Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/538 E. 2020/269 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/538 Esas
KARAR NO : 2020/269

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :… – …
VEKİLİ :Av. …

DAVALI :… – …
VEKİLİ :Av. …

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2016
KARAR TARİHİ : 10/03/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11.04.2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; müvekkili aleyhine Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı dosyası üzerinden toplam 174.568,00 TL asıl alacak üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, müvekkiline ödeme emrinin tebliğ edilmediğini, icra takibinden haciz işlemi ile haberdar olduklarını belirterek, borçlu olmadıklarının tespitini talep ettiği, icra dosyasının fotokopisinin uyap üzerinden gönderildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının sektöründe önde gelen otomotiv yan sanayi üzerine yıllardır faaliyetini sürdüren şirketin ortağı olduğunu, davacı tarafın iddia ettiği gibi ilgili senet baskı vs altında değil davacının açık rızası ile anlaştıklarını, var olan borcu ödeme maksatlı verildiğini, ancak sonrasında borçlu hakkında icra işlemleri yapılması sebebiyle asılsız iddialar ile borçtan kurtulmaya çalıştığını, ayrıca davacı tarafın iddia ettiğinin aksine işbu senet herhangi bir cezaya karşılık olarak alınmamış olup davaclının davacıya vermiş olduğu borç paraya ilişkin olduğunu, bu nedenle açılan davanın reddi ile davalının uğramış olduğu zarar sebebiyle davacı aleyhine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmişlerdir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava takibe konu senet dolayısıyla borçlu olunmadığının tespiti davasıdır.
Davacı aleyhine Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı dosyası üzerinden toplam 174.568,00 TL asıl alacak üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır.
Takibe dayanak belgenin kambiyo senedi niteliğinde bono olduğu görülmektedir. Davacı takibe konu senedin tehdit baskısı altında imzalanarak verdiğini, senet dolayısıyla davacıya borçlu olmadığını ileri sürmüştür.
Takibe ve davaya konu senet bono niteliğindeki kambiyo senedi olduğundan, bilindiği üzere kambiyo senetleri (ticari senetler) ihdasi (kurucu) nitelikteki senetlerdendir. Gerçekten, bir borç için kambiyo yükleniminde bulunulması borcun yenilenmesi (tecdidi) sonucunu doğurmaz(BK., m. 133). Bu durumdaki bir borç hakkında kambiyo senedi düzenlendiği takdirde, taraflar arasında biri asıl borç ilişkisi, diğeri kambiyo ilişkisi olmak üzere iki çeşit ilişki bulunur. Aynı durum, kambiyo senedinin tedavülü halinde de karşımıza çıkar. Bir kambiyo senedi ciro edildiği zaman ciranta ile ciro edilen kişi arasında kural olarak bir temel ilişki (asıl borç ilişkisi) bulunmaktadır. Ayrıca, bu iki kişi arasında kambiyo hukukundan doğan bir kambiyo ilişkisi de mevcuttur.
Kambiyo taahhüdünde bulunulmasına neden olan ve temel ilişkideki asli para edimini teskil eden “temel alacak”, o kambiyo taahhüdünün hukuki sebebini olusturur. Ancak, kambiyo taahhüdünün geçerliliği sebebe bağlı olmayıp, bu senetler maddi anlamda soyut (mücerret) senetlerdir. Kambiyo senetlerinin maddi anlamda soyutluğu ilkesi gereğince temel alacağın mevcut olmaması, geçersiz olması kambiyo senedinin hükümsüzlüğü sonucunu doğurmamakta, fakat sebepteki /temel iliskideki) sakatlık kambiyo borçlusuna“nedensiz zenginlesme defi” öne sürme hakkını vermektedir. Bu davayı açan davacı, kambiyo senedinin hükümsüzlüğünü öne sürmemekte, tersine kambiyo taahhüdünün varlığını kabul etmektedir. Ancak, borçlu, temel ilişkiden bir alacak hakkı doğmadığı halde, kambiyo senedi alacağının istenmesi nedensiz zenginlesme olusturduğundan kambiyo taahhüdünü yerine getirmek zorunda olmadığını öne sürmektedir. Bu noktada menfi tespit isteminde bulunan; temel ilişkinin varlığını, temel ilişkide ki sözleşmenin türünü, kambiyo senedinin hangi nedenle ve sözleşmesel ilişki nedeniyle verildiğini ispatladıktan sonra bu temel ilişkideki hangi nedenlerden dolayı kambiyo taahhüdünü yerine getirmek zorunda olmadığını ispatlamakla yükümlüdür. Burada iki aşamalı bir ispat yükü söz konusudur ve ispat yükü de menfi tespit isteminde bulunan kişi üzerindedir. Buna ilişkin ispat yükümlülüğü yerine getirilmediği takdirde kambiyo senetlerinin maddi anlamda soyutluğu ilkesi ve mücerretlik ilkesi gereğince temel ilişkiden bağımsız borç ilişkisi yaratacağından kambiyo senetleri nedeniyle sorumlu olunacaktır.
Hukuk Genel Kurulu’nun 17.12.2003 gün ve E:2003/19-781, K:2003/768; 12.10.2011 gün ve E:2011/19-473, K:2011/607; 04.12.2013 gün ve E:2013/19-89, K:2013/1645; 14.05.2014 gün ve E:2013/19-1155, K:2014/660 sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Takibe ve davaya konu bono bir yazılı delil olduğundan kural olarak davacının bu yazılı delile karşı ispat yükü yukarıda belirtildiği üzere davacı taraf üzerindedir. Bilindiği üzere HMK Madde 201’e göre; senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz. Yazılı delille ispatı gerekir.
Kural bu olmakla birlikte davacı senedin tehdit baskısı altında verildiğini ileri sürdüğünden bu konuda davacı tanıkları dinlenmiştir. Yine iddia ile ilgili Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/20020 sayılı soruşturma dosyasında ceza soruşturması yürütüldüğünden bu dosyada dosyamız arasına celp edilmiştir. Soruşturma dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği bu karara itiraz edildiği Bursa 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 14.10.2019 tarih 2018/25 D.İş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği görülmüştür.
Soruşturma dosyasında toplanan deliller ve dosyamız kapsamında toplanan deliller ve tanık anlatımları itibariyle davacı kambiyo senedine yönelik iddialarını ispatlayamamıştır. Davacı tarafın bildirdiği tanıklarında senet imzalanırken orada bulunmadıkları senedin tehditle imzalandığına dair görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın REDDİNE,
Takip durmadığından davacı aleyhine kötüniyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 54,40 TL harcın başlangıçta alınan 2.981,19 TL peşin hartan mahsubu ile artan 2.926,79 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 20.533,96 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine, 10/03/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza