Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/794 E. 2021/1155 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.


TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/794
KARAR NO : 2021/1155

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – … …
2- … – … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Sigorta (… Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ :11/10/2013
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2021
Bursa Kapatılan 6. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 05/11/2013 tarih ve 2013/276 Esas 2013/59 sayılı kararı Yargıtay 17. HD’nin 30/10/2017 tarih 2015/1170 Esas ve 2017/9773 Karar sayılı ilamıyla bozulmakla dosya Mahkememizin 2018/794 Esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (… Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisleri oğulları …’ın … A.Ş Çekirge Şubesinden 14/03/2013 tarihinde 15.000,00 TL kredi çektiğini, banka tarafından muristen alınmak üzere … Sigortası yaptırıldığını, sigorta ettiren… Şubesi sigortalı muris …, lehtarlar da borcu kadarı … Çekirge Şubesi kanalı kanuni varisler olarak belirlendiğini, davalı şirketin acenta olarak … A.Ş Çekirge Şubesini kullanmış olup muris poliçenin düzenlenmesi aşamasında kendisine gösterilen yerleri imzaladıklarını, bankaların kredi aşamasında müşterilerden kredi ile birlikte … sigortası da yaptırmalarını istediklerini, ancak sadece gerekli alanlarda imzaları tamamlamasını temin edip işlemleri kendilerinin halledeceğini belirttiklerini, muris tarafından da gerekli bölümler dolduğunu, prim ödemesi peşin yapıldığını ve sigorta işlemleri tamamlandığını, murisin krediden çok kısa bir süre sonra 28/03/2013 tarihinde vefat ettiğini, davalı şirket tarafından müvekkillerin murisin kanuni varisleri sıfatı ile yaptıkları başvuru … Sigortaları Genel Şartlarının C.2.2 maddesi gerekçe gösterilerek reddedildiğini, davalı şirketin yazı cevabında, murisin 27/09/2010 tarihinden itibaren kardiyoloji servisinde tedavi gördüğü gerekçesi ile sigorta bedeli tazmin edilmediği ve sözleşmeden cayılmış olduğunu beyan ettiğini, sigortalanma tarihinden önce murisin rahatsızlığının bilindiğini iddia ederek ödeme yapılmadığını, oysa ki murisin birkaç kez kardiyoloji servisinde kontrol amaçlı muayene olduğunu, ancak yapılan testlerde de durumunun normal olduğunu, murisin kalp hastası olduğuna dair herhangi bir bilgi saklamasının söz konusu olmadığını, müvekkilleri tarafından murisin çektiği kredinin her ay 710,00 TL civarında bir ödemesinin devam ettiğini, bu durumun mağduriyet doğmasına sebebiyet verdiğini belirterek, davalı şirketin … – 10478373 numaralı … Sigortası Sözleşmesi Poliçesinden kaynaklı alacağın sigorta şirketine ödeme için başvuru tarihinden itibaren işletilecek bankaların uyguladığı en yüksek mevduat faizi ile birlikte ödenmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki , husumet ve zaman aşımı itirazlarının olduğunu, sigortalıya ilişkin talep ve temin edilen belgelerin incelenmesi sırasında, davacılar murisi sigortalının sigorta öncesinden gelen kalp hastalığının bulunduğu ve bu hastalıklara bağlı olarak vefat ettiği tespit edildiğini, sigortalının sağlık beyan formunda yer alan ”Şimdi tamamen sıhhatte mi ? sorusuna evet , ”Kalp , Kanser veya Aids tedavisi gördü mü ? sorusuna ve diğer sorulara hayır yanıtını verdiğini, sigortalının poliçe tanzim edilirken kendisine yöneltilen sorulara doğru cevap vermek ve rizikonun takdirine etkili olacak hususları da beyan etmekle yükümlü olduğunu, MK 2 maddesi uyarınca da bu kurala riayet edilmemesinin dürüstlük kuralına da aykırı olduğunu, sigortanın sebepsiz zenginleşme aracı da olamayacağını, yukarıda açıklanan nedenlerle öncelikle davanın yetki , husumet ve zamanaşımından reddine karar verilmesini , davanın esastan reddine karar verilmesini , yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tüketici kredisi nedeni ile … sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Dava başlangıçta mahkememizin 2013/276 E. İle açılmış ise de anılan mahkememizin 05/11/2013 gün ve 2013/276 – 59 E/K sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosya Tüketici Mahkemesine gönderilmiştir. Karar gerekçesinde davanın sigorta hukukundan ve … sigortası ilişkisinden kaynaklandığı, ticari dava niteliğinde olmadığı belirtilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/1170 E. Ve 2017/9773 K. Sayılı İlamı ile davanın mutlak ticari dava olması gözetildiğinde somut olayda davanın görülmesinde ticaret mahkemeleri görevlidir. Mahkemenin dayandığı gerekçe kanunun yürürlük tarihinin 28/05/2014 olduğu gözetildiğinde yerinde olmadığı gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Dava açıldığı aşamada bir kısım kredi borcu davacılar tarafından ödenmiş olduğundan en azından bu kısım yönünden taraf sıfatları doğmuştur. Yargılama sırasında da bankaya müzekkere yazılarak bilgi sorulmuş, 08.08.2018 tarihinde davaya muvafakat edildiğinde dair cevabi yazı alınmıştır.
Dosya mahkememize gönderildikten sonr esasa ilişkin araştırmaya geçilmiş, murisin ölüm sebebinin araştırılması ve bu konuda bilirkişi raporu alınması uygun bulunmuştur. Tüm tedavi kayıtları celp edilerek bilirkişiye teslim edilen dosyada gerekli incelemelerini yapan doktor … … ‘ın 16/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda tedavi kayıtları ve ölüm belgelerine göre murisi ölümüne sebep olan hastalığın kalp ameliyatı ve geçirmiş olduğu perikarditin etkili olmadığı kanaat olarak bildirilmiştir.
05.09.2019 tarihli bilirkişi heyeti tarafından alınan bilirkişi raporunda; Taraflar arasında bahse konu vefat tarihini kapsayacak şekilde iki adet krediye bağlı bireysel kredi grup … sigortası sertifikası düzenlendiği, düzenlenen sertifikaların 10478373 nolu ve 14.03.2013-14.03.2015 vadelı,… nolu
sertifikanın 04.11.2011-04.11.2013 vadeli olduğu,10478373 nolu sertifikanın 1.yıl için 15.000,00 TL … nolu sertifikanın 2.yıl için 6.000,00 TL vefat teminatı verdiği, Davacıların murisi …” ın ölümünde yaralanma sonucu yapılan Kalp ameliyatı ve geçirmiş olduğu Perikarditin etkili olmadığı, taraflar arasında düzenlenen sertifikalara ilişkin beyan formlarının davacıların murisi tarafından imzalandığı ancak formların matbu olarak düzenlenerek HAYIR CEVABININ matbu olarak yazıldığı tespit edilmiştir. Bu durumda poliçenin düzenlenmesi açısından sorulan soruların müzakere edilmediği ve murisin kasdi olarak sağlık durumunu saklamadığı kanaat edinilmesi halinde önceki rahatsızlığının da illiyet bağına etki etmemesi düşünüldüğünde davalının sorumluluğunun poliçe kapsamında verilen teminatla (meblağ sigortası olması nedeni ile)sorumlu olacağına, davacıların murisinin kastının (bildiği halde beyan etmeme hali Yolduğunun kabulü halinde poliçe kapsamında davalı sigorta şirketinin meydana gelen rizikodan dolayı TTK.1439/2.maddesi gereğince sorumluluğu bulunmayacağına, tevdi edilen dosyada kredi borcu miktarı ve daini mürtehinin dava açmaya muvafakat konusunda belgeye rastlanmadığına, davalının sorumluluğuna karar verilmesi halinde bankaya kalan borcun belirlenmesi ve ödenmesi kalan rakamın davacıların mirasçılık belgesinde belirlenen oranın da pay edilmesi gerektiğine, bankanın kredi borcunun ödendiğinin belirlenmesi halinde davacıların poliçenin meblağ sigortası olması nedeni ile vefat tazminatı tutarlarının davacıların mirasçılık belgesinde belirlenen oranın da pay edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Murisin davalı tarafa bildirmediği ancak kendisinin bilgisi olabileceği bilinen bir kalp rahatsızlığının mevcut olup olmadığının tespiti amacıyla dosya İstanbul ATK 1. İhtisas Kuruluna gönderilmiştir. 21/04/2021 tarihli İstanbul ATK 1. İhtisas Kurulu raporuna göre; Kişinin ölümünün kalp damar hastalığı sonucu meydana gelmiş olduğu, kişi ile Halk … ve Emeklilik AŞ arasında 04.11.2011 ve 14.3.2013 başlangıç tarihli bireysel kredi grup … sigortası sertifikaları imzalanıldığı, kişinin ölümüne neden olan kalp hastalığının ilk sözleşme tarihi öncesinde tanısının konulmuş olduğu bildirilmiştir.
Dosyada mevcut tüm tıbbi evrakların da dikkate alınarak müteveffanın 04.11.2011 ve 14.3.2013 tarihlerinde “kalp hastası” olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği, eğer kalp hastalığı varsa hangi tarihli rapor ile müteveffaya hangi hastalık ismi ile teşhis konulduğunun ve ne şekilde tedavi edildiğinin belirtilmesi, hastalığın devamlı olup olmadığı, ömür boyu hastalık olarak adlandırılması gerekip gerekmediği, müteveffanın belirtilen tarihlerde “devam eden bir hastalığınız var mı” sorusuna hangi hastalık ismi ile cevap vermesi gerektiği ve hangi tarihte hangi tedavisi esnasında bu bilgiye sahip olduğu, yine vefatın söz konusu geçirilmiş yaralanma öyküsünden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, ne kadar etkili olduğu hususlarının ayrı ayrı belirlenmesi gerekliliğinin de göz önüne alınarak dosyanın Adli Tıp Üst Kurulu’na gönderilmesine karar verilmiştir.
31/08/2021 tarihli İstanbul ATK 1. İhtisas Üst Kurulu raporuna göre; Kişinin ölümünün kalp hastalığı sonucu meydana gelmiş olduğu, kişi ile Halk … ve Emeklilik AŞ arasında 04.11.2011 ve 14.3.2013 başlangıç tarihli bireysel kredi grup … sigortası sertifikaları imzalanıldığı, kişinin ölümüne neden olan kalp hastalığının sözleşme tarihleri öncesinde tanısının konulmuş olduğuna dair tıbbi belge bulunmadığı bildirilmiştir.
Bu nedenle davacı vekili talebini düzelterek sigorta şirketince karşılanması gerektiği halde mirasçılar tarafından ödenen bedeli davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacı tarafın bu açıklaması bankadan gelen kayıtlarla uyuşmaktadır. Mahkememizce bu talep yerinde görülmüştürr.
Sonuç itibariyle davacılar murisinin ölüm sebebinin kalp hastalığı olduğu alınan ATK raporlaro ve ölüm sebebinin belirlenmesinde ortaya konulmuştur. Mahkemece çözülmesi gereken ana nokta müteveffanın bu hususu davalı tarafa bildirip bildirmediği noktasındadır. Bu hususun açıklık kazanması için dosya kapsamında alınan raporlar doğrultusunda; kişi ile Halk … ve Emeklilik AŞ arasında 04.11.2011 ve 14.3.2013 başlangıç tarihli bireysel kredi grup … sigortası sertifikaları imzalanıldığı, kişinin ölümüne neden olan kalp hastalığının sözleşme tarihleri öncesinde tanısının konulmuş olduğuna dair tıbbi belge bulunmadığı anlaşılmıştır. … sigortası yapılırken hiç kimsenin sağlıklı olmasının şart olmadığı, hastalığın varlığının sigorta sözleşmenin taraflarının ve riski teminat altına alan sigortacı bakımından sadece rizikoyu artıran bir husus olduğu, kredi veren kuruluş Banka tarafından ilgili … sigortasının asıl yapılma amacının kredi verdiği kişinin vefatı halinde kredinin geri ödenmemesi nedeniyle maruz kalabileceği riskin teminat altına alınması amaçlandığı, … sigortası bakımından Sigorta Acentası olan davalı bankanın krediye bağlı sigorta sözleşmesi konusunda bilgilendirme yükümlülüğünün bulunduğu, davalı bankanın kredi sözleşmesi ile … sigortası yapılmasını şart koştuğu ve zayıf konumda olan kredi müşterisinin sigorta akdinin kurulmasında hastalık ile ilgili olarak doğru beyanda bulunmamasının sonuçları hakkında yeterince bilgilendirme ve aydınlattığını söyleyebilmenin mümkün olmadığı gözetilerek sözleşme tarihleri öncesinde tanısının konulmuş olduğuna dair tıbbi belge bulunmadığı ve sigorta poliçesinin geçerli olması nazara alınarak ölüm tarihi itibariyle kalan kredi borcundan sigorta şirketi sorumlu bulunmuş, dava açılmadan önce ödenen 15.000 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ İLE;
Davalı şirketin … – 10478373 numaralı … Sigortası Sözleşmesi poliçesinden kaynaklı olan 15.000 TL alacağın davacıların sigorta şirketine ödeme için başvuru tarihinden itibaren işletilecek bankaların uyguladığı en yüksek mevduat faizi ile birlikte ödenmesine,
2-Alınması gereken 1.024,65 TL harçtan başlangıçta alınan 256,20 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 768,45 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye Gelir Kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan 280,50 TL harç ve 1.195,10 TL yargılama gideri toplamı 1.475,60 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Taraflar tarafından kullanılmayan artan gider avanslarının hükmün kesinleşmesine müteakip taraflara iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okundu, anlatıldı.09/12/2021

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)