Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/89 E. 2020/133 K. 07.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/89 Esas
KARAR NO : 2020/133

HAKİM : …
KATİP : … …

DAVACI : BUSKİ … İŞLETMESİ … Vergi Numaralı
VEKİLİ :Av. … –
DAVALI :1- … – …
VEKİLİ :Av. … –
DAVALILAR :2- … – …
3-… – …
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2018
KARAR TARİHİ : 07/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ;Davalı firmalara, birbirini takip eden yıllarda “Genel Müdürlüğümüze Ait Hizmet Binalarının Genel Temizliği İle Çay Servisi, Odacılık, Bahçe Bakım, Santral ve Sekreterlik Hizmetlerinin Yaptırılması Hizmet Alımı İşi” ihale edildiğini, ihale ve sözleşme kapsamında çalışan personellerden …, Bursa 5. İş Mahkemesinin 2012/272 E sayılı dosyasında, müvekkil İdare’ye karşı dava açtığı, söz konusu dava, müvekkil idare aleyhine sonuçlanmış olduğu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2013/7363 E- 2014/1678 K. ile onandığını, davacı İdare, bu karara istinaden, Bursa 13. İcra Dairesinin 2013/10036 sayılı dosyasında …’e 19.677,65+5.018,66 = 24.691,31 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, belirsiz Alacak ve Tespit talepli davasının kabulü ile, Genel Müdürlüğümüz tarafından dava dışı …’e öden 19.677,65+5.018,66 TL tutarlara ilişkin (toplam24.691,31 TL), davalılar yönünden ayrı ayrı sorumluluklarının belirlenmesi ve dava tarihi itibariyle tarafımızca bilinmeyen ve tespiti mümkün olmayan sözleşmeden kaynaklanan alacak miktarlarının tespit edilerek, her bir alacağın ödeme tarihleri itibarıyla yasal faizi ile davalılardan tahsiline karâr verilmesi talep edilmiştir.
Davalı Seven İnş. Tem. Turzm ve Tic. A.Ş vekili cevap dilekçesinde; Davanın dayanağı işçi alacaklarının rücuen tahsili olup, müvekkil şirketler kendisine tazminat ödenen İşçilerin “İhale süresi ile sınırlı olarak” işvereni durumunda olduğu, dava dışı personel müvekkil firmada 16.01.2010-28.02.2010 tarihleri arasında şirketimize bağlı olarak asıl işveren BUSKİ Genel Müdürlüğünde çalıştığını, alacağı kabul etmemekle birlikte ve yine açıklayacağımız hususlar da nazara alınarak davalım reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi durumda ise şirketlerin sadece kendi dönemlerinin yarı oranında sorumluluğu bulunduklarını, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte tüm sorumluluğun davacı kuruma ait olmadığı düşünülse dahi müvekkil şirket işçilik alacaklarından ancak kendi dönemi ile sınırlı olmak üzere 1/2 oranında sorumlu tutulabileceklerini, tüm bu açıklamalar ışığında davacının davalıya rücu edemeyeceği, biran için aksi kabul edilecek olsa dahi müvekkil şirketin, ancak kendi dönemli ve kendi dönemindeki ücreti ile sınırlı olarak 1/2 oranında sorumlu tutulabileceğinin kabulu gerekir. 6552 sayılı kanunun 3. .6.. 10., ve 13. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde sorumluluğunun kalmadığı bu nedenle davanın reddi talep edilmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe
Dava, davacı BUSKİ bünyesinde BUSKİ Genel Müdürlüğüne ait hizmet binalarının genel temizliği ile sair hizmetlerinin yaptırılması, hizmet alım işi ihalesi kapsamında ihale edilen işin davalılar tarafından yürütülmesi kapsamında dava dışı işçi …’in yüklenici firmalarda çalışması, sonrasında işçilik alacakları yönünden açmış olduğu davada hüküm altına alınan tutarların sözleşme ile belirlenen sorumluluklar kapsamında davalılardan rücu’en tahsiline ilişkindir.
Dava dışı işçi …’in davacı kurum üst iş veren ile davalı firmalarda çalıştığı dönemler itibari ile sorumlulukların belirlenmesi bakımından hizmet dönemlerine ilişkin SGK kayıtları dosyamız içerisine getirtilmiştir.
Davacı ve davalı şirketler arasında düzenlenen hizmet sözleşmeleri dosyamız içerisine ibraz edilmiştir.
Dava dışı işçi tarafından davacı BUSKİ aleyhine yürütülen Bursa 5. İş Mahkemesinin 2011/272 Esas 2013/369 Karar sayılı İş Mahkemesi dosyası ile söz konusu ilamın icrası bakımından BUSKİ’ye karşı yürütülen Bursa 13. İcra Müdürlüğünün 2013/10036 Esas sayılı icra dosyası getirtilerek dosyamız içerisine alınmış, dava dosyası ve ibraz edilen deliller kapsamında dava dışı işçi …’in davacı üst işveren kurum BUSKİ nezdinde ve davalı şirketler bünyesinde çalışma hizmet dönemleri göz önüne alınarak; Bursa 5. İş Mahkemesinin 2011/272 Esas 2013/369 sayılı kararı ile hüküm altına alınan kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağı yönünden davalı şirketlerin sorumlu oldukları tutarların belirlenmesi ve netice itibari ile davacının davalılardan rücuen tahsilini talep edebileceği tutarın belirlenmesi yönünden nitelikli hesaplamalar Uzmanı Adli Bilirkişi Fikri Tunç Keskin’ e tevdii edilerek rapor aldırılmıştır.
Bilirkişi tarafından ibraz edilen, mahkememizce istenilen şekilde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; dava dışı işçi …’in davacı kurum BUSKİ nezdinde ve davalı şirketler bünyesinde çalışma tarihleri, SGK kayıtlarına göre belirlenerek dava dışı işçinin 08.04.2004 – 31.12.2004 tarihleri arasında … Ltd. Şti.’de, 01.01.2005 – 31.12.2005 tarihleri arasında … Ltd. Şti – … Ltd. Şti. Ortaklığında, 01.01.2006 – 29.01.2008 tarihleri arasında … Ltd. Şti.’de, 30/01/2008 – 31/12/2008 tarihleri arasında … Firmasında, 01/01/2009 – 15/01/2010 tarihleri arasında Lidertem Ltd. Şti.’nde, 16/01/2010 – 30/04/2010 tarihleri arasında Seven İnşaat A.Ş.’de çalışmalarının olduğu belirlenerek; çalışma süreleri her bir şirket bakımından ayrı ayrı gün sayısı olarak tespit edilmiş ve adı geçen şirketlerin İş Mahkemesi ilamı ile belirlenen tutardan sorumluluk oranlarının ve sorumluluk tutarlarının ayrı ayrı tespit edilerek, ayrıca ilamın icrası aşamasında yapılan giderler bakımından sorumlulukların da ayrı ayrı tespit edilerek sözleşme hükümleri kapsamında sorumlulukların tamamen davalı şirketlerden ya da davacı kurum ile davalı şirketlerden 1/2’şer oranında tahsili bakımından takdiri mahkemeye bırakarak seçenekli şekilde rapor düzenlendiği görülmüş, rapor içeriği ve yapılan tespitler mahkememizce de uygun görülerek hükme esas alınmıştır.
Yapılan yargılama ve inceleme sonucunda davacı BUSKİ Genel Müdürlüğü bünyesinde davalı taraflarla yapılan temizlik hizmet alım sözleşmeleri kapsamında davacı kurum bünyesinde ve davalı şirketler nezdinde çalıştırılan işçilerin sorumluluk durumları ile ilgili yapılan belirlemenin, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 20.maddesi ile düzenleme altına alınmış olup; buna göre; ” Yüklenici çalıştıracağı personelin işe alınmaları veya işten çıkartılmaları, çalışmaları sırasında İş Kanunu ilgili tüzük ve yönetmelikler çerçevesinde doğacak tüm haklarını ödemekle yükümlüdür. Bu yükümlükler ile ilgili kurum veya kuruluşlarla da yüklenici muhatap olup; gereken her türlü iş ve işlemleri yapacaktır. İdarenin yüklenicinin çalıştıracağı personelin kanuni hak ve alacakları ile hiçbir ilişkisi bulunmayacaktır. ” hükmü taraflar arasında kabul edilmiş olup; bu kapsamda davacı BUSKİ Genel Müdürlüğünün hizmet alım ihalesi kapsamında düzenlenen hizmet alım sözleşmeleri ile davalı şirketlere verilen temizlik vesaire hizmetlerin yerine getirilmesi sırasında ve nedeni ile çalıştırılan işçilerin her türlü kanuni hak ve alacaklarından davalı alt işveren firmaların sorumlu olacağı kararlaştırılmış olmakla; davacı BUSKİ’nin bu sebeple ödenen tutarların tamamı bakımından davalı şirketlere rücu edebileceği sözleşme hükmü ile açıkça belirlenmiştir
Davalı Seven İnşaat A.Ş. Vekili tarafından zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de; gerek BK’nun 125, gerekse 6098 Sayılı TBK’nun 146.maddeleri ile belirlenen 10 yıllık genel alacak zamanaşımının taraflar arasında geçerli hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak davasında da uygulama yeri bulacağı anlaşılmış olup; aksine bir düzenleme olmadığından; 10 yıllık zamanaşımının kabulü ile davanın süresi içerisinde açıldığı belirlenmiştir.
4857 Sayılı İş Kanunun 2/6.maddesinde; ” Bir işverenden iş yerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenler ile uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu iş yerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye, asıl işveren – alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren alt işverenin işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili olarak bu kanunda iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. ” hükmü bulunmakta olup; davacı asıl işveren olan BUSKİ alt işverenin işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili olarak İş Kanunundan kaynaklanan yükümlülükler nedeni ile alt işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup; asıl ve alt işverenler dış ilişki itibari ile dava dışı işçiye karşı müteselsilen sorumludurlar. (Yargıtay 23. H.D.’nin 2014/6531 Esas 2015/4785 Karar )
İç ilişkide alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki ilişkide ise bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda taraflar kendi aralarında sözleşme yapabilirler. Dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan TBK’nın 167.maddesinde düzenlenen ; ” Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça borçlulardan her biri alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir. ” şeklinde düzenlenen hükümle de müteselsil sorumlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirlenmiş olup; bu kapsamda taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükmü ile çalıştırılan işçiler ile ilgili İş Kanunundan kaynaklı sorumlulukların davalı alt işveren firmalara ait olacağı kararlaştırıldığından; davacı kurum BUSKİ’nin ödediği tutarın tamamını sorumlu oldukları oranda davalı şirketlerden rücuen tahsilini talep edebileceği açıktır.
4857 Sayılı İş Kanunun 120.maddesi ile yürürlükte bulunan 1475 Sayılı İş Kanunun 14/3.maddesi; ” İşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik iş yerlerinde çalıştıkları süreler göz önüne alınarak hesaplanı. İş yerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde işçinin kıdemi iş yeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanır. İş yerinin devri veya herhangi bir suretle el değiştirmesi halinde işlemiş kıdam tazminatlarından her iki işveren sorumludur. Ancak işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesi ile sınırlıdır. ” hükmünü içermektedir.
İhbar tazminatları ise 4857 Sayılı İş Kanunun 17.maddesinde; ” İçinin iç sözleşmesi itibari ile belirlenmiş ve haksız fesheden işveren sorumlu tutulmuştur. Aynı kanunun işyerinin ya da bir bölümümün devri başlıklı 6.maddesinin 1 ve 2. Fıkralarında da; ” iş yeri veya işyerini bir bölümü hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde devir tarihinde iş yerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer. Devralan işveren işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda işçinin devreden işçinin yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür. ” hükmüne yer verilmiş olup; bu durumda da sözleşmede başka bir düzenleme yok ise kural olarak ihbar tazminatından dava dışı işçinin tüm işverenler yanındaki çalışma dönemi ve süreleri dikkate alınarak belirleme yapılması gerekir.
Yukarıda belirlenen sözleşme ve mevzuat hükümleri kapsamında yapılan incelemede; davacı idare BUSKİ Genel Müdürlüğünün bahse konu İş Mahkemesi ilamı ile belirlenen dava dışı işçi …’in kıdem tazminatı yıllık işçi alacaklarından ilam alacağı ve yargılama giderleri ile icra takip masraflarından oluşan kalemlerin, davalı şirketten dava dışı işçinin davalı şirketlerde çalışma süreleri göz önüne alınarak yapılan oranlama kapsamında hangi tutarlarda sorumlu olacakları bilirkişi tarafından mahkememizce istenilen şekilde kalem kalem tespit edilerek belirlenmiş olup; buna göre, dava dışı işçinin davalı … Ltd. Şti.’de çalışma süreleri göz önüne alınarak yapılan oranlama sonucunda 1.350,97 TL kıdem tazminatı alacağı, 194,11 TL yıllık izin alacağı, 42,55 yargılama gideri, 226,05TL ilam vekalet ücreti, 335,53 TL faiz olmak üzere 2.487,89 TL tutardan sorumlu olacağı, davalı … Firmasında çalışma süreleri göz önüne 1.247,33 TL kıdem tazminatı alacağı, 179,22 TL yıllık izin alacağı, 39,29 yargılama gideri, 208,71TL ilam vekalet ücreti, 309,79 TL faiz olmak üzere toplam 2.297,04TL tutardan sorumlu olacağı belirlenmiş olup; her ne kadar adı geçen davalı şirketler yönünden icra aşamasında yapılan masraflarda oranlanarak bölüştürülmüş ise de; davalı şirketler … Ltd. Şti ile … adınaBursa 5. İş Mahkemesinin 2011/272 Esas 2013/369 sayılı dosyasında yapılan yargılamada adı geçen davalıların davalı sıfatı ile yer almadıkları gibi davanın da kendilerine ihbar olunmadığı, anılan davadan ve açılan icra takibinden haberdar olmayıp; önceki icra harç ve giderlerinden sorumlu tutulamayacakları sonucuna varılarak yalnızca ilam ile hüküm altına alınan ve kesinleşen tutarlardan sorumlu oldukları sonucuna varılarak; anılan tutarların bu davanın açıldığı 03.03.2015 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınmasına karar vermek gerekmiş;
Davalı Seven İnşaat A.Ş. Yönünden ise sorumluluğun 3.094,27 TL kıdem tazminatı alacağı, 444,58 TL yıllık izin alacağı, 97,46 TL yargılama gideri, 517,75 TL ilam vekalet ücreti, 768,50 TL faiz olmak üzere toplam 5.698,29 TL tutardan davalı Seven İnşaat İş Mahkemesi ilamına konu yapılan yargılamada dava kendisine ihbar olunduğundan; söz konusu tutarın davacı tarafça ödendiği, 04.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olacağı kabul edildiğinden; bu tutarın davalı şirketten tahsiline karar vermek gerekmiş, fazlaya ilişkin istemin reddi ile hüküm aşağıdaki şekilde tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile, davalı … yönünden 2.826,03-TL, davalı … Çevre Tasarım Temizlik Sosyal Hizmetler İnşaat Taahhüt Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş yönünden 3.060,83-TL ve davalı Seven İnşaat A.Ş yönünden 24.691,31-TL alacağın adı geçen davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Davalılardan … ve … Tasarım Ticaret A.Ş yönünden davalıların yukarıda yazılı miktarlarla sınırlı sorumlu tutulmasına, buna karşılık davalı Seven İnşaat A.Ş alacağın tamamından müteselsilen sorumlu tutulmasına,
3-Yukarıda belirtilen alacaklara 5.018,66-TL için ödeme tarihi olan 03/03/2015 tarihinden itibaren, 19.672,65-TL için 04/03/2015 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
4-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 1.686,66 TL harçtan başlangıçta alınan 421,67 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.264,99 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 457,57 TL harç, 927,30 TL yargılama gideri toplam 1.384,87 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.703,70 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/02/2020

Katip …

Hakim …