Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/167 E. 2018/606 K. 02.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
BAŞKANLIĞI TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2018/167 Esas
KARAR NO : 2018/606

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – TC Kimlik No:…
Bademli Mah. 8.Sk. No:28/3 Mudanya/BURSA
VEKİLİ : Av. … – Kartaltepe Mah. Sayfiye Sok. Ömür Apt. B Blok No:32/5 Bakırköy/ İSTANBUL

DAVALI : B.A.R.T. TÜP BEBEK MERKEZİ SAĞLIK HİZM. TİC. LTD. ŞTİ.

VEKİLİ : Av. …
Ankara Yolu Tüze Kule Plaza No:36 D:2 Osmangazi/ BURSA

DAVA : Limited Şirket Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 29/01/2018
KARAR TARİHİ : 02/05/2018
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı taraf dava dilekçesinde, davacının davalı şirkette ortak olduğunu, şirketin üremeye yardımcı tedave merkezi işlettiğini, 29/10/2017 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında müdürlük görevini yapan …’e aylık 8.000-TL ve diğer ortaklara fiili çalışmaları karşılığında aylık 10.000-TL ücret ödenmesine karar verildiğini, müdür …’in %20, davacının %40 ve diğer ortak …’nun %40 nispetinde ortak olduğunu, ortak …’ın fiilen tedavi merkezinde çalıştığını, davacının ise dışarıda faaliyet sürdürüp tedavilerini şirketin işlettiği merkezde yaptığını, bu sebeple 10.000-TL’lik ücretten yararlanmasının mümkün olmadığını, bunun eşitliği bozan iyiniyete aykırı bir karar olduğunu, bu sebeple iptali gerektiğini, üçüncü maddede görüşülen faaliyet raporunun gerçeği yansıtmadığını, önceden alınmış bir karar olmamasına rağmen diğer ortaklara aylık 6.000-TL ödeme yapıldığının ortaya çıktığını, mizan ve bilançonun da genel kurulda ayrıntılı incelenmesinin mümkün olmadığını, 2016 yılı kâr ve gelir tablosunun dengesiz olduğunu ileri sürerek 2016 yılı genel kurul kararlarının ve faaliyet raporunun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

DAVALININ CEVABI : Davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuş, davacı tarafın muhalefet şerhlerini tutanağa yazdırmadığını, bu sebeple dava hakkı bulunmadığnıı, alınan kararlar da iyiniyete aykırılık olmadığını, daha önce de çalışma karşılığı ücret kararlaştırıldığını, 2016 yılında davacının da imzası ile alınan bir kararla … ve …’na 6.000-TL ödendiğini, faaliyet raporu ve bilançoda yanlışlık yahut hukuka aykırılık olmadığını, genel kurul çağrısı öncesinde tüm kayıtların incelemeye açıldığını, … ve …’nun bizzat ve fiili çalışmaları karşılığında ücret aldıklarını, …’nun mevzuat gereğince ünite sorumlusu olarak da ek görevi bulunduğunu, kaldı ki kararın fiilen çalışan tüm ortakları kapsayacak şekilde alındığını ileri sürmüştür.
DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava genel kurul kararı iptali davasıdır. Kural olarak şirket genel kurul toplantısına katılan ortaklar, kararlara karşı oy kullanmak ve muhalefet şerhlerini tutanağa yazdırmak şartıyla, genel kurulda alınan kararlara karşı iptal davası açabilirler.
Somut olayda davacı oratğın vekil aracılığıyla genel kurula katıldığı, alınan bazı kararlara karşı oy kullandığı anlaşılmaktadır. Ancak tutanağa muhalefet şerhi yazdırılmamıştır. Bu durumda dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılabilir. Bilindiği gibi birçok Yargıtay kararında karşı oy kullanmak yetersiz sayılmış ve ayrıca muhalefetin tutanağa geçirilmesi şartı aranmıştır. Ancak doktrinde farklı görüşlerin olduğunu zikretmekte yarar vardır. Mahkememizin kabulüne göre bir ortağın karara karşı muhalif oy kullandığı tutanak içeriğinden anlaşılıyorsa ayrıca muhalefet şerhi yazdırması gerekmez. Muhalefet gerekçesi yazılması da şart olmadığına göre, tutanak kapsamından davacı ortağın açıkça muhalif oy sahibi olduğu anlaşılmak kaydıyla dava açma hakkının varlığını kabul etmek daha doğru olacaktır. Bu tutum hakları zayi eden değil koruyan bir tutum olduğundan tercih edilmiştir. Somut olayda davacı ortağın vekili aracılığıyla karşı oy kullandığı, ve bunun tutanağa geçirildiği sabit olduğuna göre ayrıca bir muhalefet şerhi yazdırması zorunlu görülmemelidir.
Dava şartının bu şekilde gerçekleştiği kabul edilerek esasa ilişkin değerlendirme yapılmıştır. Genel kurulda alınan kararlar şekil itibariyle geçerlidir. Usulüne uygun biçimde alınmıştır. O halde kanuna, ana sözleşmeye, afaki iyiniyete ve eşit işlem ilkesine aykırılık halleri tartışılmalıdır. Bu tartışma hukuki değerlendirme gerektirir. Sunulan bilgi ve belgelre ışığında çözüm mümkündür. Bu sebeple başkaca delil toplanmasına gerek görülmemiştir.
Alınan kararların kanuna veya ana sözleşmeye aykırı yönleri bulunmadığı kabul ve takdir edilmiştir. Davacı tarafça bu yönde ileri sürülmüş açık bir sebep de yoktur. Davacı taraf genel kurulda alınan kararların madde numaralarını zikretmeksizin iptal istemişse de dava dilekçesi içeriğinden sadece 3, 4 ve 6ncı maddelere karşı iptal istendiği anlaşılmaktadır. Nitekim davacı taraf da sadece bu maddelerde karşı oy kullanmıştır. Bu maddeler tek tek ele alınarak değerlendirilmiştir.
Davacı tarafın üçüncü maddeye yönelik itirazlarının haklı olmadığı sonucuna varılmıştır. Zira toplantı öncesinde şirketin mali kayıtları ortakların incelemesine açılmış olmalıdır. Bu hususa ilişkin bir tartışma yoktur. Şirket bilanço ve kayıtlarından kâr getiren işlemlerin neler olduğu, şirket harcamalarının ve gelirlerinin karşılaştırması yapılarak bilgi edinilebilir. Davacı tarafın asıl karşı çıktığı husus, faaliyet raporunda yer alan ve diğer ortaklara fiili çalışmaları karşılığında ödeme yapıldığını gösteren durumdur. Davacı taraf bu konuda bir karar olmadığı halde kendisi dışında kalan ortaklara ödeme yapıldığını düşünmektedir. Buna karşılık davalı tarafın sunduğu ve davacı tarafın imzasını inkar etmediği 2016/1 numaralı karara uygun biçimde ödeme yapıldığı ortaya çıkmıştır. Ücrete ilişkin karar oy birliği ile alındığına göre davacının itirazları yersizdir.
Dördüncü maddeye yönelik itiraz da yerinde görülmemiştir. Zira toplantı öncesinde şirket kayıtları incelemeye açılmış, bu konuda ortaklara bilgi verilmiştir. Davacının bilançoya neden karşı çıktığının açık bir gerekçesi yoktur.
Altıncı maddeye yönelik itirazlar da yerinde değildir. Alınan karar ortaklar arasındaki eşitliği bozacak mahiyette olmayıp şirkette fiilen çalışan her ortağın bu maddede yazılı ücreti hak edeceği açıktır. Davacı taraf kendi tercihi çerçevesinde şirket dışında çalışmayı daha uygun bulmuşsa ücret alamayacaktır. Ancak gününü şirkette geçiren, bilgi ve tecrübesini şirkete aktaran, fiilen şirkette mesai yapan ortakların bu çalışmalarına karşılık bir ücret almaları kadar doğal bir şey yoktur. Davacı bu kuraldan ayrık tutulmamıştır. Şirketteki işleyişin doğası gereği davacının şirkette fiilen çalışmadığı, kendi muayenehanesi aracılığıyla temin ettiği hastaların işlem ve müdahalelerini şirkette yaptığı anlaşılmaktadır. Bu durum fiilen şirkette çalışan ortakların “şirkette çalışma şartını” kendileri için ilave gelir sağlamak amacıyla örtü olarak kullandıkları düşünülebilir. Ancak hekimlik dışında idarecilik yapan ve mevzuat gereği ilave sorumluluk üstlenen ortakların bu katkılarının ücretsiz kalması da beklenmemelidir. Özellikle tam zamanlı çalışma zorunluluğu konusundaki mevzuat bu tercihi güçlendirmektedir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın reddine,
Alınması gereken 35,90-TL harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı tarafça yapılan muhakeme masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 42-TL tebligat gideri ile 245,44 TL ilan masrafı olmak üzere toplam 287,44 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı vekili lehine takdir edilen 2.180-TL ücreti-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 02/05/2018

İş bu kararın gerekçesi 02/05/2018 tarihinde yazılmıştır.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …