Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1663 E. 2022/236 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1663 Esas
KARAR NO : 2022/236

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. …….
DAVALI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. ……
Av. ……

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2018
KARAR TARİHİ : 10/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; Davacı müvekkil şirket … Et Lokantası ticaret ünvanı ile davalı şirkete aylık yemek vermekte olup bu hizmete mahsuben 164220 sıra numaralı 31/07/2017 tarihli irsaliye fatura kestiği Fatura bedeli KDV dahil 4.781,00 TL olduğu Fatura davalı tarafa verilmesine rağmen müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine taraflarınca 08/06/2018 tarihinde Bursa 8. İcra Müdürlüğü 2018/… Esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığı ödeme emri borçluya 29/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği Davalı vekilince 03/06/2018 tarihli dilekçe ile borca itiraz edildiği Davalı itiraz dilekçesinde davalının alacaklı tarafa herhangi bir borcu bulunmaması hatta alacaklı konumda olması sebebiyle süresi içinde icra takibine itiraz ettiklerini, Davalı ile müvekkil arasında başka icra takipleri olması ya da başkaca hukuki uyuşmazlıkların bulunması, davalının müvekkile borcu olmadığı veyahut olamayacağı anlamına gelmediği Sırf bu husus bile davalı borçlunun itirazında haksız olduğunu gösterdiği, Keza davalı tarafından borcun ödendiği veyahut itfa edildiğine dair herhangi bir şekilde beyanda bulunulmadığı bu sebeplerle Davalının Bursa 8. İcra Müdürlüğü 2018/… Esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötüniyetli itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötüniyetli itiraz sebebiyle borçlunun %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesie yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ; Davacı taraf müvekkil şirketin kendilerine borcu olduğundan bahisle Bursa 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine takibe geçmiş …. itiraz etmeleri üzerine takibin durduğu Davacının yemek hizmeti verdiğini, ancak davacının davalının kiracısı olduğunu, karşılıklı cari hesap ilişkisinde davalının alacaklı olduğunu, İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğünün 2017/… ve 2018/18001 sayılı dosyalarında cari hesap alacakları için icra takibi başlatıldığını, bu icra takibinde cari hesap kayıtlarında davanın reddi ile %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
İncelenen dosya kapsamına göre
Derdest dava ilamsız takibe itirazın iptali davasıdır. İlamsız takibe dayanak yapılan alacağın davacı … Et Lokantası ticaret ünvanı ile davalı şirkete aylık yemek vermekte olup bu hizmete mahsuben 164220 sıra numaralı 31/07/2017 tarihli irsaliye fatura kestiği Fatura bedeli KDV dahil 4.781,00 TL olduğu Fatura davalı tarafa verilmesine rağmen müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığı bunun sonucunda oluşan alacağın olduğu ileri sürülmektedir. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir.
Her iki tarafın defter incelemesi deliline dayandıkları nazara alınarak taraf defterleri üzerinde inceleme yapılmış, davacı ve davalı taraf defterlerini inceleme gününde hazır etmiş, Bilirkişi 05/12/2019 tarihli kök tarihli raporunda davacı ve davalı defterlerini inceleyerek hazırladığı raporunda davacı ve davalı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı belirtmiştir. Bu durumda defterlerin delil olma vasfı ortadan kalkmamıştır. Raporda tarafların birbirinden alacaklı olduğu yönünde rapor tanzim edildiği, mahkememizce tam alacak belirlenemediği tarafların beyan ve itirazları da değerledirilerek dosyanın ek rapora gönderilmesine karar verilmiştir. Bilirkişi 08/10/2021 ve 09/09/2022 tarihli ek tarihli raporunda özetle
Davaya konu 164220 sıra numaralı ve 4.781,00 TL’lik alacağı oluşturan faturanın içeriğine bakıldığında; bedeli ödenmemiş açık fatura olduğu, bu faturaya ilişkin kayıtların davacı ve davalı tarafın Resmi defterlerine kanuni süresi içerisinde işlendiği, Muhasebe Standartlarına ve Tek Düzen Hesap Planına uygun olarak kayıt altına alındığı tarafımdan tespit edilmiştir. Bu faturaya karşılık herhangi bir ödeme belgesi sunulmamıştır. Dava dosyasına sunulan bir cari hesap sözleşmesi mevcut değildir. Sayın Mahkemenizce dava konusunun ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin cari hesap sözleşmesine dayanmayıp, fatura alacağına dayandığı kanaatine varıldığında; davacı tarafın davalı taraftan 164220 sıra numaralı ve 4.781,00 TL’lik fatura karşılığı alacaklı olacağı sonucuna varılmıştır. 09/09/2022 tarihli ek raporda özetle ; davalı tarafın beyan dilekçesinin ekindeki Muavin Defter dökümüdür yani Yevmiye Defterindeki kayıtlardır. Dosyaya sunulan yazılı olarak yapılmış bir cari hesap sözleşmesi mevcut olmadığı İcra takibinin konusu 16224 nolu 4.781,00 TL bedelli faturanın tarafların ticari defterlerinde Muhasebe Standartlarına ve Tek Düzen Hesap Planına uygun olarak kayıt altına alındığının tespit edildiği, dosyaya davaya söz konusu faturaya ilişkin bir ödeme belgesi sunulmadığı sonucuna varılmıştır
Türk Ticaret Kanunu’nun 89. maddesinde iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin “cari hesap sözleşmesi” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu maddedeki tanıma göre; cari hesap sözleşmesi ile taraflar her seferinde para alışverişinde bulunmaktan, gereksiz işlem yaparak zahmete girmekten kurtularak formaliteleri ortadan kaldırmakta ve karşılıklı borçlarını bu şekilde tahsil etmektedir. Yazılı yapılmadığı sürece geçerli olmayan bu sözleşmenin tarafları tacir olmak zorunda değildir. Önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumu “açık hesap ilişkisi” dir ve bu durumda taraflar tek taraflı veya karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yapmaktadırlar. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E.2017/19-903, K. 2018/974, T. 25.04.2018 kararında taraflar arasında yazılı cari hesap sözleşmesinin olmaması durumunda aradaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirilebileceğini belirtmiştir.

Somut olayda, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu davacının icra takibine konu ettiği 164220 sıra numaralı ve 4.781,00 TL’lik fatura nedeni ile davalının ticari ilişkiyi kabul ettiği ancak fatura bedellerini cari hesaba ilişkin olduğunu savunduğu, cari hesap olduğuna ilişkin savunmasını yazılı delil ile ispatlayamadığı anlaşılmıştır. Cari Hesap Sözleşmesi’nin Şekli, Şartları ve Tarafları ilişkin olarak Bir iradeyi dışa açıklamak üzere kullanılan kalıp veya araca şekil denir. Her sözleşmenin, her hukuki işlemin ve hatta her irade açıklamasının bir şekli vardır. Şekilsiz bir irade açıklaması ve beyanı olmaz. Bu nedenle, bir irade beyanının, bir hukuki işlemin veya sözleşmenin şekle bağlı olmadığından söz edildiği zaman, bununla ‘’şekilsizlik’’ değil, o irade beyanı veya işlem ya da sözleşmenin geçerliliğinin belirli bir şekle tabi olmadığı, sözlü, yazılı veya resmi şekil ritüellerinden herhangi biriyle yapılabileceği, kısaca ‘’şekil özgürlüğü’’ kastedilir. Buna karşılık, ‘’şekil şartı denildiği zaman da hukuki işlemin geçerli olması, sonuçlarını meydana getirmesi için mutlaka kanun veya taraflarca öngörülen şekil içinde yapılması söz konusu olur. İradeyi açıklama aracı olarak kullanılan şekil, sözlü veya yazılı kelimeler (dil araçları) olabileceği gibi, işaret veya yerine göre susma da olabilir. (Eren, 2015:264)Türk özel hukuk sisteminde kural olarak şekil serbestisi ilkesi kabul edilmiştir, bu ilkenin kanuni olarak tezahürü 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 12/1 hükmüdür. Nitekim hükme bakacak olursak ‘’Sözleşmenin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir.’’ Şeklindedir. Hükmün devamında (12/2) ‘’Kanunda sözleşmeler için öngörülen şekil, kural olarak geçerlilik şeklidir. Öngörülen şekle uyulmaksızın kurulan sözleşmeler hüküm doğurmaz.’’ denilerek kanun koyucu tarafından kanunda belirtilen şekillerin kural olarak geçerlilik şekli olacağı belirtilmiş olup ayrıca şekle uymamanın yaptırımı olarak da sözleşmenin ‘’hükümsüzlük’’ yaptırımına tabi olacağı belirtilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 89. Maddesinin ilk fıkrasında cari hesap sözleşmesinin tanımı yapılmışken kanun koyucu tarafından aynı maddenin ikinci fıkrasında ‘’Bu sözleşme yazılı yapılmadıkça geçerli olmaz.’’ Denmiştir. Kanun koyucu yapmış olduğu bu açık ve net düzenleme ile cari hesap sözleşmesine şekil şartı koymuş olup bu şart ‘’yazılılık’’ tır.
Davaya konu uyuşmazlıkta davada, davalı tarafın beyan dilekçesinin ekindeki Muavin Defter dökümüdür yani Yevmiye Defterindeki kayıtlardır. Dosyaya sunulan yazılı olarak yapılmış bir cari hesap sözleşmesi mevcut olmadığı bilirkişi raporu ile tespit edildiği icra takibinin konusu 16224 nolu 4.781,00 TL bedelli faturanın tarafların ticari defterlerinde Muhasebe Standartlarına ve Tek Düzen Hesap Planına uygun olarak kayıt altına alındığı tarafımdan tespit edilmiştir. Dosyaya söz konusu faturaya ilişkin bir ödeme belgesi sunulmadığı görülmüştür.
Tüm bu izahat çerçevesinde davacı tarafın davasını yeterince ispat ettiği sonucuna varılmış, takibe dayanak yapılan faturanın davacı defterinde kayıtlı olduğu, davacının kayden 4.781,00 TL alacaklı göründüğünü olduğu anlaşılmıştır. İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu değerlendirilerek davalı-borçlunun asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile,
2- Bursa 8. İcra Dairesinin 2018/… Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin 4.781,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
3-İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu değerlendirilerek davalı-borçlunun asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
4-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 326,59 TL harçtan başlangıçta alınan 81,65 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.103,19 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 263,59-TL peşin harç ve 41,10 TL başvurma harcı + vekalet harcı, 798,50-TL yargılama gideri toplam 782,1‬0 – TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.781,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davalı ve davacı tarafın yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
10/03/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır