Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1540 E. 2019/984 K. 30.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/1540 Esas – 2019/984
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2018/1540
KARAR NO : 2019/984
HAKİM : ……
KATİP : ….

DAVACI : … SİGORTA A.Ş. – Büyükdere Cad. … Plaza No:110 Esentee 34394 – Şişli/İSTANBUL
VEKİLİ : Av. ….. – Üçevler Mh.Ritim Sk.Ofismer 2 İş Merkezi No:12 K:3 D:13 Nilüfer/Bursa 16120 Nilüfer/BURSA

DAVALI : … – …… Halitpaşa Mah. Yeni Cad. No:13 İç Kapı No:21 Mudanya/BURSA

DAVA : Sigortacının Açtığı Rücuen Tazminat
DAVA TARİHİ : 11/03/2014
KARAR TARİHİ : 30/09/2019
Eldeki davada mahkememizde yapılan yargılama sonucunda verilen 30/03/2015 tarih ve 2014/90 – 2015/321 E/K sayılı karar temyiz edilmiş, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/14932 esas 2018/7397 karar numarasıyla bozularak mahkememizin 2018/1540 esas sırasına kaydı yapılmış ve Yargıtay kararına uyularak muhakemeye devam edilmiştir. Bu muhakeme esnasında;
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili 11/03/2014 kayıt tarihli dava dilekçesinde; sürücüsü alkollü araç kullanan …, maliki davalı … olan ve müvekkil şirkete 1079340…… nolu ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın 16.03.2011 tarihinde kaza yapmasına sebep olarak araç içindeki …’un yaralanıp sakat ve malul kalmasına neden olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin yaralanan kişiye 18.03.2013 tarihinde 12.924,00 TL ödeme yaptığını, ödenen bedelin 18.03.2013 ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte rücuan davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalı asil … 11/04/2014 havale tarihli cevap dilekçesinde; adına kayıtlı bulunan … plaka sayılı aracı …’e 2010 yılımda sattığını, satış bedelini taksitler halinde ödeyeceğinden arabanın satışı almayı kabul etmediğini, arabanın satışı yapıldıktan 3 ay sonra kaza olduğunu, kaza ile hiç bir ilgisinin bulunmadığını belirtmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE: Yukarıda özetlenen dava sebebiyle mahkememizde yapılan yargılama sonucunda kazanın münhasıran alkol etkisi altında meydana geldiğine dair yeterli delil bulunmadığını gözetilerek 30.03.2015 gün ve 2014/90 esas 2015/321 karar sayılı ilamla davanın reddine karar verilmiştir. Bu karar davacı tarafça temiz edilmiş ve Yargıtay 17. hukuk dairesi‘nin 5.09.2018 gün ve 2015/14.932 esas 2018/7397 karar sayılı ilam ile bozulmuştur. Bozma ilamında, kazanın münhasıran alkol etkisi altında meydana gelip gelmediğinin belirlenmesi amacıyla bir nöroloji uzmanı bir hukukçu ve bir trafikçi bilirkişiden oluşacak uzman heyetten rapor alınması gerektiği belirtildikten sonra, hükme esas alınan raporun sadece sigorta hukuku konusunda uzman bilirkişiden alındığı, bu raporun yetersiz olduğu açıklanmıştır.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak bu kez biri trafikçi, ikisi nöroloji uzmanı üç kişiden oluşan bilirkişi heyeti teşkil edilmiş, bilirkişilerin uzmanlık alanlarının farklı olduğu gözetilerek ayrı ayrı rapor verebilecekleri de belirtilerek rapor alınmıştır. Her ikisi de nöroloji alanında akademik unvana sahip iki hekim bilirkişi ortak raporunda, davalı tarafa ait araç sürücüsündeki alkol oranının reaksiyon süresini olumsuz etkileyecek düzeyde olduğunu, dikkat/konsantrasyon bozukluğu yapabileceğini ve kazanın oluşumunda bu durumun yeterli görüldüğünü açıklamıştır. Daha sonra trafikçi bilirkişiden rapor alınmış, 15.07.2019 tarihli raporda kazaya etki eden başka neden bulunmadığı, davalı tarafın araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, alkolün kazanın oluşumunda etkili olduğu açıklanmıştır.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede davalı tarafa ait aracın sürücüsünün sigorta sözleşmesine aykırı davrandığı kabul edilmiştir. Davalıya ait aracın sürücüsünün alkollü araç kullandığı, alkolün de kazaya doğrudan etki ettiği, sürücünün tam kusurlu bulunduğu, kazaya karışan başka kimse de bulunmadığı nazara alındığında kazanın münhasıran alkol etkisi altında meydana geldiği açıktır. Bu konuda Mahkememizce daha önce alınan sigorta hukuku alanında uzman bilirkişinin görüşüne uyulmamıştır. Öncelikle tek başına alkollü araç kullanmak bile sigorta sözleşmesine aykırıdır. Kaldı ki başka hiç bir etken olmadığına ve alkolün miktarı makul ve dengeli hareket kabiliyetini ortadan kaldıracak ölçüde bulunduğuna göre kazanın da salt alkol etkisi altında meydana geldiği kabul edilmelidir.
Üçüncü kişiye ödenen tazminat miktarı konusunda başka bir rapor alınmasına gerek görülmemiş, ödenen tazminatın makul ölçülerde kaldığı ve kazanın etkilerine uygun düştüğü takdir edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davanın kabulü ile, 12.924 TL nin 18/03/2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 882,84-TL karar harcının, peşin olarak alınan 220,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 662,08-TL harcın davalıdan tahsiline,
Davacı tarafından yapılan 29,00-TL başvurma ve vekalet harcı + 328,35-TL posta ve tebligat gideri + 1.550,00-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.907,35-TL yargılama gideri ile peşin olarak alınan 220,75-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı vekili lehine takdir edilen 2.725,00-TL ücreti-i vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okundu, anlatıldı. 30/09/2019

İş bu kararın gerekçesi 30/09/2019 tarihinde yazılmıştır.

Katip …….

Hakim ……