Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/474 E. 2020/296 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/474
KARAR NO : 2020/296

HAKİM : …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVALI : … – …
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2018
KARAR TARİHİ : 12/03/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :23/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki kurulduğunu, söz konusu ilişki çerçevesinde müvekkili tarafından davalı şirkete 4 adet senet verildiğini, davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine Bursa 13. İcra Dairesi’nde 2017/… E.sayılı dosya ile kendilerinin verdikleri söz konusu bonolar üzerinden icra takibi başlatıldığını, başlatılan kötü niyetli takibin borcun ödenen kısmını da içerir nitelikte olduğunu, bonoların tamamının icraya konulduğunu, söz konusu 4 adet bonodan 2 tanesinin nakit olarak banka havalesi ile ödendiğini, bu 2 senet bakımından davalı tarafa borçlarının bulunmadığını, alacaklı tarafça 37.179.00TL için takibin başlatılmasının, ödenmiş senetlerin tamamının icraya konulmasının haksız ve kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin takip konusu asıl alacağın 17.250.00TL lik kısmını ödediğinin sabit olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, davamızın kabulüne, Bursa 13.İcra Müdürlüğü’nün 2017/601E sayılı dosyasına konu edilen borcun 17.250.00TL”lik kısmının müvekkili tarafından davalı tarafa ödendiği sabit olmakla birlikte müvekkilinin davalı tarafa ödenen bu miktarda borçlu olmadığının tespitine,takibin bu miktar ve bu miktara işleyecek faiz ,harç ve vekalet ücreti açısından iptaline, davalının haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle aleyhine dava konusu miktarın %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, Bursa 13.İcra Müdürlüğünün 2017/… sayılı takip dosyasında başlatılan icra takibinde menfi tespit ve istirdat davasıdır.
Bursa Bursa 13.İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı icra dosyasının celp ve incelenmesinde; davacı alacaklı vekili tarafından borçlu aleyhine 17.250,00 TL asıl alacak yönünden ilamsız icra takibinin başlatıldığı, süresi içinde yapılan itiraz üzerine durduğu anlaşılmıştır.
Davacının ticari defter ve belgeleri için inceleme günü belirlenmiş ve bBursa Bursa 13.İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı icra dosyasının celp ve incelenmesinde; davacı alacaklı vekili tarafından borçlu aleyhine 17.250,00 TL asıl alacak yönünden ilamsız icra takibinin başlatıldığı, süresi içinde yapılan itiraz üzerine durduğu anlaşılmıştır.
Davacının ticari defter ve belgeleri için inceleme günü belirlenmiş ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Davalının mahkememizce yapılan ihtara rağmen defterleri inceleme için ibraz etmemiştir. Bu sebeple davalı defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılmıştır. Söz konusu ticari ilişkiden kaynaklı satış bedelinin davacının sunduğu fatura tutarı kadar olduğu kabul edilmiştir.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre; ibrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır. 220/3.maddesi gereğince de defter ve belgelerin sunulmamasının neticesi olarak kaçınılan defter ve belgedeki kayıtların karşı tarafın defterlerindeki kayıtlara uygunluğu mahkeme tarafından kabul edilebilir.
Davacı defterlerini ibraz ettiği halde davalı defterlerini yapılan ihtara rağmen ibraz etmemiştir. Davacı defter ve belgeleri usulüne uygun tutulmuş olup delil olma niteliğindedir.
Dosya kapsamında bulunan 05.08.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı şirketin 1 sıra nolu elektronik Defter Genel Tebliği gereği ticari defterlerini E- Defter olarak kayıt altına alındığı, 2 sıra nolu elektronik defter genel tebliği, 3. Maddesi gereği ise yevmiye ve kebir defterleri beratlarını süresi içerisinde takip eden 3. Ayın sonuna kadar Gelir İdaresi Başkanlığı sistemine yüklediği, davalı şirket inceleme günü defter ve belgelerini sunmadığından incelenemediği, 2016 yılı balı itibariyle (2015 yılından devir) davacının, davalıya 44.935,37 TL borçlu göründüğü, 2016 yılında davalının, davacıya 1 adet karşılığı 34.243,69 TL tutarında fatura düzenlediği, buna karşılık davacının davalıya 6 adet senet karşılığı 55.179,06TL, 41.250,00TL banka havalesi yoluyla olmak üzere toplam 96.429,06TL ödemede bulunduğu, 2016 yılı sonu itibariyle davacının davalıdan 17.250,00TL alacaklı göründüğü, davacının , davalı adına düzenlemiş olduğu takibe ve davaya konu 4 adet karşılığı toplam 37.179,06 TL tutarlı senetlerden 17.250,00 TL kadar kısmının fiilen ödemesini gerçekleştirdiği, geriye kalan 19.929,06 TL kadar davacının, davalıya borçlu olacağı tespit edilmiştir.
Ancak takip sırasında dava konusu senetlerin 17.250,00 TL ‘lik kısmı banka havalesi ile ödenmiş olup bu husus banka havale makbuzları ve davacının ticari defter incelemesinde anlaşılmakla; Bursa 13. İcra Müdürlüğünün 2017/… Sayılı dosyasında davalı tarafından icra takibine konu edilmiş olması nedeniyle senet davacı tarafça ödenmiştir. Dava istirdat davasına dönüşmüştür. Bu sebeple 17.250,00 TL istirdat alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalının aleyhine haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle dava konusu miktarın %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Davanın KABULÜ ile, Bursa 13. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyasına konu edilen borcun 17.250,00 TL’lik kısmını davacı tarafından davalı tarafa ödendiği sabit olmakla davacı tarafından davalı tarafa ödenen bu miktarda borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Takibin bu miktar ve bu miktara işleyecek faiz, harç ve vekalet ücreti açısından İPTALİNE,
Davalının aleyhine haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle dava konusu miktarın %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine,
2-Alınması gereken 1.178,34 TL harçtan başlangıçta alınan 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 1.142,44 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye Gelir Kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 71,80 TL harç ve 559,60 TL yargılama gideri toplamı 631,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflar tarafından kullanılmayan artan gider avanslarının hükmün kesinleşmesine müteakip taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/03/2020
Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)