Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/635 Esas – 2019/868
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO : 2018/635
KARAR NO : 2019/868
BAŞKAN : ……
ÜYE : ……
ÜYE : …..
KATİP : ……..
DAVACI : … ALÜMİNYUM YAPI SİSTEMLERİ ANONİM ŞİRKETİ
Anadolu Mah. Görgülü Sk.No:11 / A-1 Postakodu:16260 Yıldırım/Bursa
VEKİLİ : Av. …….- Hacıilyas Mah. 4.Tan Sk. No:14 Güzeler İş Merkezi K:4 D:407 Osmangazi/BURSA
DAVALI : …… GAYRİMENKUL GELİŞTİRME İNŞ VE YATIRIM A.Ş.
Odunluk Mh. Akpınar Cd. No:5 Green White Plaza No:5 K:9 Büro:22 Nilüfer/Bursa
VEKİLİ : Av. ……… – Uluyol Tan Sk. No:2 Banuşoğlu Adalet Apt.B/Blk. Kat:5 Osmangazi/BURSA
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/05/2018
KARAR TARİHİ : 12/07/2019
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde davacının alüminyum cephe yapı ve taahhüt işleri yaptığını bu kapsamda davalı şirketin inşaa ettiği … 151 isimli projenin bir kısım uygulama işlerini üstlendiğini, 15/08/2016 tarihli sözleşmeye göre iş bedelinin 1.086.000.589,88 TL + KDV olduğunu bu bedelin 650.000,00 TL’sinin avans biçiminde ödendiğini, davacı şirketin tüm edimlerini yerine getirerek işi teslim etmesine rağmen davalı tarafın ilave işlerle birlikte doğan bakiye 536.305,91 TL’lik alacağını ödemediğini, işlerin tamamen teslim edildiği hususunun 24/02/2017 ve 12/04/2017 tarihli yüklenici hakediş raporuyla belgelendiğini, iş teslim tutanakları da bulunduğunu, işin tamamlandığı konusunda Bursa 5.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/53 D.İş sayılı dosyası ve karşı tarafın yaptırdığı Bursa 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/48 D.İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, üretilen bağımsız bölümlerin de satıldığını, dolayısıyla işin bitmiş olduğunu, bakiye alacak için çekilen ihtarın sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine Bursa 1. icra dairesinin 2017/9078 sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalı tarafın takibe haksız biçimde itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ne ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ CEVABI :Davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuş, tarafların sözleşme öncesinde görüşüp anlaştıklarını, hatta bir kısım işlerin sözleşme imzasından önce yapıldığını, güvene dayalı olarak sözleşmeden önce 591.065,95 TL ödeme yapıldığını, taraflar arasında … 151 Projesi dışında iş ilişkisi olmadığını, davacı tarafın edimlerini ayıplı ve eksik ifa ettiğini, teslim süresinin altı ay geciktiğini, bundan bir zarar doğduğunu, çekilen ihtarın sonuçsuz kaldığını, davalı şirketin yaptığı ödemenin davacının alacağından çok daha fazla olduğunu, davalı tarafın borçları sebebiyle piyasadaki alacaklılarından kaçtığını, şirket merkezinin kapalı olduğunu, çok sayıda takibe muhatap olan davacının aciz halinde olması sebebiyle HMK 84.maddesi gereğince teminat göstermesi gerektiğini, davacı tarafından kesilen faturaların gerçek olmadığını bu sebeple ihtar ekinde iade edildiğini, davalının ödeme gücünün olmaması sebebiyle geç teslimden kaynaklanan tazminat taleplerini ileri sürmediklerini, ayıplı imalat sebebiyle birçok dairenin pencereden su aldığını, davacı şirketin garanti hizmeti de vermediğini ileri sürmüştür.
DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava ilamsız takibe itirazın iptali davasıdır. İlamsız takibe dayanak yapılan alacağın bir eser sözleşmesinden kaynaklandığı ileri sürülmüştür. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Davacı taraf sözleşmeye uygun biçimde eseri tamamlayarak teslim ettiğini ispat etmelidir.
Davalı tarafın cevabı nazara alındığında taraflar arasında bir eser sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır. Hatta davacının müteahhit sıfatıyla bir kısım işleri tamamladığı, iş sahibinin bir kısım ödeme yaptığı ve ayıp iddiası ileri sürdüğüne göre yapılması gereken iş müteahhidin ne kadar ayıpsız iş yaptığı ve ne kadar ücret aldığını belirlemekten ibarettir. Bu şekilde davacının bakiye alacağı tespit edilebilir. Dikkat edilirse, iş sahibinin yaptığı inşaatlar tamamlanıp üçüncü kişilere satıldığına ve kullanılmaya başlandığına göre davacı tarafın üstlendiği işin tamamlanmış olması gerekir. Bu aşamada keşif yapmanın bir anlamı yoktur. Nitekim iş bedelinin götürü usulle belirlenmiş olması karşısında yapılacak işin rayiç fiyatlarını araştırmakta da yarar yoktur. Ancak davacının iddia ettiği bir takım ilave işler ve davalı tarafın ayıplı imalat iddialarının araştırılması gerekir. Davacı tarafın davadan önce bir tespit yaptırarak fazla imalat iddiasını belgelemeye çalıştığı anlaşılmıştır. Keza davalı taraf da ayıplı ve eksik imalata dair bir tespit yaptırmıştır. Bu tespit dosyaları yeterlidir. Zira o günün şartlarında ve o günkü imalat durumuna göre hazırlanmışlardır.
Davacı taraf işi teslim ettiğini ispat sadedinde davalının çalışanı olduğunu söylediği ….. …… tarafından imzalanmış belgelere dayanmıştır. Davalı taraf verdiği beyanda bu kişinin şirket çalışanı olduğunu doğrulamış fakat adı geçenin şirketi borç altına sokmaya yetkili olmadığını ileri sürmüştür. İnşaat mühendisi …. …..’ın şantiye sorumlusu olarak çalışmış ve bazı teslim tutanaklarını imzalamış olması işinin yani davalı tarafından verilen görevin bir parçasıdır. Bu tutanaklar şirketi borç altına sokacak belgeler olmayıp bir ispat vasıtasıdır. Bu belgelere itibar edilmesinde yasal engel yoktur. Üstelik davalı tarafın bu savunması temel dürüstlük kuralına aykırıdır.
Taraflar arasındaki fatura ve ödeme trafiğinin tespit açısından defter incelemesi yapılması uygun bulunmuştur. Bu suretle davacının ne kadar fatura kestiği ve ve ne kadar ödeme aldığı belirlenecektir. Mali müşavir bilirkişi 03/01/2019 tarihli raporunda her iki taraf defterinin delil olmaya elverişli olduğunu belirledikten sonra, davacının kendi defterine göre 536.305,90.TL alacaklı göründüğünü, buna karşılık davalı defterlerine göre davacının alacağı bulunmadığını, bilakis 724.777,52.TL borçlu göründüğünü açıklamıştır. Rapora göre Bahar Kaymaz davalının çalışanıdır ve davacının sunduğu belgelerin imza tarihinde davalı şirkette çalışmaktadır. Davacının kestiği 1.261.076,42.TL’lik fatura dava davalı tarafından kabul edilmeyerek iade edilmiştir. Taraf defterleri arasındaki tek fark budur. Davalın eksik ve ayıplı işlerle ilgili tespit raporunda bir bedel yazılı değildir. Kesilen faturaların hangi işe ilişkin olduğu da fatura bilgilerinden anlaşılmamaktadır.
Ancak rapor içeriğinden anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki ödemelere ilişkin en önemli anlaşmazlık davacının kestiği 591.065,95.TL tutarındaki faturadan kaynaklanmaktadır. Davalı taraf bu fatura bedellini ödemiştir. Davacının iddiası bu ödemenin başka bir işten kaynaklandığı yönündedir. Davalı taraf ise bu ödemenin dava konusu işe ait avans ödemesi olduğu iddiasındadır. Bu hususun çözümü önemli görülmüştür.
Mali müşavir raporu ile sonuca gidilemeyeceği anlaşılmakla bu kez bir inşaat mühendisinden de görüş alınması, eksik ve ayıplı işlerin bu şekilde değerlendirilmesi, elde edilen bilgilerle defter kayıtlarının karşılaştırılması amaçlanmıştır. İnşaat mühendisinden alınacak rapor davacının kestiği faturanın yapılan işe uygunluğunu da denetleyecektir. Bu suretle davacının ne kadar ayıpsız iş yaptığı ve ne kadar ödeme alması gerektiği belirlenecektir.
09/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda davacının ne kadar iş yaptığı konusunda inşaat mühendisi tarafından görüş bildirilmiştir. İnşaatçı bilirkişi raporunu hazırlarken Bursa 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/148 D. İş ve 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 201/53 D. İş sayılı dosyalarını da dikkate almıştır. Taraflar arasındaki sözleşme sabit birim fiyat esasına göre fiyatlandırılmış ve 1.086.589,88.TL bedel belirlenmiştir. Bu bedel sözleşmede KDV dahil olacak biçimde yazılmışsa da raporda KDV’li fiyatın 1.282.176,06 TL olacağı belirtilmiştir. Ancak rapordaki ölçüm, metraj ve birim fiyat hesaplamalarına göre davacının teslim ettiği iş toplam 1.206.972,90.TL’dir. Bu itibarla tarafların ortak iradesinin sözleşmedeki sabit birim fiyat olduğu kabul edilmeli, bu birim fiyatlara ve ölçümlere göre toplam iş bedeli bulunmalıdır ki, bilirkişinin hesapladığı 1.206.972,90.TL’lik bedel mahkememizce kabule şayan bulunmuştur. Ölçümler tarafların yaptırdığı tespit raporuna dayandığından ve birim fiyat belli olduğundan toplam iş bedeli için en adil çözüm budur.
İş bedeli bu biçimde belirlendikten sonra yapılan ödemelerin dikkate alınması gerekir. Her iki taraf defterlerinde de kayıtlı olduğu üzere davalı 724.772,52.TL ve 591.065.95.TL olmak üzere toplam 1.315.838,20.TL ödeme yapmıştır. Bu ödeme yapılan iş miktarından 108.865,30.TL fazladır. Bu durumda davacının alacaklı olmadığı, bilakis fazla ödeme aldığı sonucu doğar.
Yukarıda belirtildiği üzere davacının kestiği ve davalının ödemesini yaptığı 591.065,95.TL tutarındaki faturanın sözleşme ile ilişkisini değerlendirmek gerekir. Davalı şirket, taraflar arasında başka iş ve sözleşme olmadığını, bu ödemenin bir avans olduğunu iddia etmekte, buna karşılık davacı taraf bu ödemenin başka bir işe ilişkin olduğunu savunmakla birlikte hangi iş olduğunu izahtan kaçınmaktadır. Ancak 31/05/2019 tarihli beyanında bu fatura ve ödemenin aynı aile ve ortaklara ait başka gurup şirketlerine yapılan işlere ilişkin olduğunu, kendilerinden istendiği şekilde bu şirkete fatura kesip ödeme aldıklarını ileri sürmüştür.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede davalı tarafın 591.065,95.TL’lik ödemesinin somut uyuşmazlığa konu sözleşme kapsamında olmadığı kabul ve takdir edilmiştir. Zira davacının başka firmalara yaptığı işin bedelini davalıdan aldığı yolundaki iddiası ispata muhtaç ise de, davalının kendi defter kayıtlarının kendi aleyhine delil olacağına ilişkin kural öncelikle uygulanmalıdır. Davalı taraf bu ödemeyi defterine avans ödemesi olarak işlememiştir. Sebebi ve kaynağı ne olursa olsun doğmuş bir borcun itfası gibi işlem yapılmıştır. Hatta davacının kestiği fatura deftere işlenmiştir. Bu durum işin de teslim alındığı anlamına gelir. Fatura ve ödemeden çok sonra düzenlenen sözleşmede avanstan söz edilmemiştir. Bilakis işler yapıldıkça ve hak edişler düzenlendikçe ödeme yapılacağı hükme bağlanmıştır. Avans ödenmesi halinde nasıl hareket edileceği de yazılı olmasına rağmen avans verildiği belirtilmemiş, verilen avansa karşılık sözleşmede yazılı olduğu biçimde hareket edilip teminat alınmamıştır. Davalı tarafın fatura karşılığında kredi kullandığı da iddia edilmişse de bu husus araştırmaya değer bulunmamıştır.
Sonuç olarak davalı tarafın 591.065,95.TL tutarındaki ödemesi dava konusu sözleşmeye dayalı bir ödeme olarak kabul edilemez. Öyleyse davalı sadece 724.772,52.TL ödemiştir. İş bedeli 1.206.972,90.TL olduğuna göre davalının bakiye borcu 482.200,38.TL olmalıdır. Davacının bir ihtar çekerek davalıyı temerrüde düşürdüğü anlaşıldığına göre işlemiş faiz talebi de bu alacakla orantılı biçimde kabul edilmelidir.
Taraflar arasındaki alacak miktarı yargılamayı gerektirdiğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen kabulü ile Bursa 1. İcra Dairesinin 2017/… sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin devamına,
Takibin 482.200,38 TL asıl alacak, 12.751,89 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 494.952,27 TL üzerinden devamına,
Alacağın yargılamayı gerektirdiği gözetilerek davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
Alınması gereken 33.810,20-TL harçtan peşin yatırılan 6.690,06-TL ve icra takibi sırasında yatırılan 2.769,63-TL harcın mahsubu ile bakiye 24.350,50 -TL harcın davalıya tamamlattırılmasına,
Davacı tarafça yapılan 1.381-TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 1.233,96-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı vekili lehine kabul edilen miktar üzerinden takdir olunan 33.749 -TL ücret-i vekaletin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden davalı vekili lehine takdir olunan 6.835.TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 6.690,06-TL harç ile icra takibinde yatırılan 2.769,63-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okundu, anlatıldı. 10/07/2019
İş bu kararın gerekçesi 02/08/2019 tarihinde yazılmıştır.
Başkan ….
Üye …….
Üye ……
Katip ….