Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/88 E. 2021/232 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/88
KARAR NO : 2021/232

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :… – …
VEKİLİ :Av. …

DAVALI :1- …

VEKİLİ :Av. …
DAVALILAR :2- …
3- …
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2018
KARAR TARİHİ : 11/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ;Davalı firmalara, birbirini takip eden yıllarda “Genel Müdürlüklerine Ait Hizmet Binalarının Genel Temizliği İle Çay Servisi, Odacılık, Bahçe Bakım, Santral ve Sekreterlik Hizmetlerinin Yaptırılması Hizmet Alımı İşi ” ihale edildiğini, yapılan ihale neticesinde akdedilen sözleşmenin eki niteliğinde olan şartnamenin 5.20 Maddesinde ” Yüklenici Çalıştıracağı Personelin İse Alınmaları Veya İsten Çıkartılmaları. Çalışmaları Sırasında İs Kanunu. İlgili Tüzük Ve Yönetmelikler Çerçevesinde Doğacak Tüm Haklarını Ödemekle Yükümlüdür. Bu Yükümlülüklerle İlgili Kurum Veya Kuruluşlarla da Yüklenici Muhatap Olup Gereken Her Türlü İs Ve İşlemleri Yapacaktır. İdarenin Yüklenicinin Çalıştıracağı Personelin. Kanuni Hak Ve Alacakları İle Hiçbir İlişkisi Bulunmayacaktır.” denildiğini, İhale ve sözleşme kapsamında çalışan personellerden …’in Bursa 10. Iş Mahkemesinin 2013/361 E sayılı dosyasında, müvekkili İdare’ye karşı dava açtığını, söz konusu davanın müvekkili idare aleyhine sonuçlandığını, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2017/12798 E- 2014/21650K. ile onandığını, davacı idarenin bu karara istinaden, Bursa 10. İcra Dairesinin 2014/7549 sayılı dosyasında …’e 4.090,30 + 13.204,87 = 17.295,17 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, dava dışı işçi Genel Müdürlüğün değil alt işveren niteliğindeki bu firmaların personeli olarak çalıştığını, iş bu nedenle de çalıştığı dönemler baz alınarak dava dışı işçiye yapılan ödemelerin alt işverenlerden tahsili gerektiğini, Yargıtay uygulamalarında, üst işverenin alt işverenin işçisi için yaptığı ödemeleri, sözleşmeye göre alt işverenden isteyebileceğinin hüküm altına alındığını, yasal mevzuat, Yargıtay uygulamaları ve sözleşme ve eki şartname hükümleri kapsamında, davalılardan rücuen alacaklarını tahsil etmek için işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, belirsiz alacak ve tespit talepli davanın kabulü ile Genel Müdürlük tarafından dava dışı …’e ödenen 4.090,30 + 13.204,87 tutarlara ilişkin (toplam 17.295,17 TL), davalılar yönünden ayrı ayrı sorumluluklarının belirlenmesi ve dava tarihi itibariyle tarafımızca bilinmeyen ve tespiti mümkün olmayan sözleşmeden kaynaklanan alacak miktarlarının tespit edilerek, herbir alacağın ödeme tarihleri itibarıyla yasal faizi ile davalılardan rücuen tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı Seven İnş. Tem Turz A.Ş vekili cevap dilekçesinde; derdestlik, zamanaşımı ve göreve dair itirazda bulunduklarını, Davanın dayanağı işçi alacaklarının rücuen tahsili olup müvekkil şirketler kendisine tazminat ödenen işçilerin “ihale suresi ile sınırlı olarak” işvereni durumun olduğunu, dava dışı personel müvekkil firmada 16.01.2010-02.09.2013 (25 kez kesintili olarak)(evlilİk nedeni ile) tarihleri arasında şirketlerine bağlı olarak asıl işveren BUSKİ Genel Müdürlüğünde çalıştığını, öncelikle belirtilmesi gereken ihale usulüne göre hizmet verilen kurumda son alt işveren olması nedeniyle davalı müvekkilin dava dışı personele ödenen tutarın tamamından sorumlu tutulmasının yahut da davalıların tüm alacaktan müşterek müteselsil sorumluluk yüklenmesinin istenilmesi talebinin reddi gerektiğini, alacağı kabul etmemekle birlikte ve yine belirtilecek hususlar da nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi durumda ise şirketlerin sadece kendi dönemlerinin yarısı oranında sorumluluğu bulunduğunu, davacı kurumun borçlar kanunu hükümlerine atıfta bulunarak açmış olduğu davada son işveren olan davalı müvekkil bakımından tüm alacaktan sorumlu tutulması yönündeki talebi hukuka aykırı olduğunu, borçlar kanunu hükümlerine ilişkin uyuşmazlık çözülmesi gerekir iken iş kanunu hükümlerine göre çözülmeye çalışıldığını, davalı şirkete bağlı olarak çalışan tüm işçilerin ve yine dava konusu alacakların ödendiği iddia olunan işçinin işe alınmasına, işten çıkarılmasına, çalışmaları esnasında ücretlerinin tespitine, mesai düzeninin belirlenmesine, yapacakları işin sevk ve idaresine, yapacakları işle ilgili olarak alınması gereken eğitimlerin alınmasına davacı olan asıl işveren BUSKİ Genel Müdürlüğü ve ona bağlı olarak çalışan idarecilerin karar verdiğini ve uyguladığını, davalı şirket sadece dava konusu alacakların ödendiği iddia olunan işçi ve konumundaki diğer çalışanların özlük işlerini asıl işveren BUSKİ Genel Müdürlüğü yetkililerinin talimatları doğrultusunda yerine getirdiklerini, bu nedenle davalı müvekkilin davacının ödediğini iddia ettiği alacak yönünden herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, farklı firmaların değişik tarihlerde asıl işveren BUSKİ Genel Müdürlüğü ihalesini almasına ve dava dışı personelin işe giriş ve çıkışını yapmalarına rağmen dava konusu alacağın mahkeme ilamı neticesi ödendiği iddia olunan işçinin asıl işveren nezdindeki çalışması kesintisiz olarak devam ettiğini, zira bu işçi çalıştığı dönemde ihale alan başka firmaların sigortalısı olarak sürekli davacı kurum nezdinde çalıştığını, dava konusu alacakların ödendiği iddia olunan işçi davalı şirket nezdinde, davacı asıl işveren BUSKİ Genel Müdürlüğü ‘nde kesintili olarak kısa sürelerle ile çalışmış ve sonrasında da ihaleyi alan başka firmalar nezdinde de davacı kurumda çalışmaya devam ettiğini mahkeme dosyasına sunulan emsal raporlardan anlaşılacağı üzere müvekkil firma çalışanlarının asıl işveren İstanbul Üniversitesindeki çalışmaları yönünden yapılan incelemeler neticesinde ilişkinin muvazaalı olduğu ve işçilerin başlangıçtan itibaren gerçek işveren İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü çalışanı sayılması gerektiği yönünde tespit yapılmış olup, iş bu hususta şirketçe idari para cezalan ödenmiş, açılan tespit davası reddedilmiş ve ilişkinin muvazaaya dayandığı kesinleştiğini, bu nedenle emsal bazı dosyalarda davalı müvekkil veya diğer taşeron firmalar yönünden husumet yönünden davanın reddine ilişkin kararlar verildiğini, davadaki husumet konusu da BUSKİ Genel Müdürlüğü ‘nde çalıştırılan personele ilişkin olup, tüm bu açıklamalar ışığında davalı müvekkilin muvazaaya yol açan davacı kamu kurumuna karşı herhangi bir borcu doğmadığını, bu nedenle açılan davanın reddini talep etmişlerdir.
Diğer davalılara çıkartılan tebligatlara rağmen davaya cevap ve delil bildirmemişlerdir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, davacı BUSKİ bünyesinde BUSKİ Genel Müdürlüğüne ait hizmet binalarının genel temizliği ile sair hizmetlerinin yaptırılması, hizmet alım işi ihalesi kapsamında ihale edilen işin davalılar tarafından yürütülmesi kapsamında dava dışı işçi …’e yüklenici firmalarda çalışması, sonrasında işçilik alacakları yönünden açmış olduğu davada hüküm altına alınan tutarların sözleşme ile belirlenen sorumluluklar kapsamında davalılardan rücu’en tahsiline ilişkindir.
Tarafların tacir olması ve ticari işletmelerini ilgilendiriyor olması gözetildiğinde göreve dair itirazlar yerinde görülmemiştir.
Dava dışı işçi …’in davacı kurum üst iş veren ile davalı firmalarda çalıştığı dönemler itibari ile sorumlulukların belirlenmesi bakımından hizmet dönemlerine ilişkin SGK kayıtları dosyamız içerisine getirtilmiştir.
Davacı ve davalı şirketler arasında düzenlenen hizmet sözleşmeleri dosyamız içerisine ibraz edilmiştir.
Dava dışı işçi tarafından davacı BUSKİ aleyhine yürütülen Bursa 10. İş Mahkemesinin 2013/361 Esas 2014/241 Karar sayılı İş Mahkemesi dosyası ile söz konusu ilamın icrası bakımından BUSKİ’ye karşı yürütülen Bursa 10. İcra Müdürlüğünün 2014/7549 Esas sayılı icra dosyası getirtilerek dosyamız içerisine alınmış, dava dosyası ve ibraz edilen deliller kapsamında dava dışı işçi …’in davacı üst işveren kurum BUSKİ nezdinde ve davalı şirketler bünyesinde çalışma hizmet dönemleri göz önüne alınarak;Bursa 10. İş Mahkemesinin 2013/361 Esas 2014/241 sayılı kararı ile hüküm altına alınan kıdem tazminatı alacağı yönünden davalı şirketlerin sorumlu oldukları tutarların belirlenmesi ve netice itibari ile davacının davalılardan rücuen tahsilini talep edebileceği tutarın belirlenmesi yönünden nitelikli hesaplamalar Uzmanı Adli Bilirkişi Fikri Tunç Keskin’ e tevdii edilerek rapor aldırılmıştır.
Bilirkişi tarafından ibraz edilen bilirkişi raporuna göre; dava dışı işçi …’in davacı kurum BUSKİ nezdinde ve davalı şirketler bünyesinde çalışma tarihleri, SGK kayıtlarına göre belirlenerek dava dışı işçinin 17.09.2007- 29.01.2008 tarihleri arasında Binsa Ltd. Şti.’de, 30.01.2008 – 31.12.2008 tarihleri arasında … Firmasında, 01/01/2009 – 15/01/2010 tarihleri arasında Lider Ltd. Şti.’nde, 16/01/2010 – 02/09/2013 tarihleri arasında Seven İnşaat A.Ş.’de çalışmalarının olduğu belirlenerek; çalışma süreleri her bir şirket bakımından ayrı ayrı gün sayısı olarak tespit edilmiş ve adı geçen şirketlerin İş Mahkemesi ilamı ile belirlenen tutardan sorumluluk oranlarının ve sorumluluk tutarlarının ayrı ayrı tespit edilerek, ayrıca ilamın icrası aşamasında yapılan giderler bakımından sorumlulukların da ayrı ayrı tespit edilerek sözleşme hükümleri kapsamında sorumlulukların tamamen davalı şirketlerden ya da davacı kurum ile davalı şirketlerden 1/2’şer oranında tahsili bakımından takdiri mahkemeye bırakarak seçenekli şekilde rapor düzenlendiği görülmüş, rapor içeriği ve yapılan tespitler mahkememizce de uygun görülerek hükme esas alınmıştır.
Yapılan yargılama ve inceleme sonucunda davacı BUSKİ Genel Müdürlüğü bünyesinde davalı taraflarla yapılan hizmet alım sözleşmeleri kapsamında davacı kurum bünyesinde ve davalı şirketler nezdinde çalıştırılan işçilerin sorumluluk durumları ile ilgili yapılan belirlemenin, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 20.maddesi ile düzenleme altına alınmış olup; buna göre; ” Yüklenici çalıştıracağı personelin işe alınmaları veya işten çıkartılmaları, çalışmaları sırasında İş Kanunu ilgili tüzük ve yönetmelikler çerçevesinde doğacak tüm haklarını ödemekle yükümlüdür. Bu yükümlükler ile ilgili kurum veya kuruluşlarla da yüklenici muhatap olup; gereken her türlü iş ve işlemleri yapacaktır. İdarenin yüklenicinin çalıştıracağı personelin kanuni hak ve alacakları ile hiçbir ilişkisi bulunmayacaktır. ” hükmü taraflar arasında kabul edilmiş olup; bu kapsamda davacı BUSKİ Genel Müdürlüğünün hizmet alım ihalesi kapsamında düzenlenen hizmet alım sözleşmeleri ile davalı şirketlere verilen temizlik vesaire hizmetlerin yerine getirilmesi sırasında ve nedeni ile çalıştırılan işçilerin her türlü kanuni hak ve alacaklarından davalı alt işveren firmaların sorumlu olacağı kararlaştırılmış olmakla; davacı BUSKİ’nin bu sebeple ödenen tutarların tamamı bakımından davalı şirketlere rücu edebileceği sözleşme hükmü ile açıkça belirlenmiştir.
Davalı Seven İnşaat A.Ş. Vekili tarafından zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de; gerek BK’nun 125, gerekse 6098 Sayılı TBK’nun 146.maddeleri ile belirlenen 10 yıllık genel alacak zamanaşımının taraflar arasında geçerli hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak davasında da uygulama yeri bulacağı anlaşılmış olup; aksine bir düzenleme olmadığından; 10 yıllık zamanaşımının kabulü ile davanın süresi içerisinde açıldığı belirlenmiştir.
4857 Sayılı İş Kanunun 2/6.maddesinde; ” Bir işverenden iş yerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenler ile uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu iş yerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye, asıl işveren – alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren alt işverenin işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili olarak bu kanunda iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. ” hükmü bulunmakta olup; davacı asıl işveren olan BUSKİ alt işverenin işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili olarak İş Kanunundan kaynaklanan yükümlülükler nedeni ile alt işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup; asıl ve alt işverenler dış ilişki itibari ile dava dışı işçiye karşı müteselsilen sorumludurlar. (Yargıtay 23. H.D.’nin 2014/6531 Esas 2015/4785 Karar )
İç ilişkide alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki ilişkide ise bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda taraflar kendi aralarında sözleşme yapabilirler. Dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan TBK’nın 167.maddesinde düzenlenen ; ” Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça borçlulardan her biri alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir. ” şeklinde düzenlenen hükümle de müteselsil sorumlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirlenmiş olup; bu kapsamda taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükmü ile çalıştırılan işçiler ile ilgili İş Kanunundan kaynaklı sorumlulukların davalı alt işveren firmalara ait olacağı kararlaştırıldığından; davacı kurum BUSKİ’nin ödediği tutarın tamamını sorumlu oldukları oranda davalı şirketlerden rücuen tahsilini talep edebileceği açıktır.
4857 Sayılı İş Kanunun 120.maddesi ile yürürlükte bulunan 1475 Sayılı İş Kanunun 14/3.maddesi; ” İşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik iş yerlerinde çalıştıkları süreler göz önüne alınarak hesaplanı. İş yerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde işçinin kıdemi iş yeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanır. İş yerinin devri veya herhangi bir suretle el değiştirmesi halinde işlemiş kıdam tazminatlarından her iki işveren sorumludur. Ancak işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesi ile sınırlıdır. ” hükmünü içermektedir.
İhbar tazminatları ise 4857 Sayılı İş Kanunun 17.maddesinde; ” İçinin iç sözleşmesi itibari ile belirlenmiş ve haksız fesheden işveren sorumlu tutulmuştur. Aynı kanunun işyerinin ya da bir bölümümün devri başlıklı 6.maddesinin 1 ve 2. Fıkralarında da; ” iş yeri veya işyerini bir bölümü hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde devir tarihinde iş yerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer. Devralan işveren işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda işçinin devreden işçinin yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür. ” hükmüne yer verilmiş olup; bu durumda da sözleşmede başka bir düzenleme yok ise kural olarak ihbar tazminatından dava dışı işçinin tüm işverenler yanındaki çalışma dönemi ve süreleri dikkate alınarak belirleme yapılması gerekir.
Yukarıda belirlenen sözleşme ve mevzuat hükümleri kapsamında yapılan incelemede; davacı idare BUSKİ Genel Müdürlüğünün bahse konu İş Mahkemesi ilamı ile belirlenen dava dışı işçi …’in kıdem tazminatı alacaklarından ilam alacağı ve yargılama giderleri ile icra takip masraflarından oluşan kalemlerin, davalı şirketten dava dışı işçinin davalı şirketlerde çalışma süreleri göz önüne alınarak yapılan oranlama kapsamında hangi tutarlarda sorumlu olacakları bilirkişi tarafından kalem kalem tespit edilerek belirlenmiş olup; buna göre, davalı Egepol Çev. Tas… AŞ dönemine isabet eden bir kıdem alacağı bulunmadığından bu davalı yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Dava dışı işçinin davalı … firmasında çalışma süreleri göz önüne alınarak yapılan oranlama sonucunda 1.584,74 TL kıdem tazminatı alacağı tutarından sorumlu olacağı, zira davalı … adına Bursa 10. İş Mahkemesinin 2013/361 Esas 2014/241 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılamada adı geçen davalının davalı sıfatı ile yer almadığı gibi davanın da kendisine ihbar olunmadığı, anılan davadan ve açılan icra takibinden haberdar olmayıp; önceki icra harç ve giderlerinden sorumlu tutulamayacağı sonucuna varılarak yalnızca ilam ile hüküm altına alınan ve kesinleşen tutardan sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır.
Davalı Seven İnşaat A.Ş. Yönünden ise İş Mahkemesi ilamına konu yapılan yargılamada dava kendisine ihbar olunduğundan ve son işveren sıfatına sahip olduğundan 10.242,04 TL kıdem tazminatı alacağı, 692,60 TL yargılama gideri, 1.500,00 TL ilam vekalet ücreti, 1.750,12 TL faiz olmak üzere toplam 14.184,76 TL ile icra aşamasında yapılan 3.007,09 TL tutarın da ilavesi ile 17.191,85 TL olarak belirlenen alacağın tamamından sorumlu olacağı kabul edilmiştir.
Belirlenen alacaklara ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİNE,
2-Davalı … Çevre Tasarım Temizlik Sosyal Hizmetler İnşaat Taah. Gıda San. Ve Tic. A.Ş yönünden davanın REDDİNE,
3-Davalı … yönünden 1.584,74 TL, davalı Seven İnş. Ltd Şti yönünden 17.191,85 TL alacağın adı geçen davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davalılardan … yönünden yukarıda yazılı miktarla sınırlı sorumlu tutulmasına, buna karşılık davalı Seven İnş Ltd Şti alacağın tamamından müteselsilen sorumlu tutulmasına,
5-Yukarıda belirtilen alacaklara 4.090,30 TL için ödeme tarihi olan 25/02/2015 tarihinden itibaren, 13.101,55 TL için 11/03/2015 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
6-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 1.174,38 TL harçtan başlangıçta alınan 295,36 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 879,02 TL harcın davalı … ve Seven İnş. Ltd Şti ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, (davalı … bu tutarın 108,26 TLsi ile sınırlı sorumlu tutulmasına)
7-Davacı tarafça yapılan 295,36 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı, 1.041,30 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.372,56 TL’nin kabul red oranına göre 1.364,32 TL’sinin davalı … ve Seven İnş. Ltd Şti ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, (davalı … bu tutarın 125,79 TLsi ile sınırlı sorumlu tutulmasına), bakiyesinin davacı üzerine bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin (daha azına hükmedilemeyeceğinden) davalı … ve Seven İnş. Ltd Şti ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, ( davalı … bu tutarın 376,18 TLsi ile sınırlı sorumlu tutulmasına)
9-Davalı Seven İnş. Ltd Şti kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen kısım yönünden belirlenen 103,32 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili il adı geçen davalıya ödenmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır