Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1497 E. 2019/198 K. 01.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2018/1497
KARAR NO : 2019/198

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … -TC Kimlik no- …

VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … –

VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/08/2015
KARAR TARİHİ : 01/03/2019
Öncesinde Bursa 6.Tüketici Mahkemesinin 2015/658 esas 2015/592 sayılı kararı ile görevsizlik kararı ile gönderilen dosyanın mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının maliki bulunduğu 16 00-11-0112 plaka OC4Z02937 Motor, OSJL00302 Şasi numaralı Caterpillar 434 E Marka, 2011 Model lastik tekerlikli iş makinesi (Kanal kazıcı ve Yükleyici) 155423911 numaralı genişletilmiş kasko poliçesi ile 26.02.2014 – 26-02-2015 vadeleri arasında davalı …ile tarafından sigortalı olduğunu, Selçukgazi-Seç mahalleleri arasında yapılmakta olan BUSKİ içme suyu şebeke inşasında, içme suyu borularına döşeme işini taşeron olarak yürütmekte olan davacının iş makinesini işin yapılacağı sahaya sevk ettiğini, saat 17:00’da paydos edildiğini, dava konusu iş makinesinin ertesi gün yerinde olmadığını gören işçilerin davacıya ve ilgili kolluk birimlerine haber verdiğini, ilgili iş makinesinin 26.06.2014 günü Gemlik İlçesi, Gençali Köyü, Dede mevkiinde terk edilmiş ve ağır hasarlı halde bulunduğunu, olayın akabinde müvekkili tarafından davalı … şirketine başvuru yapıldığını ve hasarın tanziminin talep edildiğini, ancak davalının zararı ödemekten imtina ettiğini ve herhangi bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine Bursa 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/82 D.İş sayılı dosyası ile yaptırılan tespit ve bilirkişi raporu ile iş makinesinin ağır hasara uğradığını, raporda davacının toplam zararının 100.300,00 TL olduğunun tespit edildiğini, tüm zararların sigorta poliçesi kapsamında olduğunu, buna rağmen davalının tazminat ödemeyi kabul etmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.326,41 TL’sinin 13.08.2014 temerrüt tarihinden itibaren işlemeye başlayacak T.C.M.B. kısa vadeli kredi işlemlerine uyguladığı avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf ise, davanın reddi gerektiğini, zira poliçede yer alan hırsızlık teminatı klozunda “sigortalı iş makinasının bulunduğu alanın etrafının çit ile çevrilmesi ve yirmi dört saat boyunca güvenlik-bekçi denetimi altında tutulması kaydıyla teminata dahil olduğu” hükmünün yer aldığını, olayın oluşuna göre iş makinasının burada belirtilen şartlara uygun biçimde muhafaza edilmeyerek çalınmaya elverişli biçimde bırakıldığını, davacı sigortalıyı aydınlatma yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, aksinin kabulü halinde dahi TTK 1423. Maddesi gereğince on dört gün içinde itirazda bulunmayan sigortalının poliçe şartlarını kabul etmiş sayılacağının zararda sigortalının muhafaza kusuru bulunduğunu, bu nedenle tazminat ödeme sorumlulukları bulunmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Poliçedeki hırsızlık klozu hükmüne rağmen bu hükmün makul ve mutat özen yükümlülüğünü ileri derecede zorlayan bir hüküm olması, sigorta sözleşmesinin tabiatına aykırı bulunmasından bahisle hasarın poliçe teminatı kapsamında kaldığı gerekçesine dayanarak davacının tazminat talebinin kabulü yönünde verilen mahkememiz kararı davalı vekilince temyiz edilmiş, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2016/18373 esas 2017/9923 sayılı kararı ile bozularak mahkememiz yukarıdaki esasını almış, mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, kasko sigorta poliçesi ile davalıya sigortalı araçta oluşan hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı tarafından kaskolanan aracın iş sahasında bırakıldığını daha sonra aracın çalındığını, aracın parçaları alınmış halde başka bir yerde bulunduğunu ve araçta oluşan hasarın kasko teminatı kapsamında bulunduğunu iddia etmiştir. Davalı sigortacı ise, sigortalı tarafından aracın iş sahasında mesai bitimi sonrası güvenlik önlemi olmadan bırakıldığı ve kasko poliçesinin hırsızlık klozunda yazılı güvenlik tedbirlerine uyulmadığı gerekçesiyle, hasarın teminat kapsamında olmadığını savunmuştur.
Taraflar arasındaki kasko sigorta poliçesinin hırsızlık teminatı klozunda, “hırsızlık hasarları, sigortalı iş makinesinin bulunduğu alanın etrafının çitle çevrilmesi ve 24 saat boyunca güvenlik bekçi denetimi altında tutulması kaydıyla teminata dahildir.” ibaresine yer verilmiştir. Davaya konu hasarın oluştuğu somut olayda ise, kaskolu aracın davacı tarafından iş sahasında herhangi bir güvenlik önlemi alınmadan bırakıldığı ve dava konusu hasarın esasen teminat kapsamında olmadığı anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 1423/1. maddesinde “Sigortacı ve acentesi, sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce, gerekli inceleme süresi de tanınmak şartıyla kurulacak sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildirir. Ayrıca, poliçeden bağımsız olarak sözleşme süresince sigorta ilişkisi bakımından önemli sayılabilecek olayları ve gelişmeleri sigortalıya yazılı olarak açıklar” düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Aydınlatma açıklamasının verilmemesi hâlinde, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasına ondört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olur. Aydınlatma açıklamasının verildiğinin ispatı sigortacıya aittir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda davacı taraf, poliçedeki hükümler konusunda yeterli derecede aydınlatılmadığı iddiasında bulunmuş; davalı sigortacı ise gerekli bilgilendirmenin yapıldığını savunmuştur.
Bu durumda, davalı sigortacının aydınlatma yükümlülüğünün kapsamı, bu yükümlülüğe uyulmamasının sonuçları hakkında hangi kanun hükümlerinin uygulanacağı önem kazanmaktadır. Uyuşmazlık konusu hasarın doğum ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 1423/1-2 maddelerine göre aydınlatma yükümlülüğünün hüküm ve sonuçlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’nın 1423/2 maddesinde, aydınlatma açıklamasının yapılmaması halinde, sigortalının 14 gün içinde poliçeye itiraz etmesi gerektiği, anılan sürede itiraz edilmemesi halinde poliçenin yazılı şartlarla geçerli olacağının benimsendiği; yukarıda ifade olunan nedenlerle, davaya konu hasarın taraflar arasındaki kasko poliçesi ile verilen ek teminatın kapsamına girecek şekilde gerçekleşmediği; davacının hırsızlık klozunun kapsam ve şartlarına poliçe tanziminden sonraki 14 gün içinde itiraz ettiğine dair iddia ve delil de getirmediği gözetildiğinde, davacının hasar talebinin reddi gerekmiştir.
Mahkememizce davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davanın reddine,
Dava Tüketici Mahkemesinden görevsizlikle geldiğinden ve bugüne kadar harç ikmali yapılmadığından alınması gereken 44,40 TL harcın davacıdan tahsiline,
Davalı vekili lehine takdir edilen 5.885,90.TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan muhakeme masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan 259,70 TL muhakeme masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 01/03/2019

İş bu kararın gerekçesi 01/03/2019 tarihinde yazılmıştır.

Katip …

Hakim …