Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/260 E. 2019/141 K. 18.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2018/260
KARAR NO : 2019/141

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …

VEKİLİ : Av. …
Uluyol Cad. Detay İş Merkezi No:20 K:1 Osmangazi/ BURSA

DAVALI : … – …

VEKİLİ : Av. … VİCDAN – Kıbrıs Şehitleri Cad. No:2 K:10 Arkur Doğu Han Uluyol Osmangazi/ BURSA

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/02/2018
KARAR TARİHİ : 18/02/2019
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde davacı şirketin el aletleri ve hırdavat malzemeleri satışı yaptığını, davalıya da zaman içerisinde ticari satım yapıp teslim ettiğini, bakiye 67.059,34 TL borcun bugüne kadar ödenmediğini, bunun üzerine Bursa 16.İcra Dairesinin 2017/… esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını, davalının takibe haksız biçimde itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf ise, davanın reddi gerektiğini savunmuş, faturaların mal teslimini ispata yeterli olmadığını, mal teslim hususunun davacı tarafça ispatı gerektiğini, davalının herhangi bir mal veya hizmet teslim almadığını, davacının sahte fatura kestiğini bu sebeple hakkında vergi dairesince başlatılmış incelemeler ve açılmış davalar da bulunduğunu ileri sürmüş davacı aleyhine haksız takip tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava ilamsız takipe itirazın iptali davasıdır. İlamsız takibe dayanak olan alacağın satış sözleşmesinden kaynaklandığı ileri sürülmüştür. Davalı taraf davayı ve borçu inkar ettiğinden, satış sözleşmesini de ikrar etmediğinden ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Davacı taraf takibe dayanak yaptığı fatura içeriğindeki malları davalıya satıp teslim ettiğini ispat etmelidir.
İddiaya göre taraflar arasındaki alışveriş ilişkisi eskiye dayanmaktadır. Taraflar daha çok açık hesap biçiminde çalışmıştır. Fatura içeriğindeki malların teslimine ilişkin kayıt yoktur. Bu sebeple davacı taraf defter incelemesi deliline dayanmıştır.
Taraflar arasındaki alışveriş ilişkisini ve bu ilişki sebebiyle kesilen faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olup olmadığını anlamak için bilirkişi incelemesi yaptırılması uygun görülmüştür. Davacıya ait defterlerin vergi incelemesinde bulunduğu anlaşıldığından bilirkişiye defterleri vergi dairesinde incelemek üzere yetki verilmiş, akaninde davalı defterlerinin de yerinde incelenmesi uygun bulunmuştur. Ancak davalı taraf defterlerini sunmayacağına ilişkin beyanda bulunmuştur. Bu sebeple bilirkişi sadece davacı defterlerini inceleyerek 04.07.2018 tarihli raporunu hazırlamıştır. Rapora göre davacı tarafın takibe dayanak yaptığı faturalar ticari defterlerine işlenmiştir. Buna karşılık satış faturalarının üzerinde sevk irsaliyelerinin tarih ve numaraları bulunmadığı gibi sevk irsaliyeleri de yoktur. Faturaların üzerinde teslim imzası da bulunmamaktadır. Davacı kendi defterlerine göre 67.059,34₺ alacaklıdır. Davacı kayıtlarındaki tahsilatlarında yeterli belgeye dayanmadığı, banka dekontları celp edildiğinde daha detaylı rapor hazırlanabileceği açıklanmıştır. Rapora göre davacının ticari defterlerinin açılış tasdikleri tamamdır. 2012-2013-2014 Yılları yevmiye defterlerinin kapanış Tastykleri de yapılmış olmasına rağmen kebir ve envanter defterlerinin kapanış tasdikleri eksiktir. Davacı defterlerindeki taksiyle kayıtlarının belgeyi dayanıp dayanmaması sonuca etkili değildir. Zira davacı taraf zaten bu ödemeleri kabul etmiştir.
Davalı taraf davacının bir kısım defterlerinin tastiksiz olmasın defterlerini delil niteliğini ortadan kaldırdığını ileri sürmüştür. Kebir ve envanter defterleri için bu itiraz yerinde olmakla birlikte yevmiye defterinin davacı lehine delil olma özelliği mevcuttur. Keza davalı taraf münhasıran davalı defterlerinde dayanılmadığı için defter sunmamalarının aleyhlerine değerlendirilemeyeceği görüşündedir. Buna karşılık davacı tarafın davalı ya ait olup vergi dairesine bildirilen alış beyannamelerine dayandığı nazara alındığında bu eksik giderildikten sonra yeni bir rapor alınmalıdır.
Davalıya ait B-A formları ilgili vergi dairesinden getirtilmiş ve bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi 16.10.2018 tarihli ek raporunda celp edilen alış beyannamesi ve satış beyannamesine ilişkin formların incelendiğini, Davacı tarafın düzenlediği ve defterine kaydettiği faturalardan 5000 TL’nin üzerindeki tüm faturaların davalı tarafından vergi dairesine beyan edildiğini bildirmiştir. Davalının beyan etmediği faturalardan bir tanesi 5000 Türk Lirasının altında kaldığından beyan edilmemiştir. Ancak daha sonra eksik beyannamelerden bir tanesi daha celp edilmiş, bu faturanın da beyan edildiği ortaya çıkmıştır.
Dosya kapsamına göre davacı taraf iddiasını yeterince ispat etmiştir. Davalı taraf soyut inkar yoluyla ticari ilişkiyi inkar etmişse de, kendi beyannamelerinde davacının kestiği faturalara yer vermiştir. Bu durum bir ticari ilişkilerin varlığını ispata yeterlidir. Keza faturaları alıp defterine işleyen davalının malları teslim aldığına da işaret eder. Her ne kadar davalı taraf davacının sahte fatura kesmekten yargılandığını, faturası kesilen malların gerçekte teslim edilmediğini ileri sürse de bu savunma kurtuluş karinesi olamaz. Faturaları kesilen malların gerçekte satılıp teslim edilmediğini ileri sürmesine rağmen kendi defterlerine kaydederek vergi dairesine beyan vermiş olması davalının da sahte fatura eylemlerine iştirak ettiği sonucunu doğurur. Davalı kendi kusurlu eyleminden yola çıkarak haklılık elde edemez. Üstelik davalı taraf baştan beri usulü dürüstlük kuralına uygun davranmamış, Taraflar arasındaki ilişkiyi ve vakaları doğru biçimde bildirmemiştir. Ortaya çıkan her delile karşı farklı bir savunma ileri sürmek kabul edilemez. O halde davalının takibe itirazı haksız ve alacağın tahsilini geciktirmeye yöneliktir. Alacak muayyen olduğunda davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davanın kabulü ile Bursa 16. İcra Dairesinin 2017/… sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına,
İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu değerlendirilerek davalı borçlunun asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 4.580,82-TL karar harcının, peşin olarak alınan 1.145,21 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.435,61-TL harcın davalıdan tahsiline,
Davacı tarafından yapılan 41.10-TL başvurma ve vekalet harcı + 155,55-TL posta ve tebligat gideri + 450,00-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 696,65-TL yargılama gideri ile peşin olarak alınan 1.145,21-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davacı vekili lehine takdir edilen 7.726,53-TL ücreti-i vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okundu, anlatıldı. 01/04/2019

İş bu kararın gerekçesi 27/05/2019 tarihinde yazılmıştır.

Katip …

Hakim …