Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1580 E. 2020/738 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/1580 Esas – 2020/738
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
BAŞKANLIĞI

ESAS NO : 2018/1580
KARAR NO : 2020/738

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI : …. SEN. DOK. SAN. TİC. A.Ş.
VEKİLİ : Av.

DAVALI : …. ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş.

VEKİLİ : Av.

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 23/06/2014

MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLEN
BURSA 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2015/430 ESAS SAYILI DAVASI

DAVACI : …. SEN. DOK. SAN. TİC. A.Ş.
VEKİLİ : Av.
DAVALI : … ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş.

VEKİLİ : Av.

DAVA İHBAR
OLUNANLAR : ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU

İnönü Bulvarı No:27 Bahçelievler 06490 Ankara
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 31/03/2015
KARAR TARİHİ : 18/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Mahkememizin 2018/1580 esas sayılı davasında ;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili beyanlarında ; müvekkili şirketin davacı şirketten sözleşme gereğince elektrik enerjisi temin ettiğini, davalı şirketin müvekkili şirketin aldığı elektrik enerjisinin miktarlarını ve faturalandırmaya esas bilgilerini sayaç okuyarak belirlediğini, ancak bu sayaç okuma bedeli, sayaç başına sabit bir ücret olması gerekirken, davalı şirketçe tüketilen enerji miktarı üzerinden nispi ücret olarak tahsil edildiğini, Danıştay 13.Dairesinin bu hususta 06/04/2011 tarih ve 2008/269-2011/1368 E/K sayılı kararı ile nispi sayaç okuma bedelini iptal ettiğini, bu kararın geçmişe de etkili olduğunu, bu nedenle davalı şirketin müvekkili davacı şirketten Eylül 2006 – Aralık 2010 dönemleri arasında fazladan perakende satış hizmet bedeli tahsil ettiğini, bu nedenle müvekkili şirketin aboneliklerine ilişkin 2007 nisan döneminde dokuz adet fatura ile davacıdan fazladan tahsil edilen 7.492,56 TL perakende satış hizmet bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili beyanlarında ; öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, davanın EPDK ve TEDAŞ’a ihbarını talep ettiklerini, ayrıca davada zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın esasına ilişkin olarak; müvekkili davalı şirketin tarife ve yönetmelikler kapsamında iş gördüğünü ve EPDK kararları dışına çıkmadığını, davacı tarafından açılan mesnetsiz, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkememiz Dosyası ile Birleştirilen
Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/430 esas sayılı dosyasında

Davacı vekili beyanlarında ; davalı şirket ile yapılan sözleşmeler gereğince davacının serbest tüketici olarak davalı dağıtım şirketinden elektrik enerjisi temin ettiğini, sayaçların davalı tarafından okunduğunu ancak sayaç başına sabit bir ücret alınması gerekirken tüketilen enerji miktarı üzerinden nispi şekilde ücret alındığını, Danıştay 13. Dairesi tarafından EPDK’nın 875. sayılı kararının iptal edilerek kesinleştiğini, bu karara istinaden davalının davacıdan fazladan tahsilat yaptığının anlaşıldığını, bunun tahsili için fazlaya dair hakları saklı tutularak Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1270 esas sayılı dosyasında dava açıldığını, bu davada alınan bilirkişi raporundan alacak taleplerinin haklı görüldüğünü, bundan dolayı belirlenen alacak haklarının tahsili için bakiye 351.307,60 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan gecikme zammı ve KDV’si ile birlikte tahsiline karar verilmesine ve davanın halen derdest olan Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1270 esas sayılı dosyası üzerinde birleştirilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili beyanlarında ; öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, davanın EPDK ve TEDAŞ’a ihbarını talep ettiklerini, ayrıca davada zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın esasına ilişkin olarak; davacı tarafca psh bedeli ve sayaç okuma bedeli aynı anlama gelmiyormuş gibi açıklamalar yapıldığını ve dava dilekçesinde iadesi talep edilen kalemler arasında çelişkiler mevcut olduğunu, müvekkili davalı şirketin tarife ve yönetmelikler kapsamında iş gördüğünü ve EPDK kararları dışına çıkmadığını, davacı tarafından açılan mesnetsiz, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
KANITLAR ; Enerji tedarik sözleşmeleri, Faturalar ve ödeme belgeleri, taraflara ait ticari defter kayıtları, 15/02/2016 tarihli bilirkişi kurulu raporu, 17/11/2016 tarihli bilirkişi raporu.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe ;
Davacı şirket vekili serbest tüketici olan müvekkili şirketin davalı dağıtım şirketinden elektrik enerjisi temin ettiğini, elektrik enerji bedelinin tahsili için düzenlenen faturalarda davalının müvekkilinden ayrıca faturalarda gösterilen miktarlarda PSHB tahsil ettiğini, ancak bu sayaç okuma bedelinin sayaç başına sabit bir ücret olması gerekirken davalı şirketin tüketilen enerji miktarı üzerinden nisbi ücret olarak tahsil etmek suretiyle müvekkilinden fazla tahsilat yaptığı belirtilerek; asıl davada 2007 yılı Nisan ayı dönemine ilişkin 7.492,56 TL’nin, birleştirilen Bursa 2.Asliye Tİcaret Mahkemesinin 2015/430 Esas sayılı ek davada 2006 Eylül, Ekim, Kasım, Aralık aylarına ilişkin 4 aylık ve 2007 yılına ait Ocak, Şubat, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık aylarına ilişkin 10 aylık dönemde fazla tahsil edilen 351.307,50 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek 6831 Sayılı Yasaya göre gecikme zammı ve KDV ile birlikte davalıdan tahsili talep ve dava edilmiştir.
Dava, davalı dağıtım şirketinden elektrik enerjisi temin eden davacı serbest tüketici olan şirkete elektrik enerji bedelinin tahsili için düzenlenen faturalarda fazla tahsil edildiği ileri sürülen PSHB bedellerinin iadesine ilişkindir.
Tarafların gösterdiği kanıt ve belgeler, fatura ve ödeme belgeleri, sözleşmeler ve tüm kanıt ve belgeler getirtilerek; asıl dava yönünden; bilirkişi kurulundan 15/02/2016 tarihli rapor alınmıştır.
Asıl dava yönünden alınan bilirkişi raporunda; ”….Danıştay 13.Dairesinin 06/04/2011 tarihli ilamı ile Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 24/05/2012 tarihli kararı doğrultusunda; raporda verilen detaylı açıklamalar nedeniyle perakende satış hizmetleri bedelinin (PSHB’nin) abone esasına göre faturalardan tahsil edilmesi gerektiği açık olduğu halde; davacının 2007 yılı Nisan dönemine ait 9 adet elektrik faturasından davalının tüketilen enerji miktarı üzerinden nispi olarak KDV dahil 7.575,64 TL fazla PSHB bedeli tahsil ettiğinden; davacıya iadesi gerektiği….” belirtilmiştir.
Bursa Asliye 2.Ticaret Mahkemesine ait 2015/430 Esas sayılı davanın eldeki dava ile birleştirilmesi üzerine, bu davaya ilişkin kanıt ve belgeler getirtilerek; dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek, Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış olup; Ankara 13.Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla 17/11/2016 tarihli ek rapor alınmış olup; bu ek bilirkişi raporunda; ”……15/02/2016 tarihli kök raporda 2014/1270 Esas sayılı dava için belirtilen husus ve gerekçelerin iş bu birleşen 2015/430 Esas sayılı dava için de geçerli olduğu Danıştay 13.Dairesinin kararı ile Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun kararı doğrultusunda; kök raporda ve rapor içerisinde belirtilen detaylı açıklamalar neticesinde; PSHB bedelinin TL/ABONE esasına göre faturalardan tahsil edilmesi gerektiğinin açık olduğu, davalının ise, dava konusu dönemler yönünden; PSHB bedelini tüketilen enerji miktarı üzerinden nispi ücret olarak tahsil ettiğinden; 2006 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Arlık dönemleri ile 2007 yılı Mart ve Nisan ayı hariç Ocak, Şubat, Mayıs, Haziran, Temuuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık dönemlerinde davacıdan KDV dahil 332.134,39 TL fazladan PSHB bedeli tahsil edildiği hesaplandığından; davacıya iadesi gerektiği…..” belirtilmiştir.
Dosyadaki kanıt ve belgelere, bilirkişi asıl ve ek raporlarına ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin davalı dağıtım şirketinden temin ve tedarik ettiği enerji bedellerinin ödenmesi sırasında asıl ve birleşen davalar yönünden; belirtilen dönemlerde düzenlenen faturalarda PSHB bedelini tüketilen enerji miktarı üzerinden nispi olarak tahsil ettiği, örnek Danıştay Kararlarına göre; PSHB bedelinin TL/ABONE bazında tahsil edilmesi gerektiğinden; davalının ihtilaflı dönemlere ilişkin davacıdan asıl dava itibariyle 7.575,64 TL birleşen dava yönünden; 332.134,39 TL fazla tahsilat yaptığı anlaşıldığından; bu bedellerin davacıya iadesi gerektiğinden; asıl davada talep miktaarı hesaplanan iade miktarından düşük olduğundan; asıl davanın taleple bağlılık ilkesi esas alınarak davanın kabulüne, birleştirilen davada ise; 351.307.60 TL talep edilmekle; davanın , hesaplanan 332.134,39 TL üzerinden kısmen kabulü ile fazlaya ait istemin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin bu kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesinin kararıyla kaldırılmıştır. Kaldırma gerekçesinde;”Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 875 sayılı kararı ile belirlenen Geçiş Dönemi Tarife Uygulamaları başlıklı Ü. bölümün B bendinin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay 13. Dairesi’nin 06/04/2001 tarih ve 2008/2695 E – 2011/1368 K sayılı kararı ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 875 sayılı kararı ile belirlenen geçiş dönemi tarife uygulamaları başlıklı Ü. bölümün B bendinin ve başvurunun reddine ilişkin 23/01/2008 tarih ve 2073 sayılı işlemin iptaline karar verilmiş olup, Danıştay 13.Dairesi’nin kararının gerekçesinde; sayaç okuma ve faturalama hizmetlerine ilişkin maliyetlerin, abone grubuna ve tüketilen enerji miktarına göre değişiklik gösterecek maliyetler olmadığı ve bu nedenle abone başına sabit bir ücret olarak uygulanması gerektiğinden bahisle EPDK’nın 24.08.2006 tarihli, 875 sayılı kararın iptal edildiği anlaşılmıştır. EPDK tarafından da bu 875 sayılı karar sonrasında geçici 9. maddedeki yetki ile Bakanlar Kurulu tarafından uygulamaya konulan Ekonomik Politikalara göre gerekli duyulan tarihlerde tarifelerde “güncelleme yapma” kararları uyarınca her yıl başında veya yıl içerisinde değişik tarihlerde tüketicilere uygulanacak tarifeleri oluşturan kalemlerde Bakanlar kurulunun kararlarına uygun olarak EPDK nın değişik tarihlerdeki “düzenleyici işlem sayılan” kararları ile tarifeler güncellenerek karar eklerindeki tablolar onaylanmış ve Resmi Gazetede yayınlanarak ilan edilmiş ve ilan edilen bu tarifeler tüm dağıtım (perakende satış) şirketlerince hesaplama ve faturalandırma işlemlerinde (PSH bedeli tahsilinde) kullanılmıştır. 875 sayılı karar ekinde kabul edilen tarifeler ile daha sonra bu tarifelerde yapılan güncellemeler ile revize edilen kısım düzenleyici işlemin bir bölümüdür. Bu iptale konu işlemin iptal kararına kadarki yürürlükte kaldığı süre içinde Bakanlar Kurulunun güncelleme yapılmasına dair dayanak kararları ile değişik tarihlerde “tarife güncelleştirme ve onaylamaları” yapılarak gerçekleşen Resmi Gazetede de ilan edilen EPDK’nın tebliğleri de ayrı bir dava açılıp iptali sağlanmadığı sürece elektrik piyasasının “düzenleyici idari işlemleri” olarak Elektrik Piyasasında geçerliliklerini devam ettirmiş sayılır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2017/10926 E, 2018/ 8303 K sayılı ilamı dikkate alınarak, davaya konu olan yıllar itibariyle EPDK tarafından 875 sayılı kararın eki olan tarifelerin müteakip yıllar için yapılan güncellemeler ile yürürlüğe giren PSH tarifelerinin her biri birer düzenleyici idari işlem sayılmakla bunların yürürlüğe girmelerini müteakiben iptal davasına konu edilip edilmediği ile bu davalar sonucunda iptalinin sağlanıp sağlanmadığı EPDK’dan araştırılarak, iptal edilen tarife olduğunda ise ancak bu iptal edilen tarife bakımından talebin değerlendirilmesi gerekeceği dikkate alınarak ve 6719 sayılı Kanun ile 6446 sayılı Kanunda yapılan değişikliklerin birlikte değerlendirilmesi yapılarak ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu, bu şekilde bu deliller toplanarak, değerlendirme yapılmamış olduğu ve karar gerekçesinde tartışılmamış olduğundan, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararı kaldırılarak, bu açıklamalara uygun yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davacının istinaf talebinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.”
Kaldırma kararı çerçevesinde davaya konu olan yıllar itibariyle EPDK tarafından 875 sayılı kararın eki olan tarifelerin müteakip yıllar için yapılan güncellemeler ile yürürlüğe giren PSH tarifelerinin her biri birer düzenleyici idari işlem sayılmakla bunların yürürlüğe girmelerini müteakiben iptal davasına konu edilip edilmediği ile bu davalar sonucunda iptalinin sağlanıp sağlanmadığı araştırılmıştır. EPDK’nın 13/03/2019 tarihli yazı cevabında söz konusu dönemde uygulanan kurul kararlarına ilişkin herhangi bir iptal kararı bulunmadığı bildirilmiştir.
Davacı vekili Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2019 yılı kararlarında görüş değişikliğine gittiğini, özellikle 19/03/2019 tarihli kararında iptal edilen kararlara istinaden onunla doğrudan doğruya alakalı tasarruflara da etkili olacağı vurgulandığı belirtilmişse de bahse konu Yargıtay ilamında açıklanan gerekçeler iptal edilmeyen tarifelerle ilgili olarak sonuç doğurmasına yönelik olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Kararda açıkça vurgulandığı üzere iptal edilen karar geçmişe yürüyerek onunla bağlı bir maliyet arz eden sonuç işlemleri de ortadan kaldıracağını belirtmiş olmakla iptal edilmeyen tarifeler hakkında iptal edilmiş gibi uygulama yapılması gerektiği sonucunu doğurmayacaktır. Bu sebeple gerek ana davanın gerekse birleşen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
Mahkememizin 2018/1580 esas sayılı ana davası yönünden davanın reddine,
1-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 54,40 TL harcın başlangıçta alınan 128,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 73,60 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafça yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Birleşen Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/400 esas sayılı davası yönünden davanın reddine,
1-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 54,40 TL harcın başlangıçta alınan 5.999,46 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.945,06 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 33.041,53 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okundu, anlatıldı.18/11/2020

Başkan 125321
e-imza
Üye 196023
e-imza
Üye 215947
e-imza
Katip 97016
e-imza