Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1527 E. 2021/143 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/1527 Esas – 2021/143
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1527
KARAR NO : 2021/143

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :… GIDA HAYVANCILIK İNŞAAT TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – … Vergi No.
VEKİLİ :Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 14/11/2018
KARAR TARİHİ : 17/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; müvekkilinin şirketin %49 ortağı olarak bulunduğunu, şirketin %51 ortağının ise … olduğunu, davacı şirketin 29/04/2016 tarihi ve 9065 yevmiye numaralı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan davacı şirkete ait Bursa 1.Noterliğinin 19/04/2016 tarih ve 5456 yevmiye numaralı Genel Kurul Kararında şirketin sermayesi 1.000.000,00 TL olarak belirlendiğini, bu sermaye her biri 100.00 TL değerinde 10000 paya ayrıldığını, 5100 paya karşılık olan 510.000,00TL … ve 4900 paya karşılık olan 490.000,00 TL ‘nin muvazaadan ari şekilde şirketin tescilini izleyen 24 ay içinde ödeneceğinin kararlaştırıldığını, sözkonusu kararda bahsi geçen sermaye taahhüdünün davalı üzerine düşen 363.825,00 TL ‘ si taahhüt edilen 24 ay içerisinde ödenmediğinden davalıya ihtar gönderildiğini, davalının ortaklık sermaye payını ödememiş olduğunu, bu durum nedeniyle şirket planlanan şekilde faaliyetini yürütemediğini, şirketin geleceğinin tehlikeye girdiğini, ayrıca davalının sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları bulunduğunu, davalı ile diğer ortak …’ın evli olduklarını, Bursa 1.Aile Mahkemesinde boşanma davalarının devam ettiğini, davalı … dava dışı müvekkili şirket ortağı olarak davacının çalıştığı bankalara yazı göndererek şirketi ile ilgisi kalmadığını ve yazının ulaştığı tarihten sonra kendisi adına yapılan tüm işlemlerin geçersiz olduğu yönünde ihtarda bulunduğunu, söz konusu bildirimler nedeniyle müvekkil şirketin bankalardaki itibarının sarsıldığını, davalının şirket ortağı ve müdürüne yönelik cana kast bakımından yargılandığını, davalının şirket ortağı ve müdürüne yönelik cana kast bakımından Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/76606 sayılı dosyasıyla soruşturma dosyası açıldığını, bu halde davalının sözkonusu şirkette , şirket ortağı olarak faaliyetine devam edebilmesinin mümkün olmadığı, ortaklar arasındaki anlaşmazlık ortaklığı feshi için haklı neden ortaya çıkmasından dolayı davalı …’ın haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkartılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kendisi tarafından gerek davacıya gerekse muhasebecisi Hasan Hüseyin DEMİR’e Bursa 10.Noterliğinin 45718-45719 nolu ihtarnameleri tebliğ edilmiş davacı taraf ihtarnamelere cevap vermek yerine huzurdaki davayı ikame ederek kötüniyetli olarak şahsının şirkete ilişkin bilgi almasını engellemeye çalıştığını, davacı dava dilekçesinde sözkonusu şirket ortaklığından kaynaklanan yönetimsel haklarını kullanmasının engellemesi amacıyla tedbir talep etmiş ise de mahkemece reddedildiğini, ancak davacıdan, vekilinden ve muhasebecisinden dava konusu şirkete ilişkin sözleşme, kar payı oranı, yıllık bilançolar ve şirkete ait bütün bilgi ve belgelere tarafınca talep edilmesine rağmen hiç bir şekilde bilgi verilmediğini, bu nedenle açılan davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava, limited şirket ortağının 6102 sayılı TTK’nın 640/3 maddesi uyarınca ortaklıktan çıkarılması istemine ilişkindir.
TTK’nın 640/3. maddesine uyarınca, şirketin istemi üzerine bir ortağın haklı sebeple ortaklıktan çıkarılmasına karar verilebilmesi için öncelikle şirket genel kurulunun bu yönde bir karar alması gerekir. Zira Kanun’un 616/1-h ve 621/1-h maddelerinden böyle bir kararın alınması gerektiği açıkça anlaşılmaktadır. TTK’nın 621. maddesinde önemli genel kurul kararlarının düzenlenmiş olup, bu düzenleme içinde 621/1-h maddesinde “Bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması ve bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebepten dolayı şirketten çıkarılması.” önemli karar olarak nitelendirilmiştir. Önemli kararların temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabileceği madde hükmünde açıklanmıştır. Dolayısı ile davacı şirketin iki ortağının olduğu gözönüne alındığında, her iki ortağın da aynı yönde oy kullanmaması halinde önemli kararlardan sayılan ortağın haklı sebeple ortaklıktan çıkarılması için genel kurul kararı bakımından nisabın oluşması mümkün değildir.
Haklı sebeple ortağın ortaklıktan çıkarma için limited şirket tarafından mahkemeye başvurulmadan önce limited şirket genel kurulunda TTK 621/1-h maddesi uyarınca ve nitelikli çoğunluk tarafından bu kapsamda bir kararın alınması dava şartıdır. Bu yönde alınan genel kurul kararı olsa dahi; TTK’nın 621. maddesi uyarınca şirket ortağının şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması konusundaki genel kurul kararlarının temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması hâlinde alınabileceği öngörülmüş olup 2 ortaklı limited şirketlerde ortaklardan sadece birinin iştiraki ile toplanan genel kurulda/ her iki ortağın da aynı yönde oy kullanmadığı genel kurulda kanunda aranan nitelikte çoğunluğun sağlanamayacak olması karşısında mezkur karar yok hükmündedir. Kaldı ki somut olayda davacı şirket tarafından davalının şirket ortaklığından çıkartılmasına ilişkin bir genel kurul kararı alınmamıştır. Bu nedenle işbu davada dava şartı olan nitelikli çoğunluk tarafından alınan ortaklıktan çıkarmaya ilişkin genel kurul kararı bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar vermek gerekmiştir. (Y11HD 17/06/2020 tarih 2019/3224 esas 2020/2963 karar – Y11HD 03/02/2020 tarih 2019/2945 esas 2020/878 karar – Y11HD 2019/2320 esas 2020/295 karar sayılı ilamları)
Bu tür kanunda aranan nitelikte çoğunluğun sağlanmasında fiili imkansızlık bulunan durumlarda, şirketin fesih ve tasfiyesi istenebilir. Mahkeme, fesih ve tasfiye dosyasında tasfiyenin ağır sonuçlar taşıyacağını düşünerek makul bir çözüm olarak çıkarmayı değerlendirebilir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Yönetim kayyumu Akın KARA( ) ‘nın kayyumluk görevinin karar kesinleşinceye kadar DEVAMINA,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/02/2021

Katip 167761

Hakim 122455