Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/770 E. 2019/568 K. 13.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2018/770 Esas
KARAR NO : 2019/568

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … Paşakent Mah. 1060 Sk. No:7A İç Kapı No:10 Bandırma/BALIKESİR
VEKİLİ : Av. … – Strazburg Cad. No: 15/9 Sıhhiye Çankaya/ANKARA
DAVALILAR : 1- … – … Çamlıca Mah. Güldüren Sk. No:2C İç Kapı No:1 Nilüfer/BURSA
2- … – Atakent Mah. Mithatpaşa Cad. No: 102 Princess Plaza Kat: 3 D:15 Ümraniye/İSTANBUL
VEKİLİ : Av. … – Ressam Şefik Bursalı Cad.Kutun – Çakmak İşh.No:9 Kat:4 Osmangazi/Bursa Osmangazi/BURSA

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/02/2010
KARAR TARİHİ : 13/05/2019
Eldeki davada mahkememizde yapılan yargılama sonucunda verilen 20/11/2014 tarih ve 2010/119 – 2014/569 E/K sayılı karar temyiz edilmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/5342 esas 2016/2355 karar numarasıyla bozularak mahkememizin 2018/770 esas sırasına kaydı yapılmış ve Yargıtay kararına uyularak muhakemeye devam edilmiştir. Bu muhakeme esnasında;
DAVACININ TALEBİ: Davacı vekilinin 24.02.2010 tarihli dava dilekçesinde; davacının eczacı olduğunu ve eczane işlettiğini, eczacı kalfası olarak ……’ı çalıştırdığını, ……’a yetki ve vekalet vermediği halde, davalı bankanın 02/06/2006 tarihli belge düzenleyip bu belge karşılığında ……’a çek karnesi verildiğini, ……’ın çek karnesini alarak davacı adına çek keşide ederek davacıyı zarara soktuğu, 02/06/2006 tarihli belgedeki kaşe üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığını, kaşe dışındaki iki adet imzanın ise banka müdürü …’in zorla attırıldığını, belgeyi bankanın düzenlendini, belgeden dolayı bankanın ……’a çek karnesi verip davacıyı zarara uğrattığından; fazlaya ait hakları saklı tutularak 10.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALILARIN CEVABI: Davalılar vekilinin 24.05.2010 tarihli cevap dilekçesinde; davacının, davalı bankanın müşterisi ve kredi borçlusu olduğnu, 02.06.2006 tarihli belge ile çalışanı ……’a çek karnesinin verilmesi için talimat verdiğiin, 31.08.2006 tarihinde kredi borcu görüşmesi için geldiği bankada, 02.06.2006 tarihli belgedeki imza eksikliğini gidermek için belgeyi bankadan isteyip sonra belgeyi karalayıp yırttığını, bu nedenle hakkında Bursa 1.Asliye Ceza Mahkemesinde 2009/337 esas sayılı dava açıldığını, ……’ın eylemlerinden yine şahsı çalıştıranın sorumlu olduğunu, sahte çek koçanı düzenlemek suçundan banka hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 2006/46430 soruşturma nolu dosyasında Ek Takipsizlik kararı verildiğini, davada maddi ve manevi tazminat şartlarının oluşmadığından, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER ve GEREKÇE: Yukarıda özetlenen de dava sebebiyle mahkememizde yapılan yargılama sonucunda 20.11.2014 gün ve 2010/119 esas 2014/569 karar sayılı ilamla davanın reddine karar verilmiştir. Ret kararında davalı bankanın davacı lehine tahsis ettiği krediler ile davacı adına düzenlenen çek karnesi sebebiyle davacının kullandığı kredilerden doğan borcun ve davacının çalışanı – eczane kalfası …….’a verdiği yetki nedeniyle davalıların herhangi bir kusuru veya özensizliği bulunmadığı gerekçe gösterilmiştir.
Bu karara karşı davacı tarafından temyiz yoluna başvurulmuş ve karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 03.03.2016 gün ve 2015/5342 esas 2016/2355 karar sayılı ilam ile bozulmuştur. Bozma ilamında davacının çalışanına çek karnesi verilmesini talep eden dilekçenin sonradan imzalatıldığı, bu sebeple bankanın yetkisiz kişiye çek karnesi vermiş olduğu gözetildiğinde red gerekçesinin haklı olmadığı açıklanmıştır. Yine bozma ilamında çek karnesinin hesap sahibi dışında birine usulsüz tesliminin tek başına zarar oluşturmayacağı, davacı tarafın 07.02.2011 tarihli celsede usulsüz teslim edilen çekler sebebiyle ödeme yapıldığının ileri sürülmesi karşısında usulsüzlüğün araştırılması gerektiği, davacı vekiline zararın ne şekilde hangi çekler sebebiyle ve ne suretle oluştuğu açıklattırıldıktan sonra yapılacak araştırmaya göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir. Davacı vekiline eczane kalfasını teslim edilen çek yaprakları sebebiyle uğradığı zararı net biçimde ortaya koyması, hangi çek yaprağı sebebiyle ne şekilde ve ne miktarda zarar gördüğünü bildirmesi, çek yaprakları kendisine teslim edilmiş olsaydı bu zararın meydana gelip gelmeyeceği, ve çalışanın kusuruyla zarar arasındaki bağlantıyı nasıl izah ettiği hususunda beyanda bulunmak üzere süre verilmiş, bu beyandan sonra delillerin toplanacağı hatırlatılmıştır. Davacı taraf süre içerisinde bir beyanda bulunmuşsa da toplam dört ayrı çekten bahsetmesine rağmen bunlardan kaynaklanan zarar beyan diyet bağını net biçimde ortaya koyamamıştır. Zarara gerekçe olarak davacının çeklerden habersiz olması sebebiyle karşılıksız kaldığını ve düzeltme için tazminat ödemek zorunda kaldığını belirtmekle yetinmiştir. Davacının bildirdiği çeklerle ilgili olarak muhatap bankaya bir müzekkere yazılmış ve usulsüz teslim edildiği söylenen on yapraklı çek koçanında bulunan her bir çekin ödeme ve ibraz sonrası görüntülerinin gönderilmesi istenmiştir. bankadan gelen cevabi yazıya göre bahse konu on çekten altısı ödemeden men kararı sebebiyle ödenmemiş ve dolayısıyla herhangi bir zarara sebep olmamış çeklerdir. Geri kalan dört çekten biri 6.06.2006 tarihinde ödenmiş diğer çek ise karşılıksız kalmıştır. Davacı vekilinin tekrar süre verilerek karşılıksız çıkan çekler yine akıbeti ve bunlar yönünden ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılan ödeme var ise bunların davacının gerçek ticari bir borcuna ilişkin olup olmadığı konusunda açıklama yapması istenmiştir. Davacı vekili bu konuları da net biçimde açıklayamamıştır.
Bilindiği gibi ispat külfeti davacı taraf üzerinde davacı taraf haksız bir eylemin varlığı kadar bu eylemi sebebiyle ortaya çıkan zarar miktarını ve zararla eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek zorundadır. Somut olayda davalı bankanın yetkisiz birine çek karnesi teslim ettiği ve bu yolla sözleşmeye ve hukuka aykırıı bir eylemde bulunduğu tartışmasızdır. Buna karşılık davacının bir çok işini eczacı kalfası olan …….’ın yürüttüğü nazara alındığında ve davacı banka tarafından açılan kredilerin bizzat davacı tarafından kullanılmış olduğu nazara alındığında bu çeklerin davacının gerçek bir ticari borcu bulunmadığı halde tanzim edilmiş ve davacıyı zarara uğratmak üzere kullanılmış çekler olduğunun ispati gerekir. Eğer bu çekler yine davacının borçlarını ödemek maksadıyla verilmişse düzenlenmesinden ve verilmesinden haberi olmasa dahi davacının bir zarara uğradığını söylemek mümkün değildir. Daha açık bir ifadeyle eğer bu çekler bir çeşit vekaletsiz iş görme biçiminde davacının ticari faaliyetlerini sürdürmesi için kullanılmışsa artık zarardan söz etmek mümkün değildir. Zarardan bahsedebilmek için çeklerin davacı mal varlığını azaltacak şekilde kullanılmış olması gerekir. Davacı taraf bu durumu da ispatlayamamıştır.
Öte yandan karşılıksız çıkan çeklerle ilgili bir düzeltme hakkı kullanıldığını bunun için bir ödeme yapıldığına dair delil de söz konusu değildir. Davalı bankadan da buna ilişkin herhangi bir kayıt ve belge temin edilememiştir. Bugüne kadar sistemde karşılıksız çek statüsünde kaldıkları nazara alındığında çekler için düzeltme hakkının kullanıldığı da söylenemez. Çekleri ödememiş ve düzeltme haklarını da kullanmamış davacının bundan doğan zararını net olarak ortaya koyan hiçbir delil gösterilmemiştir. Keza ödenen çekin de davacının hukuki veya ticari ilişkisi dışında bir sebeple ve davacı zararına düzenlendiği ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davanın reddine,
Alınması gereken 44,40-TL maktu red harcının mahsubu ile fazla alınan 1.589,10-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı vekili lehine takdir edilen 11.550,00-TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan muhakeme masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okundu, anlatıldı. 13/05/2019

İş bu kararın gerekçesi 13/05/2019 tarihinde yazılmıştır.

Katip …

Hakim …