Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1631 E. 2021/588 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2018/1631
KARAR NO : 2021/588

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : ..
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL : ..
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : ..
VEKİLİ : Av. .

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av. ..

FERİ MÜDAHİL : ..
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av. ..

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL ….
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av..

FERİ MÜDAHİL : ….
VEKİLİ : Av. ..

FERİ MÜDAHİL : ..
VEKİLİ : Av. ..

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av. ..

FERİ MÜDAHİL : ..
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : 1-..
2-…
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL : ….
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL : ….
VEKİLİ : Av…..

FERİ MÜDAHİL :…

VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : ….
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av..

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av. ..

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av. ..
FERİ MÜDAHİL : ….
VEKİLİ : Av. ….

FERİ MÜDAHİL : ..

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 30/11/2018
KARAR TARİHİ : 02/06/2021
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde ; davacının borçlarını ödemekte güçlük yaşadığı gerekçesi ile konkordato ön projesini ve İİK 286.maddesinde gösterilen belgeleri eklemek suretiyle öncelikle geçici mühlet ve kesin mühlet ve sonrasında projenin tasdiki talep edilmiştir.

DELİLLER ve GEREKÇE:
Davacı vekili dava dilekçesinde davacı şirket için konkordato talebinde bulunmuştur.
Adi konkordato, iflasa tabi olup olmadığına bakılmaksızın, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun borçlarını proje ile belirli bir vade veya indirim yoluyla yeniden yapılandırabilecekleri bir hukuki imkandır. Konkordato geçici mühleti başarıya ulaşma ihtimalinin olması durumunda borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir ve ilan edilir.
Konkordato, bir borçlunun teklif ettiği projenin İİK’da öngörülen nitelikli çoğunlukta alacaklıları tarafından kabul edilmesi ve asliye ticaret mahkemesince tasdik edilmesi sonucu, vadesi geldiği halde borçlarını ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçluya, vade verilmek veya indirim (tenzilat) yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilme teklifi doğrultusunda borçlarını yeniden yapılandırılmayı mümkün kılan bir hukuki müessesedir.
Konkordato hükümlerinden yararlanmak isteyen borçlu veya borçlunun iflasını isteyebilecek alacaklılardan biri, Asliye Ticaret Mahkemesine vereceği dilekçesine İİK m. 286’ da sayılan belgeleri de ekleyerek konkordato mühleti talebinin kabul edilmesi hususunda bir başvuru yapabilir.
Konkordato talebine eklenecek belgeler Madde 286 da sayılmıştır, bunlar aşağıda belirtilenlerdir;
a) konkordato ön projesi.
b) Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler;, tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgeler.
c) Alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste.
d) Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablo.
e) makul güvence veren denetim raporu ile dayanakları.
Mahkeme talep ile birlikte İİK m. 286’ daki belgelerin eksiksiz olduğunu tespit ettikten sonra borçluya derhal üç aylık geçici bir mühlet verir. Burada mahkemece yapılacak inceleme şekli bir inceleme olup talepte ve sunulan belgelerde bir eksiklik bulunmuyorsa borçluya derhal üç aylık geçici bir mühlet vermek gerekmektedir. Bu aşamada mahkemec üç aylık geçici mühlet kararı verilirken içerik ve sunulan bilgilerin sıhhati ve gerçekliğinin denetlenmesi mümkün değildir. Mahkeme geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi konkordato komiseri görevlendirilerek denetlenir (İİK m. 287/3). Verilen bu geçici mühlet, borçlunun veya komiserin talebiyle iki ay daha uzatılabilir (İİK m. 287/4). Komiser mühletin sonunda mahkemeye bir rapor sunar. Bu rapor neticesinde mahkeme konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğuna kanaat getirirse, borçluya bir yıllık kesin mühlet verir (İİK m. 289). Bu bir yıllık kesin mühlet, sürenin dolmasından önce komiser veya borçlunun talebiyle altı aya kadar daha uzatılabilmesi mümkündür. Mühletin kabulüne ilişkin mahkemece verilen tüm kararlar kesin niteliktedir.
Bir kısım alacaklılar konkordato kesin mühlet verilmesine itiraz etmişlerse de mühletin kabulüne ilişkin mahkemece verilen tüm kararlar kesin niteliktedir. Bu kesinlik hem kesin mühleten verildiği anda hemde tasdike ilişkin nihai karardan sonra da kesin mühlet kararının istinaf edilememesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Kanun koyucu kesin mühlet talebinin reddine ilişkin kararları istinaf yoluna tabi tutmuşsa da mühletin kabulüne ilişkin mahkemece verilen tüm kararlar kesin nitelikte olduğunu belirlemiştir. Tasdik kararı sonrası tasdike ilişkin kararın şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında tasdik kararının istinafı mümkünse de tasdik kararı sonrası kesin mühletin verilmesine ilişkin karar bu yolla dahi istinafa açık değildir.
Davacının konkordato başvurusu ve başvuruya eklediği İİK m. 286 da sayılan belgelerin eksiksiz olduğu görüldüğünden davacı borçluya üç aylık geçici bir mühlet verilmiştir.
İİK m. 289/3 gereği, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde, borçluya bir yıllık kesin mühlet süresi verilir hükmü uyarınca geçici mühlet içerisinde yapılan incelemeler ve konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı denetlenmiştir. Mahkememizce, komiser raporu ve alacaklıların da itirazları değerlendirilmiş, borçlunun teklif etmiş olduğu konkordato şartlarına göre borçlarını ödeme ihtimalinin olduğu ve teklif edilen konkordatonun borçlunun ödeme kabiliyetine tekrar kavuşma amacına hizmet ettiği yolunda kanaatine ulaşılmıştır ve borçluya kesin mühlet verilmiştir.
Kesin mühletin ilanından sonra, İİK m. 299’a göre konkordato komiseri tarafından yapılacak ilanla alacaklıların alacaklarını bildirmesi istenir ve komiser bildirilen alacakların kayıtlarını yapar. İlanın yapılması ve bunun üzerine alacaklıların alacaklarını bildirmesi konkordato projesinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamaktadır; alacaklılar toplantısı için karar yeter sayısının sağlanabilmesi, borçlunun malvarlığı ile sorumlu olduğu pasif kapsamının belirlenebilmesi ve akabinde konkordato projesinin tasdik edilebilmesi için mutlak surette alacaklıların desteğinin sağlanabilmesi gerekir. Bunun dışında borçlunun bilançosunda veya alacaklılar listesinde kaydı yer almayan alacaklının konkordato projesi kapsamında yer alabilmesi için alacağını komisere bildirmesi gerekmektedir
Borçlunun bilançosunda kayıtlı alacaklıların ilan tarihinden itibaren alacaklarını bildirme zorunluluğu bulunmamaktadır (m. 299). Bu şekilde, bilançoda yeralan alacaklar ve ilan yoluyla bildirilen alacaklar olmak üzere alacaklılar iki bölüm oluşturmaktadır.
Alacaklılar, komiser tarafından yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde alacaklarını bildirmeye davet olunur ve komiserin bu ilanı (m. 299), İİK m. 288’deki usule uygun şekilde yaptırması gerekecektir. Buradaki ilan komiser tarafından yaptırılır ve mahkemece yaptırılan geçici veya kesin mühletin ilan edilmesinden farklı olup ilan mahkemece yapılmaz. İlanın mahkemece kesin mühlet kararının verilmesinden sonraki zaman diliminde komiser tarafından yapılması gerekir.
Buna göre komiser tarafından davacı borçlu için alacaklılara ilân tarihinden itibaren onbeş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet için gerekli ilanlar yapılmış ve ilanda, alacak bildiriminin yapılacağı adresin ve hangi zaman içinde yapılabileceği, alacağını süresinde bildirmeyen alacaklıların, alacaklarının borçlunun bilançosunda da kayıtlı olmaması durumunda, kanun maddesinde belirtilen konkordato müzakerelerine alınmayacağı hatırlatılmıştır. Buradaki onbeş günlük süre içerisinde alacağın komisere bildirilmesi yükümlülüğü, borçlunun bilançosunda göstermiş olduğu alacaklar veya borçlunun konkordato projesinde göstermiş olduğu listede yeralan alacaklar hakkında geçerli değildir. Alacaklar bildirildiğinde komiser, borçlunun ticari defterlerini, bilançolarını ve beyanlarını dikkate alarak, alacakların gerçek olup olmadığı hakkında gerekli incelemeleri yapar ve İİK m. 302’e göre alacaklılar toplantısına sunacağı raporu hazırlayarak, alacaklıların bilgisine sunar. Dolayısıyla, alacak bildirimine ilişkin deliller ile birlikte alacaklının, komiseri ve mahkemeye alacağın varlığı konusunda ikna etmesi gerekir. Ayrıca, bu belgeler ile diğer alacaklıların da ikna edilebilmesi gerekir; çünkü, diğer alacaklılar, ancak bu delillerin yardımıyla bir alacağın muvazaalı olup olmadığına kanaat getirebilecektirler. Şayet bilançoda bulunmayan alacaklar yahut alacaklı olarak bulunupta bilanço da yer alan alacaklar ile alacaklı tarafından bildirilen alacak arasında farklılık varsa ve borçlu bildirilen bu alacağı kabul etmezse bu alacak çekişmeli alacak statüsüne girdiğinden oylamada bu çekişmeli kısım nazara alınmayacaktır. Ancak alacağı hiç bildirilmeyen yahut düşük bildirildiğini düşünen bu alacaklının İİK uyarınca çekişmeli alacak yönünden dava açma hakkı saklıdır. Çekişmeli alacağın ortaya çıkması için ilandan sonra 15 günlük sürede alacağın konkordato komiserine bildirilmiş olması gerekmektedir. Uyuşmazlık genelde banka alacaklarında ortaya çıkmaktadır bu kapsamda bazı alacaklıların, örneğin Şeker Bank TAŞ’nin, ilan süresi içerisinde ne komisere alacak bildiriminde bulunduğu nede mahkememize yönelik beyanın bulunmadığı görülmektedir. İlandan sonra 15 günlük sürede alacağın konkordato komiserine bildirilmemiş bir alacak çekişmeli alacak yaratmayacaktır.
İİK’nun 302.maddesinin 4.fıkrasına göre ;”çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.”
Buradaki hükümden çekişmeli olan alacakların tamamı hakkında bir alacak yargılaması yapar gibi mahkemenin belirleme yapma yükümlülüğü bulunduğu sonucu çıkarılmamalıdır. Böyle bir durumda itirazlı alacaklıların araştırılması yoluna gidilecek olursa konkordatoya ilişkin sürelerin yasada sınırlı olarak belirlenmiş olması ve çoğu kez alacaklılar toplantısının kesin mühlete yakın olan bir süreçte tamamlanabiliyor oluşu da dikkate alındığında alacaklılar hakkında yargılama yapar gibi araştırma yapmak sağlıklı bir çözüm olmayıp sürecin tıkanmasına dahi yol açacaktır. Nitekim yasa koyucu 302.maddenin 4.fıkrasında mahkemece karar verilebileceğini açıklamıştır. Dosya üzerinden basit bir belirlemeyle karar verilebilir olan çekişmeli alacaklarla ilgili mahkemece karar verilebilirse de çoğu kez banka kredisinden kaynaklanan itirazın iptali ve menfi tespit davalarında alacağın miktarının net bir biçimde belirlenebilmesi yıllar süren yargılamalara konu olmaktadır. Bu bağlamda konkordato süreci içerisinde böyle bir araştırma yapılması mümkün değildir. Aradaki adi alacağın çekişmeli kısma ilişkin bankanın İİK 302/4 maddesi uyarınca dava açma hakkı da yasa gereği saklıdır . Kanaatimizce konkordato yargılaması yapan mahkemenin çekişmeli alacaklarla ilgili karar verebileceği haller doğrudan dosya üzerinden sunalan belgelere göre belirlenebilecek hallerle sınırlı olarak uygulanabilecek hallerdir.
. .. alacağının rehinli alacak olduğu, alacaklar toplantısı tarihi itibariyle alacak tutarı ve güncel alacak tutarının banka tarafından dosyaya bildirildiği, bu banka tarafından rehinli taşınmazların ekspertizlemelerinin yapıldığı, bu ekspertizlemeler nedeniyle komiserlik tarafından bir kıymet taktiri yapılmadığı anlaşılmışsa da bankanın yaptığı kıymet taktirleri dosya arasına alınarak şayet burada belirlenen tutarlar bankanın bildirmiş olduğu üzerindeki bir değere tekabül etmiyor ise duruşma günü beklenmeksizin bir ara karar oluşturularak bir gayrimenkul değerleme bilirkişiden bu taşınmazların hem alacaklar kurulu toplantısının yapıldığı tarih itibariyle hem de değerlemenin yapıldığı güncel tarih itibariyle değerleri ayrı ayrı belirlenmek suretiyle rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş olup yapılan incelemelerde bu alacaklının rehni aşan adi alacak niteliğinde bir alacağının bulunmadığı yapılan incelemelerden anlaşılmıştır. .. . gerek ilandan sonra bildirdiği alacak tutarı ve gerekse güncel alacağa ilişkin iddiaları ile ipotekli taşınmazların hem alacak bildiriminin yapıldığı tarihteki hem de güncel değerleri dikkate alındığında .. .. rehnin bütün alacağının bütün alacağının rehin kapsamında olduğu, rehni aşan adi alacak niteliğinde konkordatoya tabi olan bir alacak bulunmadığı, bu sebeple rehinli alacaklı ile davacı borçlunun her zaman protokol yapabilecekleri dikkate alınarak yargılamada gelinen aşama itibariyle taraflara bir süre verilmesine gerek bulunmamıştır.
… AŞ’nin bildirdiği alacak ile davacının dosyaya bildirdiği alacak arasında çekişme bulunduğu komiserin çekişmenin neyden kaynaklandığı hususunda görüşünü açıkladığı, çekişmeli kısmın belirlenmesinin yargılamayı gerektirdiği, alacağın kambiyo senedi kesinleşmiş icra takibi ve mahkeme ilamına dayalı olmadığı yine aradaki fark kısmın toplantı nisabına etki etmediği dikkate alındığında .. .. AŞ’nin 308/b md’si uyarınca çekişmeli alacağa ilişkin dava açma hakkı saklı kalmak üzere çekişmeli kısmın toplantı nisabında dikkate alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
.. .. .. AŞ vekilinin itirazlarının çekişmeli alacaktan kaynaklandığı çekişmeli kısmın belirlenmesinin yargılamayı gerektirdiği, bununla ilgili olarak ilgili her bir alacaklının tasdik kararından itibaren 1 ay içerisinde çekişmeli alacağa ilişkin dava açma haklarının saklı bulunduğu gözetilerek bu alacaklının çekişmeli kısmın toplantı nisabında dikkate alınmasına yönelik taleplerinin reddine karar verilmiştir.
… vekili ; alacaklılar toplantısına ilişkin ilan yapılmış ancak bankanın adresi belli olduğu halde toplantı gün ve yeri tebliğ edilmediğini bildirmiş ise de; bu alacaklının oyu olmadan da davacının gerekli çoğunluğu sağladığı bu alacaklının projenin tasdikine karşı çıktığı, oylamaya katılmayan alacaklının red oyu veren alacaklı ile aynı kurumda olduğu toplantı ve gerekli çoğunluk nisabına bu durumun bir etkisinin olmadığı kabul edilmiştir.
Konkordato komiserinin yapmış olduğu ilan ile bildirilmesi gereken alacaklar, konkordatoya tabi alacaklar, yani konkordato borçlusuna karşı konkordato talebinin yapılmasından önce doğmuş olan alacaklardır (m. 308/c-2). Bu alacaklara kısaca konkordatoya tabi alacaklar veya
konkordato alacakları denebilir. Buna göre, ilan ile komisere bildirilmesi gereken alacaklar, konkordato mühletinin verilmesinden önce doğmuş olan alacaklar olup, alacak bildiriminde bulunulurken konkordato geçici mühletinin verildiği andaki tutarı esas alınmalıdır.
Davacının alacaklılar toplantısı 22/11/2020 tarihinde yapılmıştır. 22/11/2020 tarihli toplantı ve 7 günlük iltihak süresi sonrasında davacı tasdik için kanunun öngördüğü gerekli çoğunluğu sağlamıştır.
Konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra, ilanla konkordato projesini müzakere etmek üzere komiser aracılığıyla alacaklılar toplantıya davet edilmiş, ilânın birer sureti adresi alacaklılara posta ile gönderilmiş, toplantı günü ilandan en az on beş gün sonra yapılmıştır .
Alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmayacak kişiler aşağıdaki gibidir :
-206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların (işçi ve nafaka) alacaklıları
-Borçlunun eşi ve çocuğu,
-Borçlunun kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi.
-Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, (298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılacaktır)
Rehinle temin edilmiş alacaklar için rehinli malların kıymet takdiri bilirkişi marifetiyle tespit olunmuştur. Kıymet takdirine ilişkin bilirkişi belirlemelere mahkememizce yerinde bulunmuştur.

Toplantı sonrası oylamaya ilişkin iltihak süresi beklenmiş ve komiser tarafından oylama sonucunda projenin tasdiki hususuyla ilgili olarak gerekçeli rapor hazırlanmıştır. Rapor mahkememize ibraz edildikten sonra kesin mühlet içerisinde konkordato projesi tasdik kararı hakkında bir karar verebilmek için bir duruşma günü belirlenerek İİK 304. Maddesi uyarınca duruşma günü ilan edilmiş, itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri ihtar edilmiştir.
Konkordatonun tasdiki için gerekli koşullar İİK’nın 305. maddesinde sayılmıştır. Bunları beş maddede sıraladığımızda şartlar şu şekildedir:
1- Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması gerekmektedir.. Söz konusu bu hükmün amacı konkordato projesini kabul etmeyen, ancak Kanunda öngörülen nisapla konkordato projesinin alacaklılar tarafından kabul edilmesi halinde, azınlıkta kalana alacaklıların korunması bakımından önemlidir.
Davacı borca batık olmadığından iflas kararı verilmesi mümkün değildir. Ancak; komiser tarafından adi alacaklıların alacaklarının %10,59 kısmına kavuşabileceği tablo halinde belirtilmiştir. Konkordato projesi kapsamında ise faizsiz kısmın tamamı alacaklılara ödenecektir.
2- Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekir. Bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenirken mahkemece borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranla dikkate alınacağını takdir edilmelidir. Orantılı olma koşulu tespit edilirken borçlunun beklenen haklarının da mahkemece takdir edilerek hesaba katılması gerekecektir. Konkordatonun tasdiki için aranan bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğini de konkordato komiseri raporunda belirlemelidir. Elbette komiserin bu raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir. Mahkeme bu bilgileri eksik ya da yetersiz bulursa, komiserden ek rapor alabilir veya gerekli ise bilirkişi incelemesi yaptırabilir.Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekir. Bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenirken mahkemece borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranla dikkate alınacağını takdir edilmelidir. Orantılı olma koşulu tespit edilirken borçlunun beklenen haklarının da mahkemece takdir edilerek hesaba katılması gerekecektir. Konkordatonun tasdiki için aranan bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğini de konkordato komiseri raporunda belirlemelidir. Elbette komiserin bu raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir. Mahkeme bu bilgileri eksik ya da yetersiz bulursa, komiserden ek rapor alabilir veya gerekli ise bilirkişi incelemesi yaptırabilir.
Davacı borca batık değildir. Aktif fazlası bulunmaktadır. Davacı gayrimenkul alımında faaliyet göstermekte olup süreç içerisinde vefa sözleşmesi yoluyla dahi rehinli borçların büyük bir kısmı ile protokol yapmıştır. Yine davacının konkordatoya başvurmasına ana etken olan İzmir Çeşme ‘ deki arsa üzerinde yapılacak villa projesinde arsa sahibi .. .. arasında davacı arasındaki hukuksal uyuşmazlıklar yargılama süreci içerisinde aşama kaydederek mahkememiz nezdinde yapılan görüşmelerde anlaşma yoluyla protokole bağlanmıştır. Davacının arsa sahibi ile Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinde villa projesi ile ilgili uyuşmazlığa ilişkin davası bulunmaktadır. Hasılat paylaşımlı kat karşılığı inşaat sözleşmesi olarak nitelendirilen ancak taşınmazlar tamamlandığında satışından elde edilecek gelirin % 50 ‘ sinin davacıya % 50 ‘ sinin arsa sahibine kalacağı kararlaştırılan arsa sahibinin arsasını davacının da emeğini ve inşaat maliyetini karşıladığı bu sözleşme % 50 kar ortaklığına dayanan ve adi ortaklık sözleşmesi olarak nitelendirilebilecek bir sözleşmedir. Davacı ile arsa sahibi aralarında 11/02/2021 tarihinde protokol addetmiş ve bu ortaklığın tasfiyesi sürecine girmiştir. Bu tasfiyede taşınmaz üzerinde bulunan villaların protokolde belirtilen 10 tanesinin davacıya ait olacağı kararlaştırılmış süreç içerisinde bu taşınmazların 5 tanesinin de tapuda devri sağlanmıştır. Kalanların devri ise yapı kullanım izni belgesi alınması ve bir takım resmi işler ve eksikliklerin tamamlanmasına bağlanmıştır. Davacının bu protokol nedeniyle şirkette oluşacak kaynak ve sermaye tutarı ayrıca bilirkişi raporlarıyla inceleme yapılarak araştırılmış buna göre; 10 adet villanın davacıya 49 Milyon TL düzeyinde bir katkı sağlayacağı belirlenmiştir. Davacının borç tutarı mevcut aktif fazlası ve açıklanan gerekçelerle projesinin ve vadelerde ödeme vaadinin gerçekleşebileceği mahkememizce kabul edilmiştir.
Diğer yönüyle konkordato iflas erteleme müessesesinden önemli ölçüde farklılık arz etmektedir. Her şeyden önce iflas erteleme kararı verildiğinde ve bu karar kesinleştiğinde hiçbir alacaklının bu kararın kendisi bakımından feshini talep etme hakkı yoktur. Konkordato kurumunda ise; tasdik kararı verilmiş olsa bile her bir alacaklı vadesinde alacağı ödenmediği takdirde konkordatonun kendisi bakımından feshinin ve hatta borçlunun kötü niyetli olması durumunda konkordatonun tamamen feshini talep etme hakkına sahiptir. Bu yönüyle de tasdik kararı verilmiş olması halinde de borçlu denetim içerisindedir. Nitekim tasdik kararından sonra bir kayyım atanır ve kayyımdan 2 ayda bir rapor düzenlenmesi istenir. Tasdik sonrası bu alacaklıların korunması için öngörülmüş düzenlemelerdir. Bu sebeple alacaklılar toplantısında gerekli çoğunluğu sağlamış olan ve alacaklıların önemli ölçüde desteğini alan borçlunun projesinin başarı ihtimali var ise; kendisine bu hakkın tanınması iflas kararı verilmesinden çok daha yerinde olacaktır. Nitekim kanun koyucu iflas halinde alacaklıların eline geçecek tutarla konkordato ile geçecek tutar arasındaki farkı ve konkordatonun daha lehe olmasını tasdik şartlarından biri olarak bu nedenle aramıştır.
Tasdik kararı verilmesi alacaklılar için davacının iflasından daha lehedir. Aynı zamanda tasdik sonrasında da borçlu vaadine uymazsa feshi de mümkündür. Davacının iflasına karar vermektense mahkeme denetiminde borcu ödeyip ödeyemeyeceğinin gözetlenerek tasdik kararı verilmesi daha uygun bulunmuştur.
3- Konkordato projesi İİK m. 302 de öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş olmalıdır. İİK’nın 302.’nci maddesinin 3. fıkrasına göre, kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır. Mahkeme bu oranları ve konkordatonun aranan çoğunlukla kabul edilip edilmediğini konkordato komiseri raporunu esas alarak belirleyecektir. Ancak mahkeme, komiserin raporu ile bağlı olmayıp, bu koşulu da kendiliğinden araştırmalıdır. Nitekim komiserin raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir.
İİK’nun 302. maddesi uyarınca kabul ve red nisapları toplatıda hazır bulunanların oyları ve 7 günlük iltihak süresi içerisinde reylerini beyan edenlerin oylarına göre kabul ve red nisabı belirlenecektir. 302. maddenin 6. Maddesi amir hükmü uyarınca oylamaya iltihak yoluyla katılım mümkündür. Zira herhangi bir nedenden dolayı toplantıya katılamayan alacaklı bulunabileceğini gözeten kanun koyucu alacaklının 7 gün içerisinde oyunu kullanabilmesine olanak vermiş olup iltihak suretiyle reylerini beyan eden alacaklıların beyanları da dikkate alınarak kabul ve red nisabı belirlenmesi yasal bir zorunluluktur. Bu yüksek kabul oranı da davacının projeyi gerçekleştirebileceğine alacaklıların var olan inancını ve yukarıda ikinci şart kapsamında açıklanan davacının işletme potansiyeline göre kaynaklarla orantılılık olgusunun alacaklılar tarafından da benimsendiğini ortaya koymaktadır.

4- İİK’nın 206. maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklarının tam olarak ödenmemesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe, yeterli teminata bağlanmış olması gerekmektedir. İmtiyazlı alacaklıların alacaklarından açıkça vazgeçmesi halinde borçlunun teminat göstermesine gerek kalmayacaktır. Çekişmeli ve geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacaklıların oylamaya katılmaları halinde bunların teminat gösterip göstermeyeceği mahkeme tarafından karar verilecektir. Yeni düzenleme ile 206. maddenin ikinci ve üçüncü sırasındaki alacaklar imtiyazlı alacaklar olmaktan çıkarıldığından dolayı bu alacaklar için ayrıca teminat gösterilmesi gerekmemektedir. Teminat borçlu veya üçüncü bir kişi tarafından gösterilebilir ancak borçlunun gösterdiği teminat, diğer alacaklıların alacaklarını tahsili için projede yer alan taşınır veya taşınmaz mallardan biri olamaz.
Buradaki şartlar İİK’nun 206.maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacakların ve mühlet içerisinde komiserin izniyle akdedilmiş olan borçlulara ilişkin alacakların teminatlandırılması düzenlenmiştir. Bilindiği üzere mühlet sonrası borçlar konkordatoya tabi borçlar değildir. 206/1.maddede öngörülen borçlarda imtiyazlı alacak olup konkordatoya tabi değildir. Yasa koyucu burada bu alacaklıların alacağının teminatlandırılmasını yahut alacaklı teminat gösterilmesinden feragat edilmesi şartını aramıştır.
Davacının bu şartı sağladığı anlaşılmıştır.
5- Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekmektedir. Bu giderler bilirkişi ücreti, tasdik kararının tebliği ve ilânı ile gerekli yerlere bildirilmesi için gereken tebliğ ve posta giderleri, dosya ve sair evrak giderleri, celse harçları gibi giderlerden oluşmaktadır. Yeni düzenleme ile birlikte, alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan tutar üzerinden binde 2.27 oranında harç alınmalıdır.
Konkordato toplantı nisabına göre belirlenen alacak tutarı üzerinden binde 2,27 orana göre harç miktarı tasdik kararı öncesinde davacı tarafça yatırılmıştır. Konkordato tasdiki için gereken yargılama gideri bakımından dosyada yatırılmış olan avans yeterli olduğundan davacı tarafça başkaca bir yargılama gideri yatırılmasına gerek duyulmamıştır.
İİK’nun 302 son maddesine göre komiser iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin tüm belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğini ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdii eder. İİK 304.madde uyarınca rapor ve dosyayı tevdii alan mahkeme konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her halde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olan duruşma günü 288.madde uyarınca ilan edilir. İtiraz edenler itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilana yazılır. Buradaki hükümlerden de anlaşılacağı üzere alacaklılar toplantısı sonrası komiser raporunun taraflara tebliği hüküm altına alınmamıştır. Yasa koyucu burada bilinçli bir şekilde susarak bu hususu hüküm altına almamıştır. Zira herhangi bir raporun tebliğ edilmesi gerektiği durumda yasa koyucu özel olarak bu hususu muhattabı bakımından düzenleme altına almıştır. Örneğin İİK 298.maddesinin 2.fıkrası uyarınca kıymet takdiri yapılan rehinli malların kıymet takdir raporları yazılı olarak rehinli alacaklılara ve borçluya bildirilir. İİK 301.maddesine göre alacaklılar ilanla toplantıya davet edilir. Toplantı gününe ilişkin ilanın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir. İİK 299.maddesine göre alacaklıların alacaklarına bildirmeye davet komiser tarafından ilan edilir. Ayrıca ilanın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir. Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere doğrudan muhattabın haklarına etkili olan durumları yasa koyucu düzenleme altına alarak ilan dışında tebligat yapılmasını kararlaştırmıştır. Konkordato yargılaması basit usule tabi olan davalardır. Hasımsız olarak açılır. Ancak alacaklılar feri müdahale yoluyla müdahil olabilirler. İtiraz eden alacaklılar tasdik kararını istinaf edebilirler. Konkordato davası davacısı ve davalısı olan bir dava değildir. Alınan bilirkişi raporunun yahut muhattaba yapılacak tebligatın hangi durumlarda tebliğe çıkarılacağı düzenleme altına alınmıştır. Bunun haricinde duruşmaya davet dahi alacaklılara tebligat yoluyla değil ilan yoluyla yapılmaktadır. Gerekçeli kararlara karşı yasa yoluna başvuru süresi dahi davacıya tebliğden başlayıp itiraz eden alacaklılar bakımından yasa yoluna müracaat hakkı tebliğ değil kısa kararın ilan tarihinden itibaren başlar. Bu sebeple alacaklılar toplantısı sonrası komiser raporunun her bir alacaklıya ayrı ayrı tebliğine gerek bulunmamaktadır ki sınırlı sürelerle yapılan konkordato yargılaması bakımından yasa koyucu bunu öngörerek tebligat yapılması gereken halleri yasal düzenlemeler altına alırken bunu alacaklılara tebligat yapılması gereken haller içerisine almamıştır.
Yapılan yargılama sonucunda açıklanan tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının konkordato projesinin tasdik şartlarının mevcut olduğu anlaşıldığından bu sebeple projenin tasdikine karar vermek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesinin ikinci fıkrasına göre “Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.”
Bu düzenlemeye göre projede yer alsın veya yer almasın anılan borçlar için konkordato hükümleri geçerli olacaktır. İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesinin ikinci fıkrasına göre “Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.” hükmü uyarınca konkordatoya tabi borç miktarı tasdikine karar verilen proje için belirtilen borç miktarı kadar değildir. Tasdik kararı sonrasındaki süreç içerisinde konkordato kapsamına dahil olacak alacaklar ortaya çıkabilecektir. Zira bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olacağından ve tasdik kararı sonrası 1 ay içerisinde çekişmeli alacağa ilişkin dava açılıp çekişmeli tutarında alacağa dahil edilmesine hükmedildiğinde bu nitelikteki borçlar da tasdik kararı kapsamındadır. Tasdik edilen proje bakımından kararda belirtilen tutar bu kapsamda borcu azaltacak yada değiştirecek nitelikte olmayacaktır.
Talebin kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davacı … .. .. SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ (Ticaret Sicil No:..), (Vergi Kimlik No:..) talebinin kabulü ile projenin tasdikine,
Konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen asıl alacağa ilişkin borcunun tasdik kararından itibaren 8 ay sonra başlamak üzere 24 ay içerisinde 3’er aylık dönemlerde 8 eşit taksitte alacaklılara ödenmesine,
Konkordato Komiseri ……nin komiserlik görevinin sonlandırılmasına,
… … İİK 306/2.maddesi gereğince tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetimi sağlamak üzere atanmasına,
… .. borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir rapor alınmasına,
… .. aylık 1.000,00 TL ücret takdiri ile bu giderin şirket kasasından ödenmesine,
Mahkememizce kesin mühletin İİK’da öngörülen sonuçlarının kendiliğinden sonlandığının açıklanması ile mahkememizce verilen tüm tedbir kararlarının kaldırılmasına,
Alınması gereken 59,30 TL peşin harca yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Tasdik kararının İİK 288.maddesi uyarınca ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine, dair davacı vekili ile duruşmaya katılan feri müdahil vekillerinin yüzüne karşı davacı bakımından kararın tebliğinden itibaren, itiraz eden diğer alacaklılar yönünden ise kararın ilanından itibaren on gün içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/06/2021

İş bu kararın gerekçesi 02/06/2021 tarihinde yazılmıştır.

Başkan ..
e-imzalıdır
Üye ..
e-imzalıdır
Üye ..
e-imzalıdır
Katip .
e-imzalıdır