Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1744 E. 2021/22 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

NO : 2018/1744
KARAR NO : 2021/22

BAŞKAN : …
ÜYE : ….
ÜYE :…
KATİP : …..

DAVACI : …İ İTH. İHR. ve TİC. LTD. ŞTİ. …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : …..
VEKİLİ : Av….
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2018
KARAR TARİHİ : 13/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dava dilekçesinde özet olarak davalı kurumun açtığı personel çalıştırılması yoluyla hizmet alımı ihalesini üstlendiklerini ancak 6552 sayılı yasa ile 4734 sayılı yasa ile yapılan değişiklik nedeniyle kanunun 62/1-e maddesi çerçevesinde kıdem tazminatı ödemesi sorumluluğunu asıl işveren durumundaki davalı kurumda olduğunu buna rağmen davalının bu sorumluluğu kabul etmediğini, ihale süresi sonunda teminat mektuplarını iade etmediği gibi bir kısım hak ediş bedelini de teminat olarak tuttuğunu, bunun 6552 sayılı yasa ile getirilen hukuki düzenlemeye aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek toplamı 371.925,00 TL olan teminat mektuplarının davacıya iadesine ve hak edişten yapılan kesintilerden şimdilik 15.000 TL ‘sini davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf ise davanın reddini savunmuş yapılan ihalenin 4734 sayılı kanunun 62/1-e maddesi kapsamında değil 3/g kapsamında olduğunu, bunun ihale şartnamesi ve sözleşmesinde açıkça yazıldığını ileri sürmüştür.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dava taraflar arasındaki ihale sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
Taraflar arasında 18.09.2015 tarihli ihale sözleşmesi imzalanmış, bu sözleşme 30.11.2018 tarihinde sona ermiştir. Daha sonra taraflar arasında yeniden 22.11.2018 tarihli ihale sözleşmesi imzalamıştır.
Bu sözleşme ile davalı davacıdan personel çalıştırılması yoluyla hizmet alımı gerçekleştirmektedir.
Davacı 6552 sayılı yasa ile 4734 sayılı yasa ile yapılan değişiklik nedeniyle kanunun 62/1-e maddesi çerçevesinde kıdem tazminatı ödemesi sorumluluğunu asıl işveren durumundaki davalı kurumda olduğunu buna rağmen davalının bu sorumluluğu kabul etmediğini, ihale süresi sonunda teminat mektuplarını iade etmediği gibi bir kısım hak ediş bedelini de teminat olarak tuttuğunu, bunun 6552 sayılı yasa ile getirilen hukuki düzenlemeye aykırılık teşkil ettiğini ileri sürmüştür.
Davacı bu kapsamda sözleşme nedeniyle toplamı 371.925,00 TL olan teminat mektuplarının davacıya iadesini ve hak edişten yapılan kesintilerden 15.000 TL ‘sinin davacıya ödenmesini talep etmiştir.
İş Kanunu 112. Maddeye a fıkrası olarak eklenen; ”Alt işverenlerinin değişip değişmediğine bakılıp bakılmaksızın, aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde çalışmış olanların bu şekilde çalışmış oldukları sürelere ilişkin kıdem tazminatına esas hizmet süreleri, aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde geçen toplam çalışma süreleri esas alınarak tespit olunur. Bunlardan son alt işverenleri ile yapılmış olan iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanunu 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanların kıdem tazminatları ilgili kamu kurum veya kuruluşları tarafından, işçinin banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenir.” fıkrası neticesinde, idarelerin hizmet alım ihaleleri kapsamında, alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatlarının ödenmesinden kamu kurum veya kuruluşlarının sorumluluğuna gidildiği, 22.02.2019 tarihli kanun düzenlemesi ile 4857 sayılı kanunun 112. maddesine eklenen maddeler ile kıdem tazminatına ilişkin tüm sorumluluk idarede olduğu, 7166 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 22.02.2019 tarih ve 30694 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, bu kanunun 11. Ve 12. Maddeleri ile 4857 sayılı kanunun 112. maddesine bir fıkra ve Ek Geçici 9. madde eklendiği, bu düzenleme; “4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilere, 11/9/2014 tarihinden sonra imzalanan ihale sözleşmeleri kapsamında, kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde 11/9/2014 tarihinden sonra geçen süreye ilişkin olarak kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmemişse alt işverenlere rücu edilemeyeceği.” düzenleme altına alınmıştır.
6552 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. maddesine eklenen hükümle işçinin kıdem tazminatını dava açmadan kolaylıkla alabilmesi, olası takip ve davalar nedeniyle zorluk ve mağduriyet yaşamamasının amaçlanmıştır. Söz konusu yasal düzenlemenin asıl ve alt işverenler yönünden dış ilişki itibariyle işçiye karşı geçerli olup asıl ve alt işverenler arasındaki iç ilişkide sorumluluğu ortadan kaldıran bir düzenleme değildir.
Bu nedenle iç ilişkide taraflar arasındaki sözleşme hükümlerini de değerlendirmek gerekmektedir.
Taraflar arasındaki ihale sözleşmesinin 36.1.4 maddesine göre; İş bu sözleşme kapsamında yüklenicinin İstihdam ettiği işçinin muhatabı ve sorumlusu yüklenicidir. Bu konuda teşekkül kesinlikle muhatap değildir.
36.2.9 maddesinde ihale sözleşmesi kapsamında çalıştırılan işçilerin her türlü hak ve alacaklarının, kıdem ve ihbar tazminatı, ikramiye ve fazla mesai ödemelerinden sorumluluğun açıkça davacı yükleniciye ait olacağı kararlaştırılmıştır.
36,4.5 maddesine göre; yüklenicinin en az 30 günlük son istihkakı ödenmeyecek olup, söz konusu istihkak çalıştırdığı personelin ücret, fazla mesai, her türlü hak ve alacakları ile ihbar ve kıdem tazminatları, izin ücreti vs. haklarının karşılığı olarak ayrılacaktır.
36.9-2 maddesine göre; fiili işe başlama tarihinden sonra, bu sözleşme kapsamındaki faaliyetlerle ilgili olan idari, cezai ve hukuki konular ile 3,şahıs haklarından (zarar, ziyan dahil) yüklenici sorumlu olacaktır, bu durumlarda yüklenici, sorumluluk ve yükümlülük edimini derhal yerine getirecektir, aksi takdirde teşekkül, ödemek zorunda kaldığı meblağ işletme hizmet bedelinden düşülecek veya yüklenicinin kesin teminatından, karşılamıyorsa aradaki fark yasal yollardan tahsil edilecektir.
Sözleşmenin 36.9-2.maddesi davalının rücü hakkına ilişkin düzenlemedir. “4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilere, 11/9/2014 tarihinden sonra imzalanan ihale sözleşmeleri kapsamında, kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde 11/9/2014 tarihinden sonra geçen süreye ilişkin olarak kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmemişse alt işverenlere rücu edilmez.” hükmü uyarınca davacının ihale sözleşmesi kapsamında çalıştırdığı işçilerin kıdem tazminatı hakları için davalıya vermiş olduğu dava konusu teminat mektuplarının davacıya iadesi mümkün değildir.
Ayrıca sözleşmenin 36,4.5 maddesine göre; Yüklenici işin bitiminde sözleşme konusu işe ait çalıştırdığı tüm personelden, usulüne uygun olarak alınmış noter onaylı bir ibranameyi ve bu ibranamede belirtilen miktarın yine banka hesabı aracılığı ile ödendiğini gösteren belgeyi teşekküle verecektir. Bu işe ilişkin yüklenicinin çalıştırdığı personeline herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitine dair tüm ibranamelerin Teşekkülce kontrolüne müteakip yüklenicinin son İstihkakı iade edilecektir. Yüklenici sözleşme bitim tarihinden 2 ay içerisinde çalışanlarından usulüne uygun alınmış ibranameleri getirmediği takdirde; sözleşmesi fesih edilecek, kesin teminatı nakde çevrilerek gelir kaydcdilccck ve g hükümlere göretasfiye edilerek yasaklı firma kapsamına alınacaktır.
Dava dilekçesinde işçilerin kıdem tazminatı haklarından sorumluluğun davalıya ait olduğu gerekçesiyle davacının yükümlülüğünün bulunmadığı iddia edilerek sözleşmenin 36.4.5 maddesindeki ibranameler alınmamıştır. Dolayısıyla yasal mevzuat hükümleri ile sözleşmedeki davalının sorumluluğuna ilişkin maddeler ve rücu maddesi dikkate alındığında; sözleşmedeki tüm yükümlülükler davalı tarafça yerine getirilmeden kesintisi yapılan son hakedişin davacıya ödenmesi ve teminat mektuplarının iadesi mümkün değildir. Davalı tarafça son hakedişten kesinti yapılmasında ve teminat mektuplarının iade edilmemesinde yasaya ve sözleşme hükümlerine aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın başlangıçta alınan 6.607,72 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 6.548,42 TL’nin davacıdan tahsili ile hazine irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan gider avansının artan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 35.534,75 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir
dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okundu, usulen anlatıldı.13/01/2021
Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …..
e-imza