Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1737 E. 2021/468 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1737 Esas
KARAR NO : 2021/468

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI -KARŞI DAVALI:…
VEKİLİ :Av. ….
DAVALI -KARŞI DAVACI :M…
VEKİLİ :Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2015
KARAR TARİHİ : 28/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı – karşı davalı vekili dava dilekçesinde ; Davacı-karşı davalı yüklenici şirket vekili, davacının davalının alt yüklenicisi olduğu, davalının Bursa İli Kestel İlçesi Kale Mah. bulunan taşınmazdaki konutların inşa işini üstlendiği, davacının ise 15.01.2013 tarihli sözleşme ile konutlardaki kalorifer tesisatı sıhhi tesisat müşterek tesisatlar doğalgaz tesisatı gibi işlerin yapımını üstlendiği, iş bedelinin 29.915,90 TL olarak belirlendiği ve bedelin ifasının davalının maliki olduğu … plakalı aracın verileceği hususunda anlaşıldığını, sözleşmede belirtilen işlerin eksiksiz olarak yapılmasına rağmen aracın devrinin verilmediğini, 12.01.2013 tarihli teslim tutanağı ile aracın davacıya teslim edildiği, ancak davalının borcu nedeniyle haciz yolu ile davacıdan alındığını, yapılan icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini, davalıya 30.07.2013 tarihli 8.024,00 TL bedelli ve 07.08.2013 tarihli 24.640,76 TL bedelli faturaların, elden teslim edildiğini ancak herhangi bir itirazın olmadığını, bedelin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı borçlunun haksız ve yersiz şekilde takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptâlini ve %40’dan aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı- karşı davacı vekili cevap ve dava dilekçesinde; Davalı- karşı davacı iş sahibi vekili ise; davacının işi gecikmeli olarak teslim ettiğini, sözleşmenin 3. maddesinde “iş veren tarafından işin birim tarihinden itibaren 7 gün içerisinde aracın satışının noterden verileceğinin kararlaştırıldığını ancak işin gecikmeli teslim edildiğini davalının sözleşmeye konu taşınmaz üzerindeki konutların bir kısmının satışını yapmış olmasının işin sözleşmede belirtilen tarihte teslim edildiği anlamına gelmeyeceğini, davalının konutu satması için davacının işi bitirmesine gerek olmadığını,doğalgaz ve su aboneliklerinin tamamının yapıldığı tarihin davacının iş bitim tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini,iş kapanışının SGK’ya verilmiş olmasının işin bittiği anlamına gelmediğini, davacının her ne kadar 06.05.2013 tarihinde iş bitirdiğini iddia etmiş ise de işin bitirilmesi gereken tarihten 99 günlük gecikme yaşandığını %20 kötüniyet tazminatı talep ettiklerini savunmuştur.
Karşı davada davalı-karşı davacı iş sahibi vekili; sözleşmenin 7. maddesi gereğince işin tesliminin gecikmesinden kaynaklı olarak günlük 500,00 TL gecikme cezasının ödeneceğinin kararlaştırıldığı, ayrıca davacının üzerine düşen edimleri yerine getirmediğinden ihtarnamede belirtilen alacak kalemlerinin davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Müvekkili ile davacı arasında sözleşme imzalandığını, yüklenicinin işi zamanında bitirmediğini, işin kabulü yapılmadan iş yerinin terk edildiğini, işin tamamlanmasının 75 gün geciktiğini, gecikmede kusurun davacı yüklenicide olduğunu,davacı ile yapılan sözleşme feshedilerek işin başka kişilere yaptırıldığını, davacıya borçlarının bulunmadığını, aksine gecikme nedeniyle toplamda 300.000,00 TL zarara uğradıklarını, bu nedenlerle asıl davanın reddini savunmuş,ayrıca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 141.524,93 TL’nin karşı davada davacı-karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Karşı davada davacı-karşı davalı yüklenici vekili; karşı davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu ve davanın reddini savunmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinden doğan alacağın tahsili amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptâli, karşı dava ise; sözleşme nedeniyle oluşan zararın tazmini ve cezai şart bedelinin tahsili davasıdır. Davacı-karşı davalı yüklenici, davalı-karşı davacı ise iş sahibidir. Asıl davada davacı yüklenici iş bedelinin tahsilini talep ederken,davalı iş sahibi karşı davasında zarar ve cezai şart talep etmiştir.
Davalı- karşı davacı iş sahibi karşı dava dilekçesinde 1.000,00-TL olarak belirtilen alacak kalemlerinin; davacı/k.davalının işi geç teslim etmesi nedeniyle gecikme cezası , davacı/k.davalının kullanımındaki aracın Zorunlu Trafik Sigortası ve Kasko Bedeli, Motorlu Taşıtlar Vergisi ödemesi, yine Sözleşmenin 8.ci Maddesinden dolayı doğan sigorta bedelleri talebi, Davacı/k.davalının ödemediği sigorta borcundan dolayı 5515 sayılı yasa gereği sigorta indirim talebinin iptalinden kaynaklı ödenen bedel, trafik cezası, aracın kullanımı kaynaklı alacak taleplerini içerdiğini ifade etmiştir. Yargılama esnasında karşı davasını da ıslah etmiştir.
Asıl dava ilamsız takibe itirazın iptali davasıdır. İlamsız takibe dayanak yapılan alacak ise taraflar arasında düzenlenmiş olan bir eser sözleşmesine dayalıdır. Kural olarak ispat külfeti davacı üzerinde olduğundan sözleşmeye konu eserin tam ve eksiksiz biçimde teslim edildiği davacı tarafça ispat edilmelidir. Davalı tarafın savunması nazara alındığında işin tamamının teslim edildiği konusunda uyuşmazlık yoktur. Davalının savunması davacı taraf üzerindeki ispat külfetini ortadan kaldırmıştır. Bu durumda davalı taraf savunmasında yer alan “işin zamanında teslim edilmediği” hususunu ispatlamalıdır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşme çerçevesinde işin teslim tarihi 15.05.2013 olarak kararlaştırılmıştır. İşin bedeli konusunda da uyuşmazlık olmayıp, toplam iş bedeli 28.915,90.TL’dir. İş bedelinin ödenmesi amacıyla mülkiyeti davalı tarafa ait bir aracın davacıya teslim ve devri konusunda anlaşma sağlandığı da tartışmasızdır. İş bedeline mukabil devir ve teslimi gereken araç 12.01.2013 tarihli tutanakla davacıya fiilen teslim edilmiştir. Sözleşmeye göre aracın devri iş bitimini takip eden yedi gün içinde tamamlanacaktır. Gerek araç teslim sözleşmesinde gerekse sözleşmenin üçüncü maddesinde tekrar edilen özel şartlar bölümünde aracın devrinden itibaren yakıt, trafik cezaları, sigorta ve vergilerden aracı teslim alan davacı şirketin sorumlu olacağı belirtilmiştir. Keza davacı tarafın sözleşmeden cayması halinde aylık 800.TL araç kirası ödeneceği, kazaya karışırsa da araç değer düşümüne karşılık 6.000.TL ödeyeceği hükme başlanmıştır.
Uyuşmazlığı çözümünün en önemli noktası davacı-karşı davalı tarafın iş teslimini zamanında yapıp yapmadığı noktasındadır. Bu husus aynı zamanda karşı dava açısından da önem taşımaktadır. İşin teslim tarihi sözleşmede belirtilmişse de sektörel teamül ve uygulamalar çerçevesinde çözümün nispeten teknik bir uzmanlık konusu olduğu mütalaa edilmiş, dosya üzerinden bilirkişi raporu alınması uygun bulunmuştur. Rapor alınmadan önce tarafların talepleri nazara alınarak doğalgaz ve su aboneliklerine ilişkin bilgi toplanmış, bir takım tapu kayıtları da getirtilmiştir. Bilirkişi 02/10/2015 tarihli raporunda su ve doğalgaz aboneliklerinin doğrudan iş bitimi ile irtibatlandırılamayacağını, S.G.K.’ya verilen kapanış bildiriminin iş bitim tarihinden önce olduğunu, kaldı ki sözleşme gereğince işverenin kontrol teşkilatı aracılığıyla işin kabulünü yapması, işin bitmediğini tutanakla belgelemesi gerektiğini, dosya kapsamında buna dair belge olmadığını, işin bozuk gittiğine veya geç kaldığına dair bir tutanak da tutulmadığını, bu kapsama göre işin 06.05.2013 tarihinde teslim edildiğini bildirmiştir. Aynı kanaat 11/05/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda da ifade edilmiştir. Dolayısıyla 15/01/2013 tarihli sözleşme kapsamında davacı tarafından üstlenilen işlerin eksiksiz, ayıpsız olarak 06/05/2013 tarihinde teslim edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede davalı-karşı davacı tarafın işin tesliminin geciktiği yolundaki savunma ve iddiasının ispatlanamadığı sonucuna varılmıştır. Müteahhit tarafın üstlendiği edim inşaatın mekanik tesisat işlerinin tamamlanmasıdır. Bilindiği üzere inşaatta mekanik tesisat işleri son işlerden değildir. Tesisat işleri tamamlandıktan sonra birtakım ince işçilik faaliyetleri, sıva, boya, taban kaplaması gibi inşaat ve imalat faaliyetleri devam edecektir. İş sahibi, müteahhidin edimini zamanında yerine getirmemesi sebebiyle geciken bir imalat faaliyeti bulunduğu konusunda hiçbir iddiada bulunmamıştır. Kural olarak iş sahibi iş teslim süresi sonunda makul bir zamanda gerekli denetim ve kontrolleri yapmalı, eksik veya ayıplı imalat ile gecikmeleri tutanak altına almalıdır. İş teslim süresinden aylar sonra tek taraflı bir beyanla işin geciktiğinin ileri sürülmesi, su ve doğalgaz abonelikleri gibi karinelerin buna dayanak gösterilmesi kabul edilemez. Kaldı ki 15/07/2013 tarihinde doğalgaz açma işlemi yapılmış olması tesisat işlerinin bu tarihten önce tamamlandığını göstermektedir. İş sahibinin ihtarı bu tarihten de altı ay sonradır. Üstelik iş sahibi ihtarında, ihtar tarihinde dahi işin tamamlanıp teslim alındığını kabul etmemekte “bugün itibariyle 247 günlük gecikmede bulunmaktasınız” ifadesini kullanmaktadır. Halbuki ilerleyen aşamalarda “biz işin eksik yapıldığını değil geç teslim edildiğini iddia ediyoruz” diyen iş sahibi davalının beyanları çelişkilidir. En azından ihtar tarihinde hangi işlerin eksik kaldığı tespit edilmiş olmalıdır. Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını öderken iyiniyet kurallarına uygun davranmalıdır. Tüm ispat olanakları ortadan kalktıktan sonra tek taraflı ve soyut biçimde geç teslim iddiası ileri sürülmesi iyiniyete aykırıdır. Bu gerekçe ile davacı-karşı davalı müteahhidin işi zamanında teslim ettiği, varsa kısmî eksiklerin makul sürede ve tarafların iyiniyeti çerçevesinde tamamlandığı kabul edilmiştir.
Davalı iş sahibi iş karşılığında vermeyi kabul ettiği aracı fiilen teslim etmiştir. İşin bittiği kabul edildiğine göre aracın resmi satış ve devrini de vermelidir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi sözleşmeye aykırılık teşkil eder. Eğer davalı/ karşı davacı iş sahibi aracın resmi satış ve devrini verseydi karşı davada talep ettiği KTK’dan kaynaklanan araç maliki sıfatıyla yaptığı sair ödemeleri de yapmayacaktı. O halde karşı dava reddedilmeli, davacı zamanında iş teslimini gerçekleştirdiğinden geç teslim sebebiyle cezai şarta hükmedilemeyeceği gibi sözleşmeye uygun biçimde davalı iş sahibi aracın resmi satış ve devrini gerçekleştirmemesi sebebiyle KTK’dan kaynaklanan araç maliki sıfatıyla yaptığı sair ödemeleri de talep edemeyeceği, ana dava yönünden de müteahhidin iş bedelini hak ettiği sonucuna varılmalıdır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Ana davanın KABULÜ ile Bursa 6.İcra Müdürlüğünün 2014/… sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın KISMEN İPTALİNE,
Takibin 28.915,00 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
2-Alacağın yargılamayı gerektirdiği gözetilerek borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 1.975,25 TL harçtan başlangıçta alınan 335,82 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.639,43 TL harcın davalı karşı davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı- karşı davalı tarafça yapılan 363,52 TL harç, 721,15 TL yargılama gideri toplam 1.084,67 TL’nin davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya ödenmesine,
5-Davacı karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.337,39 TL vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya ödenmesine,
3-Karşı davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 59,30 TL harcın başlangıçta alınan 27,70 TL peşin hartan mahsubu ile artan 31,60 TL’nin davalı/karşı davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı- karşı davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı- karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı- karşı davacıdan tahsili ile davacı- karşı davalıya ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay Temyiz Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır