Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/891 E. 2019/94 K. 05.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/891
KARAR NO : 2019/94

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … TC : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … TC

VEKİLİ : AV….

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/06/2018
KARAR TARİHİ : 05/02/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili beyanlarında özetle ; davalı tarafça davacı aleyhine Bursa 2.İcra Müdürlüğünün 2012/… sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattıldığını, takip konu senet dolayısıyla davacının davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, söz konusu senedin davalının davacıya verdiği 10.000,00 TL borcun teminatı olduğunu, bu 10.000,00 TL borcun bulunduğunu, bu borcun da davacı tarafça ödendiğini, takibe konu senedin de miktar kısmı boş olarak davalı tarafa teslim edildiğini, senede gerçek borçtan farklı olarak 43.000,00 TL yazılmak suretiyle icra takibine konu edildiğini bu nedenle takibe konu senet dolayısıyla davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.
Davalıya usulüne uygun tebligata rağmen cevap vermediği gibi delil de bildirmemiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava Bursa 2.İcra Müdürlüğünün 2012/… sayılı takip dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti davasıdır.
Takip konusu alacağın keşidecisi davacı olan 16/03/2012 keşide tarihli 16/04/2012 vadeli 43.000,00 TL bedelli bono olduğu anlaşılmaktadır. Lehtarı ise davalıdır. Davacı taraf sözkonusu bononun 2010 yılında davalının davacı için bankadan çektiği kredinin teminatı olduğu ileri sürülmektedir. Davacının iddiasına göre davalı, bankadan krediyi çekerek bunun 10.000,00 TL’sini davacıya vermiş ve karşılığı da davacıda takibe konu senedi boş imzalak suretiyle teminat amacıyla davalıya vermiştir.davacı senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu ve teminat senedi olduğunu ileri sürmektedir.
Davacının yazılı delil niteliğindeki kambiyo senedine karşı iddiaları yazılı delili ispatla yükümlü olduğunda kuşku yoktur. Ancak dosyaya bu yönde sunulmuş bir yazılı delil bulunmamaktadır. Dosyaya sunulan ceza mahkemesi kararında ise suçun tehdide ilişkin olduğu yargılamayla ilgisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere kambiyo senetleri (ticari senetler) ihdasi (kurucu) nitelikteki senetlerdendir. Gerçekten, bir borç için kambiyo yükleniminde bulunulması borcun yenilenmesi (tecdidi) sonucunu doğurmaz (BK., m. 133). Bu durumdaki bir borç hakkında kambiyo senedi düzenlendiği takdirde, taraflar arasında biri asıl borç ilişkisi, diğeri kambiyo ilişkisi olmak üzere iki çeşit ilişki bulunur. Aynı durum, kambiyo senedinin tedavülü halinde de karşımıza çıkar. Bir kambiyo senedi ciro edildiği zaman ciranta ile ciro edilen kişi arasında kural olarak bir temel ilişki (asıl borç ilişkisi) bulunmaktadır. Ayrıca, bu iki kişi arasında kambiyo hukukundan doğan bir kambiyo ilişkisi de mevcuttur.
Davacı burada temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağı için kambiyo yükleniminden kaynaklanan borcunu ödemekten kaçınma hakkı olduğunu (bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası) ileri sürmektedir. Bedelsizlik iddiası, Türk Ticaret Kanunu’nun 687. maddesi anlamında bir “doğrudan doğruya defi”, yani kişisel defidir.
Kambiyo taahhüdünde bulunulmasına neden olan ve temel ilişkideki asli para edimini teşkil eden “temel alacak”, o kambiyo taahhüdünün hukuki sebebini oluşturur. Ancak, kambiyo taahhüdünün geçerliliği sebebe bağlı olmayıp, bu senetler maddi anlamda soyut (mücerret) senetlerdir. Kambiyo senetlerinin maddi anlamda soyutluğu ilkesi gereğince temel alacağın mevcut olmaması, geçersiz olması kambiyo senedinin hükümsüzlüğü sonucunu doğurmamakta, fakat sebepteki (temel ilişkideki) sakatlık kambiyo borçlusuna“nedensiz zenginlesme defi” öne sürme hakkını vermektedir. Bu davayı açan davacı, kambiyo senedinin hükümsüzlüğünü öne sürmemekte, tersine kambiyo taahhüdünün varlığını kabul etmektedir. Ancak, borçlu, temel ilişkiden bir alacak hakkı doğmadığı halde, kambiyo senedi alacağının istenmesi nedensiz zenginlesme oluşturduğundan kambiyo taahhüdünü yerine getirmek zorunda olmadığını öne sürmektedir. Bu noktada menfi tespit isteminde bulunan; temel ilişkinin varlığını, temel ilişkide ki sözleşmenin türünü, kambiyo senedinin hangi nedenle ve sözleşmesel ilişki nedeniyle verildiğini ispatladıktan sonra bu temel ilişkideki hangi nedenlerden dolayı kambiyo taahhüdünü yerine getirmek zorunda olmadığını ispatlamakla yükümlüdür. Burada iki aşamalı bir ispat yükü söz konusudur ve ispat yükü de menfi tespit isteminde bulunan kişi üzerindedir. Buna ilişkin ispat yükümlülüğü yerine getirilmediği takdirde kambiyo senetlerinin maddi anlamda soyutluğu ilkesi ve mücerretlik ilkesi gereğince temel ilişkiden bağımsız borç ilişkisi yaratacağından kambiyo senetleri nedeniyle sorumlu olunacaktır.
Davacı taraf dosyaya yazılı bir delil sunmadığı gibi 2005 yılı banka kayıtlarına delil olarak dayanmış ise de, dava dilekçesinde 2010 yılındaki krediden bahsettiği halde yargılamadik beyanında 2004 yılındaki krediden bahsetmiş, beyanların bu yönüylede tutarlı olmadığı görülmüştür. Davacı taraf iddialarını yazılı delille ispatla yükümlüdür. Davacı yemin deliline de dayanmamış olduğundan toplanacak başka delil kalmamış, ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 44,40 TL harç başlangıçta alınan 734,34 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 689,94 TL’nen karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine Göre belirlenen 5.080,00 TL nispi vakelat ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/02/2019

Katip …

Hakim …