Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1874 E. 2020/395 K. 01.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

.
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
BAŞKANLIĞI TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1874
KARAR NO : 2020/395

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : .

DAVACI : … ..
VEKİLİ : Av. ….
DAVALILAR : 1- … – …

2- … .
3- … –

VEKİLİ : Av. … .
DAVA : T.T.K 630/2 Maddesi Gereğince Yönetim Haklarının Kısıtlanması
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 01/07/2020
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı taraf dava dilekçesinde, davalı ortaklardan …’ın şirket müdürü olarak görev yaptığını diğer ortak ve davalı …’la birlikte hareket ettiğini, şirketin mallarını muvazalı ve şirket zararına olacak şekilde ucuz fiyata elden çıkardığını, bu mallar arasında araç ve taşınmazlar bulunduğunu, davacı ortağa yeterli bilgi verilmediğini, davacı ortağın bilgi almak için dava açmak zorunda kaldığını, bu işlemlerle ortaklığa aykırı hareket edenlerle ve şirketi zarara uğratan …’ın müdürlükten azline ve şirketin idaresi için bir kayyum atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuş, şirketin önceki müdürünün davacı ortak olduğunu, görev yaptığı dönemde şirket işleriyle ilgilenmediğini zorunlu toplantıları dahi yapmadığını, genel kurulun toplantıya çağırılmadığını, şirketin mali durumunun düzeltilmesi için sermaye artışı, kredi kullanımı gibi meselelerde olumsuz tutum aldığını, o dönemde şirketin borçlarının da olduğunu ve bunların ödenmesi için bir kısım malların satılması gerektiğini satılan taşınmazların bedellerinin şirketin ödendiğini ve kredi riskinin kapatılmasında kullanıldığını, taşınmazlara üzerinde ipoteklerin kaldırıldığını, şirketin mali güçlüğe düşmesinin davacı ortağın müdürlük döneminden kaynaklandığını, davalı müdürün zaten batık bir şirkete müdür olduğunu, ileri sürmüştür.
DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava, T.T.K 630/2 maddesi gereğince limited şirket ortağı tarafından açılan ve haklı sebeple şirket müdürünün yönetim haklarının kısıtlanması ve şirkete kayyım atanmasına ilişkindir. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Davacı, yöneticinin özen ve bağlılık yükümlülüğüne aykırı davrandığını ispat etmelidir.
Türk Ticaret Kanununun 630’uncu maddesinin 2’nci fıkrasına göre her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Aynı maddenin 3’üncü fıkrasında haklı sebeplere sınırlayıcı olmayan örnek verilerek kapsamın açıklanmasına çalışılmıştır. Bu fıkraya göre yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekildlimited şirket ortağı tarafından açılan ve haklı sebeple yöneticinin yönetim haklarının ve temsil yetkisinin kaldırılması ve şirkete kayyum atanmasına ilişkindir. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Davacı, yöneticinin özen ve bağlılık yükümlülüğüne aykırı davrandığını ispat etmelidir.
Türk Ticaret Kanununun 630’uncu maddesinin 2’nci fıkrasına göre her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Aynı maddenin 3’üncü fıkrasında haklı sebeplere sınırlayıcı olmayan örnek verilerek kapsamın açıklanmasına çalışılmıştır. Bu fıkraya göre yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur. O halde davacı ortak da bu durumların varlığını ispat etmelidir.
Şirketin kötü yönetilmesi kavramının çerçevesi muğlaktır. Her şirket kendi dışındaki ekonomik etkenlerden farklı etkilenir. Kimi zaman akıllıca sayılan bir yatırım, beklenmeyen dış etkenlerle şirketin iflasına bile neden olabilir. Kriz fırsata dönebileceği gibi, bolluk ve ekonomik hareketlilik günlerinde krizi yaşamak da mümkündür. O halde tek başına karlılık veya zararda olma hali şirketin iyi veya kötü yönetildiğini göstermez.
Buna karşılık her yönetici makul ölçüde hareket etmek ve basiretli bir tacir gibi davranmak zorundadır. Özellikle normal bir algı düzeyine sahip orta derecede zekaya sahip bir insanın davranacağı ölçüde makul olmak gerekir. Göz göre göre şirketi zarara uğratacak hareketlerden kaçınmalıdır.
Somut olayda davalı şirket yöneticisinin şirket mal varlığına dahil olan bir taşınmazı gerçek değerinin altında bir fiyatla sattığı iddia edilmiştir. Öncelikle bu taşınmazın rayiç fiyatları konusunda rapor alınarak satış bedeli ile rayiçler arasında bir fark bulunup bulunmadığı değerlendirilmiştir. Mudanya ilçesi Kumyaka beldesinde bulunan ve davalı şirket yetkilisi tarafından 20.000.TL’ye satıldığı anlaşılan taşınmazın gerçek değerinin 220.000.TL’nin üzerinde olduğu ortaya çıkmıştır. Keza 290.000.TL’ye satılan bir bağımsız bölümün rayiç fiyatı en az 347.500.TL’dir. Bu durum davalı yönetici … aleyhine ciddi bir şüphe doğurmuştur.
Bir mali müşavir bilirkişiden de şirketin genel durumu hakkında rapor alınmıştır. 31.03.2020 tarihli raporda davalı …’ın müdürlüğü döneminde şirketin ciroları artmış buna karşılık giderler de arttığından şirketin karlılığı yükselmemiştir. 2017 yılında yapılan satış ve harcanan masrafa göre kar miktarı oldukça düşüktür. 2015 ve 2016 yılları ise zararla kapatılmıştır. Fakat şirketin daha önceki yıllardan gelen mali sıkıntıları dikkate alındığında zararla kapatılan yılların sorumluluğu tek başına davalı …’a yüklenemez. Devam eden yıllarda şirket aktifi artmışsa da ticari borçları da artmıştır. Şirketin mali durumu tek başına bir anlam ifade etmemekle birlikte malvarlığı değerlerinin gerçek fiyatının altında satılmasının izahı yapılamamıştır. Kimi zaman şirketler vergi ve harçlardan kaçınmak için satışlarda gerçek değeri bildirmezler. Ancak böyle bir durum varsa gerçek değer ile beyan değeri arasındaki farkın nasıl şirkete kazandırıldığı açıklanmalıdır. Üstelik satışların davalı …’ın sosyal ilişki içinde bulunduğu bir kişiye yapılması da makul sebeplerle açıklanmış değildir.
Tüm bu izahat çerçevesinde davalı …’ın şirketi yönetirken şeffaf ve hesap verilebilir bir düzen kurmadığı, özen ve bağlılık yükümlülüğüne uygun davranmadığı kabul edilerek yönetim yetkileri kaldırılmış, şirkete geçici de olsa bir kayyum atanmıştır. Elbette mahkememizce atanan kayyum şirketi ila-nihaye yönetecek değildir. Şirketin yönetimi hakkında son ve asıl söz, şirket genel kuruluna aittir.
Bu tür davalar müdüre karşı açılır. Şirketin ve diğer ortakların taraf sıfatı yoktur. Bu nedenle … Ltd. Şti ve diğer ortak … aleyhine açılan dava reddedilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kabulü ile davanın davalı … yönünden kabulü ile, …’ın … Kimyevi Maddeler Mad. Nak. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Müdürlüğünden azline,
Kararın kesinleşeceği döneme kadar taraf menfaatlerini koruması amacıyla SMM .. … kayyım olarak atanmasına,
Aylık 1000 TL kayyum ücretinin şirket malvarlığından karşılanmasına,
Davalılar … Ltd. Şti. Ve … yönünden sıfat yokluğu sebebiyle davanın reddine,
Alınması gereken 54,40-TL harca peşin yatırılan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50-TL harcın davalıdan tahsiline,
Davacı vekili lehine takdir edilen 3.400-TL ücret-i vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça karşılanan ve peşin harç dahil edilerek hesaplanan 1.169,3‬-TL muhakeme masrafının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okundu, anlatıldı.01/07/2020

İş bu kararın gerekçesi 01/07/2020 tarihinde yazılmıştır.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır