Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1500 E. 2021/76 K. 29.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2018/1500
KARAR NO : 2021/76

BAŞKAN : …
ÜYE :…
ÜYE : ….
KATİP : ….

DAVACI : …. ANONİM ŞİRKETİ ….
VEKİLİ : Av. ..
FERİ MÜDAHİL : .. ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL : …. SANAYİ VE TİC.LTD.ŞTİ.
VEKİLİ : Av. ….

FERİ MÜDAHİL : …. SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ.
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL:…..SAN TİC A Ş
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : …. ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL : … ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. ….

FERİ MÜDAHİL :…..KOOPERATİFİ –
VEKİLİ : Av. ….

FERİ MÜDAHİL : …. LİMİTED ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL :….. TİC. VE SAN. A.Ş
VEKİLLERİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : …. ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL : …. A.Ş.
VEKİLİ : Av…..
FERİ MÜDAHİL : ….A Ş
VEKİLİ : Av. …
FERİ MÜDAHİL : …. ANONİM ORTAKLIĞI –
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : ….I ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL : …ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av……
DAVA : Adi Konkordato
DAVA TARİHİ : 08/11/2018
KARAR TARİHİ : 29/01/2021
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : davacı vekili dava dilekçesinde davacı şirketin tekstil alanında faaliyette bulunduğunu sermayesinin 4 milyon TL olduğunu, şirketin iki ortağının ve 54 çalışanının olduğunu şirketin tarihli mali tabloların incelenmesi neticesinde döviz kurlarındaki artış ve dalgalanmalar, faiz oranlarının artması, ticari ilişkide bulunan ve davacının alacaklı olduğu …isimli firmadan alacağını tahsil edememesi nedeniyle davacı şirketin gelir gider dengesi ve nakit akışlarındaki bozulmaların şirketin faaliyetini ve ekonomik güvenliğini tehlikeye soktuğu gerekçesiyle geçici mühlet talebinde bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamının incelenmesinde ;
Davacı vekili dilekçesine eklediği konkordato ön projesinde davacının teklifinin vade konkordatosu olduğu, 01.01.2021 tarihinden itibaren ödeme taahhüdünde bulunduğu anlaşılmaktadır. Konkordatonun mahkemece tasdikine ait kararın kesinleşmesini takip eden yılın sonundan itibaren başlayarak beş yılda aylık eşit taksitler halinde faizsiz olarak hiçbir iskonto talep edilmeden borç tutarının tamamının ödenmesini teklif etmiştir.
Davacı kesin mühlet sonrası alacaklılar toplantısından önce projesini revize etmiş ve konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen asıl alacağa ilişkin borcunun ilk taksiti 01/06/2021 tarihinden başlamak üzere aylık eşit taksitler halinde 36 ay vade ile alacaklılara ödenmesi şeklinde proje düzenlenmiştir.
Adi konkordato, iflasa tabi olup olmadığına bakılmaksızın, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun borçlarını proje ile belirli bir vade veya indirim yoluyla yeniden yapılandırabilecekleri bir hukuki imkandır. Konkordato geçici mühleti başarıya ulaşma ihtimalinin olması durumunda borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir ve ilan edilir.
Konkordato, bir borçlunun teklif ettiği projenin İİK’da öngörülen nitelikli çoğunlukta alacaklıları tarafından kabul edilmesi ve asliye ticaret mahkemesince tasdik edilmesi sonucu, vadesi geldiği halde borçlarını ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçluya, vade verilmek veya indirim (tenzilat) yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilme teklifi doğrultusunda borçlarını yeniden yapılandırılmayı mümkün kılan bir hukuki müessesedir.
Konkordato hükümlerinden yararlanmak isteyen borçlu veya borçlunun iflasını isteyebilecek alacaklılardan biri, Asliye Ticaret Mahkemesine vereceği dilekçesine İİK m. 286’ da sayılan belgeleri de ekleyerek konkordato mühleti talebinin kabul edilmesi hususunda bir başvuru yapabilir.
Konkordato talebine eklenecek belgeler Madde 286 da sayılmıştır, bunlar aşağıda belirtilenlerdir;
a) Borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini gösteren konkordato ön projesi.
b) Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler;
c) Alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste.
d) Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablo.
e) Konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporu ile dayanakları.
Mahkeme talep ile birlikte İİK m. 286’ daki belgelerin eksiksiz olduğunu tespit ettikten sonra borçluya derhal üç aylık geçici bir mühlet verir. Burada mahkemece yapılacak inceleme şekli bir inceleme olup talepte ve sunulan belgelerde bir eksiklik bulunmuyorsa borçluya derhal üç aylık geçici bir mühlet vermek gerekmektedir. Bu aşamada mahkemec üç aylık geçici mühlet kararı verilirken içerik ve sunulan bilgilerin sıhhati ve gerçekliğinin denetlenmesi mümkün değildir. Mahkeme geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi konkordato komiseri görevlendirilerek denetlenir (İİK m. 287/3). Verilen bu geçici mühlet, borçlunun veya komiserin talebiyle iki ay daha uzatılabilir (İİK m. 287/4). Komiser mühletin sonunda mahkemeye bir rapor sunar. Bu rapor neticesinde mahkeme konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğuna kanaat getirirse, borçluya bir yıllık kesin mühlet verir (İİK m. 289). Bu bir yıllık kesin mühlet, sürenin dolmasından önce komiser veya borçlunun talebiyle altı aya kadar daha uzatılabilmesi mümkündür. Mühletlere ilişkin mahkemece verilen tüm kabul kararları ve tedbirlere ilişkin kararlar kesin niteliktedir. Bu kesinlik nihai karar sonrasında da kanun yolu aşamasında bu hususların istinaf sebebi yapılamamasını da kapsar. (İİK’nın 287/son maddesi uyarınca geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamayacağı gibi aynı Kanun’un 293/1. maddesine göre de kesin mühlet talebinin kabulüne ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.Bu iki düzenleme kanunyollarını sadece bu kararların verildiği tarihte değil yargılama sonunda verilen nihai karar aşamasında da kapatmıştır. Açıklanan nedenlerle her iki alacaklı vekilinin istinaf dilekçesinin bu yöne ilişkin kısımlarının reddine karar vermek gerekmiştir Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2020/… – 2020/….)
Davacının konkordato başvurusu ve başvuruya eklediği İİK m. 286 da sayılan belgelerin eksiksiz olduğu görüldüğünden davacı borçluya 05/10/2018 tarihi itibariyle üç aylık geçici bir mühlet verilmiştir. Mühlet kararıyla birlikte İİK m. 287 uyarınca geçici mühlet kararı verirken borçlunun malvarlığının muhafazası amacıyla, borçlunun aktifini elden çıkarması veya azaltması gibi alacaklıların zarar görme ihtimalini doğuran durumları bertaraf etmek için 297. Maddenin ikinci fıkrasındaki haller de dâhil olmak üzere gerekli önlemlerin mahkemece resen alınması gerektiğinden buna yönelik tedbirler oluşturulmuştur.
İİK m. 289/3 gereği, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde, borçluya bir yıllık kesin mühlet süresi verilir hükmü uyarınca geçici mühlet içerisinde yapılan incelemeler ve konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı denetlenmiştir. Mahkememizce, komiser raporu ve alacaklıların da itirazları değerlendirilmiş, borçlunun teklif etmiş olduğu konkordato şartlarına göre borçlarını ödeme ihtimalinin olduğu ve teklif edilen konkordatonun borçlunun ödeme kabiliyetine tekrar kavuşma amacına hizmet ettiği yolunda kanaatine ulaşılmıştır ve borçluya 05/04/2019 tarihinde bir yıllık kesin mühlet verilmiş ve bu mühletin 05/04/2020 tarihinden itibaren altı ay süreyle uzatılmasına karar verilmiştir. Kesin süre içerisine Covid-19 salgını nedeniyle 7226 sayılı kanun kapsamında salgında geçenverilen kesin mühlete isabet eden ve 7226 sayılı kanun kapsamında geçen toplam 71 günlük durma süresinin davaya verilen kesin mühlete eklenmesine, karar verilerek Kesin mühletin 15/12/2020 tarihinde sona ereceği açıklanmıştır. (…., .. …: Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle yargıda duran sürelerin konkordato kurumundaki mühlet ve süreler açısındandeğerlendirilmesi,14.05.2020) (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2020/… – 2020/…).
Kesin mühletin ilanından sonra, İİK m. 299’a göre konkordato komiseri tarafından yapılacak ilanla alacaklıların alacaklarını bildirmesi istenir ve komiser bildirilen alacakların kayıtlarını yapar. İlanın yapılması ve bunun üzerine alacaklıların alacaklarını bildirmesi konkordato projesinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamaktadır; alacaklılar toplantısı için karar yeter sayısının sağlanabilmesi, borçlunun malvarlığı ile sorumlu olduğu pasif kapsamının belirlenebilmesi ve akabinde konkordato projesinin tasdik edilebilmesi için mutlak surette alacaklıların desteğinin sağlanabilmesi gerekir. Bunun dışında borçlunun bilançosunda veya alacaklılar listesinde kaydı yer almayan alacaklının konkordato projesi kapsamında yer alabilmesi için alacağını komisere bildirmesi gerekmektedir.
Borçlunun bilançosunda kayıtlı alacaklıların ilan tarihinden itibaren alacaklarını bildirme zorunluluğu bulunmamaktadır (m. 299). Bu şekilde, bilançoda yeralan alacaklar ve ilan yoluyla bildirilen alacaklar olmak üzere alacaklılar iki bölüm oluşturmaktadır.
Alacaklılar, komiser tarafından yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde alacaklarını bildirmeye davet olunur ve komiserin bu ilanı (m. 299), İİK m. 288’deki usule uygun şekilde yaptırması gerekecektir. Buradaki ilan komiser tarafından yaptırılır ve mahkemece yaptırılan geçici veya kesin mühletin ilan edilmesinden farklı olup ilan mahkemece yapılmaz. İlanın mahkemece kesin mühlet kararının verilmesinden sonraki zaman diliminde komiser tarafından yapılması gerekir.
Buna göre komiser tarafından davacı borçlu için alacaklılara ilân tarihinden itibaren onbeş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet için gerekli ilanlar yapılmış ve ilanda, alacak bildiriminin yapılacağı adresin ve hangi zaman içinde yapılabileceği, alacağını süresinde bildirmeyen alacaklıların, alacaklarının borçlunun bilançosunda da kayıtlı olmaması durumunda, kanun maddesinde belirtilen konkordato müzakerelerine alınmayacağı hatırlatılmıştır. Alacağın dava dosyasına bildirilmesi yeterli olmayıp yasanın amir hükmü uyarınca yasal süresi içerisinde konkordato komiserine bildirilerek alacak olarak yazdırılması gerekir. (Bankanın alacağını ve adresini komiserlere yazdırması gerekir, bunların tasdik dosyasına bildirilmesi alacaklıya hak kazandırmaz. Komiserin kendisine yazdırılmayan alacağı, tasdik dosyasını inceleyerek işleme alması beklenemez. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-karar No: 2020/…. – 2020/…) Buradaki onbeş günlük süre içerisinde alacağın komisere bildirilmesi yükümlülüğü, borçlunun bilançosunda göstermiş olduğu alacaklar veya borçlunun konkordato projesinde göstermiş olduğu listede yeralan alacaklar hakkında geçerli değildir. Alacaklar bildirildiğinde komiser, borçlunun ticari defterlerini, bilançolarını ve beyanlarını dikkate alarak, alacakların gerçek olup olmadığı hakkında gerekli incelemeleri yapar ve İİK m. 302’e göre alacaklılar toplantısına sunacağı raporu hazırlayarak, alacaklıların bilgisine sunar. Şayet bilançoda bulunmayan alacaklar yahut alacak olarak bulunupta bilanço da yer alan alacak ile alacaklı tarafından bildirilen alacak arasında farklılık varsa ve borçlu bildirilen bu alacağı kabul etmezse bu alacak çekişmeli alacak statüsüne girdiğinden oylamada bu çekişmeli kısım nazara alınmayacaktır. Ancak alacağı hiç bildirilmeyen yahut düşük bildirildiğini düşünen bu alacaklının İİK uyarınca çekişmeli alacak yönünden dava açma hakkı saklıdır.
Burada borçlunun bildirdiği alacak tutarı ile alacaklının iddia ettiği tutar arasındaki fark miktarı çekişmeli alacak düzeyindedir. İİK’nun 302.maddesinin 4.fıkrasına göre ;”çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.”
Buradaki hükümden çekişmeli olan alacakların tamamı hakkında bir alacak yargılaması yapar gibi mahkemenin belirleme yapma yükümlülüğü bulunduğu sonucu çıkartılmamalıdır. Böyle bir durumda çekişmeli alacakların araştırılması yoluna gidilecek olursa konkordatoya ilişkin sürelerin yasada sınırlı olarak belirlenmiş olması da dikkate alındığında alacaklar hakkında yargılama yapar gibi araştırma yapmak konkordato yargılama usulüne aykırıdır. Dosya üzerinden basit bir belirlemeyle karar verilebilir olan çekişmeli alacaklarla ilgili mahkemece karar verilebilirse de çoğu kez banka kredisinden yahut ticari alışverişte tarafların defter ve kayıtların araştırıldığı itirazın iptali ve menfi tespit davalarında alacağın miktarının net bir biçimde belirlenebilmesi çoğu zaman birden fazla kez bilirkişi incelemesi ve yıllar süren yargılamalara konu olduğu düşünüldüğünde dosya üzerinden basit belirlemelerle karar verilebilecek haller dışında konkordato oylamasına ve nisabına etki edebilme ihtimali bulunan ve belirlenmesi yargılamayı gerektiren çekişmeli alacakların oylamada dikkate alınması yönünde delil araştırması yapılmak suretiyle müspet karar verilmesi doğru olmayacaktır.
Bu konuda örnek verilecek olunursa; ilama dayalı olan, kesinleşmiş takibe yahut kambiyo senedine dayalı olan alacaklar gibi çekişmeli alacaklar yönünden alacaklılar toplantısında hesaba katılması bakımından bu hususta müspet karar verilip verilmemesi yönünde değerlendirme yapılması heyetimizin uygulaması olarak belirlenmiştir. Bunun dışında ki önemli nitelikte delil araştırması gereken ( keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yapılması gibi) çekişmeli alacaklar için araştırma yapılarak karar verilmesi konkordato yargılama usulüne tezat teşkil edeceğinden bu türden çekişmeli alacaklar toplantı nisabında dikkate alınmaması heyetimizce uygun bulunmuştur. Ayrıca bu alacaklının İİK 308/b maddesi uyarınca çekişmeli alacak yönünden tasdik kararının ilanından itibaren 1 ay içerisinde dava açma hakkı da saklıdır. Dolayısıyla çekişmeli alacak sahibinin haklarının olumsuz etkilenmesinden de söz etmek mümkün değildir. ( Mahkemenin bu konuda verdiği kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Bu bağlamda çekişmeli alacakların ayrıca dava konusu edilmesine imkan sağlanmıştır (İİK m.308/b). Açıklanan nedenlerle çekişmeli hale gelmiş alacakların istinaf sebebi yapılmasına ve bu tutarların bölge adliye mahkemesince belirlenmesine yasal olanak bulunmamaktadır, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2020/.. – 2020/… ) (Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi Esas-karar No: 2020/… – 2020/….)
Bu hususta süreç içerisinde mahkememiz dosyasına …. Tekstil San ve Tic. AŞ’nin davacıdan olan alacağının 692,19 USD tutarında olduğuna ilişkin ve yine….. Ltd. Şti.’nin alacağının 54.620,59 USD olduğuna ilişkin yine …. .. … .. Ticaret AŞ’nin borçlunun bildirdiğinden daha fazla alacaklarının bulunduğuna ilişkin iddiaların bulunduğu görülmüştür.
Konkordato Komiseri tarafından … Tekstil San ve Tic. AŞ ile … … Tekstil Ltd. Şti. ilan süresinden sonra 15 gün içerisinde iddia edilen hususta komiserliğimize alacak bildirimi yapmamıştır. …. …. … .. Ticaret AŞ ise mail yoluyla daha fazla alacakları olduğu bildirdiğini belirtmiştir.
Her ne kadar dava dosyasına …. Tekstil San ve Tic. AŞ ile .. …. Tekstil Ltd.Şti. .. … … .. Ticaret AŞ tarafından daha fazla alacakları bulunduğuna ilişkin bildirim yapılmış ise de bu alacaklılardan …. Tekstil San ve Tic. AŞ ile…Tekstil Ltd.Şti. İlan süresi içerisinde komisere alacaklarını bildirmemiştir. İİK uyarınca çekişmeli alacağın varlığından söz edebilmek için İİK m. 299’a uyarınca konkordato komiseri tarafından yapılacak ilanla alacaklıların alacaklarını bildirmesi istenmesi üzerine ilân tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde alacaklıların alacaklarını bildirmesi gerekmektedir. Bu süre içerisinde bir bildirim yapılmazsa ileri sürülen bu alacak çekişmeli alacak olarak nitelendirilemez. Komiser tarafından …. .. .. … Ticaret AŞ ise mail yoluyla daha fazla alacakları olduğu bildirdiğini belirtmişse de çekişmeli olan kısmı mahkeme ilamı, kesinleşmiş icra takibi, ve kambiyo senedinden kaynaklanmadığı, çekişmeli alacağa ilişkin 308/b maddesi uyarınca alacak bildiriminde bulunanlar bakımından çekişmeli kısım yönünden dava açma hakkının yasada kabul edilmiş olduğu gözetildiğinde çekişmeli kısımların dikkate alınması taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Sonuç itibariyle bu çekişmeli alacaklara ilişkin iddialar etkililik kuralı çerçevesinde alacak ve alacaklı çoğunluğun sağlanmasına etki edebilecek nitelikte de değildir. Bu sebeple davacının alacaklılar toplantısında yasanın ön gördüğü gerekli çoğunluğu sağladığı kabul edilmiştir.
Ayrıca aradaki çekişmeli kısma ilişkin çekişmeli alacaklıların İİK 308/b maddesi uyarınca dava açma hakkı da yasa gereği saklıdır. Bu alacaklıların haklarının zedelenmesi de söz konusu değildir. Kanaatimizce konkordato yargılaması yapan mahkemenin çekişmeli alacaklarla ilgili karar verebileceği haller doğrudan dosya üzerinden sunalan belgelere (ilama dayalı olan, kesinleşmiş takibe yahut kambiyo senedine dayalı olan alacaklar gibi) göre belirlenebilecek hallerle sınırlı olarak uygulanabilecek haller olarak kabul edilmelidir.
Yine alacaklı TEB AŞ. Vekili dava dosyasında konkordato komiserlerine 12.06.2019 tarihli dilekçesi ile alacak kaydı talebinde bulunulduğunu müvekkili tarafından sunulan alacak kayıt dilekçesinde müvekkili bankanın alacağı 935.715,91-TL olarak bildirildiğini belirtmişse de komiser raporunda da açıkça alacaklılar toplantısı onaylama sonuç tablosunun 4. Sırasında 935.715,00 TL olarak toplantı nisabında dikkate alınmış olduğu görülmektedir.
Bu alacaklınını oyamaya katılmadığı ve oy kullanmamış olduğu görülmüştür. Bankanın alacak tutarı kabul oyu veren çoğunluğun içerisinde yer almamasına rağmen davacı yasanın öngördüğü alacak ve alacaklı çoğunluğunu sağlamış durumdadır. Bu alacaklının toplantıya katılarak red oyu kullanması ile toplantıya katılmamış olmasının sonuca tesir eden bir etkisi bulunmamaktadır.
Komiser aracılığı ile konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra, ilanla konkordato projesini müzakere etmek üzere alacaklılar toplantıya davet edilmiş, ilânın birer sureti adresi alacaklılara posta ile gönderilmiş, toplantı günü ilandan en az on beş gün sonra 11/11/2020 tarihinde yapılmıştır.
Alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmayacak kişiler aşağıdaki gibidir :
-206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların (işçi ve nafaka) alacaklıları
-Borçlunun eşi ve çocuğu,
-Borçlunun kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi.
-Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, (298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılacaktır)
Davacı kesin mühlet sonrası alacaklılar toplantısından önce projesini revize etmiş ve konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen asıl alacağa ilişkin borcunun ilk taksiti 01/06/2021 tarihinden başlamak üzere aylık eşit taksitler halinde 36 ay vade ile alacaklılara ödenmesi şeklinde proje düzenlenmiştir.
11/11/2020 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında 12 alacaklı hazır bulunmuş, daha sonra iltihak süresi içerisinde katılım sağlanarak konkordatoya tabi toplam 67 alacaklıdan 38 alacaklı davacının projesine kabul oyu vermiştir. Toplantı sonucuna göre toplantı nisabına mesnet teşkil eden 13.303.412,91 TL alacak tutarının da 8.740.021,82 TL’lik kısmı ile proje kabul edilmiştir. Bu alacaklı sayısının %57’lık oranına alacak miktarının ise %66’lık oranına tekabül etmektedir. Bu sebeple davacının alacaklılar toplantısında yasanın öngördüğü çoğunluğu sağladığı kabul edilmiştir.
Toplantı sonrası oylamaya ilişkin iltihak süresi beklenmiş ve komiser tarafından oylama sonucunda projenin tasdiki hususuyla ilgili olarak gerekçeli rapor hazırlanmıştır. Rapor mahkememize ibraz edildikten sonra kesin mühlet içerisinde konkordato projesi tasdik kararı hakkında bir karar verebilmek için bir duruşma günü belirlenerek İİK 304. Maddesi uyarınca duruşma günü ilan edilmiş, itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri ihtar edilmiştir.
Konkordatonun tasdiki için gerekli koşullar İİK’nın 305. maddesinde sayılmıştır. Bunları beş maddede sıraladığımızda şartlar şu şekildedir:
1- Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması gerekmektedir.. Söz konusu bu hükmün amacı konkordato projesini kabul etmeyen, ancak Kanunda öngörülen nisapla konkordato projesinin alacaklılar tarafından kabul edilmesi halinde, azınlıkta kalana alacaklıların korunması bakımından önemlidir.
Davacının 2020 yılı rayiç bedelli bilançosuna göre belirlenen toplam aktif tutarı 12.500.000,00 TL’dir. Somut uygulamalar nazara alındığında iflas tasfiyesi halinde paraya çevirme sırasında cebri icra yoluyla yapılacak satışlarda var olan kıymetlerin şirketin borçlarının türüne göre adi alacaklıların alacaklarının %40 ila %60’ı arasında bir oranla karşılanması ortaya çıkmaktadır. Komiser tarafından ortalama oran %46,41 ( Kamu borçları ile %39,16) olarak kabul edilmiştir. Konkordato projesi kapsamında faizsiz olan alacaklarının %100’lük kısmını vadelerin sonunda tahsil etmiş olacaklardır. Dolayısıyla her halükarda konkordato projesi kapsamında borçların tasfiye edilmesi, iflas tasfiyesine göre alacaklıların daha lehinedir. Yine ortalama iflas tasfiyesi süreci davacı potansiyelindeki bir şirket için en az beş yıl süreceğinden projedeki 36 aylık vade süresi de alacaklılar bakımından olumsuz sonuç doğurmayıp daha kısa sürede daha yüksek oranda borçların tasfiye edilerek alacaklıların alacaklarına kavuşması sağlanmış olacaktır. Ayrıca tasdik kararı davacıyı daha çok üretime işletme faaliyetindeki performansını arttırmaya yöneltecektir. Zira tasdik kararından sonra vadesinde alacağını alamayan her bir alacaklı konkordatonun kendisi bakımından feshini talep etme hakkına sahiptir. Davacı fesih tehditi altında işletme performansını maksimum verimliliğe çıkartarak vaadelere zorunlu olarak uyacaktır.
2- Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekir. Bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenirken mahkemece borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranla dikkate alınacağını takdir edilmelidir. Orantılı olma koşulu tespit edilirken borçlunun beklenen haklarının da mahkemece takdir edilerek hesaba katılması gerekecektir. Konkordatonun tasdiki için aranan bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğini de konkordato komiseri raporunda belirlemelidir. Elbette komiserin bu raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir. Mahkeme bu bilgileri eksik ya da yetersiz bulursa, komiserden ek rapor alabilir veya gerekli ise bilirkişi incelemesi yaptırabilir.Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekir. Bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenirken mahkemece borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranla dikkate alınacağını takdir edilmelidir. Orantılı olma koşulu tespit edilirken borçlunun beklenen haklarının da mahkemece takdir edilerek hesaba katılması gerekecektir. Konkordatonun tasdiki için aranan bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğini de konkordato komiseri raporunda belirlemelidir. Elbette komiserin bu raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir. Mahkeme bu bilgileri eksik ya da yetersiz bulursa, komiserden ek rapor alabilir veya gerekli ise bilirkişi incelemesi yaptırabilir.
Projenin tasdiki için en önemli şartlardan birisi de kaynaklarla orantılılık olgusudur. Davacı tekstil alanında faaliyet göstermektedir. Burada öncelikle davacı şirket hem kaydi hemde rayiç değer bilançosuna göre borca batık olmadığını belirtmekte yarar vardır. Şirketin aktif varlıkları rapor tarihi itibariyle 24.765.577,56 TL’dir.. Davacının konkordato projesinde konkordatoya tabi faiz içermeyen borcun ilk taksidi 01/06/2021 tarihinde başlanmak suretiyle 36 ayda ödenmesine dayalıdır. Şirketin projenin başarıya ulaşmasındaki temel dayanağı işletme faaliyeti sonrasındaki elde edeceği gelirlere, sermaye arttırımına dayanmaktadır. Davacı tekstil sektöründe askeri kamuflaj malzemesi üretim ve tedarikinde önemli bir yere sahiptir. Gerek ülkemizde gerekse yabancı ülkelerde bu alanda ihaleler almakta yahut alınan ihalelere alt taşeron olarak girmektedir. Davacının bu kapsamda sözleşme ilişkisi içerisinde olduğu firmalar bulunmaktadır. Yine davacının kamu dahil tüm borçlarını karşılayabilmek amacıyla fason dokuma işlemi yapmak suretiyle kaynak yaratılabilecek olup, 2021 yılı sonrası için askeri kamuflaj ihaleleri ile kaynak yaratabilecektir. Komiser tarafından hazırlanan proforma gelir tablosu ve nakit akım tabloları ile kaynaklarla orantılılık durumu nesnel olarak ortaya konulmuştur. Ancak projede öngörülen kaynakların yaratılmasında işletmesel anlamda problemli dönemlerde de şirketin kaynak ihtiyacı doğabileceği ihtimal dahilindedir. Bu takdirde de bu dönemlerde şirketin aktiflerini kullanma imkanının bulunması bu projenin başarılı olabilme ihtimalini güçlendirmektedir. Davacının aktif ve pasif karşılaştırmasına bakıldığında davacı borca batık olmayıp bilakis aktif artı değerdedir. Dolayısıyla kaynak sıkıntısı yaşandığı dönemde bu sıkıntının giderilmesine kaynak yaratılabilmesi aktif varlıklardan sağlanabilecektir. Burada davacının stokları da hammadde yarı mamül, mamüller ve verilen sipariş avansları olmak üzere işletmenin devamlılığında kullanılabilecek ve üretim ve sonrası bürüt satışlara etki edebilecek kaynaklarıdır. Ayrıca davacı tarafından sermaye arttırımı da süreç içerisinde projenin başarıya ulaşabilmesi bakımından kaynak olarak ortaya konulmuştur. Mahkememizce davacıdan sermaye arttırım taahüdünün kaynağını somutlaştırması istenilmiş bu somutlaştırma komiser raporuna yansıtılmıştır. Davacı sermaye arttırımını 2.000.000,00 TL olarak belirlemiş ve bunun kaynağı da nesnel kaynaklar gösterilmek suretiyle somutlaştırılmıştır. Buna göre davacı şirketin YK başkanının kızı ve başkan yardımcısının eşinin adına kayıtlı taşınmazlar paraya çevrilerek sermaye arttırımında kullanılacaktır. Tüm veriler incelendiğinde davacının projede gerçekleştirmeyi taahhüt ettiği ödemelerine ilişkin temel dayanakları nesnel gerçekçi görülmektedir. Projenin başarı şansının bulunduğu ve kaynaklarla orantılı olduğu kabul edilmiştir. Projenin hayata geçirilmesinde ve borçların ödenmesinde sunulan teklif ve kaynaklar itibariyle davacının projesinde samimi ve iyi niyetli olduğu görülmektedir. Bu sebeplerle yasanın öngördüğü kaynaklarla orantılılık şartının da dosya kapsamı itibariyle mevcut olduğu kabul edilmiştir.
3-Konkordato projesi İİK m. 302 de öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş olmalıdır. İİK’nın 302.’nci maddesinin 3. fıkrasına göre, kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır. Mahkeme bu oranları ve konkordatonun aranan çoğunlukla kabul edilip edilmediğini konkordato komiseri raporunu esas alarak belirleyecektir. Ancak mahkeme, komiserin raporu ile bağlı olmayıp, bu koşulu da kendiliğinden araştırmalıdır. Nitekim komiserin raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir.
11/11/2020 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında 12 alacaklı hazır bulunmuş, daha sonra iltihak süresi içerisinde katılım sağlanarak konkordatoya tabi toplam 67 alacaklıdan 38 alacaklı davacının projesine kabul oyu vermiştir. Toplantı sonucuna göre toplantı nisabına mesnet teşkil eden 13.303.412,91 TL alacak tutarının da 8.740.021,82 TL’lik kısmı ile proje kabul edilmiştir. Bu alacaklı sayısının %57’lık oranına alacak miktarının ise %66’lık oranına tekabül etmektedir. Bu sebeple davacının alacaklılar toplantısında yasanın öngördüğü çoğunluğu sağladığı kabul edilmiştir.
4- İİK’nın 206. maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklarının tam olarak ödenmemesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe, yeterli teminata bağlanmış olması gerekmektedir. İmtiyazlı alacaklıların alacaklarından açıkça vazgeçmesi halinde borçlunun teminat göstermesine gerek kalmayacaktır. Çekişmeli ve geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacaklıların oylamaya katılmaları halinde bunların teminat gösterip göstermeyeceği mahkeme tarafından karar verilecektir. Yeni düzenleme ile 206. maddenin ikinci ve üçüncü sırasındaki alacaklar imtiyazlı alacaklar olmaktan çıkarıldığından dolayı bu alacaklar için ayrıca teminat gösterilmesi gerekmemektedir. Teminat borçlu veya üçüncü bir kişi tarafından gösterilebilir ancak borçlunun gösterdiği teminat, diğer alacaklıların alacaklarını tahsili için projede yer alan taşınır veya taşınmaz mallardan biri olamaz.
Buradaki şartlar İİK’nun 206.maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacakların ve mühlet içerisinde komiserin izniyle akdedilmiş olan borçlulara ilişkin alacakların teminatlandırılması düzenlenmiştir. Bilindiği üzere mühlet sonrası borçlar konkordatoya tabi borçlar değildir. 206/1.maddede öngörülen borçlarda imtiyazlı alacak olup konkordatoya tabi değildir. İmtiyazlı alacaklılardan kasıt son bir yıl içerisinde tahakkuk eden işçilik alacaklarıdır. Bir yıllık sürenin hesaplanmasında geçici mühletin başlangıç tarihi baz alınmalıdır. Mahkememizin kabulüne göre de tahakkuk eden alacaktan kasıt ilama bağlanmış alacaklardır. Yasa koyucu burada imtiyazlı alacaklar ile mühlet içerisinde doğan alacaklıların alacağının teminatlandırılmasını yahut alacaklının teminat gösterilmesinden feragat edilmesi şartını aramıştır.
Davacının teminata bağlanması gereken borçları bulunmaktadır. Davacının İİK 305.maddesinde düzenlenen bu şartı da gerçekleştirmiş olduğu kabul edilmiştir.
5- Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekmektedir. Bu giderler bilirkişi ücreti, tasdik kararının tebliği ve ilânı ile gerekli yerlere bildirilmesi için gereken tebliğ ve posta giderleri, dosya ve sair evrak giderleri, celse harçları gibi giderlerden oluşmaktadır. Yeni düzenleme ile birlikte, alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan tutar üzerinden binde 2.27 oranında harç alınmalıdır.
Projede bildirilen 13.303.412,91 TL olan konkordatoya tabi borcun mevcut harçlar tarifesi uyarınca binde 2,27 oranına göre alınması gereken tasdik harcı miktarı 30.198,75 TL olup tasdik kararından önce bu tutar davacı tarafça yatırılmıştır. Konkordato tasdiki için gereken yargılama gideri bakımından dosyada yatırılmış olan avans yeterli olduğundan davacı tarafça başkaca bir yargılama gideri yatırılmasına gerek duyulmamıştır.
İİK’nun 302 son maddesine göre komiser iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin tüm belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğini ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdii eder. İİK 304.madde uyarınca rapor ve dosyayı tevdii alan mahkeme konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her halde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olan duruşma günü 288.madde uyarınca ilan edilir. İtiraz edenler itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilana yazılır.
Davacının yaklaşık 2.400.000,00 TL civarında kamu borcunun bulunduğu, ve yapılandırma başvurusunun yapılmış olduğu, ancak kamu tarafından gerekli onayın duruşma tarihi itibariyle verilerek başvurunun sonuçlandırılmamış olduğu gözetildiğinden başvurunun sonuçlanmasının projenin başarı şansına etki edeceği dikkate alındığında bu başvurunun sonuçlanmasının beklenilmesine, İcra İflas Kanununun 304/2 maddesi uyarınca mühletin etkileri devam edecek şekilde 6 aylık yargılama süresinin kesin mühletin sona erdiğinden itibaren uygulanmasına karar verilerek tasdik kararı 12.01.2021 tarihli duruşmada verilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda açıklanan tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının konkordato projesinin tasdik şartlarının mevcut olduğu, kabul edilmiştir. Davacının konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen borcunun ilk taksiti 01/06/2021 tarihinden başlamak üzere aylık eşit taksitler halinde 36 ay vade ile alacaklılara ödenmesine ilişkin projenin tasdikine karar vermek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesinin ikinci fıkrasına göre “Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.”
Bu düzenlemeye göre projede yer alsın veya yer almasın anılan borçlar için konkordato hükümleri geçerli olacaktır.
İİK Madde 304’e göre; “…… Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.”
Kanun yolları başlıklı Madde 308/a’ya göre; “Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
Yasanın bu düzenlemelerinden de anlaşılacağı üzere projenin tasdikine itiraz eden alacaklılar bakımından usuli haklar ortaya çıkmaktadır. Tasdik duruşmasından üç gün önce itiraz sebeplerini sunmayan alacaklılar ise bu usuli haklardan yararlanamayacaklardır. Burada yasanın aradığı itiraz projenin tasdikine itirazdır. Komiser raporuna itiraz değildir. Zira tasdik yargılamasının yapılacağı duruşma gününe kadar çoğu kez 2 yılı aşkın bir süre geçmektedir. Bu aşamaya kadar dosyaya feri müdahil olarak katılmak isteyenler projeden ve içeriğinden haberdardır. Bu bilgilerle alacaklılar toplantısına katılarak olumlu yada olumsuz oy kullanmaktadırlar. Olumsuz oy verme iradesinin alacaklılar toplantısında ortaya konulduğu gibi tasdik duruşmasından önce aynı irade ile projenin tasdik edilmesine itiraz edilmesini yasa koyucu zorunluluk olarak aramıştır. Yasanını deyiminden komiser raporuna itiraz eden alacaklıyı değil projenin tasdikine itiraz eden alacaklıyı anlamak gerekmektedir. Her ne kadar konkordato müessesesi 7101 sayılı yasadan öncede hukukumuzda bulunmakta ise de 7101 sayılı yasa ile çok farklı ve yeni düzenlemeler getirilmiştir. Uygulamada taraflar bakımından bir takım sakıncaların ortaya çıkmaması bakımından bu genel bilgilere de değinmekte yarar görülmüştür. (…..İİK’nın 304/1. maddesi uyarınca itirazlarını açıklamamıştır. Buna göre adı geçen alacaklının itiraz eden alacaklı konumunda olmamaları nedeniyle İlk derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurma hakkı bulunmadığının kabulü gerekir. Bu nedenlerle, HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-b maddeleri uyarınca, alacaklı … … Bankası A.Ş. vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 04.11.2020 tarih Esas-Karar No: 2020/.. – 2020/…)

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davacı ….. SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ (….), (….) talebinin kabulü ile projenin tasdikine,
Konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen asıl alacağa ilişkin borcunun ilk taksiti 01/06/2021 tarihinden başlamak üzere 36 ayda eşit taksitler halinde garameten alacaklılara ödenmesine,
Konkordato Komiseri … …’in komiserlik görevinin sonlandırılmasına,
…’in İİK 306/2.maddesi gereğince tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetimi sağlamak üzere atanmasına,
…’ten borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir rapor alınmasına,
…’e aylık 1.000,00 TL ücret takdiri ile bu giderin şirket kasasından ödenmesine,
Mahkememizce kesin mühletin İİK’da öngörülen sonuçlarının kendiliğinden sonlandığının açıklanması ile mahkememizce verilen tüm tedbir kararlarının kaldırılmasına,
Tasdik kararının İİK 288.maddesi uyarınca ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine,,
Harçlar yasası gereğince alınması gereken 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine Dair davacı vekili ile duruşmaya katılan feri müdahil vekillerinin yüzüne karşı davacı bakımından kararın tebliğinden itibaren, itiraz eden diğer alacaklılar yönünden ise kararın ilanından itibaren on gün içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere oy çokluğu ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/01/2021
İş bu kararın gerekçesi 09/02/2021 tarihinde yazılmıştır.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye ….
e-imzalıdır
Muhalif
Üye ….
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

Muhalefet Şerhi:

Kaynaklardaki orantısızlık sebebiyle projesinin tasdikine ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatindeyim. Şirketin 2021 yılı Şubat ayından başlamak üzere haziran ayına kadar 4 ay için 748.000,00 TL, 6. Ay ve sonrası için 3.899.000,00 TL olmak üzere toplam 4.647.000,00 TL ödemesi bulunduğu ancak şirketin 31/12/2020 ve 31/12/2021 yılı itibariyle yaratacağı kaynak toplamının toplamda 3.254.497,58 TL olup şirketin 31/12/2021 tarihine kadar olan borçlarını ödeyebilmek için ilave kaynaklar yaratması durumunda kalacağı komiser raporunda ifade edilmiştir. Şirketin konkordato ön projesindeki ödeme başlangıç tarihini revize ederek ertelemesi de kaynak yaratılmasında davacı şirketin zorlandığını göstermektedir.
Üye ….