edilmiştir. Ancak son hamilin kötüniyetli olduğuna işaret eden hiç bir delil bulunmadığına, çekin ciro yoluyla tedavül ederek son hamile ulaştığı gerçeğine göre çeki takibe koyan davalı … Ltd. Şti. aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
Belirtmek gerekir ki mahkememizce verilen tedbir kararı sadece davacıdan tahsil edilerek icra veznesine yatan paranın alacaklısına ödenmemesi amacına matuftur. Ancak tedbir kararı yazılırken bu ayrıntıya dikkat edilmemiştir. Süreç içinde diğer borçlulardan tahsil edilen bir para varsa ve mahkememiz dışında başka bir mahkemece verilmiş tedbir kararı da yoksa bu paranın alacaklısına ödenmesi gerekir. Aksi uygulama yapılmışsa müracaat halinde bu konuda icra dairesine bilgi ve talimat verilecektir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın kabulü ile; Bursa 5.İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı takip dosyasına dayanak teşkil eden Türkiye İş Bankası Firuzköy Şubesine ait … numaralı 100.000 TL bedelli 31/05/2018 (paraf öncesi 31/01/2018) keşide tarihli çek sebebiyle davacı … … Ev ve Muftak Eşyaları San. ve Tic. A.Ş ‘nin borçlu olmadığının tespitine,
2-Davalı … Mobilya San. Tic. Ltd. Şti.’nin takipte kötüniyetli olduğuna dair yeterli kanaate ulaşılamadığından aleyhine haksız takip tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 6.831,00 TL harçtan başlangıçta alınan 1.707,75 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 5.123,25 TL harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 1.743,65 TL harç, 390,60 TL yargılama gideri toplam 2.134,25 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 13.450.TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine, dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/02/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır