Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/312 E. 2020/67 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/312
KARAR NO : 2020/67

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …. … NAKIŞ SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … TEKSTİL SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
VEKİLLERİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2018
KARAR TARİHİ : 23/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili beyanlarında; davalı aleyhine Bursa 20.İcra Müdürlüğünün 2017/… sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, takip konusu alacağın taraflar arasındaki yazılı olmayan eser sözleşmesinden kaynaklandığını buna göre davacının sözleşmeye konu elbise nakış imalatını gerçekleştirildiği halde davalı tarafça bu sözleşmeden kaynaklı bedelin ödenmediğini, başlatılan takibe de haksız olarak itiraz edildiğini, kendilerine yapılmış herhangi bir ayıp ihbarı bulunmadığını, yine geç teslim iddialarını da kabul etmediklerine, dava dışı firmalarla olan anlaşmaları ve aralarında yaptığı yazışmaları kabul etmediklerini ve bunun davacıya yöneltilemeyeceğini belirterek haksız itirazın iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep etmiştir.
Davalı vekili beyanlarında, taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu, eser sözleşmesinin davacı tarafın kendilerine göndermiş oldukları teklif üzerine kurulduğunu, yazılı bir sözleşme yapılmadığını, anlaşmaya göre günde bin takımın 11,5 TL birim fiyatı üzerinden hazırlanmasının kararlaştırıldığını, davacının yaptığı işte hem kararlaştırılan termine uygun davranmadığını ve ürünleri geç teslim ettiğini, yine yapmış olduğu ürünlerde ayıp bulunduğunu, bu ayıp dolayısıyla davalının üçüncü kişilerle olan hukuki ilişkilerinde onlara cezai şart ödemek durumunda kaldıklarını, buna ilişkin olarak davacı tarafa yansıtma fatura düzenlendiğini ancak davacı tarafın bunu kabul etmediklerini, takipte davacıya borçlu olmadıklarını belirterek davanın reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmolunmasını talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava Bursa 20.İcra Müdürlüğünün 2017/… sayılı dosyasında davalının ödeme emrine itirazının iptali davasıdır.
Takip konusu alacağın taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Sözleşme yazılı olarak yapılmamıştır. Bu sözleşme ile davacının sözleşmeye konu elbise nakış imalatını gerçekleştirme işini üstlendiği görülmektedir.
Davacı taraf sözleşmede yapılan işler karşılığı olarak davalı tarafça eksik ödeme yapıldığını ileri sürmüştür. Davalı taraf ise günde 1000 adet takımın 11,5 TL birim fiyatı üzerinden hazırlanmasının kararlaştırıldığını, davacının yaptığı işte hem kararlaştırılan termine uygun davranmadığını ve ürünleri geç teslim ettiğini, yine yapmış olduğu ürünlerde ayıp bulunduğunu, bu ayıp dolayısıyla davalının üçüncü kişilerle olan hukuki ilişkilerinde onlara cezai şart ödemek durumunda kaldıklarını savunmuştur.
Taraflar arasında ki ihtilaf noktaları; nakış işleminin birim fiyatının ne olduğu, yapılan işte ayıp bulunup bulunmadığı, davacının sözleşmede kararlaştırılan termine uygun davranıp davranmadığı, davalı tarafça düzenlenen yansıtma faturasının dikkate alınıp alınmayacağı, davalı tarafça bir kısım malların taşınması için yapılan masrafların davacı tarafa yüklenip yüklenmeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Öncelikli olarak belirtmek gerekir ki ayıp iddiasında bulunan davalı bu iddiasını ispatlamalıdır.
Sözleşme sürecinde taraflar arasında bir kısım mail yazışmaları yapılmıştır. Ancak her iki taraf tacir olduğundan defterlerinde inceleme yapılmalıdır. Bu şekilde davacı tarafça düzenlenen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, tarafların defterlerinde hangi birim fiyatların uygulandığı, davalının düzenlediği yansıtma faturasının davacı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, sözleşmede tarafların miktar ve süre bakımından belirledikleri bir termin bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Taraf defterlerinde ki uyumsuzluk davalının düzenlediği fiyat farkı faturası ve reklamasyon faturalarından kaynaklanmaktadır.
Davalı taraf birim fiyatın 11.5 TL olarak kararlaştırıldığı halde davacı tarafın 18,00 TL birim fiyat üzerinden fatura düzenlediğini ileri sürmektedir. Taraf kayıtları incelendiğinde davacı tarafça faturaların 18 TL birim fiyat üzerinden düzenlendiği ve davalı tarafın bu fiyat üzerinden düzenlenen faturaları defterlerine kaydettiği ve BA formu ile maliyeye bildirdiği anlaşılmaktadır. Taraf defterlerinde birim fiyat olarak 18 TL’nin uygulandığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar daha sonradan davalı tarafça aradaki fark için 17.05.2017 tarihinde 76.541,92 TL tutarında fiyat farkı faturası düzenlenmişse de bu fatura davacı tarafça kabul edilmemiş ve defterlere işlenmemiştir. Taraflar tacir olup basiretli tacir ilkesi uyarınca defter ve kayıtlarını gerçek duruma uygun şekilde tutmakla yükümlüdürler. Bu sebeple tarafların defterlerindeki kayıtlar onlar için bağlayıcıdır. Taraflar arasındaki sözleşmede birim fiyatın 18 TL olarak uygulanması gerektiği kabul edilerek 17.05.2017 tarihli 76.541,92 TL tutarlı yansıtma faturası dikkate alınmamıştır.
Davacının sözleşmede kararlaştırılan termine uygun davranmadığı iddiası yönünden her ne kadar bir kısım mail yazışmaları dosyaya sunulmuşsa da günlük üretim miktarı ve teslim süresi ile ilgili kesin bir veri dava dosyasında bulunmamaktadır.
Yapılan incelemede davacının ortalama günlük 1.100 civarında ürün teslim ettiği anlaşılmaktadır. Yine bilirkişi raporunda mail yazışmalarına atıf yapılmış ve günlük 1.600 adet mal tesliminde birim fiyat olarak 18 TL uygulanacağı belirtilmişse de yukarıda ki açıklamalar termin konusunda da geçerlidir. Davacı tarafça ortalama 1.100 ürün teslimi ile 18 TL birim fiyat üzerinden düzenlenen faturaları davalı defterlerine kaydetmiş ve BA formu ile maliyeye bildirmiştir. 2017 Mart ve Nisan ayında uygulama ticari ilişkide bu şekilde süregelmiştir. Davalı taraf defter ve kayıtları ile bu şekilde ortalama günlük 1.100 civarında ürün teslim edilmesi karşılığında 18 TL birim fiyat uygulaması yapmıştır. Bundan sonra Günlük 1.600 adet mal tesliminde bulunulmadığı ve termine uygun davranılmadığı savunmasında bulunulamayacağı kabul edilmiştir. Bu sebeple termine uygun davranılmadığı için zarar oluştuğu ve bunun davacı alacağından mahsup edilmesi talebi yerinde görülmemiştir. Nitekim buna ilişkin davalı tarafın düzenlediği reklamasyon faturaları da kabul edilmeyerek davacı tarafından iade edilmiştir. 3.924,80 TL tutarındaki nakliye bedeli ve 7.912,08 TL tutarlı reklamasyon faturaları davacı alacağından düşülmemiştir. Davacının davalıdan takibe konu ettiği 107.001,87 TL tutarında alacağı bulunmaktadır. Bu sebeple davanın kabulüne karar verilmiştir.
Alacak likit değildir ayıp iddiası ile reklamasyon faturaları bakımından yargılama yapılmıştır.Alacağın likit olmadığı anlaşıldığından koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile, Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2017/… sayılı dosyasında davalının ödeme emrine itirazının iptaline,
Takibin 107.001,87 TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki kayıtlar ile birlikte devamına,
2-Alacağın likit olmadığı anlaşıldığından koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin reddine,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 7.309,29 TL harçtan başlangıçta alınan 1.292,33 TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 535,81 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.481,15 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 1.328,23 TL harç, 56,50 TL yargılama gideri toplam 1.384,73 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 14.115,18 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki
haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/01/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza