Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1854 E. 2021/238 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/1854 Esas – 2021/238
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1854
KARAR NO : 2021/238

HAKİM : ….
KATİP : …..

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : ….
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 11/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı taraf dava dilekçesinde, taraflar arasındaki hizmet alım çerçevesinde toplam 105.000,00 TL bedelli teminat mektupları verdiklerini, ihale sürecinin sona ermesine, 6552 sayılı yasayla değişik 4857 sayılı yasının 112. Md gereğince kıdem tazminatlarından davalının sorumlu olmasına rağmen teminat mektuplarının iade edilmediğini, ileri sürerek kıdem tazminatı sorumluluğunun davalıda olduğunun tespiti ile teminat mektuplarının iadesine, paraya çevrildiyse bedelinin ödenmesine, Teminat olarak bloke edilen 15.000,00 TL hak ediş bedelinin davacıya ödenmesine karar verilmesini, yargılama harç ve giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; taraf davanın reddi gerektiğini savunmuş, 6552 sayılı yasayla yapılan değişikliğin dava konusu ihaleye uygulanamayacağını, dava hakkının düştüğünü, zaman aşımına uğradığını, hukuki yarar bulunmadığını, mahkemenin görevsiz ve yetkisiz olduğunu, davacı tarafın sözleşmeye aykırı davranarak kıdem tazminatların yatırıldığına dair davalı tarafın 4734 sayılı kanunun 3/g maddesi kapsamında ihaleye çıktığını ileri sürmüştür. Davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava taraflar arasındaki ihale sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
Taraflar arasında 02/07/2016 tarihli ihale sözleşmesi imzalanmış, bu sözleşme 30.11.2018 tarihinde sona ermiştir. Daha sonra taraflar arasında yeniden 17/08/2018 tarihli ihale sözleşmesi imzalamıştır.
Bu sözleşme ile davalı davacıdan personel çalıştırılması yoluyla hizmet alımı gerçekleştirmektedir.
Davacı 6552 sayılı yasa ile 4734 sayılı yasa ile yapılan değişiklik nedeniyle kanunun 62/1-e maddesi çerçevesinde kıdem tazminatı ödemesi sorumluluğunu asıl işveren durumundaki davalı kurumda olduğunu buna rağmen davalının bu sorumluluğu kabul etmediğini, ihale süresi sonunda teminat mektuplarını iade etmediği gibi bir kısım hak ediş bedelini de teminat olarak tuttuğunu, bunun 6552 sayılı yasa ile getirilen hukuki düzenlemeye aykırılık teşkil ettiğini ileri sürmüştür.
Davacı bu kapsamda sözleşme nedeniyle toplamı 105.000 TL olan teminat mektuplarının davacıya iadesini ve hak edişten yapılan kesintilerden 15.000 TL ‘sinin davacıya ödenmesini talep etmiştir.
İş Kanunu 112. Maddeye a fıkrası olarak eklenen; ”Alt işverenlerinin değişip değişmediğine bakılıp bakılmaksızın, aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde çalışmış olanların bu şekilde çalışmış oldukları sürelere ilişkin kıdem tazminatına esas hizmet süreleri, aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde geçen toplam çalışma süreleri esas alınarak tespit olunur. Bunlardan son alt işverenleri ile yapılmış olan iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanunu 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanların kıdem tazminatları ilgili kamu kurum veya kuruluşları tarafından, işçinin banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenir.” fıkrası neticesinde, idarelerin hizmet alım ihaleleri kapsamında, alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatlarının ödenmesinden kamu kurum veya kuruluşlarının sorumluluğuna gidildiği, 22.02.2019 tarihli kanun düzenlemesi ile 4857 sayılı kanunun 112. maddesine eklenen maddeler ile kıdem tazminatına ilişkin tüm sorumluluk idarede olduğu, 7166 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 22.02.2019 tarih ve 30694 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, bu kanunun 11. Ve 12. Maddeleri ile 4857 sayılı kanunun 112. maddesine bir fıkra ve Ek Geçici 9. madde eklendiği, bu düzenleme; “4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilere, 11/9/2014 tarihinden sonra imzalanan ihale sözleşmeleri kapsamında, kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde 11/9/2014 tarihinden sonra geçen süreye ilişkin olarak kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmemişse alt işverenlere rücu edilemeyeceği.” düzenleme altına alınmıştır.
6552 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. maddesine eklenen hükümle işçinin kıdem tazminatını dava açmadan kolaylıkla alabilmesi, olası takip ve davalar nedeniyle zorluk ve mağduriyet yaşamamasının amaçlanmıştır. Söz konusu yasal düzenlemenin asıl ve alt işverenler yönünden dış ilişki itibariyle işçiye karşı geçerli olup asıl ve alt işverenler arasındaki iç ilişkide sorumluluğu ortadan kaldıran bir düzenleme değildir.
Bu nedenle iç ilişkide taraflar arasındaki sözleşme hükümlerini de değerlendirmek gerekmektedir.
Taraflar arasındaki ihale sözleşmesinin 36.1.4 maddesine göre; İş bu sözleşme kapsamında yüklenicinin İstihdam ettiği işçinin muhatabı ve sorumlusu yüklenicidir. Bu konuda teşekkül kesinlikle muhatap değildir.
36.2.9 maddesinde ihale sözleşmesi kapsamında çalıştırılan işçilerin her türlü hak ve alacaklarının, kıdem ve ihbar tazminatı, ikramiye ve fazla mesai ödemelerinden sorumluluğun açıkça davacı yükleniciye ait olacağı kararlaştırılmıştır.
36,4.5 maddesine göre; yüklenicinin en az 30 günlük son istihkakı ödenmeyecek olup, söz konusu istihkak çalıştırdığı personelin ücret, fazla mesai, her türlü hak ve alacakları ile ihbar ve kıdem tazminatları, izin ücreti vs. haklarının karşılığı olarak ayrılacaktır.
36.9-2 maddesine göre; fiili işe başlama tarihinden sonra, bu sözleşme kapsamındaki faaliyetlerle ilgili olan idari, cezai ve hukuki konular ile 3,şahıs haklarından (zarar, ziyan dahil) yüklenici sorumlu olacaktır, bu durumlarda yüklenici, sorumluluk ve yükümlülük edimini derhal yerine getirecektir, aksi takdirde teşekkül, ödemek zorunda kaldığı meblağ işletme hizmet bedelinden düşülecek veya yüklenicinin kesin teminatından, karşılamıyorsa aradaki fark yasal yollardan tahsil edilecektir.
Sözleşmenin 36.9-2.maddesi davalının rücü hakkına ilişkin düzenlemedir. “4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilere, 11/9/2014 tarihinden sonra imzalanan ihale sözleşmeleri kapsamında, kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde 11/9/2014 tarihinden sonra geçen süreye ilişkin olarak kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmemişse alt işverenlere rücu edilmez.” hükmü uyarınca davacının ihale sözleşmesi kapsamında çalıştırdığı işçilerin kıdem tazminatı hakları için davalıya vermiş olduğu dava konusu teminat mektuplarının davacıya iadesi mümkün değildir.
Ayrıca sözleşmenin 36,4.5 maddesine göre; Yüklenici işin bitiminde sözleşme konusu işe ait çalıştırdığı tüm personelden, usulüne uygun olarak alınmış noter onaylı bir ibranameyi ve bu ibranamede belirtilen miktarın yine banka hesabı aracılığı ile ödendiğini gösteren belgeye dosya kapsamında yer verilmiş ise de; dava dışı işçilere yapılmış herhangi bir fesih ihbarı bulunmadığı gibi, davacı şirketin davalı Türkiye Elektrik İletişim Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü’ndeki ihale sözleşmesinin 01.09.2018 tarihinde yenilendiği göz önüne alındığında davalı kurum tarafından gerçekleştirilen kıdem tazminatı ödemelerinin yasaya açıkça aykırı olduğu, diğer bir yandan ise kamu uygulamasının dava taraflar arasında akdedilen 25.08.2017- 31.08.2017 tarihleri arasındaki ilk sözleşmeye göre işe başlayan işçilerin 1 yıldan az çalışma sürelerinin ikinci sözleşmeye istinaden 1091263 nolu işyeri sicil numarasıyla devam ettirdiklerin ve kıdem tazminatına hak kazanabilecek süreye erişebileceklerini yok sayar uygulama olduğu, taraflar arasındaki ”hizmet sözleşmesi” hükümleri taraflar arasındaki akdin son bulması ile işlerlik kazanacağı bu nedenle davacı kurumun yapmış olduğu 47.486,97 TL’lik kıdem tazminatı ödemesi rücu işlemi yerinde görülmemiştir.
Dava dilekçesinde işçilerin kıdem tazminatı haklarından sorumluluğun davalıya ait olduğu gerekçesiyle davacının yükümlülüğünün bulunmadığı iddia edilerek sözleşmenin 36.4.5 maddesindeki ibranameler alınmıştır. Ancak yukarıda açıklandığı üzere; dava dışı işçilere yapılmış herhangi bir fesih ihbarı bulunmadığı gibi,davacı şirketin davalı Türkiye Elektrik İletişim Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü’ndeki ihale sözleşmesinin 01.09.2018 tarihinde yenilendiği,taraflar arasında akdedilen 25.08.2017- 31.08.2017 tarihleri arasındaki ilk sözleşmeye göre işe başlayan işçilerin 1 yıldan az çalışma sürelerinin ikinci sözleşmeye istinaden 1091263 nolu işyeri sicil numarasıyla devam ettirdiklerin ve kıdem tazminatına hak kazanabilecek süreye erişebileceklerini yok sayar nitelikte olduğundan, dolayısıyla yasal mevzuat hükümleri ile sözleşmedeki davalının sorumluluğuna ilişkin maddeler ve rücu maddesi dikkate alındığında; sözleşmedeki tüm yükümlülükler davalı tarafça yerine getirilmeden kesintisi yapılan son hakedişin davacıya ödenmesi ve teminat mektuplarının iadesi mümkün değildir. Davalı tarafça son hakedişten kesinti yapılmasında ve teminat mektuplarının iade edilmemesinde yasaya ve sözleşme hükümlerine aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 2.049,30 TL peşin harcın mahsubu ile fazla kalan 1.990,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 15.350,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflar tarafından kullanılmayan artan gider avanslarının hükmün kesinleşmesine müteakip taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzünde kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/03/2021

Katip 181357
¸(e-imzalıdır)

Hakim 215947
¸(e-imzalıdır)