Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/424 E. 2022/1207 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/424
KARAR NO : 2022/1207

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. ……
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. ……
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 26/12/2016
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın vadeli hesabına 1.380.379,88 TL para yatırdığını, banka tarafından anaparaya 45 günde 16.000,00 TL faiz getirisinin ödendiğini, banka şubesine 08.12.2016 tarihinde vadeyi yeniletmek için gittiğinde portföy yöneticiyle görüştüğü sırada banka elemanı … …’nın yanlarına gelerek paranın daha yüksek faiz getirisi olan başka bir portföyde değerlendirilmesi teklifi yaptığını, bireysel emeklilik dışında başka portföy olması halinde kabul edeceğini söylediğini, banka elemanı … …’nın devlet hazine bonosunu teklif etmesi üzerine teklifi kabul ettiğini, … … ‘nın 13.12.2016 günü işyerine gelerek faiz getirisine ilişkin evrakları gösterdiğinde yapılan işlemin bireysel emeklilik olduğunu anladığını, 16.12.2016 tarihinde bankadan paranın o gün iade edilemeyeceğini öğrendiğini, 19.12.2016 tarihinde parayı yeniden %11,10 faiz getirili 45 günlük vadeli hesaba yatırdığını,11 günlük faiz kaybı nedeniyle 3.900,00 TL zarara uğradığını bildirerek, 3.900,00 TL’nin %11,10 mevduat faiz oranının üzerinden hesaplanarak davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap dilekçesinde özetle; davacının, zararının meydana geldiği yönündeki iddialarına esas oluşturan işlemlerin müvekkili banka… tarafından değil; …A.Ş. tarafından gerçekleştirildiğini, bu iki şirketin farklı tüzel kişiliğe sahip olduğunu davacının davasını …A.Ş.’ye yöneltmesi gerekirken müvekkili bankaya yönelttiğini bu nedenle husumet itirazlarının olduğunu, açıklanan nedenle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Deliller;
İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Kurulu’nun Düzenlediği Raporun Sonuç Kısmı “İnceleme konusu belgelerde … adına atılı imzalar ile …’nın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’nın eli ürünü olmadığı hususlarını bildirir kanaat raporudur.” şeklindedir.
Bankacı Bilirkişi’nin Raporunun Sonuç Kısmı “… ve … A.Ş.’nin … (seri no:….), …. (seri No:…., …. (seri No:…., …. (seri no:…….) numaralı poliçe asıllarında imzaların … eli ürünü olmadığı tespit edildiğinden davacının 11 günlük faiz kaybının oluştuğunu, faiz kaybının dava dışı …. …. ve … A. Ş. den talep edilmesi görüşünde olduğumu, 26.11.2021 tarihli Adli Tıp Raporuna İnceleme konusu belgelerde, … adına atılı imzalar ile …’ nın mukayese imzaları arasında , tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’nın el ürünü olmadığı hususlarını bildirir kanaat raporu, dava dosyasına sunulduğunu, ATK raporu ile yapılan imza incelemesi neticesinde BES sözleşmesinde bulunan İmzaların davacıya ait olmadığından, davacının 08.12.2016-19.12.2016 tarihleri arası 11 günlük net 3.925.00 TL faiz gelir kaybının oluştuğunu, Oluşan faiz kaybının dava dışı …. A. Ş. den talep edilmesi görüşünde olduğum” şeklindedir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ, HUKUKİ KABUL VE GEREKÇE

Dava, banka kredi sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın davacının vadeli hesabına 1.380.379,88 TL para yatırdığı, banka tarafından anaparaya 45 günde 16.000,00 TL faiz getirisinin ödendiği, davacının banka şubesine 08.12.2016 tarihinde vadeyi yeniletmek için gittiğinde portföy yöneticisiyle görüştüğü sırada banka elemanı … …’nın yanlarına gelerek paranın daha yüksek faiz getirisi olan başka bir portföyde değerlendirilmesi teklifini yaptığı, davacının bireysel emeklilik dışında başka portföy olması halinde kabul edeceğini söylediği, banka elemanı … …’nın devlet hazine bonosunu teklif etmesi üzerine teklifi kabul ettiği, … …’nın 13.12.2016 günü işyerine gelerek faiz getirisine ilişkin evrakları gösterdiğinde yapılan işlemin bireysel emeklilik olduğunu anladığı, 16.12.2016 tarihinde bankadan paranın o gün iade edilemeyeceğini öğrendiği, 19.12.2016 tarihinde parayı yeniden %11,10 faiz getirili 45 günlük vadeli hesaba yatırdığı, 11 günlük faiz kaybı nedeniyle 3.900,00 TL zarara uğranıldığı vakıalarından hareketle 3.900,00 TL’nin %11,10 mevduat faiz oranı üzerinden hesaplanarak davalıdan tahsili talep edilmiştir.
Cevap dilekçesinde özetle; davacının, zararının meydana geldiği yönündeki iddialarına esas oluşturan işlemlerin müvekkili banka… tarafından değil; …A.Ş. tarafından gerçekleştirildiği, bu iki şirketin farklı tüzel kişiliğe sahip olduğu, davacının davasını …A.Ş.’ye yöneltmesi gerekirken müvekkili bankaya yönelttiği savunmasın ile davanın husumet yokluğundan reddi talep edilmiştir.
Dava dilekçesinin ekinde bir kısım belgeler mahkememize sunulmuştur. Dava dışı …ve … Anonim Şirketine yazılan müzekkere cevabında davacının 4 ayrı sözleşme ile 09/12/2016 tarihinde bireysel emeklilik sistemine dahil olduğu ve 19/12/2016 tarihinde bu dört sözleşmeden caydığı belirtilmiştir. Mahkememize sunulan 4 sözleşmede de davacının imzasının bulunduğu alınan bilirkişi raporunda belirtilmiştir. Davacının 24/11/2020 tarihli dilekçesinde sözleşmelerdeki yazı ve imzalarını inkar ettiğine ilişkin dilekçe sunduğu görülmektedir. Bunun üzerine söz konusu sözleşmelerdeki imzaların davacının eli ürünü olup olmadığına ilişkin dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş ve 4 sözleşmedeki imzaların davacının eli ürünü olmadığı belirtilmiştir. İşbu rapordan sonra dosya yeniden Bankacı bilirkişiye verilmiş ve raporda davacının 11 günlük faiz kaybının oluştuğu ancak bunun …ve … Anonim Şirketinden talep edilebileceği belirtilmiştir.
Öncelikle bu 4 sözleşme ile ilgili sözleşmelerin numaralarının 4027251, 4027252, 4027253 ve 4027254 olduğu Adli Tıp Kurumu ve Bankacı Bilirkişi Raporunda belirtilmiş ve bu 4 sözleşmenin gerek asılları imza incelemesi için ve bir nüshaları da dosya arasına alınmıştır. Bu 4 sözleşmede sözleşmenin tarafı davalı banka değildir. Başka bir deyişle davacının imzası taklit edilerek adına bireysel emeklilik sözleşmesini akdeden dava dışı …ve … Anonim Şirketidir. Davalı banka ile dava dışı şirket farklı tüzel kişiliği olan iki ayrı şirkettir.
Bu noktada tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisine değinmek gerekirse; bu teori ancak istisnai ve sınırlı durumlarda titizlikle uygulanması gereken bir teoridir. Bu teoriye ihtiyatlı bir biçimde yaklaşılmalı; istisnai bir teori olduğundan mümkün olduğunca dar yorumlanmalı ve bu teorinin uygulanmasına ancak tüzel kişilik kavramının arkasına saklanılarak dürüstlük kuralına aykırı davranıldığı, kendisine tanınan hakkın kötüye kullanılarak üçüncü kişilerin zarara uğratıldığı, zarara yol açan tüzel kişinin sorumluluğuna hükmedebilmek için ise başka bir yasal nedene dayanılmasının mümkün olmadığı durumlarda başvurulmalıdır. Zira tüzel kişilik perdesinin aralanması, tüzel kişilerin borçlarından dolayı başkalarının sorumlu tutulamayacağı ilkesinin, özellikle şirketlerin sadece sermayeleri ile sorumlu olacakları ve tüzel kişilerin borçlarından dolayı ortakların sorumlu tutulamayacağı kuralının önemli bir istisnasını teşkil etmektedir (Çamoğlu, Ersin: Ticaret Ortaklıkları Bağlamında Perdenin Kaldırılması Kuramı ve Yargıtay Uygulaması, BATİDER, C. 32, S. 2, 2016, s. 12).
Anlaşılacağı üzere tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi her somut olayın özelliği gözetilerek değerlendirilmeli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 2. maddesi gereğince dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı gözetilerek tüzel kişiliğin alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kullanılıp kullanılmadığı, tüzel kişiliği düzenleyen normların dışına çıkılıp çıkılmadığı incelenmelidir.
Somut olayımız açısından; dava dışı …ve … Anonim Şirketinin davacının imzasını taklit ederek onu bireysel emeklilik sistemine dahil ettiği, bu durumda davacının bu şirkete karşı dava açması gerektiği, cevap dilekçesinde davanın bu şirkete yöneltilmesi gerektiğinin belirtilmesi ve son bankacı bilirkişi raporunda da aynı şekilde bu hususun dile getirilmesi karşısında HMK m.124 gereğince tarafta değişiklik talebinde bulunulmadığı ve tüzel kişilik perdesinin aralanması şartlarının da oluşmadığı, zira dava dışı şirketin mal kaçırması ve dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiği gibi bir durumun da söz konusu olmadığı, söz konusu 4 sözleşmenin davalı banka ile akdedilmediği, dava dışı …ve … Anonim Şirketi ile akdedildiği anlaşılmakla davanın pasif husumet yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve yasal gerekçesi izah edildiği üzere;
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Hüküm tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak, hazineye gelir kaydına,,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT m.7/2 hükümlerine göre hesaplanan 3.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
7-HMK m.333 gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8-Gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliği ile tebliğ giderinin eksik olması halinde giderin talepte bulunandan alınmasına,
Dair; taraf vekillerinin ve davacının yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır