Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/837 E. 2021/410 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/837 Esas
KARAR NO : 2021/410

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :….
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :…

VEKİLİ :Av. … –
DAVA :Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/06/2018
KARAR TARİHİ : 15/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; Tarafların 20/11/2017 yürürlük, 20/11/2018 bitiş tarihli her iki tarafa da borç yükleyen hizmet sözleşmesi akdettiklerini, buna göre davacı şirketin davalı şirkete ait işyerinde görev almak üzere 3 danışma memuru/ özel güvenlik istihdam edeceğini, davalı şirketin ise hizmet karşılığı olarak 8.250,00 TL + KDV ücretini davacı şirkete ödeyeceğini, sözleşmenin yürürlükte bulunduğu sür içerisinde davalı tarafın sözleşmenin 6 vs maddelerinin ihlal edildiğinden ve sözleşme gereği yükümlülüğümüzün yerine getirilmediği, gerekli önlemlerin müvekkilimce alınmadığından bahisle sözleşmeyi tek taraflı haksız geçersiz ve kötüniyetli olarak feshettiklerini, halbuki sözleşmenin 6.1 maddesi ve ilgili hükümler uyarınca personelin istihdam aşamasından, görevde kalmasına, değiştirilmesine ilişkin söz hakkının davalı tarafta olduğunu, müvekkilinin ise bu hükümler doğrultusunda bir bildirim halinde davalı tarafın taleplerine uygun hareket etmek zorunda olduğunu, hal böyleyken davalı taraf herhangi bir bildirimde bulunmadan sözleşme hükümlerinde düzenlemiş olan usule aykırı olarak haksız bir şekilde sözleşmeyi fesih yoluna gittiğini, sözleşme süresinden önce davalı tarafça haksız olarak feshedildiğinden davacı maddi zarara uğradığını ,bu nedenle açılan davanın kabulü ile dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla davalının haksız feshi nedeniyle uğradığı 500,00 TL zararın dava tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek oranda reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davada davacının iddiaları doğrultusunda kabul anlamına gelmemekle birlikte alacak miktarda çekişmenin söz konusu olmadığını, talep konusu miktarın çekişmeli olmaması sebebiyle huzurdaki davanın kısmi ya da belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağını, öncelikle davanın ve dava dilekçesinin usulden reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da davacı taraf ile davalı şirket arasında müvekkil şirkete ait işyerinde görev alacak danışma memurunun/özel güvenlik temini ile ilgili olarak iş hizmet sözleşmesi akdedildiğini, ancak davacı taraf sözleşmede belirtilen ve üzerine düşen edim ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini, öyle ki davacı tarafından istihdam edilen danışma memurunun mesai saatleri içerisine birden fazla kez uyuduğu ve görev yerinden ayrıldığının tespit edildiğini, son olarak da 17-18/02/2018 tarihinde cumartesiyi pazara bağlayan gece saat 05:10 sularında davalı tarafından istihdam edilen danışma memurunun/güvenliğinin mesai saatleri içerisinde uyuduğunun müvekkil şirket tarafından tespit edildiğini, bu durum davacı şirkete her seferinde iletildiğini, ancak davalı tarafça hiç bir şekilde geri dönüş ve cevap verilmediğini, davacı şirket üzerine düşen edimleri kötüniyetli olarak yerine getirmediği, dolayısıyla davalı şirketin herhangi bir yoksun kaldığı karı da mevcut olmadığını, zira davalı şirketin zararı sözkonusu olup buna dair tazmin haklarını saklı tuttukları, davanın haksız ve kötüniyetli olduğundan dolayı reddini talep etmişlerdir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Derdest dava sözleşmenin haksız feshinden kaynaklanan tazminat davasıdır. Davacı alacaklı taraf alacağını bir özel güvenlik hizmet sözleşmesine dayandırmıştır. Davalı taraf savunmasında özel güvenlik hizmet sözleşmesini ve sözleşmeyi feshettiğini ikrar etmiştir.
Davalı taraf zamanaşımı definde bulunmuş ise de sözleşmenin feshi tarihinden itibaren zamanaşımı süresinin dolmamış olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü büyük ölçüde hukuki değerlendirmeye bağlıdır. Zira tarafların arasındaki hizmet alım sözleşmesinin varlığı da, bu sözleşmenin davalı tarafça feshedildiği de tartışma konusu değildir. Esas tartışma, hizmeti veren işçilerden birinin görev başında uyuklarken veya gözleri kapalı dinlenirken yakalanmış olmasının davalı tarafa haklı fesih sebebi verip vermediği noktasındadır. Bir çıktısı dosya arasında bulunan ve dosyaya sunulan görüntüler, özel güvenlik hizmeti veren işçilerden birinin görev başında iken, en azından gözleri kapalı biçimde ve uyuyor izlenimi verecek şekilde koltukta oturur vaziyette olduğunu ispat etmektedir. Şu hususu açıkça belirtmek gerekir ki, gece saatlerinde bekçi kulübesine bir kişinin yaklaşmasına tepki vermeyen ve cep telefonuyla görüntüsü çekilene kadar pozisyonu bozulmayan bir güvenlik görevlisinin ister uyuyor, ister gözlerini dinlendiriyor olsun, görevini hakkıyla yerine getirmediği açıkça ortadadır. Üstelik işçiyi yakalayan tanık …, işçinin ciddi ciddi uyuduğu, fotoğraf çekilmesi sırasında değil, kulübenin kapısını açıp içeri girmesi üzerine uyandığı iddiasındadır. Her halükarda işyeri kampüsüne bir araç girdiğini fark etmeyen, kontrole gitmeyen, bir yayanın kulübeye gelişine kadar tepkisiz kalan ve hatta kulübenin camının tıklanmasını dahi duymayan birinin ihmali yeterlidir. Uyumasa bile kayıtsız davranışı ile hizmetin hakkıyla verilmesine engel olmuştur. Bunu önleyici tedbirler almak davacının görevidir.
Ancak yukarıda açıklandığı üzere görevi hakkıyla yerine getirmediği takdir edilen işçinin davranışının sözleşmeye aykırı olduğu kabul edilmiştir. Güvenlik işi hassas bir iştir. Nöbette uyumak görevi esaslı biçimde ihmal ve ihlal etmektir. Davacı yönünden sözleşmeye göre hakkıyla güvenlik hizmeti almak hakkı olan davalıya karşı sözleşmenin ihlali niteliğinde olduğu kabul edilmelidir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 23,40TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 25,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 15/04/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza