Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1824 E. 2019/737 K. 18.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. …1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1824 Esas
KARAR NO : 2019/737

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. … – Konak Mh.İzmiryolu Cd.No:87 Şenyurt İş Merkezi K:2/1 … Nilüfer/ BURSA
Av. … – Konak Mah. İzmiryolu Cd. No:87 Şenyurt İş Mrk. K:2/1 … Nilüfer/ BURSA
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – Hacıilyas Mah. 4.Aral Sk. Avukatlar İş Merkezi K:4 D:27 Osmangazi/ BURSA

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 18/06/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı …’nda 2014-Ocak/2018-Ocak arasında yönetim kurulu üyeliği yaptığını, müvekkilinin davalı odanın tüm toplantılarına katılarak; gerek kendi işinden gerekse özel yaşantısından vakit ayırarak emek ve mesaisini şirket için kullandığını, ayırdığı zaman ve emek karşılığında davalı tarafından ödenmesi gereken “HUZUR HAKKI” adı altındaki ücretler genel kurul kararları ile belirlenmiş olmasına rağmen, bugüne kadar ödenmediğini, bunun üzerien davalı aleyhine Bursa 4.İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve yasal dayanağı olmayan nedenler ile takibe itiraz ettiğinden; haksız itirazın iptali ile; ira takibinin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davaya bakmaya görevli mahkemenin 5362 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunun 56.maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan; mahkememizin görevsiz olduğunu, esas yönden ise; davacının başlattığı icra takibine konu alacağın hiçbir zaman doğmadığını, davacı tarafın yönetim kurulu üyeliği yaptığı dönemde boyunca huzur hakkı ücretini aldığını, ayrıca genel kurul kararları ile davacı tarafın …ndan alacağı huzur hakkı 5362 Sayılı Kanunun 56.maddesinde belirtilen asgari tutarlar üzerinden belirlenmesine karar verilmiş karar verilmiş olup; davacı tarafın bu tutarları aşan tutarlarda ücret aldığını, bu durumda davacı tarafın müvekkili aleyhine huzur hakkı ücretinin doğması bir yana alacağının bulunduğunu, davacı tarafın 4 yıl boyunca yönetim kurulu üyeliği yaptığını, ancak alamadığını iddia ettiği huzur hakkı ücretini 4 yıl boyunca talep etmeyip yönetim el değiştirince böyle bir iddiayı ortaya atmasının kötü niyetli olduğunu, 4 yıl boyunca alacağını talep etmemiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı tarafın yönetim kurulu üyeliği yaptığı dönemde ne önetim kurulunun ne de denetim kurulunun ibra edilmediğinden; 13/09/2018 tarihinde Ticaret Bakanlığına bağlı olarak bakanlık müfettişinin konu ile ilgili rapor düzenlemek üzere Bursa Seyyet Pazarcılar Odasına geldiğini, rapor tanzim edilip müvekkiline tebli edildiğinde raporu mahkememiz dosyasına ibraz ettiğinde; davacının kötü niyetli olduğuun anlaşılacağını, bu nedenle haksız davanın reddi ile %20 oranından az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Mahkememiz dosyasında dilekçeler aşamasının tamamlanmasına müteakip ön inceleme duruşma günü tayin edilerek; taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
30/06/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 sayılı yasanın 3. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/3.maddesi uyarınca; Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisinden çıkartılıp, görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
6100 Sayılı HMK’nın 1.maddesinde; görevin kamu düzenine ilişkin olduğu düzenlenmiş olup aynı yasanın 114/1-c maddesinde; görevin dava şartı olduğu belirtilerek, mahkemenin görevli olup olmadığını davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmüne yer verilmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 16/2.maddesi ile; ” Devlet il Özel İdaresi, Belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kanun yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar bir ticari işletmeyi ister doğrudan doğruya, ister Kamu Hukuku Hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar. ” düzenlemesi getirilmiş olup; Davalı …’nın tacir sıfatına haiz olmayıp meslek örgütü olduğu konusunda şüphe yoktur.
Ticaret Mahkemelerinin görevi 6102 sayılı TTK’nun 5/1. Maddesi ile ” tüm ticari davalar ” olarak belirlendikten sonra ticari davaların nelerden ibaret olduğunu düzenleyen aynı yasanın 4. Maddesi ile ise ” her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda düzenlenen hususlar ile maddenin b, c, d, e, f bentlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır düzenlemesini getirmiş olup, eldeki davada davalının ticari işletme faaliyetinin bulunmayıp meslek örgütü olduğu, ticari bir iş mahiyetinde sayılamayacağı anlaşılmakla, davanın bu madde de sayılan davalar arasında bulunmadığı, eldeki davaya Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bakılması gerektiği kanaatine varıldığından, davacının davasının görev yönünden reddine, dosyanın görevli Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalının ticari işletme faaliyetinin bulunmayıp meslek örgütü olması nedeni ile davanın TTK’nun 4. ve 5.maddeleri gereğince ticari dava olarak nitelendirilemeyeceğinden mahkememiz davaya bakmaya görevli bulunmadığından; mahkememizin görevsizliğine,
Davanın görev dava şartı yokluğundan usulden reddine,
Dosyanın HMK’nun 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde talep edilmesi halinde görevli Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/06/2019

Katip …

Hakim …