Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/787 Esas
KARAR NO : 2019/964
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : …
Dosab Müge Cd.Hanımeli Sk.No.4 Demirtaş Osmangazi/ BURSA
VEKİLİ : Av. … –
Hacı İlyas Mah. Kıbrıs Şehitleri Cad. 2. Tezcan Sk. No:2-4 Arslantaş İş Merkezi K:8 D:58 Osmangazi/ BURSA
DAVALI : 1- … – … TC kimlik numaralı …
VEKİLİ : Av. … – Zeytinli Mah Hukukçular İş Merkezi Kat 6 No 606 Şehitkamil/ GAZİANTEP
DAVALI : 2- … – … …
VEKİLİ : Av. … – Zeytinli Mah Hukukçular İş Merkezi Kat 6 No 606 Şehitkamil/ GAZİANTEP
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/06/2018
KARAR TARİHİ : 25/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; Davalılar ile davacı şirket arasında uzun süreden beri devam eden kumaş satımından kaynaklı açık hesap ilişkisi bulunduğunu, takip tarihine kadar davacı şirketin teslim etmiş olduğu kumaşlardan dolayı davalılar tarafından ödenmeyen bakyie 118.500,00 TL borcu olduğunu, davalı tarafın tek taraflı olarak 16/03/2018 tarihli A090875 seri numaralı iade faturası ile birlikte toplarda kalan bır kısım kumaşları da iade ettiğini, davacı satıcı tarafın malları iade alma yükümlülüğünün olmadığını, satış akdinin feshi ile malın iadesi için haklı bir sebebin bulunmadığını, alıcı tarafın her aşamada ve tek taraflı olarak mal iadesi yapması ve sözleşmeyi feshetmesinin mümküm olmadığını, müvekkili şirketin yapmış olduğu incelemede kumaşların standart ölçülerinin bozulduğunu, parça kumaş haline geldiğini, sezonu geçtiğini, imalatçısı veya toptancısı tarafından satılamayacak ancak perakende olarak satılabilecek hale gelmiş farklı ölçülerde kumaşları iade ettiklerinin görüldüğünü, yapılan telefon görüşmesiyle davalı tarafın iade kumaşları tekrar göndermemiz halinde iade almayacaklarını belirtmeleri üzerine 21/03/2018 tarihinde Bursa 17. Noterliğinin 17575 yevmiye numaralı ihtarname gönderdiklerini, uzun süredir devam eden ticari ilişkinin ticari defterlerin incelenmesinden anlaşılacağını, davalının borcunu ödememesi üzerine Bursa 9.İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, müvekkili firmanın göndermiş olduğu kumaşların iadesini gerektirecek hiçbir haklı sebebin bulunmadığını, davalı tarafın 27/03/2018 tarihli cevabi ihtarında kumaşın sadece kendilerine satılması gerektiğinin iddia edilmiş olmasına rağmen taraflar arasında böyle bir anlaşma bulunmadığını, takipte yetkiye itirazın da haksız olduğunu, ortada bir para borcunun bulunduğunu belirterek itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin yerleşim yeri mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, davacı tarafın ikrar ettiği üzere taraflar arasında mal alım-satımına yönelik sözlü bir anlaşma/sözleşme bulunduğunu, anılan sözleşme uyarınca davacı tarafın müvekkillerine satılan ürünleri Gaziantep ilinde müvekkili ile aynı alanda faaliyet gösteren başkaca bir firmaya satmayacağını, bu konudaki anlaşmaya yönelik olarak müvekkilleri ile davacı tarafın yönetici ve çalışanlarının telefon ve e-mail yazışmalarının mevcut olduğunu, davaya konu malların müvekkillerine gönderildiğini ve hiçbir surette paketlerinden dahi çıkarılmadığını ,müvekkillerine satılan malların aynısının başka firmalara da satıldığının öğrenildiğini, bunun üzerine müvekkilleri tarafından davacı tarafın arandığını ve kargo bedelinin müvekkili tarafından ödenmesi halinde malların geri alınacağının kabul edildiğini, müvekkillerinin kargo bedelini karşıladığını, iade faturasını düzenleyip, ürünleri davacı tarafa gönderildiği şekliyle iade ettiğini, iade işlemi yapılmadan önce ürünlerin fotoğraflanarak sağlam olarak gönderildiklerinin kayıt altına alındığını, davacı çalışanlarının da ürünlerin sağlam şekilde geldiğine yönelik olarak müvekkillerine iadeye konu ürünlerin fotoğraflarını gönderdiğini, bu şekilde ürünlerin tamamen paketli bir şekilde zarar görmeksizin eksiksiz olarak alındığının anlaşıldığını, kargo teslim tutanaklarının mevcut olduğunu, davacı tarafın kötü niyetli olarak malların parçalandığını, eksik olduğunu, açıldığını ileri sürerek bu haliyle teslim alınamayacağına ve iade faturasının işlenmeyeceğine ilişkin olarak ihtar çektiklerini, anılan ihtarnameye taraflarınca Gaziantep 15.Noterliğinin 05429 Yevmiye numaralı ve 27.03.2018 tarihli ihtarnamesi ile cevap verildiğini belirterek davanın reddine, kötüniyetli alacaklı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava, davacı tarafından davalı hakkında yürütülen icra takibine itiraz nedeniyle icra takibinin durması üzerine, davacı alacaklının alacağını genel hükümlere göre kanıtlamak amacıyla açılmış itirazın iptali davasıdır. (İİK.m.67)
Davanın para borcu alacağına ilişkin olduğu ve alacaklı ikametgâhında da takip-dava açılabileceği dikkate alınarak davalı tarafın yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Somut olayda davalı taraf aralarındaki sözleşme uyarınca davacı tarafın müvekkillerine satılan ürünleri Gaziantep ilinde davalılar ile aynı alanda faaliyet gösteren başkaca bir firmaya satmayacağının taahhüt edildiğini yani taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesinin sözlü olarak akdedildiğini iddia etmektedir. Bir ticari ilişkide taraflar haksız rekabet koşullarını belirleyebilirler. Ancak bu konuda taraflar arasında yapılmış yazılı bir sözleşme bulunmadığından konuya ilişkin ispat külfeti davalı taraf üzerindedir. Davalı tarafından sunulan mail yazışmalarının da bu anlamda tek satıcılık sözleşmesinin varlığını ispat zımnında yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilemeyeceği ve tarafların konuya ilişkin tanıklarının beyanlarının alınamayacağı kanaatine varılarak tanık dinletme talebi reddedilmiştir. Davalı tarafça ispata yarar bir yazılı delil ya da yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir delil sunulmadığından yemin hakkı hatırlatılmış, kendisine kesin süre verilerek bu sürede yemin deliline dayandıklarına ilişkin beyanda bulunmadıkları ve yemin metni sunmadıkları takdirde yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları da ihtar edilmiş, davalı vekili yemine dayanmayacaklarına dair beyanda bulunmakla yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmıştır. Davalı taraf tek satıcılık sözleşmesinin varlığını kanıtlayamamıştır. Öte yandan belirtmek gerekir ki; velev ki davalı taraf taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesinin varlığını ispatlamış olsaydı dahi, bu sözleşmenin ihlal edildiğinin ispatı da gerekir. Ama davalılar ile kumaş satımı gerçekleştiği iddia edilen diğer firmalar arasında bir ticari ilişki olmadığından tek satıcılık sözleşmesinin ihlal edildiğine ilişkin yemin deliline de dayanamayacak ve ispatı zor olacaktır. Dolayısıyla davalı tarafın malın idesi haksızdır.
Burada araştırılması gereken, davacının haksız olarak iade edilen malları ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin neden geri aldığıdır. Bu anlamda eğer davacı taraf davalının iade faturasını defterine kaydetmiş ise kumaşlar uhdelerinde olduğundan sovtajını cari hesap alacağından düşmek gerekir. Tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmış ve davacı tarafın davalının iade faturasını defterlerine işlemediği anlaşılmıştır. Bu nedenle de kumaşların sovtajının cari hesap alacağından düşürülmesi hakkaniyete uygun görülmemiştir. Davalı tarafın cari hesap tutarına bir itirazı bulunmamaktadır. Davalı defterini esas alsak bile davalı 128.248,80 TL iade edilen alış tutarı ile alacaklı duruma gelmiş defterine göre. Oysa mahkememizce bu iadenin haksız olduğu kabul edilmiştir. İade haksız olduğu için de aslında davalı taraf bu tutar kadar alacaklı değil, borçlu konumundadır. Talep edilen cari hesap alacak tutarı da bu miktarın altında olduğundan herhalükarda davacı alacağı haklıdır. Tüm bu gerekçelerle davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile davalının Bursa 9.İcra Dairesinin 2018/… esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın İPTALİ ile, takibin DEVAMINA ,
2-İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu değerlendirilerek davalı-borçlunun asıl alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 8.094,74 TL harçtan başlangıçta alınan 2.023,69 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.071,05 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 2.059,59 TL harç, 1.452,00 yargılama gideri toplam 3.511,59 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 12.230,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/09/2019
Katip …
e-imza
Hakim …
e-imza