Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1817 E. 2019/715 K. 12.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/1817 Esas – 2019/715
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2018/1817
KARAR NO : 2019/715

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ – Sahrayı Cedit Mah. Batman Sk. … Sigorta Binası No:6A, 34734 Kadıköy/ İSTANBUL
VEKİLİ : Av. …. – Ankara Yolu Cad. Evke Trade Tower Kat:13 D:56 Osmangazi/ BURSA
DAVALI : … … … ELEKTRİK ÜRETİM ANONİM ŞİRKETİ – Nenehatun Caddesi N:104 Gop Çankaya/ ANKARA
VEKİLİ : Av. …….. –
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 12/06/2019
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirket nezdinde Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın davalı yanın 15011555-R3 numaralı finansal kiralama sözleşmesi kapsamında işleteni bulunduğu 34-00-16-21957 plaka sayılı aracın çarpması sonucu ağır şekilde hasarlandığını, kaza sonrası düzenlenen tutanak ile kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle sigortalı araç üzerinde yapılan ekspertiz raporu ile belirlenen toplam 31.800.-TL hasar bedelinin 18/10/2017 tarihinde sigortalıya ödendiğini, davalı/borçlunun takip konusu borcu ödememesi sebebiyle davalı/borçlu aleyhine Bursa 15.İcra Dairesinin 2018/9673 esas sayılı dosyası ile alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı yanın haksız itiraz ile takibin durmasına sebebiyet verdiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
DELİLLER ve GEREKÇE:Dava, ZMMS sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesine göre rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22/03/1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03/07/1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut olaya bakıldığında; davacı Sigorta şirketinin sigortalısı gerçek kişi olup, kazaya karışan … plakalı araç da (hasar bedeli ve değer kaybı bedeline konu edilen araç) özel araç niteliğinde bulunmakta olup, davalı ile aralarındaki hukuki ilişki de haksız fiilden doğmuştur. Bu durum karşısında, haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu, davacının halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasında da Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek; mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 29/05/2017 tarih ve 2014/24045 E., 20176037 K. sayılı kararı- İstanbul BAM 8. Hukuk Dairesi 14/02/2019 tarih 2017/1626 esas 2019/291 karar sayılı ilamı). Davalının tacir olması aradaki ilişkinin ticari olduğu ve ticaret mahkemelerinde uyuşmazlık konusu edileceği anlamına gelmez. Zira 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı” düzenlemesi benimsenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınmalıdır.
Bu nedenle görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde Görevli ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
HMK 331/2.madde gereğince; yargılama gideri harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına dair kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf Yargı yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda karar verildi. . 12/06/2019

İş bu kararın gerekçesi 12/06/2019 tarihinde yazılmıştır.

Katip …..

Hakim …..