Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1706 E. 2020/337 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

.
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1706
KARAR NO : 2020/337

HAKİM : ..
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. … …
Av. …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2018
KARAR TARİHİ : 18/06/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişkiden doğan borçlarına yönelik davalı şirketin kısmi ödeme yaptığını, ödenen kısımlar düşüldükten sonra kesilen kur farkı fatura bedelinin ödenmeyen kısmı için Bursa 2. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosya ile ilmasız icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı tarafından yapılan itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, yukarıda açıklanan nedenle Bursa 2. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyada davalı-borçlunun yaptığı itirazın iptali ile 18.774,44 TL asıl alacağın işlemiş faizi ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faizi ile ve takip feri ile birlikte icra takibinin devamına, davalının haksız ve kötü niyetle itiraz etmesi nedeniyle davalıdan 18.777,44 TL asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazlarını icra dosyasına bildirdiklerini, yetkili icra müdürlüğünün İstanbul olduğunu, davacı ile müvekkili arasında kur farkına ilişkin sözleşmenin varlığından bahsedildiğini ancak böyle bir belge sunulmadığını, fatura bilgilerinin verilmediğini, kabul anlamına gelmemekle müvekkiline böyle bir faturanın ibraz edilmediğini, cari hesap kayıtları incelendiğinde müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın öncelikle yetkisizlik sebebiyle usulden reddine, haksız mesnetsiz davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
Dava itirazın iptali davasıdır.
Takip konusu alacağın taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında yazılı bir satım sözleşmesi bulunmamaktadır. Faturaya konu malların davalıya teslim edildiğinde dair yazılı bir belge de yoktur. Kural olarak alacağın varlığı hususunda ispat yükü davacının üzerindedir.
Yazılı bir belge bulunmaması sebebiyle tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmelidir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır.
Davacı taraf ve davalı taraf inceleme gününde defterlerini ibraz etmiştir. 05.08.2019 tarihli bilirkişi incelemesinde; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 18.639,56 TL alacaklı göründüğü, davacı 25.09.2018 tarihli fatura nedeniyle alacaklı duruma geldiğinden 25.09.2018 tarihinden takip tarihine kadar hesaplanan adi kanuni faiz tutarının 142,48 TL olacağı , davacının takipte talep ettiği işlemiş faiz talebinin 137,88 TL olduğu tespit edilmiştir.
Tüm bu nedenlerle; toplanan delillere göre davacı taraf mal satıp teslim ettiğini ispatlamış olmasına karşılık davalı taraf mal bedellerini ödediğini ispatlayamamıştır. Dosya içerisine sunulan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere davalının takibe itirazı haksızdır. Taraflar arasındaki alacak borç miktarı muayyendir, taraflarca bilinebilir ve yargılamayı gerektirmez. Bu nedenle davalının takibe haksız itirazı sebebiyle aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM:
Davanın KABULÜ ile Bursa 2 İcra Dairesinin 2018/… Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin 18.777,44 TL asıl alacak üzerinden devamına,
İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu değerlendirilerek davalı-borçlunun asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
2-Alınması gereken 1.282,68 TL harçtan başlangıçta alınan 226,79 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 1.055,89 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye Gelir Kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 262,69 TL harç ve 1.169,88 TL yargılama gideri toplamı 1.432,57 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflar tarafından kullanılmayan artan gider avanslarının hükmün kesinleşmesine müteakip taraflara iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/06/2020

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)