Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1449 E. 2021/139 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
BAŞKANLIĞI
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1449
KARAR NO : 2021/139

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : ….
KATİP : …

DAVACILAR: 1-….ANONİM ŞİRKETİ
2- …
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL: …
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL:….
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL:….
VEKİLİ : Av. ….

FERİ MÜDAHİL: ….
VEKİLİ : Av….
FERİ MÜDAHİL: ….
VEKİLİ : Av. ….
FERİ MÜDAHİL:…
VEKİLİ : Av. …
FERİ MÜDAHİL/: ….
VEKİLLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL: ….
VEKİLİ : Av. ….
FERİ MÜDAHİL: …
VEKİLİ : Av. …
FERİ MÜDAHİL/ : ….
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL/: ….
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av. ….

FERİ MÜDAHİL/: ….
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL:….
VEKİLİ : Av. ….

FERİ MÜDAHİL/: …
VEKİLİ : Av. ….

FERİ MÜDAHİL/: …

FERİ MÜDAHİL:….
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL/:…
VEKİLİ : Av. ….

FERİ MÜDAHİL: …
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL:….
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL/: …
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL: …
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL/ ….
VEKİLİ : Av. ….

FERİ MÜDAHİL ;,,,,,
VEKİLİ : Av. ,,,,,

FERİ MÜDAHİL/: ….
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL/: …
VEKİLİ : Av. ….

FERİ MÜDAHİL: ….
VEKİLİ : Av. ….

FERİ MÜDAHİL: ….
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL: ….
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL: …
VEKİLİ : Av. ….

FERİ MÜDAHİL: …
VEKİLİ : Av. ….

FERİ MÜDAHİL: ….
VEKİLİ : Av. ….

FERİ MÜDAHİL: ….
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL: ….

FERİ MÜDAHİL: 1-…
2-….
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Konkordato
DAVA TARİHİ : 30/10/2018
KARAR TARİHİ : 16/02/2021
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : davacı şirketin imalatta kullandığı malzemeleri dövizli olarak temin ettiğini, döviz kurlarındaki artış ve dalgalanmaların davacının ekonomisine olumsuz yönde etki ettiğini, faiz oranlarının artmasının maliyetlerinin artmasına neden olduğunu bu nedenle davacı şirketin gelir gider dengesi ve nakit akışlarındaki bozulmaların şirketin faaliyetini ve ekonomik güvenliğini tehlikeye soktuğunu, diğer davacı … …’nın şirketin tüm kredi borçlarına kefaletinin bulunduğu gerekçesiyle geçici mühlet talebinde bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamının incelenmesinde ;
Davacı şirketin sermayesi 2.150.000,00 TL tutarında olup tamamen ödenmiştir. Şirketin %100 hissedarı diğer davacı … …’dır
Davacı şirketin iştigal konusu endüstriyel mutfak malzemeleri imalat ve satışıdır.
Davacı … … şirketin bir kısım borçlarına kefil olmuştur.
Davacı vekili dilekçesine eklediği konkordato ön projesinde davacının teklifinin vade konkordatosu olduğu, tasdik kararından itibaren 3 yıl sonra başlamak üzere altı ay içinde aylık eşit taksiler halinde ödeme taahhüdünde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı kesin mühlet sonrası alacaklılar toplantısından önce projesini revize etmiş ve konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen asıl alacağa ilişkin borcunun ilk taksiti tasdik kararı verilmesinden itibaren 6 ay sonra başlanmak üzere toplam 4 yıl içerisinde 4 ayda bir taksit ödemeli olacak biçimde konkordatoya tabi borcun 1. Yıl %15’lik 2.Yıl %20’lik 3.Yıl %25’lik 4.Yıl %40’lık kısmının her adi alacaklının alacağı tutarın ödeme dönemi başına minimum 1.000,00 TL’den az olmamak üzere alacaklılara ödenmesine şeklinde proje düzenlenmiştir.
Adi konkordato, iflasa tabi olup olmadığına bakılmaksızın, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun borçlarını proje ile belirli bir vade veya indirim yoluyla yeniden yapılandırabilecekleri bir hukuki imkandır. Konkordato geçici mühleti başarıya ulaşma ihtimalinin olması durumunda borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir ve ilan edilir.
Konkordato hükümlerinden yararlanmak isteyen borçlu veya borçlunun iflasını isteyebilecek alacaklılardan biri, Asliye Ticaret Mahkemesine vereceği dilekçesine İİK m. 286’ da sayılan belgeleri de ekleyerek konkordato mühleti talebinin kabul edilmesi hususunda bir başvuru yapabilir.
Konkordato talebine eklenecek belgeler Madde 286 da sayılmıştır, bunlar aşağıda belirtilenlerdir;
a) Borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini gösteren konkordato ön projesi.
b) Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler;
c) Alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste.
d) Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablo.
e) Konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporu ile dayanakları.
Mahkeme talep ile birlikte İİK m. 286’ daki belgelerin eksiksiz olduğunu tespit ettikten sonra borçluya derhal üç aylık geçici bir mühlet verir. Burada mahkemece yapılacak inceleme şekli bir inceleme olup talepte ve sunulan belgelerde bir eksiklik bulunmuyorsa borçluya derhal üç aylık geçici bir mühlet vermek gerekmektedir. Bu aşamada mahkemec üç aylık geçici mühlet kararı verilirken içerik ve sunulan bilgilerin sıhhati ve gerçekliğinin denetlenmesi mümkün değildir. Mahkeme geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi konkordato komiseri görevlendirilerek denetlenir (İİK m. 287/3). Verilen bu geçici mühlet, borçlunun veya komiserin talebiyle iki ay daha uzatılabilir (İİK m. 287/4). Komiser mühletin sonunda mahkemeye bir rapor sunar. Bu rapor neticesinde mahkeme konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğuna kanaat getirirse, borçluya bir yıllık kesin mühlet verir (İİK m. 289). Bu bir yıllık kesin mühlet, sürenin dolmasından önce komiser veya borçlunun talebiyle altı aya kadar daha uzatılabilmesi mümkündür. Mühletlere ilişkin mahkemece verilen tüm kabul kararları ve tedbirlere ilişkin kararlar kesin niteliktedir. Bu kesinlik nihai karar sonrasında da kanun yolu aşamasında bu hususların istinaf sebebi yapılamamasını da kapsar. (İİK’nın 287/son maddesi uyarınca geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamayacağı gibi aynı Kanun’un 293/1. maddesine göre de kesin mühlet talebinin kabulüne ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.Bu iki düzenleme kanunyollarını sadece bu kararların verildiği tarihte değil yargılama sonunda verilen nihai karar aşamasında da kapatmıştır. Açıklanan nedenlerle her iki alacaklı vekilinin istinaf dilekçesinin bu yöne ilişkin kısımlarının reddine karar vermek gerekmiştir Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2020/… – 2020/…)
Davacının konkordato başvurusu ve başvuruya eklediği İİK m. 286 da sayılan belgelerin eksiksiz olduğu görüldüğünden davacı borçluya 30/10/2018 tarihi itibariyle üç aylık geçici bir mühlet verilmiştir. Mühlet kararıyla birlikte İİK m. 287 uyarınca geçici mühlet kararı verirken borçlunun malvarlığının muhafazası amacıyla, borçlunun aktifini elden çıkarması veya azaltması gibi alacaklıların zarar görme ihtimalini doğuran durumları bertaraf etmek için 297. Maddenin ikinci fıkrasındaki haller de dâhil olmak üzere gerekli önlemlerin mahkemece resen alınması gerektiğinden buna yönelik tedbirler oluşturulmuştur.
İİK m. 289/3 gereği, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde, borçluya bir yıllık kesin mühlet süresi verilir hükmü uyarınca geçici mühlet içerisinde yapılan incelemeler ve konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı denetlenmiştir. Mahkememizce, komiser raporu ve alacaklıların da itirazları değerlendirilmiş, borçlunun teklif etmiş olduğu konkordato şartlarına göre borçlarını ödeme ihtimalinin olduğu ve teklif edilen konkordatonun borçlunun ödeme kabiliyetine tekrar kavuşma amacına hizmet ettiği yolunda kanaatine ulaşılmıştır ve borçluya 12/03/2019 tarihinde kesin mühlet verilmiştir. Davacının konkordato projesinin başarıya ulaşabilmesi bakımından süreye ihtiyacı olduğundan 12/03/2020 tarihinde altı aylık süre ile kesin mühlet uzatılmıştır. Kesin süre içerisine Covid-19 salgını nedeniyle 7226 sayılı kanun kapsamında salgında geçen 86 günlük süre kesin süreye eklenmiş ve kesin mühlet süresinin sonu 07/12/2020 tarihi olarak belirlenmiştir (Durna, Ümit Erkan: Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle yargıda duran sürelerin konkordato kurumundaki mühlet ve süreler açısındandeğerlendirilmesi,14.05.2020) (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2020/…. – 2020/….). Tasdik duruşması kesin mühlet içerisinde yapılması gerektiğinden duruşma 07/12/2020 tarihinde yapılmıştır. Bu duruşmada karar verilemeyeceği anlaşıldığından ve kesin mühlete ilişkin tüm süreler dolduğundan İİK 304/2.maddesi uyarınca kesin mühletin sonrasındaki altı aylık yargılama süresinin uygulanmasına geçilmiştir.
Kesin mühletin ilanından sonra, İİK m. 299’a göre konkordato komiseri tarafından yapılacak ilanla alacaklıların alacaklarını bildirmesi istenir ve komiser bildirilen alacakların kayıtlarını yapar. İlanın yapılması ve bunun üzerine alacaklıların alacaklarını bildirmesi konkordato projesinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamaktadır; alacaklılar toplantısı için karar yeter sayısının sağlanabilmesi, borçlunun malvarlığı ile sorumlu olduğu pasif kapsamının belirlenebilmesi ve akabinde konkordato projesinin tasdik edilebilmesi için mutlak surette alacaklıların desteğinin sağlanabilmesi gerekir. Bunun dışında borçlunun bilançosunda veya alacaklılar listesinde kaydı yer almayan alacaklının konkordato projesi kapsamında yer alabilmesi için alacağını komisere bildirmesi gerekmektedir.
Borçlunun bilançosunda kayıtlı alacaklıların ilan tarihinden itibaren alacaklarını bildirme zorunluluğu bulunmamaktadır (m. 299). Bu şekilde, bilançoda yeralan alacaklar ve ilan yoluyla bildirilen alacaklar olmak üzere alacaklılar iki bölüm oluşturmaktadır.
Alacaklılar, komiser tarafından yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde alacaklarını bildirmeye davet olunur ve komiserin bu ilanı (m. 299), İİK m. 288’deki usule uygun şekilde yaptırması gerekecektir. Buradaki ilan komiser tarafından yaptırılır ve mahkemece yaptırılan geçici veya kesin mühletin ilan edilmesinden farklı olup ilan mahkemece yapılmaz. İlanın mahkemece kesin mühlet kararının verilmesinden sonraki zaman diliminde komiser tarafından yapılması gerekir.
Buna göre komiser tarafından davacı borçlu için alacaklılara ilân tarihinden itibaren onbeş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet için gerekli ilanlar yapılmış ve ilanda, alacak bildiriminin yapılacağı adresin ve hangi zaman içinde yapılabileceği, alacağını süresinde bildirmeyen alacaklıların, alacaklarının borçlunun bilançosunda da kayıtlı olmaması durumunda, kanun maddesinde belirtilen konkordato müzakerelerine alınmayacağı hatırlatılmıştır. Alacağın dava dosyasına bildirilmesi yeterli olmayıp yasanın amir hükmü uyarınca yasal süresi içerisinde konkordato komiserine bildirilerek alacak olarak yazdırılması gerekir. (Bankanın alacağını ve adresini komiserlere yazdırması gerekir, bunların tasdik dosyasına bildirilmesi alacaklıya hak kazandırmaz. Komiserin kendisine yazdırılmayan alacağı, tasdik dosyasını inceleyerek işleme alması beklenemez. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-karar No: 2020/…. – 2020/….) Buradaki onbeş günlük süre içerisinde alacağın komisere bildirilmesi yükümlülüğü, borçlunun bilançosunda göstermiş olduğu alacaklar veya borçlunun konkordato projesinde göstermiş olduğu listede yeralan alacaklar hakkında geçerli değildir. Alacaklar bildirildiğinde komiser, borçlunun ticari defterlerini, bilançolarını ve beyanlarını dikkate alarak, alacakların gerçek olup olmadığı hakkında gerekli incelemeleri yapar ve İİK m. 302’e göre alacaklılar toplantısına sunacağı raporu hazırlayarak, alacaklıların bilgisine sunar. Şayet bilançoda bulunmayan alacaklar yahut alacak olarak bulunupta bilanço da yer alan alacak ile alacaklı tarafından bildirilen alacak arasında farklılık varsa ve borçlu bildirilen bu alacağı kabul etmezse bu alacak çekişmeli alacak statüsüne girdiğinden oylamada bu çekişmeli kısım nazara alınmayacaktır. Ancak alacağı hiç bildirilmeyen yahut düşük bildirildiğini düşünen bu alacaklının İİK uyarınca çekişmeli alacak yönünden dava açma hakkı saklıdır.
Burada borçlunun bildirdiği alacak tutarı ile alacaklının iddia ettiği tutar arasındaki fark miktarı çekişmeli alacak düzeyindedir. İİK’nun 302.maddesinin 4.fıkrasına göre ;”çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.”
Buradaki hükümden çekişmeli olan alacakların tamamı hakkında bir alacak yargılaması yapar gibi mahkemenin belirleme yapma yükümlülüğü bulunduğu sonucu çıkartılmamalıdır. Böyle bir durumda çekişmeli alacakların araştırılması yoluna gidilecek olursa konkordatoya ilişkin sürelerin yasada sınırlı olarak belirlenmiş olması da dikkate alındığında alacaklar hakkında yargılama yapar gibi araştırma yapmak konkordato yargılama usulüne aykırıdır. Dosya üzerinden basit bir belirlemeyle karar verilebilir olan çekişmeli alacaklarla ilgili mahkemece karar verilebilirse de çoğu kez banka kredisinden kaynaklanan itirazın iptali ve menfi tespit davalarında alacağın miktarının net bir biçimde belirlenebilmesi birden fazla kez bilirkişi incelemesi ve yıllar süren yargılamalara konu olduğu düşünüldüğünde dosya üzerinden basit belirlemelerle karar verilebilecek haller dışında konkordato oylamasına ve nisabına etki edebilme ihtimali bulunan ve belirlenmesi yargılamayı gerektiren çekişmeli alacakların oylamada dikkate alınması yönünde delil araştırması yapılmak suretiyle müspet karar verilmesi doğru olmayacaktır.
Bu konuda örnek verilecek olunursa; ilama dayalı olan, kesinleşmiş takibe yahut kambiyo senedine dayalı olan alacaklar gibi çekişmeli alacaklar yönünden alacaklılar toplantısında hesaba katılması bakımından bu hususta müspet karar verilip verilmemesi yönünde değerlendirme yapılması heyetimizin uygulaması olarak belirlenmiştir. Bunun dışında ki önemli nitelikte delil araştırması gereken ( keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yapılması gibi) çekişmeli alacaklar için araştırma yapılarak karar verilmesi konkordato yargılama usulüne tezat teşkil edeceğinden bu türden çekişmeli alacaklar toplantı nisabında dikkate alınmaması heyetimizce uygun bulunmuştur. Ayrıca bu alacaklının İİK 308/b maddesi uyarınca çekişmeli alacak yönünden tasdik kararının ilanından itibaren 1 ay içerisinde dava açma hakkı da saklıdır. Dolayısıyla çekişmeli alacak sahibinin haklarının olumsuz etkilenmesinden de söz etmek mümkün değildir. ( Mahkemenin bu konuda verdiği kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Bu bağlamda çekişmeli alacakların ayrıca dava konusu edilmesine imkan sağlanmıştır (İİK m.308/b). Açıklanan nedenlerle çekişmeli hale gelmiş alacakların istinaf sebebi yapılmasına ve bu tutarların bölge adliye mahkemesince belirlenmesine yasal olanak bulunmamaktadır, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2020/… – 2020/… ) (Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi Esas-karar No: 2020/…. – 2020/….)
Dosya kapsamında bir kısım çekişmeli alacaklarla ilgili olarak müdahil taleplerinde bulunulduğu bu kapsamda Halk Bankasının rehinli alacak olduğu, rehnin teminat olarak verilen gayrimenkul değerinin 14.000.000,00 TL civarında değerlemesinin yapıldığı, bu banka ile yapılan protokolde toplam borcun 6.729.887,20 TL faizli tutar dahil protokole bağlandığı dolayısıyla HalkBankasının rehni aşan adi alacak kısmı kalmadığından adi alacak toplantısına yönelik Halk Bankası vekilinin itirazlarının reddine karar verildiği açıklandı.
Garanti Bankasının 837.843,46 TL alacak bildirdiği, toplantı nisabına 435.385,08 TL olarak kaydının yapıldığı borç tutarı içerisinde rehinli olan bir taşıtın bulunduğu buna ilişkin bakiye düşüldükten sonra toplantıya bu tutar üzerinden alacak dahil edildiği kalan kısmın çekişmeli alacak olduğu, yine … …. Bankasının 650.547,61 TL alacak bildirdiği, toplantı nisabında 549.405,56 TL dikkate alındığı kredi borcu için verilen teminat çeklerinin süreç içerisinde 100.000 TL’lik kısmının tahsil edilmesiyle bakiye borcun bu tutara düşmüş olduğu, …. …. 7.477,60 TL alacak bildirdiği, toplantı nisabında 6.875,97 TL’lik kısmının dikkate alındığı ve kalan kısmın çekişmeli alacak olduğu, Akbank ‘ın 393.862,36 TL alacak bildirdiği, toplantıda 322.239,78 TL ‘nin dikkate alındığı kalan 71.652,58 TL ‘lik kısmın çekişmeli olduğu, Han Baş Sınai AŞ’nin 9.571,91 TL alacak bildirdiği toplantı nisabında 7.609,24 TL dikkate alındığı alacağın cari hesaptan kaynaklı olduğu anlaşılmakla ortaya çıkan çekişmeli alacakların kesinleşmiş takip, mahkeme ilamı, yahut kambiyo senedinden kaynaklanmadığı, çekişmeli alacağa ilişkin olarak ilgililerin 308/b maddesi uyarınca tasdik kararının ilanından itibaren bir ay içerisinde çekişmeli alacak davası açabilecekleri gözetilerek çekişmeli tutarların toplantı nisabında dikkate alınması taleplerinin reddine karar verilmiştir
Alacaklı … …. vekili komisere alacağı bildirdiklerini fakat toplantı nisabında eksik dikkate alındığını ileri sürmüşlerdir
Komiserden bu konuda açımlama yapması istenmiş komiser tarafında; … tarafından bildirilen tutar 23.069,05 TL olup toplantı nisabında 4.819,78 TL dikkate alınmıştır bunun sebebi toplam borç esasında 279.411 TL iken 275.000 TL’lik teminat çeki tahsilatı yapılmıştır, kalan bakiye tutar raporda gösterildiği şekildedir, … yönünden ise bu çeklerin banka sorumluluk tutarları tahsil edildiği için 851.655,50 TL değil 810.235,50 TL dikkate alınmıştır şeklinde açıklamada bulunmuştur.
…ının çekişmeli alacağa ilişkin bildirmiş olduğu tutarın banka kredi sözleşmesinden kaynaklandığı kredi borcu teminat verilen çek nedeniyle büyük bir kısmının tahsil edildiği kalan tutara ilişkin çekişmeli alacağın 308/b maddesi uyarınca çekişmeli alacağa ilişkin dava açma hakkı hakları saklı bulunduğu, … yönünden bu alacaklının beyanlarıyla çeklerin banka sorumluluk tutarları bankalarca ödenmiş olduğundan davacı da bu tutarlar kadar bankaya borçlanmış olduğundan mükerrer hesaplama olmaması bakımından aradaki farkın toplantı nisabında dikkate alınması talebinin reddi ile bu alacaklının da 308/b uyarınca çekişmeli alacağa ilişkin dava açma hakkı saklı bulunduğu hatırlatılarak taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Zira yukarıda da açıklandığı üzere konkordato yargılaması her bir alacaklının alacağının ayrı ayrı yargılandığı ve belirlendiği bir dava türü değildir. Konkordato hukukuna ilişkin yargılama süreleri kanunda sınırlı olarak belirlenmiştir. Eldeki dava bir menfi tespit yahut alacak davası değildir. Nitekim mahkemece hangi oranda alacağın oylamaya katılacağı belirlense dahi bu ileride mahkemelerce verilecek hükümlere tesir etmeyecektir. Bu husus alacak nisabının belirlenmesinde etkili olduğundan konkordato yargılaması bakımından alacak çoğunluğununu tespiti için gereklidir. Bu sebeple davacının alacaklılar toplantısında yasanın ön gördüğü gerekli çoğunluğu sağladığı kabul edilmiştir.
Ayrıca aradaki çekişmeli kısma ilişkin bu bankaların İİK 308/b maddesi uyarınca dava açma hakkı da yasa gereği saklıdır. Bu alacaklıların haklarının zedelenmesi de söz konusu değildir. Kanaatimizce konkordato yargılaması yapan mahkemenin çekişmeli alacaklarla ilgili karar verebileceği haller doğrudan dosya üzerinden sunalan belgelere (ilama dayalı olan, kesinleşmiş takibe yahut kambiyo senedine dayalı olan alacaklar gibi) göre belirlenebilecek hallerle sınırlı olarak uygulanabilecek haller olduğundan çekişmeli kalan kısmın da alacak olarak oylamaya dahil edilmesine yönelik talepler yerinde görülmemiştir.
Çekişmeli alacakların toplantı nisabında dikkate alınıp alınmayacağına ilişkin ilk derece mahkemesi kararları yönünden; istinaf mahkemeleri uygulamalarında bu kararların maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği İİK’nın 308/b-1. maddesi kapsamında yeni bir dava konusu olabilecek itirazların istinaf incelemesine konu edilmesi mümkün olmadığı, ilgililerin 308/b maddesi uyarınca dava açma haklarının bulunduğu yeknesak uygulama olarak kabul edilmiştir.

Alacaklı … tarafından gayrimenkul değerlemelerine ve buna ilişkin değerlere itiraz edildiği ancak raporlarda esasa etki edecek bir durum olmadığı gibi İİK uyarınca itirazla birlikte gerekli bilirkişi giderinin bu alacaklı tarafından yatırılmamış olduğu gözetilerek bu hususta başkaca araştırma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Feri müdahil … vekili; tek döviz alacaklısı olduklarını, kendilerine yapılacak ödemenin döviz cinsinden yapılması konusunda talepte bulunmuşlarsa da davacı borçludan alacaklının alacağı döviz cinsinden ise ilgili alacaklının vadesindeki kur üzerinden TL karşılığını alma hakkı bulunmaktadır. Dövizli alacaklının toplantı nisabında oranlamalarının yapılabilmesi için TL’ye çevrilerek hesaplama yapılması fiili bir zorunluluktur. Ancak bu durum dövizli alacaklının alacağının artık TL alacağı olduğu sonucunu doğurmayacaktır. Döviz alacağı olan bir alacaklı vadedeki kura göre eksik ödeme yapıldığını ileri sürerse bu durum konkordatonun bu alacaklı için feshi yargılamasında kesin sonuca bağlanacak olup, fesih yargılamasının konusunu oluşturacak bir durum hakkında ara karar tesis etmek mümkün olmasa da tereddütlerin giderilmesi için gerekçeli kararda bu durum açıklanmakla yetinilmiştir.
Komiser aracılığı ile konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra, ilanla konkordato projesini müzakere etmek üzere alacaklılar toplantıya davet edilmiş, ilânın birer sureti adresi alacaklılara posta ile gönderilmiş, toplantı günü ilandan en az on beş gün sonra 12/11/2020 tarihinde yapılmıştır.
Alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmayacak kişiler aşağıdaki gibidir :
-206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların (işçi ve nafaka) alacaklıları
-Borçlunun eşi ve çocuğu,
-Borçlunun kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi.
-Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, (298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılacaktır)
Davacı kesin mühlet sonrası alacaklılar toplantısından önce projesini revize etmiş ve konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen asıl alacağa ilişkin borcunun ilk taksiti 28/09/2021 tarihinden başlamak üzere aylık eşit taksitler halinde 60 ay vade ile alacaklılara ödenmesi şeklinde proje düzenlenmiştir.
Davacı şirket bakımından 12/11/2020 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında 50 alacaklı adına katılım sağlanmış, daha sonra iltihak süresi içerisinde katılım sağlanarak konkordatoya tabi toplam 108 alacaklıdan 66 alacaklı davacının projesine kabul oyu vermiştir. Toplantı sonucuna göre toplantı nisabına mesnet teşkil eden 7.676.154,86 TL alacak tutarının da 4.983.160,84 TL’lik kısmı ile proje kabul edilmiştir. Bu alacaklı sayısının %61,11’lık oranına alacak sayısının ise %63,34’lik oranına tekabül etmektedir. Yukarıda da ayrıntılı olarak izah edildiği üzere çekişmeli tutarlar toplantı nisabında dikkate alınmamıştır. Bu sebeple davacının alacaklılar toplantısında yasanın öngördüğü çoğunluğu sağladığı kabul edilmiştir.
Davacı … … yönünden ise 12/11/2020 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısına ve sonrasındaki yedi günlük iltihak süresinde katılım sağlanmamıştır. Davacı … … projesinin tasdiki için gerekli çoğunluğu sağlayamamıştır.
Toplantı sonrası oylamaya ilişkin iltihak süresi beklenmiş ve komiser tarafından oylama sonucunda projenin tasdiki hususuyla ilgili olarak gerekçeli rapor hazırlanmıştır. Rapor mahkememize ibraz edildikten sonra kesin mühlet içerisinde konkordato projesi tasdik kararı hakkında bir karar verebilmek için bir duruşma günü belirlenerek İİK 304. Maddesi uyarınca duruşma günü ilan edilmiş, itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri ihtar edilmiştir.
Konkordatonun tasdiki için gerekli koşullar İİK’nın 305. maddesinde sayılmıştır. Bunları beş maddede sıraladığımızda şartlar şu şekildedir:
1- Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması gerekmektedir.. Söz konusu bu hükmün amacı konkordato projesini kabul etmeyen, ancak Kanunda öngörülen nisapla konkordato projesinin alacaklılar tarafından kabul edilmesi halinde, azınlıkta kalana alacaklıların korunması bakımından önemlidir.
Davacının 2020 yılı rayiç bedelli bilançosuna göre belirlenen toplam aktif tutarı 23.994.712,00 TL’dir. Somut uygulamalar nazara alındığında iflas tasfiyesi halinde paraya çevirme sırasında cebri icra yoluyla yapılacak satışlarda var olan kıymetlerin %40 ila %60’ı arasında değişmektedir. Buna göre davacının toplam aktif tutarının 9.597.884,8‬ TL’lik kısmı mevcut borçlarını karşılayabilecektir. Ancak bu tutardan kamu borçları iflas masası giderleri ve diğer giderler düşüldüğünde alacaklıların alacaklarına kavuşma oranı dahada düşecektir.. Konkordato projesi kapsamında faizsiz olan alacaklarının %100’lük kısmını vadelerin sonunda tahsil etmiş olacaklardır. Dolayısıyla her halükarda konkordato projesi kapsamında borçların tasfiye edilmesi, iflas tasfiyesine göre alacaklıların daha lehinedir. Yine ortalama iflas tasfiyesi süreci davacı potansiyelindeki bir şirket için en az beş yıl süreceğinden projedeki vade süresi de alacaklılar bakımından olumsuz sonuç doğurmayacaktır.
2- Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekir. Bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenirken mahkemece borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranla dikkate alınacağını takdir edilmelidir. Orantılı olma koşulu tespit edilirken borçlunun beklenen haklarının da mahkemece takdir edilerek hesaba katılması gerekecektir. Konkordatonun tasdiki için aranan bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğini de konkordato komiseri raporunda belirlemelidir. Elbette komiserin bu raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir. Mahkeme bu bilgileri eksik ya da yetersiz bulursa, komiserden ek rapor alabilir veya gerekli ise bilirkişi incelemesi yaptırabilir.Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekir. Bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenirken mahkemece borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranla dikkate alınacağını takdir edilmelidir. Orantılı olma koşulu tespit edilirken borçlunun beklenen haklarının da mahkemece takdir edilerek hesaba katılması gerekecektir. Konkordatonun tasdiki için aranan bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğini de konkordato komiseri raporunda belirlemelidir. Elbette komiserin bu raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir. Mahkeme bu bilgileri eksik ya da yetersiz bulursa, komiserden ek rapor alabilir veya gerekli ise bilirkişi incelemesi yaptırabilir.
Projenin tasdiki için en önemli şartlardan birisi de kaynaklarla orantılılık olgusudur. Davacı şirket endüstriyel mutfak malzemeleri imalat ve satışı ile ilgili olarak faaliyet göstermektedir. Burada öncelikle davacı şirket hem kaydi hemde rayiç değer bilançosuna göre borca batık olmadığını, aktif pasif farkının artı yönde 6.935.206,00 TL tutarında olduğunu belirtmekte yarar vardır.
Davacı şirketi satışlarının tamamının faturalı satışlar olduğu buna göre ortalama olarak %35 – 40 seviyesinde bir mal maliyeti ile faaliyetlerini sürdürdüğü , yaklaşık olarak %17 seviyesinde bir faaliyet giderleri oluştuğu, faaliyet karlılığının finansman giderleri öncesi %20 seviyelerinde gerçekleşebileceği belirlenmiştir.
Davacı şirketin başa baş satış maliyetinin (yani maliyeti karşılayan ve bundan sonraki satışlardan karlılık elde edilecek sınır) 7 milyon TL seviyesinde olduğu ve bu sebeple 7 milyon TL seviyesinin üzerinden yapacağı her 1 milyon TL satış diliminde 400,000 TL seviyesinde brüt karlılık elde edebileceği anlaşılmaktadır.
Davacı şirketin Yılda yaklaşık 350 komple mutfak üretimi, taahhüdü ve montajı yapabilme kapasiteleri olduğu belirtilmektedir. Tesisin çeşitli niteliklerde 50 adet makine ile üretim yapmakta ve işletmede günde tek vardiya ve yaklaşık 34 personelle yılda ortalama 280 gün üretim yapılabilmektedir.
Davacı şirket 2016 yılında 96 projede 9.198.964 TL, 2017 yılında 104 projede 8.206.124 TL, 2018 yılında 77 projede 9.360.216,45 TL, 2019 yılında 63 projede 3.824.973,31 TL, 2020 – 10.ay sonu itibarı ile 42 projede 4.344.445,60 TL satış rakamlarına ulaşmştır.
Davacı şirket ve diğer davacının mülkiyetinde olan gayrimenkullerin toplam değeri yapılan kıymet takdirlerine göre 15.985.415 TL tutarındadır. Karar tarihi itibariyle gayrimenkul değerleri fiyat yükselmelerinden dolayı belirlenen bu değerlerden daha yüksek seviyelerede ulaşmıştır.
Davacı şirketin 1,1 milyon TL tutarındaki SGK borçları ve 1,5 milyon TL tutarındaki vergi borçları yeni çıkan yasa kapsamında 18 taksite yeniden yapılandırılmıştır
Davacının şirketin satış hacminin 2020 yılı Kasım-Aralık için 3.826.385,47 TL, 2021 yılı 13.256.420,94 TL, 2022 yılı 20.404.330,85 TL, 2023 yılı 23.684.419,22 TL, 2024 yılı 22.400.614,17 TL, 2025 yılı 26.001.740,61 TL olması öngörülmektedir. Gelir tablosunun 2021 yılı 2.781.124 TL, 2022 yılı 4.234.610 TL, 2023 yılı 4.468.493 TL, 2024 yılı 3.314.127 TL, 2025 yılı 3.507.996 TL olması öngörülmektedir. Davacı şirketin nakit akış ve gelir tablosunun tüm alacaklılara teklif edilen koşullarda geri ödenmesinde sorun yaşanmayacağı sonucunu ortaya koymaktadır. Buna göre makul seviyedeki bir iş hacmi ile bile teklif edilen koşullarda borç yapısının geri ödenmesinde sorun yaşanmayacağı anlaşılmaktadır.
Ortalama olarak %25 seviyesinde brüt karlılıkla faaliyetlerini sürdüren şirketin, faaliyetlerinden gelir yaratma sorunu bulunmamaktadır. Ayrıca şirketin oranlarının sektör ile uyumlu olduğu belirlenmiştir.
Davacının aktif fazlası 6.935.206,00 TL olup (diğer davacı … …’ya ait taşınmazlar hariç tutularak hesaplama yapılmıştır) konkordatoya tabi borç tutarı 7.676.154,86 TL düzeyindedir. Ayrıca davacı işletme faaliyetinde gerek mühlet öncesi satış rakamları gerekse konkordato sonrası piyasanın çekingenliği ile pandemi etkilerine rağmen satış tutarları dikkate alındığında işletme faaliyetinden de karlılık yaratan ve gelir elde eden bir şirkettir. Elbetteki davacının aktif fazlasına neden olan malvarlıklarını öncelikli olarak paraya çevirmesi beklenmezse de işletme faaliyetinde gerçekleştirilecek satış rakamları ve elde edilecek gelir miktarındaki olası sapmalara ve olumsuzluklara karşılık bir güvence teşkil etmektedir.
Diğer yandan diğer davacı … … şirketin tek ortağıdır. Bu davacının şahsına ait taşınmazlarda gerektiğinde kullanılabilmesi imkan dahilindedir.
Bu sebeple Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu kabul edilmiştir.
3-Konkordato projesi İİK m. 302 de öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş olmalıdır. İİK’nın 302.’nci maddesinin 3. fıkrasına göre, kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır. Mahkeme bu oranları ve konkordatonun aranan çoğunlukla kabul edilip edilmediğini konkordato komiseri raporunu esas alarak belirleyecektir. Ancak mahkeme, komiserin raporu ile bağlı olmayıp, bu koşulu da kendiliğinden araştırmalıdır. Nitekim komiserin raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir.
Davacı şirket bakımından 12/11/2020 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında 50 alacaklı adına katılım sağlanmış, daha sonra iltihak süresi içerisinde katılım sağlanarak konkordatoya tabi toplam 108 alacaklıdan 66 alacaklı davacının projesine kabul oyu vermiştir. Toplantı sonucuna göre toplantı nisabına mesnet teşkil eden 7.676.154,86 TL alacak tutarının da 4.983.160,84 TL’lik kısmı ile proje kabul edilmiştir. Bu alacaklı sayısının %61,11’lık oranına alacak sayısının ise %63,34’lik oranına tekabül etmektedir. Yukarıda da ayrıntılı olarak izah edildiği üzere çekişmeli tutarlar toplantı nisabında dikkate alınmamıştır. Bu sebeple davacının alacaklılar toplantısında yasanın öngördüğü çoğunluğu sağladığı kabul edilmiştir.
Davacı … … yönünden ise 12/11/2020 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısına ve sonrasındaki yedi günlük iltihak süresinde katılım sağlanmamıştır. Davacı … … projesinin tasdiki için gerekli çoğunluğu sağlayamamıştır.
4- İİK’nın 206. maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklarının tam olarak ödenmemesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe, yeterli teminata bağlanmış olması gerekmektedir. İmtiyazlı alacaklıların alacaklarından açıkça vazgeçmesi halinde borçlunun teminat göstermesine gerek kalmayacaktır. Çekişmeli ve geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacaklıların oylamaya katılmaları halinde bunların teminat gösterip göstermeyeceği mahkeme tarafından karar verilecektir. Yeni düzenleme ile 206. maddenin ikinci ve üçüncü sırasındaki alacaklar imtiyazlı alacaklar olmaktan çıkarıldığından dolayı bu alacaklar için ayrıca teminat gösterilmesi gerekmemektedir. Teminat borçlu veya üçüncü bir kişi tarafından gösterilebilir ancak borçlunun gösterdiği teminat, diğer alacaklıların alacaklarını tahsili için projede yer alan taşınır veya taşınmaz mallardan biri olamaz.
Buradaki şartlar İİK’nun 206.maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacakların ve mühlet içerisinde komiserin izniyle akdedilmiş olan borçlulara ilişkin alacakların teminatlandırılması düzenlenmiştir. Bilindiği üzere mühlet sonrası borçlar konkordatoya tabi borçlar değildir. 206/1.maddede öngörülen borçlarda imtiyazlı alacak olup konkordatoya tabi değildir. İmtiyazlı alacaklılardan kasıt son bir yıl içerisinde tahakkuk eden işçilik alacaklarıdır. Bir yıllık sürenin hesaplanmasında geçici mühletin başlangıç tarihi baz alınmalıdır. Mahkememizin kabulüne göre de tahakkuk eden alacaktan kasıt ilama bağlanmış alacaklardır. Yasa koyucu burada imtiyazlı alacaklar ile mühlet içerisinde doğan alacaklıların alacağının teminatlandırılmasını yahut alacaklının teminat gösterilmesinden feragat edilmesi şartını aramıştır.
Davacının teminata bağlanması gereken borçları bulunmaktadır. Bu kapsamda davacının mühlet içerisinde şirketin 31/12/2020 tarihi itibariyle 258.642,00 TL tutarında borcu bulunmakta olup bu tutarın 160.091 TL’lik kısmından alacaklılar tarafından teminattan feragat beyanı verilmiştir. Kalan yaklaşık 100.000 TL tutar için teminat gösterilmesi gerekmiştir. Davacı taraf 100.000 TL teminatın davacı şirketin Şekerbankasında bulunan hesaplarındaki bu kadarlık kısmına teminat olarak göstermiştir. Davacının İİK 305.maddesinde düzenlenen bu şartı da gerçekleştirmiş olduğu kabul edilmiştir.
5- Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekmektedir. Bu giderler bilirkişi ücreti, tasdik kararının tebliği ve ilânı ile gerekli yerlere bildirilmesi için gereken tebliğ ve posta giderleri, dosya ve sair evrak giderleri, celse harçları gibi giderlerden oluşmaktadır. Yeni düzenleme ile birlikte, alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan tutar üzerinden binde 2.27 oranında harç alınmalıdır.
Projede bildirilen 7.676.154,86 TL olan konkordatoya tabi borcun mevcut harçlar tarifesi uyarınca binde 2,27 oranına göre alınması gereken tasdik harcı miktarı 17.424,88 TL olup tasdik kararından önce bu tutar davacı tarafça yatırılmıştır. Konkordato tasdiki için gereken yargılama gideri bakımından dosyada yatırılmış olan avans yeterli olduğundan davacı tarafça başkaca bir yargılama gideri yatırılmasına gerek duyulmamıştır.
İİK’nun 302 son maddesine göre komiser iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin tüm belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğini ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdii eder. İİK 304.madde uyarınca rapor ve dosyayı tevdii alan mahkeme konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her halde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olan duruşma günü 288.madde uyarınca ilan edilir. İtiraz edenler itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilana yazılır.Tasdik duruşması 07/12/2020 tarihinde yapılmıştır. Bu duruşmada karar verilemeyeceği anlaşıldığından ve kesin mühlete ilişkin tüm süreler dolduğundan İİK 304/2.maddesi uyarınca kesin mühletin sonrasındaki altı aylık yargılama süresinin uygulanmasına geçilmiştir.
Tasdik duruşmasına katılma hakkı itiraz eden alacaklılara verilmiş olup, tasdik istemine süresi içerisinde itiraz etmeyenlerin tasdik kararını istinaf etme hakkı bulunmadığı gibi toplantıda kabul oyu kullananların da tasdik kararını istinaf etme hakkı da bulunmamaktadır. Tasdik kararını istinaf etme hakkı toplantıda kabul oyu vermeyen ve tasdik istemine yasal süresi içerisinde itiraz eden alacaklılara tanınmıştır.(Öte yandan konkordatonun tasdiki kararları ancak toplantıda olumsuz oy kullanan ve tasdik duruşmasına kadar itirazlarını bildiren alacaklılar tarafından istinaf edilebilir (İİK m.308/a) Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2020/… – 2020/… )
Davacı … … alacaklılar toplantısında gerekli çoğunluğu sağlayamadığından bu davacı hakkında 07/12/2020 tarihli duruşmada tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Usul ekonomisi uyarınca bu davacının davası tefrik edilmek yerine bu davacının talebinin reddine ilişkin karar eldeki dava dosyası üzerinden verilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda açıklanan tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı şirketin konkordato projesinin tasdik şartlarının mevcut olduğu bu nedenle davacı şirketin projesinin tasdiki ile konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen asıl alacağa ilişkin borcunun ilk taksiti tasdik kararı verilmesinden itibaren 6 ay sonra başlanmak üzere toplam 4 yıl içerisinde 4 ayda bir taksit ödemeli olacak biçimde konkordatoya tabi borcun 1. Yıl %15’lik 2.Yıl %20’lik 3.Yıl %25’lik 4.Yıl %40’lık kısmının her adi alacaklının alacağı tutarın ödeme dönemi başına minimum 1.000,00 TL’den az olmamak üzere alacaklılara ödenmesine karar verilmiştir.
İİK’nun 306.maddesine göre ;Konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceği belirtilir. Kararda, tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli bir kayyım tayin edilebilir. Bu takdirde kayyım, borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir tasdik kararını veren mahkemeye rapor verir; alacaklılar bu raporu inceleyebilirler.
Davacının konkordato projesi alacaklıların ana para alacağından belirli bir oranda vazgeçmesine dayalı değildir. Proje ana para alacağının ödenmesi teklifi içerdiğinden bu alacağın faizli kısımları proje kapsamında taahhüt edilmemiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesinin ikinci fıkrasına göre “Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.”
Bu düzenlemeye göre projede yer alsın veya yer almasın anılan borçlar için konkordato hükümleri geçerli olacaktır. Zira bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olacağından bu nitelikteki borçlar da tasdik kararı kapsamındadır.
Rehinli alacaklılarla müzakere şartları ve yapılandırmanın hükümleri başlıklı 308/h maddesine göre; Adi konkordatoda borçlu, ön projede belirtmek suretiyle, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılmasını bu madde uyarınca talep eder.
Komiser, kesin mühlet içinde uygun göreceği zamanda bütün rehinli alacaklıları borçlunun anapara indirimi, faiz indirimi, vadelendirme veya diğer ödeme tekliflerini müzakere etmek üzere tebligat çıkartarak davet eder.
Müzakerede ve müzakereyi takip eden yedi günlük iltihak süresi içinde rehinli alacaklıların, alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunluğu ile bir anlaşma hasıl olursa, komiser, imzalanan anlaşmaları tutanağa bağlar ve rehinli alacaklılarla anlaşma yapıldığını 302 nci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli raporuna ayrı ve bağımsız bir başlık altında işler.
Borçlunun tekliflerinin alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunlukla kabul edilmesi hâlinde, borçlu ile anlaşamayan rehinli alacaklı, konkordato talep tarihinden itibaren, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranı uygulanmak suretiyle, diğer rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalardan en uzun vadelisine tabi olur. Bu husus ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılara borçlu tarafından yapılacak ödemelere ilişkin plan komiser tarafından tutanağa geçirilir ve komiserin 302 nci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli rapora da işlenir.
Rehinli alacaklılarla bir anlaşmaya varılamamışsa, bu husus da komiserin gerekçeli raporuna işlenir.
Mahkeme, rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmaları üçte iki oranına ulaşılıp ulaşılmadığı ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılar varsa bunlara uygulanacak ödeme planının bu maddede öngörülen şartlara uyup uymadığı bakımından kontrol ettikten sonra anlaşmaları ve ödeme planını, 305 inci ve 306 ncı maddeler uyarınca vereceği karara dahil eder.
Yapılan rehinli alacaklılar toplantısında oy kullanımı gerçekleşmediği görülmekle borçlunun tekliflerinin alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunlukla kabul edilmesi sonucunu doğuran bir oylama da yapılmadığı anlaşılmaktadır. Rehinli alacaklılarla ilgili yapılan anlaşmanın tasdiğe ilişkin hüküm fıkrasına dahil edilebilmesi için oylama yapılması ve ve üçte ikiyi aşan çoğunluğun kabul oyu vermesi zorunludur.
Rehinli alacaklılarla yapılan toplantıda borçlu şirketin tekliflerinin alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunlukla kabul edilmesi halinde yapılan anlaşmalar ve ödeme planını, 305 inci ve 306 ncı maddeler uyarınca verilecek karara dahil edilir.
Davacının rehinli alacaklı Halk bankası ile yaptığı protokol konkordato dışı anlaşma kapsamında değerlendirilmeli ve yalnızca protokolün tarafları arasında konkordato dışında dikkate alınarak taraflarca protokole hukuki sonuç ve anlam yüklenmesi gerekmektedir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı … … . ‘nın proje tasdik talebinin reddine,
Bu davacı hakkında daha önce verilen tedbirler kaldırıldığından kesin mühletin sonuçlarının da sona erdiğinin yine konkordato komiserinin görevinin de sona erdiğinin açıklanmasına,
Davacı……A.Ş. (…), (V….) talebinin kabulü ile projenin tasdikine,
Konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen asıl alacağa ilişkin borcunun ilk taksiti tasdik kararı verilmesinden itibaren 6 ay sonra başlanmak üzere toplam 4 yıl içerisinde 4 ayda bir taksit ödemeli olacak biçimde konkordatoya tabi borcun 1. Yıl %15’lik 2.Yıl %20’lik 3.Yıl %25’lik 4.Yıl %40’lık kısmının her adi alacaklının alacağı tutarın ödeme dönemi başına minimum 1.000,00 TL’den az olmamak üzere alacaklılara ödenmesine,
Konkordato Komiseri …’ın komiserlik görevinin sonlandırılmasına,
…’ın İİK 306/2.maddesi gereğince …. A.Ş. (Ticaret Sicil No:…), (Vergi Kimlik No:…) tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetimi sağlamak üzere atanmasına,
…’tan borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir rapor alınmasına,
…’a aylık 1.000,00 TL ücret takdiri ile bu giderin şirket kasasından ödenmesine,
Mahkememizce kesin mühletin İİK’da öngörülen sonuçlarının kendiliğinden sonlandığının açıklanması ile mahkememizce verilen tüm tedbir kararlarının kaldırılmasına,
Tasdik kararının ve … …’nın talebinin reddine ilişkin kararın İİK 288.maddesi uyarınca ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine,
Harçlar yasası gereğince alınması gereken 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair davacı vekili ile duruşmaya katılan feri müdahil vekillerinin yüzüne karşı davacı bakımından kararın tebliğinden itibaren, itiraz eden diğer alacaklılar yönünden ise kararın ilanından itibaren on gün içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/02/2021

İş bu kararın gerekçesi 16/02/2021 tarihinde yazılmıştır.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye ….
e-imzalıdır
Katip ….
e-imzalıdır