Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/282 E. 2022/725 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.


T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/282 Esas
KARAR NO : 2022/725

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. ……
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. ……
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2018
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili beyanlarında özetle ; taraflar arasında Özlüce Mah. 2436 ada 25 parselde kayıtlı taşınmazda davalının yüklenicisi olduğu, davacının da inşaatın betonarme sisteminin ve duvarlarının yapılması konusunda alt taşeron olduğu eser sözleşmesi tanzim ettiklerini, davacının yapacağı iş karşılığının 1 milyon TL + KDV olarak belirlendiğini, iş bitiminde yapılan iş ile birim fiyat çarpılarak gerçek hakedişin kararlaştırıldığını, davacının sözleşme uyarınca kararlaştırılan tüm edimleri yerine getirdiğini ancak KDV yükümlülüğü üzerinde bulunan davalının sözleşmede belirlenen ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini bu nedenle yapılan işler karşılığı şimdilik 10.000,00 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmişlerdir.
Davalı vekili beyanlarında özetle ; taraflar arasındaki taşeronluk sözleşmesi dolayısıyla davacının açmış olduğu bu davanın reddi gerektiğini, alacağın varlığını ve sözleşme dolayısıyla ödeme yapılmadığını gösteren hiç bir delil bulunmadığını, davacının iddialarını ispatla yükümlü olduğunu belirterek davanın reddini talep etmişlerdir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Eldeki dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Davacı taraf, taraflar arasında Özlüce Mah. 2436 ada 25 parselde kayıtlı taşınmazda davalının yüklenicisi olduğunu, davacının da inşaatın betonarme sisteminin ve duvarlarının yapılması konusunda alt taşeron olduğu eser sözleşmesi tanzim ettiklerini, davacının yapacağı iş karşılığının 1 milyon TL + KDV olarak belirlendiğini, iş bitiminde yapılan iş ile birim fiyat çarpılarak gerçek hakedişin kararlaştırıldığını, davacının sözleşme uyarınca kararlaştırılan tüm edimleri yerine getirdiğini ancak KDV yükümlülüğü üzerinde bulunan davalının sözleşmede belirlenen ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini iddia etmiştir.
Taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi kapsamında davacı taraf tüm edimlerini yerine getirip getirmediği, imalatı tamamlanan işlere karşılık yapılan tüm işler faturalandırılıp faturalandırılmadığı, bu faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, imalatı yapılıp faturalandırılmayan kısmın olup olmadığı araştırılmalıdır.
Bu kapsamda; tarafların 2014-2015-2016-2017-2018 yıllarına ait ticari defter ve belgeler üzerinde SMMM bilirkişiden dava konusu taşeronluk sözleşmesi uyarınca davacı tarafça tamamlanan işlere ilişkin düzenlenen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, taraf defterlerinde bir tablo yapılarak karşılaştırma yapılmak suretiyle her bir faturanın tarihleri ve miktarları ayrı ayrı belirlenmek suretiyle kayıtların tetkiki ile bu faturaların tamamı davalı defterlerinde kayıtlı ise davalı tarafça ödeme yapılıp yapılmadığı, ödeme yapılmış ise bu ödemenin davacı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, yine davacı defterlerinde kayıtlı olup da davalı defterlerinde kayıtlı olmayan faturalar bulunuyor ise bunların her birinin ayrı ayrı tarih ve miktarlarını gösterecek şekilde rapor düzenlenerek davacının dava konusu işte toplam alacak miktarının ne olduğunun belirlenmesi istenilmiştir.
SMMM bilirkişisi düzenlemiş olduğu raporunda; davacıya ait 2016 yılı defterin 213 sayılı VUK’un 224 ve 225. Maddeleri ile 6762 sayılı eski TTK’nun 66. Maddesi ve 6102 sayılı yeni TTK’nun 64. Maddelerine göre 2014-2017 yılları arası açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içinde yaptırıldığını, 2018 yılı yevmiye defterinin döneminden sonra 23/01/2018 tarihinde açılış tasdikinin yaptırıldığını, kapanış tasdiki için 30/06/2019 tarihine kadar süre bulunduğunu, davalıya ait 2016 yılı defterin 213 sayılı VUK’un 224 ve 225. Maddeleri ile 6762 sayılı eski TTK’nun 66. Maddesi ve 6102 sayılı yeni TTK’nun 64. Maddelerine göre 2015-2017 yılları arası açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içinde yaptırıldığını, davalı şirketin 2014 yılı defterlerini sunmadığını, 2014 yılında davacının davalıya 29/12/2014 tarih 56258 seri numaralı 499.999,98 TL tutarında fatura düzenlediğini, 2014 yılından devir bakiye alacağın devam ettiğini, 2017 yılı sonu itibariyle davacının davalıdan 499.999,98 TL alacaklı göründüğü, 2018 yılında da bakiye alacağın devam ettiğini, davalı şirketin 2014 yılı defterlerini sunmadığından bu defterlerin incelenemediğini, davalı şirketin 2015-2017 yılları arası kayıtlarının incelendiğinde davalı şirket kayıtlarında davacıya ilişkin herhangi bir kaydın tespit edilemediğini rapor etmiştir.
Dosya kapsamında Mahallinde 02/08/2019 tarihinde inşaat bilirkişileri eşliğinde keşif yapılmış bilirkişi heyetince davacının yaptığı imalat tutarı 1.452.820,00 TL olarak belirlenmiştir.
Dava ıslah sonrası 1.186.460,00 TL alacak tutarına yükseltilmiştir.
Taraflar arasında gerçek sözleşmenin 24.04.2014 tarihli sözleşme olduğu bu sözleşmeye göre imalat karşılığı taşınmaz devrinin kararlaştırıldığı ve bu sözleşmedeki taşınmazların davacı tarafa devredilerek borcun sona erdiği ileri sürmüştür.
Borcu sona erdiren belge süresi içerisinde sunulmasa da yargılama bitmeden sunulduğunda değerlendirmeye alınmalıdır. Yerleşik hale gelmiş yargıtay uygulaması da bu yöndedir. (Yargıtay 22. HD 03.05.2018 tarih 2017/12438 E 2018/10428 K)
Somut olayda, temyiz aşamasında davalı tarafından ek temyiz dilekçesi ekinde sunulan çeşitli aylara ilişkin yapılan ödemeleri gösteren ödeme belgeleri, borcu sona erdiren belgelerden olduğundan ve borcu sona erdiren belgeler de taraflarca tahkikatın sona ermesine kadar sunulabileceğinden mahkeme tarafından imzalı ödeme belgelerinin dikkate alınmaması hatalı olmuştur. (Yargıtay HGK 18.11.2020 tarih, 2016/(7)9-1866 E, 2020/920 K)
” Davalının 1.774,00 TL’nin iade edildiğini belirterek belge sunduğu, ödeme belgelerinin borcu sona erdiren belgeler olduğundan yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği ve bu ödeme savunmasının değerlendirilerek sonuca uygun karar verilmesi gerektiği”ne dair Yargıtay 13 HD 19.03.2015 tarihli, 2015/7254 E., 2015/8846 K. sayılı ilamı aynı yöndedir.
Dosyaya dava konusu imalata ilişkin iki ayrı sözleşme sunulmuştur. Birincisi davalı tarafça sunulan tarihsiz 1 milyon TL bedelli sözleşmedir. İkincisi ise 24.04.2014 tarihli sözleşmedir. Taraflarca bu sözleşmelerdeki imza inkar edilmemiştir.
Tarafların iradesi ve edimlerini yerine getirme biçimine göre gerçek sözleşmenin belirlenmesi gerektiği gibi 24.04.2014 tarihli sözleşme imalat bedelinin taşınmaz devri suretiyle ifa edileceğini kararlaştırdığına göre tapu kayıtları ile birlikte bu sözleşme borcu sona erdiren belge niteliğinde de sayılacaktır.
Yine davacı taraf yetkilisi yeminli beyanında da dava konusu sözleşme ilişkisi kapsamında 24.04.2014 tarihli sözleşmede belirtilen edimlerden 5 ve 6 nolu bağımsız bölümlerin devri doğrulanarak 24.04.2014 tarihli sözleşme içeriği kabul edilmiştir.
Bu nedenle 24.04.2014 tarihli sözleşme süresinden sonra sunulmuşsa da dikkate alınmış ve sözleşmede belirtilen taşınmazların tapu devrine ilişkin belgeler celpedilmiştir.
Sözleşmeye konu 5 ve 6 nolu bağımsız bölümlerin arsa sahibi ….. Uğurel’ den doğrudan davacıya aktarıldığı yine davacı defter ve kayıtlarında 2017 yılında …. Uğurel isimli kişiden yapılan virman bulunduğu ve bu virmanın davalının takip edildiği hesapta kaydedildiği bu durumun sözleşme hükümleri ile birlekte dikkate alındığında sözleşmede kararlaştırılan 5 ve 6 nolu bağımsız bölümlerin devri ile imalat bedellerinin bir kısmının tahsil edilmiş olduğu kabul edilmiştir.
8 nolu bağımsız bölümde devirler yapılırken arsa sahibinden doğrudan davacı tarafa yapılmayıp arada satış işlemi gerçekleşen … … ve … … ‘ ın devirleri bulunmaktadır. Davacı taraf bu devrin davalı tarafından yapılmadığı ileri sürmüştür davalı taraf ise devrin davacının istemi üzerine ilk devir yapılanlara devredildiğini ileri sürmüş ancak bu hususta bir delil ibraz edilemediğinden yemin deliline dayanmışlardır.
Davacı şirketi temsile yetkili kişiler ise yeminli beyanlarında bu iddiayı inkar etmişlerdir. Ancak 5 ve 6 nolu bağımsız bölümlerin sözleşme kapsamında devredildiği kabul edilmiştir. Davalı taraf sözleşme kapsamında 8 nolu bağımsız bölümü davacıya devrettiğini sözleşme gereği tüm edimlerini yerine getirdiğini ispatlayamamıştır.
Sözleşmede davalı tarafın temel edimi ayni edim taşınmaz devir borcu olduğundan devredilen 5 ve 6 nolu bağımsız bölümler ile devredilmeyen 8 nolu bağımsız bölümün kıymeti yapılan ve eldeki davada istenen 1.186.460,00 TL imalat bedeli alacağına oranlanmak suretiyle bu imalat bedelinin 8 nolu daireye karşılık gelen miktarı belirlenmelidir. Bu konuda bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Yapılan incelemede talebe konu 1.186.460,00 TL alacağın 8 nolu daireye karşılık gelen miktarı 247.258,26 TL olarak tespit edilmiştir. Bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1- 247.258,26 TL alacağın 10.000,00 TL’sinin dava tarihi bakiyesinin ıslah tarihi olan 09/11/2020 Tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine.
3-Harçlar yasası gereğince alınması gerekli 18.690,21 TL harçtan başlangıçta alınan 170,78 TL peşin harç, 20.091,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 20.261,78‬ harcın mahsubu ile artan 1.571,57‬ harcın talep ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılmış olan 35,90 TL başvurma harcı, 170,78 TL peşin harç, 20.091,00 TL ıslah harcı, 5.380,70 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 25.678,38 TL giderinin kabul oranına göre 5.030,79 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ye göre hesap ve takdir edilen 25.758,08 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ ye göre hesap ve takdir edilen 64.010,09 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunu, usulen anlatıldı. 15/06/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır