Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1758 E. 2022/203 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

…. TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1758 Esas
KARAR NO : 2022/203
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – …-
2- … – …-
VEKİLİ : Av. …….
DAVALI : 1- … – …- …
VEKİLİ : Av. ……
DAVALI : 2- … – …-
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : 3- … – …- …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 4- … – …- …
VEKİLLERİ : Av. … – ….
Av. ……
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/12/2018

BİRLEŞEN BURSA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NİN 2021/246 ESAS 2021/295 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVACILAR : 1- … – …-
2- … – …-
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : … -…
VEKİLLERİ : Av. … ….
Av. … ….
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/06/2021

KARAR TARİHİ : 02/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 26.11.2018 tarihinde. Bursa ili Osmangazi ilçesi Hacıilyas mahallesi Kıbrıs Şehitleri caddesi üzerinde meydana gelen ölümlü trafik kazasında, davalı şirket … Filo A.Ş. adına kayıtlı ve diğer davalı … …” nin sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile davalının, müteveffa …’ nın maliki olduğu ve olay günü kendi sevk ve idaresinde bulunan 16 JS 328 plakalı motosikletinin önüne aniden ve hiçbir neden yokken manevra yapmak sureti ile çarptığını, meydana gelen trafik kazasında müteveffa …’nın … hastaneye kaldırıldığını ancak 26.1 1.2018 tarihinde hayatını kaybettiğini, kaza mahalline gelen ve Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’ne bağlı polis memurları tarafından tutulan 26.11.2018 tarihli Ölümlü/Yaralamalı Trafik Kazası Tespit Tutanağı’nda, “davalı … Sabrıi” nin 2918 Sayılı K.T.K.nun 53/1-B maddesini ihlal ettiğinden tamamen kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı” nın beyan edildiğini, bu hususun kamera kayıtları ile de sabit olduğunu, 05.10.1984 doğumlu …’ nın 26.11.2018 günü ölmesiyle. 01.02.1990 doğumlu eşi … ve 20.11.2017 doğumlu kızı …, eş ve babalarının maddi desteğinden yoksun kaldığını, kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın davalı …Ş. adına kaytılı olup. diğer davalı … şirketinin Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında teminat altında olduğunu, davalı … şirketine Bursa 10. Noterliğinin 04.12.2018 tarih. 050426 yevmiye nolu ihtarnamesi ile başvurulduğunu, ihtarnamenin muhataba 06.12.2018 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen cevap verilmediğini, ayrıca davalı araç sahibi tarafından Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2018/1292 E. sayılı dosyası ile görülen manevi tazminata ilişkin davaya verilen cevap dilekçesinde; kazaya karışan … plakalı aracın uzun süreli kira sözleşmesi ile diğer davalı …’ a kiralandığı, bu nedenle işleten sıfatının … da olduğunun beyan edildiğini, mütevaffanın yaklaşık 15 yıldan bu yana babası adına kayıtlı olan Köybaşı Tekel Bayi ünvanlı tekel bayisini kendi namına işlettiğini, burada sigortalı gözükmekte ise de baba-oğul ilişkisi nedeni ile resmi olarak devralma gereği duymadan kendi namına işlettiğini, işlettiği işlerme nedeni ile müteveffanın aylık kazancının 8.000.00 TL ortalamasında olduğunu belirterek tahkikat sonucunda müvekkillerinin destekten yoksun kaldığının kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik … için 5.000.00 TI.. … için 5.000.00 T olmak Üzere toplam 10.000.00 TL destekten voksun kalma tazminatının haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline(davalı sigorla şirketi açısından poliçe İimiti ile sınırlı olmak üzere) yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin işleten sıfatının kaza tarihi itibariyle bulunmadığını, davanın müvekkili açısından husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu olaya karışan … plakalı aracın, başkaca 11 araçla daha birlikte, 10.04.2018 tarihli 2018/110 Numaralı Kiralama Genel Şartlar Uzun Süreli Araç Kiralama Sözleşmesi ile birlikte 10.04.2018 – 10.08.2019 tarihleri arasında …’a kiralandığını, kazaya karışan aracın 11.04.2018 tarihinde uzun süreli kiralayana teslim edildiğini, kazanın … tarafından işletilen aracın diğer davalıya kiraya verildiği süre zarfında gerçekleştiğini, kiraya verilen araçların kaza tarihinde … tarafından işletildiğini ve bu kişinin araçları kiralayarak gelir elde ettiğini dolayısıyla işleten sıfatının tümüyle davalıya geçtiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, dava konusu kaza sebebiyle davacı yana tazminat ödemesinin yapıldığını ve zararının tamamının karşılandığını, davacı yana 26.12.2018 tarihinde toplam 201.863,71-TL tutarında destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi yapıldığını, davayı ve bakiye alacak iddiasını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, yapılan tazminat ödemesi sonrasında 181778537 numaralı ZMMS poliçesinin bakiye teminatının 158.136,29-TL (360.000,00 – 201.863,71 =158.136,29-TL) olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ile sınırlı olduğunu, müteveffanın kazada kusurunun olması veya zararın doğmasında veya artmasında etkili olmuş yahut sigortalı araç sürücüsü Rami S. … …’nın tazminat sorumluluğunu ağırlaştırmış olması halinde bu durumun da göz önünde bulundurulması ve bu oranda tazminatın kaldırılmasına ve tazminattan indirim yapılmasına karar verilmesi gerektiğini, vefat edenin hak sahiplerinin destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanabilmeleri için ölenin desteğinden gerçekten mahrum kaldıklarını ispatlamaları gerektiğini, destekten yoksun kalma zararı belirlenirken bilinen ücret, belirlenebilir bir ücret yoksa net asgari ücretin hesaplamada esas alınması gerektiğini, davacının karşılanmamış zararının olup olmadığının ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplama sonucuna göre belirlenmesi gerektiğini, daha önce sigortacı tarafından davacılara yapılmış olan tazminat ödemesinin ödeme tarihinden hesap tarihine dek işlemiş yasal faizinin güncelleme yapılmak suretiyle belirlenen toplam tazminattan indirilmesi gerektiğini, müteveffanın kaza esnasında koruyucu kask takıp takmadığının araştırılması gerektiğini, tazminat hesabı yapılacak olması halinde TRH 2010 yaşam tablosunun esas alınması gerektiğini, davacılara rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının da araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili …’ın yıllardır Eskişehir ilinde araç kiralama işi yaptığını, sundukları sözleşmede de müvekkilinin davaya konu aracı … isimli şahsa kiraladığını, olay günü aracı kiralayan Sada isimli şahsın müvekkilinin haberi ve onayı olmaksızın aracı Rami S. … …’ ye teslim ettiğini, aracı alkollü bir şekilde kullanan Rami’nin kazaya sebebiyet verdiğini, Bursa 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/805 E. Sayılı dosyasında kusur oranlarının tespit edildiğini, Müvekkiline işleten sıfatıyla davayı yönlendirmenin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin yapmış olduğu araç sözleşmesinde sözleşmenin tarafı olan Sada’ya aracı teslim ettiğini, sözleşme maddelerinde aracın başka bir şoför tarafından kullanılamayacağının açıkça belirtildiğini, aracın başka bir şoföre devredilmesi ve kaza yapan şahsın alkollü olması müvekkilinin müdahale edebileceği durum olmadığını, işleten sıfatına haiz kişinin sözleşmenin kiracısı olan tarafı Sada olduğunu, kiralama sözeşmesinde yer alan maddelere aykırı davranarak kazaya sebebiyet veren kiracının kusurunun müvekkiline yüklenmek istenmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, davacının dilekçesinde belirttiği aylık kazancın ispatlanabilir bir tutar olmadığını, ispat edilebilir tutarlar üzerinden tazminat tutarının hesaplanması gerektiğini, davacının alacağı belirlenebilir olduğundan davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasını kabul etmediklerini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen Dava dosyasında davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/1758 ESAS sayılı destekten yoksun kalma tazminatı davasında, ıslah yapıldıktan sonra Yargıtay 17. HD.nin 14.01.2021 tarih, 2020/2598 E, 2021/34 K. sayılı ilamı ile tazminat hesaplarında TRH 2010 tablosunun esas alınması yönünde hüküm kurması nedeni ile yeniden alınan bilirkişi raporunda, tazminat miktarlarının artması nedeni ile bakiye tazminata ilişkin iş bu ek davayı açtıklarını, işbu davanın hukuki ve fiili bağlantı sebebiyle, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/1758 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi ve haksız fiilden kaynaklı ölüm ve cismani zarar neticesinde, vefat eden … nedeni ile müvekkili … için 176.041,27 TL, … için 28.338,83 TL olmak üzere toplam 204.380,10 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 23/10/2019 tarihli raporunda; 26/11/2018 günü saat 02:00 sıralarında sürücü Rami S…. … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile Kıbrıs Şehitleri caddesini takiben İnönü caddesi istikametine seyri sırasında olay mahalli kavşağa geldiğinde ani olarak sola manevra yaptığı sırada aracının sol yan kısımlarıyla, aynı istikamette sol gerisinden gelen müteveffa sürücü … sevk ve idaresindeki 16 JS 328 plaka sayılı motosiklete çarpması neticesinde dava konusu ölümlü olayın meydana geldiği, sürücü Rami S…. … idaresindeki otomobil ile seyri sırasında yolun soluna yeterli kontrolü yapmadan manevraya geçtiği, manevra yapmadan önce seyir halinde olan trafiği kontrol etmediği, gerisinden gelen motosikletin hız ve yakınlık durumunu dikkate almadan seyir istikametini kapattığı anlaşılmakla kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğu, müteveffa sürücü … idaresindeki motosiklet ile seyri sırasında sağ şerit üzerinden sola manevrayla ani şekilde istikamet şeridini kapatan diğer sürücü yönetimindeki otomobil nedeniyle karıştığı kazada atfı kabil kusurunun bulunmadığı ifade edilmiştir.
2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur (Yargıtay 17 HD 2019/4255 E-2020/3307 K sayılı ilam). Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. 2918 sayılı KTK 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek öğretide, gerekse Yargıtay uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda, getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır (Yargıtay 17. HD, 2020/8228 E-2021/190 K sayılı ilam). Somut olayda dava konusu olaya karışan … plakalı aracın malikinin … Filo Kiralama A.Ş. olduğu, anılan aracın başkaca 11 araçla daha birlikte, 10.04.2018 tarihli 2018/110 Numaralı Kiralama Genel Şartlar Uzun Süreli Araç Kiralama Sözleşmesi ile 10.04.2018-10.08.2019 tarihleri arasında …’a kiralanmış olduğu görülmüştür. İş bu uzun süreli kiralama sözleşmesi ve eklerinin Gelir İdaresi Başkanlığı Esenler Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne beyan edildiği ve damga vergisinin de ödendiğine dair ayrıca ilgili kiralamanın halen devam ettiği … şahıs şirketine her ay düzenli olarak ekinde araç listesi de bulunan fatura kesilmekte ve ödeme alınmakta olduğuna dair belgeler de dosyaya sunulmuştur. Bu nedenle … Filo Kiralama AŞ’nin işleten sıfatının bulunmadığına dair hüküm kurulmuştur.
… plakalı aracı kiralayan …’ın ise kendileri tarafından, dava dışı … …. araç kiralama sözleşme ile kiralanmış olduğu iddia edilmiş ve aracın kiralanmasından sonra diğer davalı … … tarafından kullanıldığı görülmüştür. Ancak yapılan kiralama ilişkisinin 24/11/2018 – 26/11/2018 tarih aralığını kapsadığı anlaşılmaktadır. Davalı … yönünden bu iki günlük kiralama ilişkisi ile fiili hakimiyetinin kalmadığından ve bu sebeple ekonomik yönden bir yararlanma olanağının kalktığından bahsedilemez. İşleten sıfatı devam eder.
Destekten Yoksun kalma tazminatı; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddeşinin 3. bendinde düzenlenmiş olup, “Ölüm halinde ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıpların tazmini gerekmektedir”. Bu maddeye göre, haksız fiilin doğrudan doğruya muhatabı olmayan, ancak bu haksız fill nedeniyle ortaya çıkan ölüm olayından zarar gören ya da ileride zarar görmesi güçlü olasılık içinde bulunan kimselere tazminat hakkı tanınmıştır. Davacılar ölenin eşi ve çocuğu olmakla ölenin davacılara destek olduğu kabul edilmelidir.
Davacıların destekten yoksun kalma tazminatı ile ilgili olarak aktüer hesaplama yapılmış, yapılan bilirkişi incelemesinde sigorta tarafından yapılan ödeme güncelleme yapılarak tenzil edildikten sonra davacı …’nın zararı 195.092,32 TL, davacı …’nın zararı 88.004,04 TL olarak belirlenmiştir. Davacı bu rapor doğrultusunda davasını ıslah ettikten sonra Yargıtay’ın yerleşik içtihatları dikkate alınarak aktüer bilirkişiden TRH 2010 tablosu dikkate alınarak ek rapor düzenlemesi istenmiş, bu kez raporda davacı eş …’nın zararı 371.133,59 TL, davacı çocuk …’nın zararı 116.342,87 TL olarak belirlenmiştir. Yeniden alınan bilirkişi raporunda, tazminat miktarlarının artması nedeni ile bakiye tazminata ilişkin birleşen ek dava açılmıştır. Yargılamada talebin bir kez ıslah edilebileceği aksi durumun iddianın genişletilmesi yasağı ile karşılaşacağı, bakiye miktarın ek dava ile talep edilebileceği kanaatine varılarak ana dava ile birleşen davanın kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
Davalı … yönünden ödeme tarihi temerrüt tarihi olarak esas alınmıştır.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1- Mahkememizin ana davası olan 2018/1758 Esas sayılı davanın KABULÜ ile, davacı …, için 195.092,32 TL, davacı … için 88.004,04 TL tazminatın davalı …Ş yönünden sigorta teminat limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla temerrüt tarihi olan 26/12/2018, davalılar…. … … ve … yönünden kaza tarihi olan 26/11/2018 tarihinden itibarin işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine,
Davalı …Ş yönünden davanın husumetten REDDİNE,
Birleşen Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/246 Esas sayılı dava dosyasının KABULÜ ile, davacı … için 176.041,27 TL, davacı … için 28.338,83 TL tazminatın davalı … … kaza tarihi olan 26/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak adı geçen davacılara verilmesine,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 33.299,51-TL harçtan başlangıçta ana davada alınan 35,90-TL peşin harcın, birleşen davada alınan 698,07-TL peşin harcın, 932,75-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 31.632,79-TL harcın davalılar davalılar … Sigorta A.Ş, … S. … … ve …’ dan müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan ana davada yatırılan 35,90-TL peşin harç ve 35,90 TL başvurma harcı, birleşen davada yatırılan 698,07 TL peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı, 932,75 TL ıslah harcı ve 2.809,00-TL yargılama gideri toplam 4.570,92-TL’nin davalılar davalılar … Sigorta A.Ş, … S. … … ve …’ dan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
4- Ana davada kabul edilen maddi tazminat yönünden; Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 28.266,74 -TL vekalet ücretinin davalılar davalılar davalılar … Sigorta A.Ş, … S. … … ve …’ dan müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
Birleşen davada kabul edilen maddi tazminat yönünden; Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 22.756,60 -TL vekalet ücretinin davalı …’ dan tahsili ile davacılara ödenmesine,
5-Davalı … AŞ kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/4 hükmü gereğince belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen alınarak adı geçen davalıya ödenmesine,
6-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin davalı …Ş vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2022

Katip …
☪e-imzalı

Hakim …
☪e-imzalı