Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1841 E. 2022/100 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

…. TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1841 Esas
KARAR NO : 2022/100

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – … …
3- … – …
4- … – … …

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat), Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat), Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; Müvekkilinin ihaleler kapsamında dava dışı çalıştırdığı işçinin Bursa 8. İş Mahkemesi 2012/645E. sayılı dosyasından açtığı işçilik alacakları davasında sorumlu tutulduğunu, anılan davanın Yargıtay incelemesinden geçerek onandığını, kesinleşen bu hükme istinaden müvekkilinin Bursa 18. İcra Müdürlüğünün 2014/1643E. sayılı dosyasından vekalet ücreti ve yargılama giderleri olarak 13.810,54TL ve kıdem tazminatı alacağı için 39.793,97TL olmak üzere toplamda 53.604,51TL ödeme yaptığını, davalılarla müvekkili arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğunu, dava dışı ödeme yapılan işçinin davalı alt işverenler nezdinde çalıştığını, sözleşme ve eki şartnameler kapsamında müvekkilinin davalılara rücu hakkı olduğunu beyanla davalıların sorumlulukları kapsamında alacağın rücuan tahsili istemiyle işbu davayı açmıştır.
Davalıların cevap dilekçesinde ; Davalılara, usulüne uygun olarak tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermediği gibi delil de bildirmedikleri görüldü.

Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:

İncelenen dosya kapsamına göre;
Dava, müvekkilinin ihaleler kapsamında dava dışı çalıştırdığı işçinin Bursa 8. İş
Mahkemesi 2012/645E. sayılı dosyasından açtığı işçilik alacakları davasında sorumlu tutulduğunu, anılan
davanın Yargıtay incelemesinden geçerek onandığını, kesinleşen bu hükme istinaden müvekkilinin Bursa
18. İcra Müdürlüğünün 2014/… E. sayılı dosyasından vekalet ücreti ve yargılama giderleri olarak
13.810,54TL ve kıdem tazminatı alacağı için 39.793,97TL olmak üzere toplamda 53.604,51TL ödeme
yaptığını, davalılarla müvekkili arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğunu, dava dışı ödeme yapılan
işçinin davalı alt işverenler nezdinde çalıştığını, sözleşme ve eki şartnameler kapsamında müvekkilinin
davalılardan rücu’en tahsiline ilişkindir. Dava dışı işçinin davacı kurum üst iş veren ile davalı firmalarda çalıştığı dönemler itibari ile sorumlulukların belirlenmesi bakımından hizmet dönemlerine ilişkin SGK kayıtları dosyamız Bursa 8. İş Mahkemesi 2012/645E. sayılı dosyası ve Bursa 18.
İcra Müd. 2014/… sayılı dosyası celp ve ibraz olunmuştur.
Bursa 8. İş Mahkemesi 2012/645E. ve 2013/758K. sayılı ilamı ve dosya içeriği incelendiğinde;
dava dışı işçinin kesinleşen dosya içeriğine göre iş akdinin emeklilik nedeniyle sonlandığı, hizmet
süresinin 01.09.1992-31.08.2012 tarihleri arasında gerçekleştiği, dava edilen 34.386,00TL kıdem
tazminatı alacağının kabul edildiği, Mahkemeniz dosyasına celp edilen SGK kayıtları
içerisine getirtilmiştir.
Davacı ve davalı şirketler arasında düzenlenen hizmet sözleşmeleri dosyamız içerisine ibraz edilmiştir.
Dava dışı işçi tarafından Harun İzgin’in Bursa 8. İş Mahkemesi 31.12.2013 tarihli 2012/645 E. Ve
2013/758 K sayılı ilamı ile 34.386,00 tl kıdem tazminatı alacağına hükmedildiği,
kararın temyizi neticesinde yargıtay 7. hukuk dairesinin 2014/4235 e- 2015/11480 k.
ile onandığı ve kesinleştiği,
bursa 18.icra müdürlüğü’nün 2014/…. esas sayılı icra takip dosyası ile takibe konulmuş
olduğu ve takip talebi ile;
34.386,00 tl kıdem tazminatı
495,65 tl yargılama harcı
4.126,32 tl vekalet ücreti
366,16 tl yargılama gideri
4.387,04 tl işl.faiz
43.761,17 toplam
olmak üzere icra takibine konu yapılmıştır.
dosyaya kapak hesabına göre, davacı tarafından 05.08.2014 tarihinde 13.810,54
tl.,21.08.2014 tarihinde de 39.793,97 tl.olmak üzere toplam 53.604,51 tl. ödeme yapıldığı g
öz önüne alınarak; Bursa 8. İş Mahkemesi 31.12.2013 tarihli 2012/645 E. Ve
2013/758 K sayılı ilamı ile hüküm altına alınan kıdem tazminatı alacağı yönünden davalı şirketlerin sorumlu oldukları tutarların belirlenmesi ve netice itibari ile davacının davalılardan rücuen tahsilini talep edebileceği tutarın belirlenmesi yönünden nitelikli hesaplamalar Uzmanı Adli Bilirkişi Fikri Tunç Keskin’ e tevdii edilerek rapor aldırılmıştır.
Bilirkişi tarafından ibraz edilen, mahkememizce istenilen şekilde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; belirlenen sorumluluklara ödeme tarihi olan 13.810,54 Tliçin 05.08.2014 tarihinden,39.793,97 Tliçin 21.08.2014 itibaren yasal faizi ile birlikte talepte bulunabileceği, Hesaplamalarımızda iş mahkemesi dava dosyası ve ilamı ,icra dosyası dikkate alınarak, SGK kayıtları,rücuan sorumlu firmalar ve sorumluluk miktarlarının dikkate alındığı, Dosyaya sunulan sözleşmeler incelendiğinde 11.09.2014 tarihinden sonra imzalanan sözleşmelere – rastlanılmadığından 7166 s. Kanun kapsamında değerlendirme yapılmadığına, Yine hesaplamada dikkate alınan …. Teks.Ltd.Şti.Aydın – Ciğerdelen, Murat Gürbüz, Cumhur Yıldırım,Bilgisayar A.Ş.olduğu dava dışı işçinin 10.07.2005 tarihine kadar bu işyerlerinde çalışmış olduğu hem mahkeme kararı hemde SGK kayıtları ile tespit edilmiştir. BUSKİ ile ile hizmet alımı yapılan firmalar arasında bu kişilerin ve firmaların bulunmadığı dosyaya sunulan belgelerle sabit olduğu ve bağ kurulmadığı ancak hesaplamada mahkeme ilamının kesinleşmesi dikkate alınarak bu işyerleri dahil edilerek hesaplama yapıldığı belirlenerek; çalışma süreleri her bir şirket bakımından ayrı ayrı gün sayısı olarak tespit edilmiş ve adı geçen şirketlerin İş Mahkemesi ilamı ile belirlenen tutardan sorumluluk oranlarının ve sorumluluk tutarlarının ayrı ayrı tespit edilerek, ayrıca ilamın icrası aşamasında yapılan giderler bakımından sorumlulukların da ayrı ayrı tespit edilerek sözleşme hükümleri kapsamında sorumlulukların tamamen davalı şirketlerden ya da davacı kurum ile davalı şirketlerden 1/2’şer oranında tahsili bakımından takdiri mahkemeye bırakarak seçenekli şekilde rapor düzenlendiği görülmüş, rapor içeriği ve yapılan tespitler mahkememizce de uygun görülerek hükme esas alınmıştır.
Somut uyuşmazlığa göre, davacı tarafından 05.08.2014 tarihinde 13.810,54T,21.08.2014 tarihinde de 39.793,97 TLolmak üzere toplam 53.604,51 TL. ödeme yapılmıştır.
Y Yapılan yargılama ve inceleme sonucunda davacı BUSKİ Genel Müdürlüğü bünyesinde- Davacı tarafından ikame edilen dava, üst işverenin işçiye ödediği miktar nedeniyle alt
işverene karşı rücuen tazminat talebidir.
Davacı tarafın davalılardan ihale yöntemi ile hizmet alımı yaptığı dosya muhtevasından
ihtilafa konu edilmeyecek şekilde anlaşılmaktadır. Uzun bir süredir ülkemizdeki kamu kurum ve
kuruluşlarının, yönetimsel etkinliği arttırmak, işletme maliyet dengesini sağlamak, personel
eksikliğini gidermek, esneklik sağlamak, rekabet etmek adına özellikle temizlik, güvenlik, bilgi
işlem ve yemek gibi yardımcı işleri özel sektör alt işverenlerinden, ihale ve hizmet satın alma
yoluyla temin etmesi yoluna gittiği görülmektedir. Somut olayda da, davacı ilgili yasal mevzuat
gereğince hizmet alımını ihale yöntemi ile davalılardan temin etmiştir.
İş Hukuku Açısından
2- Yargıtay’ın kökleşmiş içtihatları gereği, işçinin asıl işverenden alınan iş kapsamında ve
değişen alt işverenlere ait işyerlerinde ara vermeden çalışması halinde sorunun iş yeri
devri kuralarına göre çözülmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
4857 Sayılı İş Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında işyerinin bir bütün olarak değil;
sadece bir bölümünün devri halinde de işçilerin iş akitlerinin devralan işverenle aynen devam
edeceği hükme bağlanmıştır.
İş hukukunda, işyerinin devredildiğinde (özellikle ihale ile yeni bir firmaya geçtiğinde) işin
sürekliliği ve iş ilişkisinin yeni işverenle devamı sağlanarak iş akdinin boşluğu doldurulmaya
çalışılmış ve işçi korunmuştur.
Davacının (üst işveren) sorumluluğu, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinden
kaynaklanmaktadır. Şöyle ki; “…Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili
olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan
yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmünü haizdir.
Davalıların (alt işveren) müteselsil sorumluluğu ise, iş yeri devri kapsamından
doğmaktadır. İş yeri devir kurallarına göre, alt işveren kendisinden önceki yükleniciden
devraldığı işçilerin iş sözleşmelerini ve o ana kadar doğmuş olan işçilik hakları ile birlikte
devralmış sayılmaktadır.
İş bu sorumluluk kanundan doğan birlikte sorumluluk halidir.
Somut olayda; dava dosyasında yer alan, bilgi ve belgeler çerçevesinde dava dışı işçi Harun
İzgin’in,
1.04.1992 21.05.1992 … Teks.ltd.şti.
1.09.1992 30.12.1992 Aydın Ciğerdelen
1.02.1993 31.12.1994 Murat Gürbüz
16.01.1995 3.03.2003 Cumhur Yıldırım
4.03.2003 5.03.2003 Sarp Ltd.şti.
15.03.2003 10.07.2005 Bilgisayar A.ş.
11.07.2005 29.05.2007 … Aş.&… Aş.
30.05.2007 17.08.2007 … Aş.
18.08.2007 27.10.2009 … A.ş
28.10.2009 28.02.2010 … A.ş
10.03.2010 12.03.2012 … A.ş
14.03.2012 14.05.2012 … A.ş
15.05.2012 31.08.2012 … Lt.şti’nin
Tarihleri arasında çalıştığı Bursa 8. İş Mahkemesi 31.12.2013 tarihli 2012/645 E. ve 2013/7
sayılı ilamı ile tespit edilmiştir.Dava dışı işçinin ard arda işe giriş ve çıkış yapıldığı vede kesin
girdi çıktılar olduğu tespit edilmiştir.

Dava dışı işçinin kesintili işçilik sürelerinin,
Çalışma Dönemi Gün
Sayısı
1.04.1992 21.05.1992 50
1.09.1992 30.12.1992 120
1.02.1993 31.12.1994 698
16.01.1995 3.03.2003 2968
4.03.2003 5.03.2003 1
15.03.2003 10.07.2005 848
11.07.2005 29.05.2007 687
30.05.2007 17.08.2007 79
18.08.2007 27.10.2009 801
28.10.2009 28.02.2010 123
10.03.2010 12.03.2012 733
14.03.2012 14.05.2012 61
15.05.2012 3 1.08.2012 olmak üzere toplamda 7277 gün olduğu tespit edilmiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet alım akdine dayalı olarak dava dışı işçiye
ödenen işçilik alacaklarının rücuen tahsili istemine ilişkindir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6
maddesinde “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı
işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık
gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte
çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi
denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş
sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden
alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmüne yer verilmiştir. Özetle; asıl işveren kimliğine sahip
Davacı İdarenin taleplerinin, anılan Yasa Maddesinden kaynaklı olduğu anlaşılmış olup talepleri
cari mevzuata dayalı olarak irdelenecektir.

6552 Sayılı Yasanın Getirdiği Değişikliklerle; İşçinin farklı
kamu kurum ya da kuruluşlarına ait işyerlerinde çalışması halinde, işçiye hizmet süresinin
toplamı üzerinden ödenen kıdem tazminatı için kamu kurum ya da kuruluşlarının birbirine rücuu,
iş K. m. 112 hükmüne eklenen dördüncü fıkra ile düzenlenmiştir. Böyle bir durumda, kıdem
tazminatı ödemesi yapan işçinin çalıştığı son kamu kurum ya da kuruluşu, ödenen kıdem
tazminatı tutarının diğer kamu kurum veya kuruluşlarında geçen hizmet süresine ilişkin kısmını,
ilgili kamu kurum veya kuruluşuna rücu ederek tahsil edebilecektir. Ancak merkezi yönetim
kapsamındaki kamu idareleri arasında rücu mekanizması geçerli değildir, tahsilat yapılamaz. Söz
konusu madde hükmünde kanun koyucu, alt işveren işçisinin kıdem tazminatını ödeyen kamu
kurum ya da kuruluşunun, alt işverene rücuu hakkında bir düzenlemeye yer vermemiştir. Bu kurum, kamu kurum ya da kuruluşlarında alt işverenin kıdem tazminatına ilişkin sorumluluğunun
kaldırılmış olabileceği gibi bir düşünceyi akla getirebilir. Ancak kanaatimizce böyle bir durumda,
kurumun alt işverene rücuu, rücuya ilişkin tüm genel prensipler çerçevesinde her zaman
mümkündür.
Tarafların İmzaladıkları sözleşmede taraflarının kendi aralarında yapmış oldukları sözleşmenin tip sözleşme ve şartname
olduğu, taraflar arasında imzalı Hizmet Alım Sözleşmesinin 22. Maddesinde,

Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları ilgili
mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Genel Şartnamenin altıncı bölümünde
belirlenmiş olup, Yüklenici bunları aynen uygulamakla yükümlüdür.
maddesinin bulunduğu anlaşılmıştır.

Genel Şartnamenin 6. Bölümünde, Çalışanların özlük hakları
düzenlenmiş bu hükümde yer alan ifade nedeniyle, taraflar arasında imzalı sözleşmelerde alt yüklenicinin
sorumluluğunun bulunduğu görülmüş ve tespit edilmiştir.

Bu hükümden hareketle Alt İşveren olan ve “Tacir Sıfatına Haiz olan” alt işverenlerin personel
çalıştırılmasına ilişkin mevzuat hükmüne tabi olacağını anlayıp kavrama ve bilerek iradelerinin uyuşarak
sözleşmeyi imzaladıkları anlaşılmaktadır.
Dava dışı işçinin İş mahkemesi kararına esas rapor ve ekinde dava dışı şahısların ve
şirketlerin yanında da çalıştığı tespit edildiğinden davalılar haricinde yer alan
kişilerin sorumluluğu hesaplamada gözönüne alınmıştır.
Yine hesaplamada dikkate alınan … Teks.Ltd.Şti, Aydın Ciğerdelen, Murat
Gürbüz, Cumhur Yıldırım,Bilgisayar A.Ş.olduğu dava dışı işçinin 10.07.2005 tarihine
kadar bu işyerlerinde çalışmış olduğu hem mahkeme kararı hemde SGK kayıtları ile
tespit edilmiştir. Buski ile ile hizmet alımı yapılan firmalar arasında bu kişilerin ve
firmaların bulunmadığı dosyaya sunulan belgelerle sabit olduğu ve bağ kurulmadığı
ancak hesaplamada mahkeme ilamının kesinleşmesi dikkate alınarak bu işyerleri
dahil edilmiştir.
Taraflar arasında ki sözleşme hükümlerinde “işçilerin iş
akitlerinden doğacak tazminatlar hakkında hüküm bulunmadığının kabulü halinde;
Taraflar arasındaki sözleşmede sözleşme kapsamında çalıştırılan işçilerin işçilik haklarının
ödenme oranlarının belirlenmediğinin Yargıtay
kararında belirtildiği üzere tarafların yarı yarıya sorumluluklarının kabul edilmesi halinde, davacı
tarafından yapılan ödemeler toplamının yarısı, davalılardan rücu edilebilecektir.
4857 Sayılı İş Kanunun 2/6.maddesinde; ” Bir işverenden iş yerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenler ile uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu iş yerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye, asıl işveren – alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren alt işverenin işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili olarak bu kanunda iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. ” hükmü bulunmakta olup; davacı asıl işveren olan BUSKİ alt işverenin işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili olarak İş Kanunundan kaynaklanan yükümlülükler nedeni ile alt işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup; asıl ve alt işverenler dış ilişki itibari ile dava dışı işçiye karşı müteselsilen sorumludurlar. (Yargıtay 23. H.D.’nin 2014/6531 Esas 2015/4785 Karar ) madde 12 – 4857 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir. “Geçici Madde 9- Bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kamu kurum veya kuruluşları tarafından alt işverene rücu edilmek üzere yürütülen -davalarda, 112 nci maddenin altıncı fıkrası kapsamında rücu edilmeyecek kısmı için ihtilafın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilir, yargılama gideri ve vekâlet ücreti taraflar üzerinde bırakılır. İcra takiplerinde rücu edilmeyecek kısma ilişkin olarak harç alınmaksızın düşme kararı verilir, takip giderleri ile vekâlet ücreti taraflar üzerin de bırakılır. Ancak, bu kapsamda alt işverene rücu edilerek takip ve tahsil edilmiş olan tutarlar, alt işverenler lehine hiçbir şekilde alacak hakkı doğurmaz ve tahsil edilmiş tutarlar iade edilmez. ”Hüküm getirilmiştir. 7166 sayılı kanunun 1 1.maddesi incelendiğinde “4734 sayılı Kanunun62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilere, 11/9/2014 tarihinden sonra imzalanan ihale sözleşmeleri kapsamında, kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde 11/9/2014 tarihinden sonra geçen süreye ilişkin olarak kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmemişse alt iş işverenlere rücu edilmez.” Denildiği; tarafların imzaladıkları Tarafların İmzaladıkları sözleşmede taraflarının kendi aralarında yapmış oldukları sözleşmenin tip sözleşme ve şartname
olduğu, taraflar arasında imzalı Hizmet Alım Sözleşmesinin 22. Maddesinde,

Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları ilgili
mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Genel Şartnamenin altıncı bölümünde
belirlenmiş olup, Yüklenici bunları aynen uygulamakla yükümlüdür.
maddesinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Genel Şartnamenin 6. Bölümünde, Çalışanların özlük hakları
düzenlenmiş bu hükümde yer alan ifade nedeniyle, taraflar arasında imzalı sözleşmelerde alt yüklenicinin
sorumluluğunun bulunduğu görülmüş ve tespit edilmiştir.

Bu hükümden hareketle Alt İşveren olan ve “Tacir Sıfatına Haiz olan” alt işverenlerin personel
çalıştırılmasına ilişkin mevzuat hükmüne tabi olacağını anlayıp kavrama ve bilerek iradelerinin uyuşarak
sözleşmeyi imzaladıkları anlaşılmaktadır.
İç ilişkide alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki ilişkide ise bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda taraflar kendi aralarında sözleşme yapabilirler. Dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan TBK’nın 167.maddesinde düzenlenen ; ” Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça borçlulardan her biri alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir. ” şeklinde düzenlenen hükümle de müteselsil sorumlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirlenmiş olup; bu kapsamda taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükmü ile çalıştırılan işçiler ile ilgili İş Kanunundan kaynaklı sorumlulukların davalı alt işveren firmalara ait olacağı kararlaştırıldığından; davacı kurum BUSKİ’nin ödediği tutarın tamamını sorumlu oldukları oranda davalı şirketlerden rücuen tahsilini talep edebileceği açıktır.
4857 Sayılı İş Kanunun 120.maddesi ile yürürlükte bulunan 1475 Sayılı İş Kanunun 14/3.maddesi; ” İşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik iş yerlerinde çalıştıkları süreler göz önüne alınarak hesaplanı. İş yerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde işçinin kıdemi iş yeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanır. İş yerinin devri veya herhangi bir suretle el değiştirmesi halinde işlemiş kıdam tazminatlarından her iki işveren sorumludur. Ancak işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesi ile sınırlıdır. ” hükmünü içermektedir.

İhbar tazminatları ise 4857 Sayılı İş Kanunun 17.maddesinde; ” İçinin iç sözleşmesi itibari ile belirlenmiş ve haksız fesheden işveren sorumlu tutulmuştur. Aynı kanunun işyerinin ya da bir bölümümün devri başlıklı 6.maddesinin 1 ve 2. Fıkralarında da; ” iş yeri veya işyerini bir bölümü hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde devir tarihinde iş yerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer. Devralan işveren işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda işçinin devreden işçinin yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür. ” hükmüne yer verilmiş olup; bu durumda da sözleşmede başka bir düzenleme yok ise kural olarak ihbar tazminatından dava dışı işçinin tüm işverenler yanındaki çalışma dönemi ve süreleri dikkate alınarak belirleme yapılması gerekir.

Davanın hukuki çerçevesi, hizmet alım sözleşmesi sebebiyle çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatı ve işçilik alacaklarından kimin hangi oranda sorumlu olacağının belirlenmesidir. Tazminat ödenen işçilerin davalıların işyerinde sigortalı oldukları ve fiilen davacıya ait işyerinde çalıştıkları tartışmasızdır. Davacı asıl işveren, davalılar da alt işverendir. Doğacak işçilik alacaklarından müteselsilen sorumlu oldukları tartışmasızdır. Ancak işverenler arasındaki iç ilişkide sözleşme hükümleri cari olur. Sözleşmede işçilik alacaklarından açıkça bahsedilmemiş olsa da, sözleşmenin 22. maddesinde atıf yapılan ve sözleşmenin eki sayılan şartnamenin 6 ve 38. maddesinde işçilik haklarının sağlanmasından müteahhit tarafın sorumluluğuna işaret edilmiştir. Kaldı ki borçlar hukukunun müteselsil sorumluluğa ilişkin genel hükümleri de davalıların kendi işverenlik dönemlerinden sorumluluğunu gerektirir. Bu durumu bilerek ve sonuçlarını ön görerek sözleşme yapan, tacir sıfatıyla basiretli davranması gereken davalı taraf artık işçilik alacaklarından sorumlu olmadığını ileri süremez. Nitekim sözleşme birim fiyatları belirlenirken ve maliyet hesabı yapılırken bu durumların dikkate alınması da kaçınılmazdır. O halde her alt işveren kendi döneminden kaynaklanan işçilik alacağından sorumludur. Bu sorumluluk işçiye karşı müteselsil sorumluluk olmakla birlikte asıl işverene karşı tam sorumluluktur.

Yukarıda belirlenen sözleşme ve mevzuat hükümleri kapsamında yapılan incelemede; davacı idare Buski Genel Müdürlüğünün bahse konu İş Mahkemesi ilamı ile belirlenen dava dışı işçi Harun İzgin’in kıdem tazminatı işçi alacaklarından ilam alacağı ve yargılama giderleri ile icra takip masraflarından oluşan kalemlerin, davalı şirketten dava dışı işçinin davalı şirketlerde çalışma süreleri göz önüne alınarak yapılan oranlama kapsamında hangi tutarlarda sorumlu olacakları bilirkişi tarafından mahkememizce istenilen şekilde kalem kalem tespit edilerek belirlenmiş olup; davalı … A.Ş. yönünden 6.246,62-TL, davalıYuvam Aş ve Alfa BİM A.Ş. yönünden 5.060,64-TL, davalı … A.Ş yönünden 13 237,23 TL alacağın adı geçen davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalılar davalıların yukarıda yazılı miktarlarla sınırlı sorumlu tutulmasına, belirtilen alacaklara ödeme tarihi olan 13.810,54 TL için 05.08.2014 tarihinden, 39.793,97 Tl.için 21.08.2014 itibaren tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, (… A.Ş.nin ünvanın … A.Ş. olduğu dikkate alınarak hesapalama yapıldığı) Sözleşme ve taraflar arasında uygulanan hükümler açısından Yargıtay kararları dikkate alınarak hesaplama yapıldığına, … A.Ş.ile … A.Ş.ortak girişim olduğundan bahsedilmesine karşın dava dosyasına sunulan iş mahkemesine ait rapor ve ekinde yer alan SGK kayıtlarında … A.ş.&… Aş. Ortak girişimi olduğu tespit edildiği, dava dışı … Ltd.şti. ayrı sorumluluğu olduğuna alacak miktarlarında, iş mahkemesi dava dosyası ve ilamı icra dosyası dikkate alınarak, SGK kayıtları, rücuan sorumlu firmalar ve sorumluluk miktarlarının dikkate alındığı,)alacağın adı geçen davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, dair hüküm aşağıdaki şekilde tesis olunmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ İLE;
2-Davalı … A.Ş. yönünden 6.246,62-TL, davalıYuvam Aş ve Alfa BİM A.Ş. yönünden 5.060,64-TL, davalı … A.Ş yönünden 13 237,23 TL alacağın adı geçen davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalıların yukarıda yazılı miktarlarla sınırlı sorumlu tutulmasına
3-Yukarıda belirtilen alacaklara ödeme tarihi olan 13.810,54 TL için 05.08.2014 tarihinden, 39.793,97 Tl.için 21.08.2014 itibaren tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, (… A.Ş.nin ünvanın … A.Ş. olduğu dikkate alınarak hesapalama yapıldığı, … A.Ş.ile … A.Ş.ortak girişim olduğundan bahsedilmesine karşın dava dosyasına sunulan iş mahkemesine ait rapor ve ekinde yer alan SGK kayıtlarında … A.ş.& …. Aş. Ortak girişimi olduğu tespit edildiği, dava dışı … Ltd.şti. ayrı sorumluluğu olduğuna alacak miktarlarında, iş mahkemesi dava dosyası ve ilamı icra dosyası dikkate alınarak, SGK kayıtları, rücuan sorumlu firmalar ve sorumluluk miktarlarının dikkate alındığı,)
4-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 3.661,72 TL harçtan başlangıçta alınan 915,44 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.746,28‬ TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 915,44 TL peşin harç ve 41,10-TL başvurma harcı + vekalet harcı, 1.581,15 TL yargılama gideri toplam 2.537,69-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 7.768,59-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,

8-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
03/02/2022

Katip … Hakim …
E-imzalıdır E-imzalıdır