Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1680 E. 2020/157 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

.
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1680
KARAR NO : 2020/157

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : ..
KATİP : … …

DAVACILAR : 1-.
2- … – …
…,
3- ….
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- ….
2- … -…
3- ….
4- … – ..
5- … – ..
VEKİLİ : Av. … -..
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 10/04/2017
KARAR TARİHİ : 12/02/2020
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı taraf dava dilekçesinde, davacıların ortağı olduğu davalı …. Kredi Kooperatifinin 1961 yılından beri faaliyet gösterdiğini, davacıların babası … …’nun kuruluştan vefatına kadar üye olarak devam ettiğini, ancak son dönemde kooperatifin doğru yönetilmediğini, 13/08/2016 tarihinde yapılan kooperatif ara denetim kurulu raporunda bu durumun ortaya çıktığını, rapora göre kooperatif üyesi ve çalışanı … …’ın sahte belgelerle üye hesaplarını kullanarak kooperatifi 976.776,58 TL zarara uğrattığını, buna rağmen adı geçen hakkında yasal işlem başlatılmadığını, ibrası için üyelere baskı yapıldığını, işten çıkarılan … …’a hak etmediği halde kıdem tazminatı ödendiğini, bu bedelin de zimmete geçirilen paradan mahsup edildiğini, zararın tamamen tahsil edilmediğini, kısmen senetler ve kısmen nakit ödeme alındığını, kooperatif yönetiminin denetim ve gözetim görevini yerine getirmemesi sebebiyle zararın büyüdüğünü, hileli işlemler sebebiyle kooperatif mali tablolarının gerçeğe aykırı düzenlenmiş olduğunu, buna dayalı ibraların da batıl olacağını, 09/03/2017 tarihinde yapılan genel kurulda … …’ın korunarak üyelerin yanlış bilgilendirildiğini, genel kurulda alınan 4-5-7 numaralı kararların usule aykırı olup iptali gerektiğini, genel kurulda çağrı davetinin usulsüz yapıldığını, genel kurulda yanlış bilgi verilerek oylama yapıldığını, bilançoların hatalı olduğunu, üyelere maddi manevi baskı yapıldığını, ortaklık menfaatlerinin korunmadığını, taleplerine rağmen … … hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmadığını, yetkisi olmadığı halde fiilen başkan gibi hareket eden … Toker’in üyelikten istifa etmediğini, kayıtların bağımsız bir mali müşavir tarafından denetlenmesi ve yönetim kurulunun istifasına ilişkin taleplerinin karşılanmadığını ileri sürerek davacıların olumsuz oy kullanarak şerh koyduğu ibra kararı ile birlikte 4-5 ve 7 numaralı kararların iptaline, davalı yöneticiler …, …, …, … ve …’ün kooperatifi son on yılda uğrattıkları zararların tespiti ile davalı yöneticilerden kooperatif lehine tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuş, sorumluluk davası ile genel kurul karar iptali davasının birlikte görülemeyeceğini, davaların tefriki gerektiğini, karar iptali talebi yönünden yöneticilerin taraf sıfatı bulunmadığını, tazminat taleplerinin belirsiz olduğunu, muhtemel bilirkişi incelemelerine dayanarak dava açılamayacağını, genel kurur kararının iptali için gerekçe gösterilmediğini, genel kurula katılan davacıların usulsüz çağrı iddialarının dinlenemeyeceği, çağrının usulünce yapıldığını, genel kurul tutanaklarından anlaşılacağı üzere dördüncü madde için sadece iki red oyu kullanıldığını, davacılardan birinin dava hakkı bulunmayacağını, kooperatif kayıtlarının gerçeğe uygun olduğunu, davacıların red oyu vermekle yetindiğini, muhalefet şerhlerinin tutanağa yazılmadığını, davanın kötü niyetle olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLER ve GEREKÇE: Yukarıda özetlenen dava sebebiyle mahkememizde yapılan yargılama sonunda 18.10.2017 gün ve 2017/509 E. sayılı ilamla davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuş ve Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Beşinci Hukuk Dairesi 2028/388-513 E. K. sayılı ilamla mahkememizin kararını kaldırmıştır. Kaldırma kararında kooperatif genel kuruluna sunulan bilanço ve faaliyet raporu ile gelir gider tablolarının gerçeğe uygunluğunun denetlenebilmesi için denetim raporunun dosyaya getirilmesi ve ondan sonra eski çalışandan ne miktarda tahsilat yoluna gidildiği veya senet ile teminat altına alındığı tespit edilerek iddianın soyut olup olmadığı veya defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerektiği açıklanmıştır. Yine kaldırma kararında yöneticiler hakkında açılan sorumluluk davasının ana dosyadan tefrik edilerek yine denetim raporu getirtilerek, yöneticilerin kooperatif zararına hareketleri olup olmadığının incelenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Mahkememizce kaldırma kararına uygun biçimde hareket edilmiş ve genel kurul kararı iptali ile yönetici sorumluluğuna ilişkin davalar birbirinden tefrik edilmiştir. Kooperatif genel kurul karar iptaline ilişkin dava mahkememizin 2018/1160 esas sırasına kaydedilmiş, yönetici sorumluluğuna ilişkin davaya ise derdest dosya üzerinden devam edilmiştir. Sorumluluk davasında davacı taraf 5000 Türk Lirası dava değeri göstererek harcını ikmal etmiştir. Bu yönüyle istinaf Mahkemesi kaldırma kararındaki eksiklikler giderilmiştir.
Daha önce açıklandığı üzere kooperatif genel kurul kararının iptaline ilişkin taleple, yönetici sorumluluğuna ilişkine istekler temelde kooperatif çalışanının verdiği zararın tazmini için yöneticilerin üzerlerine düşen görevi yerine getirip getirmediği ve kooperatif genel kuruluna doğru-yeterli bilgi verip vermediği ile yakından ilgilidir. Elbette kooperatif genel kuruluna sunulan kayıtların doğruluğunu araştırılabilmesi için kooperatif kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekecektir. Bu amaçla mahkememizin 2018/1160 esas sayılı dosyası üzerinden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir. Alınacak rapor eldeki davayı da etkileyecek mahiyettedir. Yöneticiler kayıtlarını usulüne uygun tutmuşlar, genel kurula doğru ve yeterli bilgi sunmuşlarsa genel kurul kararının iptali için bir sebep kalmayacaktır. Keza kayıtlar doğru tutulmuş ve yöneticiler kooperatif zararını gidermek için üzerlerine düşen görevi yerine getirmişlerse sorumluluk davasının da haksız olduğu sonucu doğacaktır. Tersi durumda davaların haklı olduğu kabul edilecektir.
Mahkememizin 2018/1160 Esas sayılı dosyası üzerinden alınacak bilirkişi raporu eldeki davaya da delil olacaktır. Ancak alınan ilk rapor davanın çözümüne yeterli bilgi içermemektedir. Kooperatifin tüm kayıt ve defterleri ceza soruşturmasına esas olmak üzere adli emanete alınmış olduğundan bilirkişi kayıtları yeterince incelemeye imkan bulamamıştır. Bunun üzerine bilirkişiye ek ücret takdir edilerek kayıt ve deflerleri adli emanet odasında incelemesi için yetki verilmiştir. Elbette bu ortam uygunsuz, kayıtlar karışıktır. Bilirkişi neyi nerede bulacağı konusunda kooperatif çalışanlarından bilgi alma imkanı bulamayacak, bu sebeple incelemesi uzun ve zahmetli olacaktır. Bu sebeple bilirkişiye ek ücret takdir edilmiş, davacı tarafa bu ücreti yatırması için uyarı yapılarak ek ücretin karşılanmaması halinde bilirkişi incelemesi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ihtar edilmiştir. Buna rağmen davacı taraf ek bilirkişi ücretini yatırmamış, bu haliyle üzerine düşen ispat külfetini yerine getirmemiştir.
2018/1160 Esas sayılı dosyaya sunulan ilk bilirkişi raporunda kooperatif çalışanı … …’ın 11.08.2016 tarihli kayıtla kooperatife 896.100 Türk Lirası borçlandırıldığı, adı geçenin 08.09.2016 tarihinde 100.TL, 19.12.2016 tarihinde 369.323,42.TL 26.12.2016 tarihinde 64.108,62.TL nakit ödeme yaptığı belirtilmiştir. Keza … …’dan toplam 462.567,96.TL tutarında senet de alınmış, 37.618,87.TL’lik kısmı tahsil edilmiştir.
Öncelikle belirtelim ki davacı taraf bilirkişi ücretlerini yatırmadığından, bilirkişi incelemesi delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaktır. Bu da davacı taraf üzerine düşen ispat külfetinin yerine getirilemediği anlamına gelir. Öte yandan toplanan deliller çerçevesinde kooperatif yöneticilerinin kooperatif zararını tespit ettikleri ve sorumlusundan tahsil etmek üzere harekete geçtikleri, bunun için hukuki yollara başvurdukları anlaşılmaktadır. Zararın tümüyle karşılanamamış olması kooperatif yöneticilerinin sorumluluğunu gerektirmez. Haksız fiil sahibinin ödeme gücünün yetersiz olması kooperatif yöneticilerinin elinde olan bir durum değildir. Tahsil kabiliyeti tartışmalı bir alacak için ödenmemiş bonoların takibe konulmamasından da yöneticiler sorumlu tutulamaz.
Davacı taraf kooperatif yöneticilerinin özen ve bağlılık yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın reddine,
Alınması gereken 54,40-TL harcın peşin harçtan mahsubu ile fazla alınan 30,99-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Davalı vekili lehine takdir edilen 3.400-TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan muhakeme masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 12/02/2020

İş bu kararın gerekçesi 12/02/2020 tarihinde yazılmıştır.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır