Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1411 E. 2020/596 K. 16.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1411
KARAR NO : 2020/596

BAŞKAN : ….
ÜYE : …….
ÜYE :….
KATİP : ….

DAVACI :….
VEKİLİ : Av…..

FERİ MÜDAHİL :….
….
….
…….
….
….
….
….
VEKİLİ : Av. ……..
FERİ MÜDAHİL : ….
VEKİLİ : Av. ….
FERİ MÜDAHİL :….
VEKİLİ : Av. ….
FERİ MÜDAHİL :….
VEKİLİ : Av. ….

FERİ MÜDAHİL :……..
VEKİLİ : Av. ….

FERİ MÜDAHİL : ….
….
….
VEKİLİ : Av………..

FERİ MÜDAHİL : ….
….
VEKİLİ : Av…..

FERİ MÜDAHİL : ….
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : ….
VEKİLİ : Av…..

FERİ MÜDAHİL : ….
FERİ MÜDAHİL : ….
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : ….
VEKİLİ : Av. ….

FERİ MÜDAHİL : ….
VEKİLİ : Av…..

FERİ MÜDAHİL :……..
VEKİLİ : Av…..

FERİ MÜDAHİL : ….
….
VEKİLİ : Av……….

FERİ MÜDAHİL : ………
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……
FERİ MÜDAHİL : ……….
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : …..
…..
…..

VEKİLİ : Av…..

FERİ MÜDAHİL …..
. …..
VEKİLİ : Av…..
FERİ MÜDAHİL …..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL : …..

VEKİLİ : Av. ……..
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av…..

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……….

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……….

FERİ MÜDAHİL : ……….
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……….

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……….

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av………

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av………

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : …..

…..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : …..

…..
VEKİLİ : Av…..

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL : …..

…..
VEKİLİ : Av………..
FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av………..
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av…….
FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av…….
FERİ MÜDAHİL …..
VEKİLİ : Av. …..

Av……

Av……

Av……….
FERİ MÜDAHİL :……….
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……
…..
FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL :…..

VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av…..

Av. …..

Av……
Av…..

Av…………….
FERİ MÜDAHİL : …..

VEKİLİ : Av…..
FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……..
FERİ MÜDAHİL : …..

Av……

Av………..
FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av………
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……….
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. ………
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……
FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……
FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. ……..
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. …..
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av………
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av………
FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av………..
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av………..
FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av. …..
Av. ……….
FERİ MÜDAHİL : ……….
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL : ……….
VEKİLİ : Av……
FERİ MÜDAHİL :………
VEKİLİ : Av……….
FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……….
FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av…….
FERİ MÜDAHİL :……….
VEKİLİ : Av. …..
FERİ MÜDAHİL : …..

……….
VEKİLİ : Av……….
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. ……….
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. ………
FERİ MÜDAHİL : …..
…..
…..
VEKİLİ : Av. ……..
FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av. ……
FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av….
FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av….
FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av….
FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av. …
FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av….
FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av……
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av…..
FERİ MÜDAHİL …..
VEKİLİ : Av. …..
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……….
FERİ MÜDAHİL :…..

…..
VEKİLİ : Av…..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av………….

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL : …..
…..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……….
FERİ MÜDAHİL :………
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av………..

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……….

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. …….

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av. ………

FERİ MÜDAHİL :………
VEKİLİ : Av……
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av…..

Av……
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. …..

Av. ……
FERİ MÜDAHİL : …..

VEKİLİ : Av. ……….
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av…..

Av…..
FERİ MÜDAHİL : ……….
VEKİLİ : Av……
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……….
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av………
FERİ MÜDAHİL : …..

VEKİLİ : Av……
FERİ MÜDAHİL : …..

VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : Y…..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : Z…..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL :…..
………….
…..
…..
…..

KONKORDATO
KOMİSERİ : ….. ….. – T.C. N:……….

DAVA : Konkordato
DAVA TARİHİ : 22/10/2018
KARAR TARİHİ : 16/10/2020
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde ; davacının borçlarını ödemekte güçlük yaşadığı gerekçesi ile 12/10/2018 tarihli konkordato ön projesini ve İİK 286.maddesinde gösterilen belgeleri eklemek suretiyle öncelikle geçici mühlet ve kesin mühlet ve sonrasında projenin tasdiki talep edilmiştir.
Davacı dava dilekçesine eklediği 12/10/2018 tarihli konkordato ön projesini kesin mühlet içerisinde 02/01/2019 tarihinde revize etmiş ve 122.718.248,25 TL olan konkordatoya tabi borcun faizsiz olacak biçimde borcun ilk taksidi 14/09/2021 tarihinden başlamak üzere 48 ayda eşit taksitler halinde garameten alacaklılara ödenmesi şeklinde değiştirmiştir.

DELİLLER ve GEREKÇE:
Davacı vekili dava dilekçesinde davacı şirket için konkordato talebinde bulunmuştur. Konkordato ön projesinde davacı kokordatonun mahkemece tasdikine ait kararın kesinleşmesini takip eden yılın sonundan itibaren başlayarak beş yılda aylık eşit taksitler halinde faizsiz olarak hiçbir iskonto talep edilmeden borç tutarının tamamının ödenmesini teklif etmiştir.
Adi konkordato, iflasa tabi olup olmadığına bakılmaksızın, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun borçlarını proje ile belirli bir vade veya indirim yoluyla yeniden yapılandırabilecekleri bir hukuki imkandır. Konkordato geçici mühleti başarıya ulaşma ihtimalinin olması durumunda borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir ve ilan edilir.
Konkordato, bir borçlunun teklif ettiği projenin İİK’da öngörülen nitelikli çoğunlukta alacaklıları tarafından kabul edilmesi ve asliye ticaret mahkemesince tasdik edilmesi sonucu, vadesi geldiği halde borçlarını ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçluya, vade verilmek veya indirim (tenzilat) yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilme teklifi doğrultusunda borçlarını yeniden yapılandırılmayı mümkün kılan bir hukuki müessesedir.
Konkordato hükümlerinden yararlanmak isteyen borçlu veya borçlunun iflasını isteyebilecek alacaklılardan biri, Asliye Ticaret Mahkemesine vereceği dilekçesine İİK m. 286’ da sayılan belgeleri de ekleyerek konkordato mühleti talebinin kabul edilmesi hususunda bir başvuru yapabilir.
Konkordato talebine eklenecek belgeler Madde 286 da sayılmıştır, bunlar aşağıda belirtilenlerdir;
a) Borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli malî kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren konkordato ön projesi.
b) Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler; borçlu defter tutmaya mecbur kişilerden ise Türk Ticaret Kanununa göre hazırlanan son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, hem işletmenin devam-lılığı esasına göre hem de aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilançolar, ticari defter-lerin açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin e-defter berat bilgileri, borçlunun malî durumunu açıklayıcı diğer bilgi ve belgeler, maddi ve maddi olmayan duran varlıklara ait olup defter değerlerini içeren listeler, tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgeler.
c) Alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste.
d) Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablo.
e) (Değişik:6/12/2018-7155/13 md.) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumun-ca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından Türkiye Denetim Standartlarına göre yapılacak denetim kapsamında hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporu ile dayanakları.
Mahkeme talep ile birlikte İİK m. 286’ daki belgelerin eksiksiz olduğunu tespit ettikten sonra borçluya derhal üç aylık geçici bir mühlet verir. Burada mahkemece yapılacak inceleme şekli bir inceleme olup talepte ve sunulan belgelerde bir eksiklik bulunmuyorsa borçluya derhal üç aylık geçici bir mühlet vermek gerekmektedir. Bu aşamada mahkemec üç aylık geçici mühlet kararı verilirken içerik ve sunulan bilgilerin sıhhati ve gerçekliğinin denetlenmesi mümkün değildir. Mahkeme geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi konkordato komiseri görevlendirilerek denetlenir (İİK m. 287/3). Verilen bu geçici mühlet, borçlunun veya komiserin talebiyle iki ay daha uzatılabilir (İİK m. 287/4). Komiser mühletin sonunda mahkemeye bir rapor sunar. Bu rapor neticesinde mahkeme konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğuna kanaat getirirse, borçluya bir yıllık kesin mühlet verir (İİK m. 289). Bu bir yıllık kesin mühlet, sürenin dolmasından önce komiser veya borçlunun talebiyle altı aya kadar daha uzatılabilmesi mümkündür. Mühlete ilişkin mahkemece verilen tüm kararlar kesin niteliktedir.
Davacının konkordato başvurusu ve başvuruya eklediği İİK m. 286 da sayılan belgelerin eksiksiz olduğu görüldüğünden davacı borçluya üç aylık geçici bir mühlet verilmiştir. Mühlet kararıyla birlikte İİK m. 287 uyarınca geçici mühlet kararı verirken borçlunun malvarlığının muhafazası amacıyla, borçlunun aktifini elden çıkarması veya azaltması gibi alacaklıların zarar görme ihtimalini doğuran durumları bertaraf etmek için 297. Maddenin ikinci fıkrasındaki haller de dâhil olmak üzere gerekli önlemlerin mahkemece resen alınması gerektiğinden buna yönelik tedbirler oluşturulmuştur. Ayrıca geçici mühlet kararıyla birlikte, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve önceden başlamış takipler durur (İİK m. 294/1). İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları da uygulanmaz ve bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ile hak düşüren süreler de işlemez. Bu hususta geçici mühlet kararıyla birlikte açıklanmıştır.İİK m. 294/2 ve 295’te bu yasağın istisnaları düzenlenmiştir. Buna göre mühlet devam ederken rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabileceği gibi, önceden başlatılan takibe de devam edilebilecektir (İİK m. 295). Ancak bu takiplerde muhafaza tedbirleri alınamayacak ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemeyecektir (İİKm. 295). Dolayısıyla konkordatoda, rehinli malın satışını engellemek için geçici mühlet ve akabinde kesin mühlet kararlarının alınması yeterli görülmüştür. İİK m. 294’ ün 206. maddeye yapmış olduğu atıfla işçi ve nafaka alacaklarının da takip yasağına dâhil değildir. Ancak HMK tedbir yoluyla bu yönüyle de tedbir kararı oluşturulabilecektir.
İİK m. 289/3 gereği, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde, borçluya bir yıllık kesin mühlet süresi verilir hükmü uyarınca geçici mühlet içerisinde yapılan incelemeler ve konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı denetlenmiştir. Mahkememizce, komiser raporu ve alacaklıların da itirazları değerlendirilmiş, borçlunun teklif etmiş olduğu konkordato şartlarına göre borçlarını ödeme ihtimalinin olduğu ve teklif edilen konkordatonun borçlunun ödeme kabiliyetine tekrar kavuşma amacına hizmet ettiği yolunda kanaatine ulaşılmıştır ve borçluya kesin mühlet verilmiştir.
Kesin mühletin ilanından sonra, İİK m. 299’a göre konkordato komiseri tarafından yapılacak ilanla alacaklıların alacaklarını bildirmesi istenir ve komiser bildirilen alacakların kayıtlarını yapar. İlanın yapılması ve bunun üzerine alacaklıların alacaklarını bildirmesi konkordato projesinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamaktadır; alacaklılar toplantısı için karar yeter sayısının sağlanabilmesi, borçlunun malvarlığı ile sorumlu olduğu pasif kapsamının belirlenebilmesi ve akabinde konkordato projesinin tasdik edilebilmesi için mutlak surette alacaklıların desteğinin sağlanabilmesi gerekir. Bunun dışında borçlunun bilançosunda veya alacaklılar listesinde kaydı yer almayan alacaklının konkordato projesi kapsamında yer alabilmesi için alacağını komisere bildirmesi gerekmektedir
Borçlunun bilançosunda kayıtlı alacaklıların ilan tarihinden itibaren alacaklarını bildirme zorunluluğu bulunmamaktadır (m. 299). Bu şekilde, bilançoda yeralan alacaklar ve ilan yoluyla bildirilen alacaklar olmak üzere alacaklılar iki bölüm oluşturmaktadır.
Alacaklılar, komiser tarafından yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde alacaklarını bildirmeye davet olunur ve komiserin bu ilanı (m. 299), İİK m. 288’deki usule uygun şekilde yaptırması gerekecektir. Buradaki ilan komiser tarafından yaptırılır ve mahkemece yaptırılan geçici veya kesin mühletin ilan edilmesinden farklı olup ilan mahkemece yapılmaz. İlanın mahkemece kesin mühlet kararının verilmesinden sonraki zaman diliminde komiser tarafından yapılması gerekir.
Buna göre komiser tarafından davacı borçlu için alacaklılara ilân tarihinden itibaren onbeş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet için gerekli ilanlar yapılmış ve ilanda, alacak bildiriminin yapılacağı adresin ve hangi zaman içinde yapılabileceği, alacağını süresinde bildirmeyen alacaklıların, alacaklarının borçlunun bilançosunda da kayıtlı olmaması durumunda, kanun maddesinde belirtilen konkordato müzakerelerine alınmayacağı hatırlatılmıştır. Buradaki onbeş günlük süre içerisinde alacağın komisere bildirilmesi yükümlülüğü, borçlunun bilançosunda göstermiş olduğu alacaklar veya borçlunun konkordato projesinde göstermiş olduğu listede yeralan alacaklar hakkında geçerli değildir. Alacaklar bildirildiğinde komiser, borçlunun ticari defterlerini, bilançolarını ve beyanlarını dikkate alarak, alacakların gerçek olup olmadığı hakkında gerekli incelemeleri yapar ve İİK m. 302’e göre alacaklılar toplantısına sunacağı raporu hazırlayarak, alacaklıların bilgisine sunar. Dolayısıyla, alacak bildirimine ilişkin deliller ile birlikte alacaklının, komiseri ve mahkemeye alacağın varlığı konusunda ikna etmesi gerekir. Ayrıca, bu belgeler ile diğer alacaklıların da ikna edilebilmesi gerekir; çünkü, diğer alacaklılar, ancak bu delillerin yardımıyla bir alacağın muvazaalı olup olmadığına kanaat getirebilecektirler. Şayet bilançoda bulunmayan alacaklar yahut alacaklı olarak bulunupta bilanço da yer alan alacaklar ile alacaklı tarafından bildirilen alacak arasında farklılık varsa ve borçlu bildirilen bu alacağı kabul etmezse bu alacak çekişmeli alacak statüsüne girdiğinden oylamada bu çekişmeli kısım nazara alınmayacaktır. Ancak alacağı hiç bildirilmeyen yahut düşük bildirildiğini düşünen bu alacaklının İİK uyarınca çekişmeli alacak yönünden dava açma hakkı saklıdır.
Vakıfbank dava dosyasına kendisinin davacı borçludan 2.731.739,81 TL tutarında alacaklı olduğunu bildirmiş, davacı borçlu tarafından ise bu alacaklının alacağı 2.372.938,00 TL tutarında dava dosyasına bilançolarında bildirilmiştir. Kalan miktar çekişmeli alacak düzeyindedir. İİK’nun 302.maddesinin 4.fıkrasına göre ;”çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.”
Buradaki hükümden çekişmeli olan alacakların tamamı hakkında bir alacak yargılaması yapar gibi mahkemenin belirleme yapma yükümlülüğü bulunduğu sonucu çıkarılmamalıdır. Böyle bir durumda itirazlı alacaklıların araştırılması yoluna gidilecek olursa konkordatoya ilişkin sürelerin yasada sınırlı olarak belirlenmiş olması ve çoğu kez alacaklılar toplantısının kesin mühlete yakın olan bir süreçte tamamlanabiliyor oluşu da dikkate alındığında alacaklılar hakkında yargılama yapar gibi araştırma yapmak sağlıklı bir çözüm olmayıp sürecin tıkanmasına dahi yol açacaktır. Nitekim yasa koyucu 302.maddenin 4.fıkrasında mahkemece karar verilebileceğini açıklamıştır. Dosya üzerinden basit bir belirlemeyle karar verilebilir olan çekişmeli alacaklarla ilgili mahkemece karar verilebilirse de çoğu kez banka kredisinden kaynaklanan itirazın iptali ve menfi tespit davalarında alacağın miktarının net bir biçimde belirlenebilmesi yıllar süren yargılamalara konu olmaktadır. Bu bağlamda konkordato süreci içerisinde böyle bir araştırma yapılması mümkün değildir. Zira davacı borçlu tarafından bildirilen banka alacağı 2.372.938,00 TL tutarında olup itiraz eden Vakıf Bank’ın bildirmiş olduğu alacak 2.731.739,81 TL tutarındadır. Aradaki çekişmeli kısma ilişkin bankanın İİK 302/4 maddesi uyarınca dava açma hakkı da yasa gereği saklıdır . Kanaatimizce konkordato yargılaması yapan mahkemenin çekişmeli alacaklarla ilgili karar verebileceği haller doğrudan dosya üzerinden sunalan belgelere göre belirlenebilecek hallerle sınırlı olarak uygulanabilecek hallerdir. Bu nedenle Vakıf Bank’ın çekişmeli kalan kısmın da alacak olarak oylamaya dahil edilmesine yönelik karar verilmesi istemi yerinde görülmemiştir.
Konkordato komiserinin yapmış olduğu ilan ile bildirilmesi gereken alacaklar, konkordatoya tabi alacaklar, yani konkordato borçlusuna karşı konkordato talebinin yapılmasından önce doğmuş olan alacaklardır (m. 308/c-2). Bu alacaklara kısaca konkordatoya tabi alacaklar veya
konkordato alacakları denebilir. Buna göre, ilan ile komisere bildirilmesi gereken alacaklar, konkordato mühletinin verilmesinden önce doğmuş olan alacaklar olup, alacak bildiriminde bulunulurken konkordato geçici mühletinin verildiği andaki tutarı esas alınmalıdır. Ancak burada şu da belirtilmelidir ki, İİK m.294/III uyarınca konkordato projesinde aksine bir hüküm yer almadıkça, rehinle temin edilmiş alacaklar hariç, konkordatoya tabi borçlar için, ancak konkordato kesin mühletinin mahkemece oluşturulduğu tarihe kadar faiz işletilmesi söz konusu olabilecektir. Ancak burada kesin mühletinin mahkemece oluşturulduğu tarihe kadar işleyen faiz oylama nisabında dikkate alınacak alacak miktarının belirlenmesine ilişkindir. Yoksa tasdiki istenen konkordato projesinde gösterilen konkordatoya tabi alacak değildir. Mahkememizin 03/12/2019 tarihli ara kararı da bu ayırımı yapmaya yöneliktir. Fakat her iki halde de alacaklı çoğunluğunun sağlanması bakımından somut uyuşmazlıkta etkili olacak bir durum yoktur. Davacının toplantı nisabında alacaklı çoğunluğu olarak proje alacaklı sayısının 189’u ve 86.462.254,28 TL’lik kısmıyla kabul edilmiştir. Asgari tutar birinci seçeneğe göre 168 alacaklı sayısı ve 62.813.702,61 TL alacak, ikinci seçeneğe göre 84 alacaklı sayısı ve 83.751.603,47 TL alacak miktarıyla çoğunluk sağlanacaktır. Davacı alacak miktarı bakımından 86.462.254,28 TL’lik kısımla oylamada kabul kararı verildiğinden geçici mühletten kesin mühlete karar verildiği tarihe kadar işleyen faizler nazara alınsa da alınmasa da alacaklı çoğunluğu sağlanmıştır. Bu durumun sonuca bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca konkordato projesinde teklif edilen ve alacaklılar tarafından kabul edilen tutar faizsiz ana para borcu olan 122.718.248,25 TL olduğu için geçici mühletten kesin mühlete kadar işleyen faiz alacakları konkordatoda hüküm altına alınması gereken alacak miktarına dahil değildir. Zira davacı borçlu ve kabul oyu veren alacaklıların ortak iradesi faizsiz 122.718.248,25 TL konkordato borcuna projede öngörülen taksitlerle ödenmesine ilişkindir.
Kesin mühletin borçlu bakımından sonuçları İİK 297.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre borçlu komiserin nezaret altında işlerine devam edebilir. Ancak mühlet kararı verilirken mahkemece bazı işlemlerin geçerli olarak ancak komiserin izniyle yapılmasına karar verilebilir. Borçlu mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil olamaz, taşınmaz ve işletmenin devam ve tesisatını kısmen dahi olsa devredemez. Aksi halde yapılan işlemler hükümsüzdür. Mahkeme bu işlemler hakkında karar vermeden önce komiseri ve oluşturulmasına karar verilmiş ise alacaklılar kurulunun görüşünü alması zorunludur. Borçlu bu hükme yahut komiserin ihtarına aykırı davranırsa borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisi kaldırılabilir. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere borçlu işletme faaliyetine devam edecektir. Tasarruf yetkisi halen devam etmektedir. Fakat bazı işlemlerin yapılması komiser nezaretine bazı önemli işlemlerin yapılması da mahkeme iznine tabi tutulmuştur. Mahkeme izniyle gerekli görüldüğü takdirde projenin başarıya ulaşmasını sağlamak için taşınmaz ve teçhizatların devri için izin verilebilir. Uygulamada özellikle bankalarla konkordato süresi içerisinde borçlunun müzakereleri devam edebilmektedir. Çoğunlukla piyasa alacaklılarıyla uzlaşma sağlamada problem yaşamayan borçlunun kurumsal kimliği bulunması gerekçesiyle bankalarla uzlaşı sağlaması önemlidir. Bu sebeple süreç içerisinde borçlunun bankalarla protokol yapabilmesine olanak tanınmalıdır. Bu kapsamda davacı da süreç içerisinde bir kısım bankalarla protokoller yapmıştır.
Komiser aracılığı ile konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra, ilanla konkordato projesini müzakere etmek üzere alacaklılar toplantıya davet edilmiş, ilânın birer sureti adresi alacaklılara posta ile gönderilmiş, toplantı günü ilandan en az on beş gün sonra yapılmıştır .
Alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmayacak kişiler aşağıdaki gibidir :
-206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların (işçi ve nafaka) alacaklıları
-Borçlunun eşi ve çocuğu,
-Borçlunun kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi.
-Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, (298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılacaktır)
Rehinle temin edilmiş alacaklar için rehinli malların kıymet takdiri bilirkişi marifetiyle tespit olunmuş ve bunlara ilişkin kıymet takdir raporları rehinli alacaklılar … Bursa OSB Şubesi, ….. Bank A.Ş Genel Müdürlüğü, ….. Bursa Şube Müdürlüğü, ….. ….. Bursa OSB Şube Müdürlüğü, ….. ….. A.Ş Bursa OSB Şube Müdürlüğü, ….. ….. A.Ş Beşevler Sanayi Bursa Girişimci Şube Müdürlüğüne tebliğ edilmiştir. Kıymet takdirine ilişkin bilirkişi belirlemelere mahkememizce yerinde bulunmuştur.
Davacı alacaklılar toplantısı öncesinde ve kesin mühlet içerisinde 12/10/2018 tarihli konkordato ön projesini 02/01/2019 tarihinde revize etmiş ve 122.718.248,25 TL olan konkordatoya tabi borcun faizsiz olacak biçimde borcun ilk taksidi 14/09/2021 tarihinden başlamak üzere 48 ayda eşit taksitler halinde garameten alacaklılara ödenmesi şeklinde değiştirmiştir.
07/08/2020 tarihinde alacaklılar toplantısı yapılmış, toplantıda 71 alacaklı hazır bulunmuş, katılanların 32’sinin evet 27’sinin ise projeye hayır oyu kullandığı toplantı tutanağından anlaşılmıştır. Toplantı tarihinden sonraki yedi günlük iltihak süresi içerisinde toplam 150 adet alacaklı tarafından iltihak gerçekleştirilmiş, proje alacaklı sayısının 189’u ve 86.462.254,28 TL’lik kısmıyla kabul edilmiştir.
Toplantı sonrası oylamaya ilişkin iltihak süresi beklenmiş ve komiser tarafından oylama sonucunda projenin tasdiki hususuyla ilgili olarak gerekçeli rapor hazırlanmıştır. Rapor mahkememize ibraz edildikten sonra kesin mühlet içerisinde konkordato projesi tasdik kararı hakkında bir karar verebilmek için bir duruşma günü belirlenerek İİK 304. Maddesi uyarınca duruşma günü ilan edilmiş, itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri ihtar edilmiştir.
Konkordatonun tasdiki için gerekli koşullar İİK’nın 305. maddesinde sayılmıştır. Bunları beş maddede sıraladığımızda şartlar şu şekildedir:
1- Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması gerekmektedir.. Söz konusu bu hükmün amacı konkordato projesini kabul etmeyen, ancak Kanunda öngörülen nisapla konkordato projesinin alacaklılar tarafından kabul edilmesi halinde, azınlıkta kalana alacaklıların korunması bakımından önemlidir.
Davacının 30/06/2020 tarihli rayiç bedelli bilançosuna göre belirlenen toplam aktif tutarı 147.627.104,41 TL’dir. Somut uygulamalar nazara alındığında iflas tasfiyesi halinde paraya çevirme sırasında cebri icra yoluyla yapılacak satışlarda var olan kıymetlerin %40 ila %60’ı arasında ve ortalama %50 oranında bir değerle paraya çevrileceği dikkate alındığında davacının toplam aktif tutarının 73.713.552,20 TL olarak belirleneceği ve bu durumda imtiyazlı alacaklar ödendikten sonra geriye kalan muhtemel tutarın toplam adi borçlara oranı %40 olacaktır. Sonuç olarak iflas tasfiyesi halinde alacaklılar alacaklarının %40’lık kısmını alabilecekken konkordato projesi kapsamında faizsiz olan alacaklarının %100’lük kısmını vadelerin sonunda tahsil etmiş olacaklardır. Dolayısıyla her halükarda konkordato projesi kapsamında borçların tasfiye edilmesi, iflas tasfiyesine göre alacaklıların daha lehinedir. Yine ortalama iflas tasfiyesi süreci davacı potansiyelindeki bir şirket için en az beş yıl süreceğinden projedeki vade süresi de alacaklılar bakımından daha lehedir.
2- Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekir. Bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenirken mahkemece borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranla dikkate alınacağını takdir edilmelidir. Orantılı olma koşulu tespit edilirken borçlunun beklenen haklarının da mahkemece takdir edilerek hesaba katılması gerekecektir. Konkordatonun tasdiki için aranan bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğini de konkordato komiseri raporunda belirlemelidir. Elbette komiserin bu raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir. Mahkeme bu bilgileri eksik ya da yetersiz bulursa, komiserden ek rapor alabilir veya gerekli ise bilirkişi incelemesi yaptırabilir.Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekir. Bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenirken mahkemece borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranla dikkate alınacağını takdir edilmelidir. Orantılı olma koşulu tespit edilirken borçlunun beklenen haklarının da mahkemece takdir edilerek hesaba katılması gerekecektir. Konkordatonun tasdiki için aranan bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğini de konkordato komiseri raporunda belirlemelidir. Elbette komiserin bu raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir. Mahkeme bu bilgileri eksik ya da yetersiz bulursa, komiserden ek rapor alabilir veya gerekli ise bilirkişi incelemesi yaptırabilir.
Bilirkişinin alacaklılar toplantısı sonrası hazırladığı gerekçeli raporda bir kısım açıklamaya muhtaç hususlar bulunduğundan ve özellikle kaynaklarla orantılılık durumunun yeterli açıklayıcılıkta olmasını sağlamak bakımından ilk yapılan tasdik duruşmasındaki ara kararla raporda eksik görülen hususlar tamamlattırılmıştır. Projenin tasdiki için en önemli şartlardan birisi de kaynaklarla orantılılık olgusudur. Her ne kadar rayiç değer blançosuna göre hali hazırda şirket bir miktar borca batık görünse de davacının durumunun yalnızca bu hususla sınırlı tutarak yargılamak ve bir değerlendirmeye varmak doğru sonuca ulaştırmayacaktır. Davacı büyük bir işletme potansiyeline sahiptir. Hali hazırda 137 çalışan sayısıyla faaliyet göstermektedir. Konkordatoya başvuru tarihin de davacının personel sayısı 966 iken süreç içerisinde hali hazırda 137 çalışanla faaliyetine devam etmektedir. Faaliyetini de bu sayıyla yürütebilmektedir. İşçi sayısının bu miktarda düşülmüş olması negatif gibi görünse de işletme faaliyetine bu sayıyla devam edebilecek bir şirketin sayıyı düşürmesi işletme giderlerinin azalmasına neden olacağından pozitif bir durumda yaratacaktır. Burada davacının projelerinin tamamının yurt dışı kaynaklı olduğu yurt dışı projelerinde taşeron çalışanlarla iş birliği yapılarak taşeron çalışanlarda projenin bulunduğu ülke yerelinden istihdam edilerek işletme faaliyetine devam edildiği de gözden kaçırılmamalıdır. Davacının halen devam etmekte olan Katar, Suudi Arabistan, Cidde, Abu Dhabi, Paris, Riyat, Doha, Dubai ve Juba’da devam etmekte olan projeleri bulunmakta olup bu projelerden bazıları kısmen bazıları büyük oranda tamamlanmıştır. Projelerin tamamının tutarı 53.948.527,97 USD olup bu projelerin devamında tamamlanma süreci içerisinde ödenmesi beklenen kalan tutar 40.325.425,83 USD’dir. Güncel kur üzerinden karşılığı ise 300 milyon TL’nin üzerinde bir tutara tekabül etmektedir. Yine bu projelerin davacının işletme potansiyeline göre yaklaşık bir buçuk yıl içerisinde tamamlanması beklenmektedir. Buradan elde edilecek gelir davacının konkordatoya tabi olan borçları rehinle temin edilmiş ve kamu kurumlarına olan konkordato dışı tüm borçlarını tasfiye edebilecek imkana sahiptir. Davacının bu projeleri tamamlayıp tamamlayamayacağı işletme potansiyeli ile ilgilidir. Her ne kadar bu husus subjektif bir kriter olsa da davacının bu projelerde bundan önceki dönemde gerçekleştirdiği tamamlanma oranları bu hususta somut ve nesnel bir kriteri ortaya koymaktadır. Rapor içeriklerinden de anlaşılacağı üzere bir kısım projelerin tamamlanma oranı %26 ila %95 oranında değişmektedir. Bu veriler mahkememizde davacının mevcut yapısı itibariyle sözleşmelerde taahhüt ettiği projeleri tamamlayabileceği ve ayrıca bir buçuk yıllık süre içerisinde tamamlanma öngörüsü olan bu işlerden 300 milyon TL üzerinde kaynak yaratacağı somut bir biçimde ortadadır. Diğer yönüyle davacının toplam aktif tutarı 147.627.104,41 TL’dir. Elbetteki işletmeler duran varlıklarını satarak borç tasfiye etmeyi planlamamalıdır. Böyle bir durumda ticari işletmeyi işletmek mümkün olmayacaktır. Ancak işletmeden ve projelerden elde edilen gelirlerle borç tasfiye edilirken süreç içerisinde olası yaşanabilecek aksaklıklar için davacının durun varlıkları ve toplam aktifleri bu aksaklıkları giderme konusunda somut bir biçimde kaynak sağlayacaktır. Bu bakımdan da davacının projedeki taahhüt ettiği vadelerde ödemeleri gerçekleştirebilmesi mevcut kaynaklarıyla orantılı görülmüştür.
3- Konkordato projesi İİK m. 302 de öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş olmalıdır. İİK’nın 302.’nci maddesinin 3. fıkrasına göre, kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır. Mahkeme bu oranları ve konkordatonun aranan çoğunlukla kabul edilip edilmediğini konkordato komiseri raporunu esas alarak belirleyecektir. Ancak mahkeme, komiserin raporu ile bağlı olmayıp, bu koşulu da kendiliğinden araştırmalıdır. Nitekim komiserin raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir.
Alacaklılar toplantısı ve buna ilişkin tutanaklar ile yedi günlük iltihak süresinde katılan ve olumlu oy veren alacaklı ve alacak çoğunluğu dikkate alındığında davacının projesi alacaklı sayısının 189’u ve toplam alacakların 86.462.254,28 TL’lik kısmıyla kabul edilmiştir. İİK’nun 302. maddesi uyarınca kabul ve red nisapları toplatıda hazır bulunanların oyları ve 7 günlük iltihak süresi içerisinde reylerini beyan edenlerin oylarına göre kabul ve red nisabı belirlenecektir. 302. maddenin 6. Maddesi amir hükmü uyarınca oylamaya iltihak yoluyla katılım mümkündür. Zira herhangi bir nedenden dolayı toplantıya katılamayan alacaklı bulunabileceğini gözeten kanun koyucu alacaklının 7 gün içerisinde oyunu kullanabilmesine olanak vermiş olup iltihak suretiyle reylerini beyan eden alacaklıların beyanları da dikkate alınarak kabul ve red nisabı belirlenmesi yasal bir zorunluluktur. Bu yüksek kabul oranı da davacının projeyi gerçekleştirebileceğine alacaklıların var olan inancını ve yukarıda ikinci şart kapsamında açıklanan davacının işletme potansiyeline göre kaynaklarla orantılılık olgusunun alacaklılar tarafından da benimsendiğini ortaya koymaktadır.
Davacının toplantı nisabında alacaklı çoğunluğu olarak proje alacaklı sayısının 189’u ve 86.462.254,28 TL’lik kısmıyla kabul edilmiştir. Asgari tutar birinci seçeneği göre 168 alacaklı sayısı ve 62.813.702,61 TL, ikinci seçeneğe göre 84’ü alacaklı sayısı ve 83.751.603,47 TL alacak miktarıyla çoğunluk sağlanacaktır. Yukarıda da belirtildiği üzere Davacı alacak miktarı bakımından 86.462.254,28 TL’lik kısımla oylamada kabul kararı verildiğinden geçici mühletten kesin mühlete karar verildiği tarihe kadar işleyen faizler nazara alınsa da alınmasa da alacaklı çoğunluğu sağlanmıştır. Bu durumun sonuca bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
4- İİK’nın 206. maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklarının tam olarak ödenmemesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe, yeterli teminata bağlanmış olması gerekmektedir. İmtiyazlı alacaklıların alacaklarından açıkça vazgeçmesi halinde borçlunun teminat göstermesine gerek kalmayacaktır. Çekişmeli ve geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacaklıların oylamaya katılmaları halinde bunların teminat gösterip göstermeyeceği mahkeme tarafından karar verilecektir. Yeni düzenleme ile 206. maddenin ikinci ve üçüncü sırasındaki alacaklar imtiyazlı alacaklar olmaktan çıkarıldığından dolayı bu alacaklar için ayrıca teminat gösterilmesi gerekmemektedir. Teminat borçlu veya üçüncü bir kişi tarafından gösterilebilir ancak borçlunun gösterdiği teminat, diğer alacaklıların alacaklarını tahsili için projede yer alan taşınır veya taşınmaz mallardan biri olamaz.
Buradaki şartlar İİK’nun 206.maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacakların ve mühlet içerisinde komiserin izniyle akdedilmiş olan borçlulara ilişkin alacakların teminatlandırılması düzenlenmiştir. Bilindiği üzere mühlet sonrası borçlar konkordatoya tabi borçlar değildir. 206/1.maddede öngörülen borçlarda imtiyazlı alacak olup konkordatoya tabi değildir. Yasa koyucu burada bu alacaklıların alacağının teminatlandırılmasını yahut alacaklı teminat gösterilmesinden feragat edilmesi şartını aramıştır.
Davacının işçilerine olan 206/1.maddesine göre imtiyazlı olan borçları bulunmaktadır. Bu borçlar davacı ve dava dışı işçiler arasında protokole bağlanmıştır. Protokole tabi olan toplam borç tutarı 992.843,17 TL’dir. Bu tutarın tasdik kararının verildiği tarih itibariyle 656.230,20 TL’lik kısmı ödenmiş, kalan tutar için tasdik kararı itibariyle henüz vadeler gelmemiş olup davacının teminatlandırılması yahut teminattan feragat edilmesini gerektiren bir borcunun karar tarihi itibariyle bulunmadığı anlaşılmıştır.
5- Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekmektedir. Bu giderler bilirkişi ücreti, tasdik kararının tebliği ve ilânı ile gerekli yerlere bildirilmesi için gereken tebliğ ve posta giderleri, dosya ve sair evrak giderleri, celse harçları gibi giderlerden oluşmaktadır. Yeni düzenleme ile birlikte, alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan tutar üzerinden binde 2.27 oranında harç alınmalıdır.
122.718.248,25 TL olan konkordatoya tabi borcun mevcut harçlar tarifesi uyarınca binde 2,27 oranına göre alınması gereken tasdik harcı miktarı 278.570,04 TL olup tasdik kararından önce bu tutar davacı tarafça yatırılmıştır. Konkordato tasdiki için gereken yargılama gideri bakımından dosyada yatırılmış olan avans yeterli olduğundan davacı tarafça başkaca bir yargılama gideri yatırılmasına gerek duyulmamıştır.
İİK’nun 302 son maddesine göre komiser iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin tüm belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğini ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdii eder. İİK 304.madde uyarınca rapor ve dosyayı tevdii alan mahkeme konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her halde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olan duruşma günü 288.madde uyarınca ilan edilir. İtiraz edenler itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilana yazılır. Buradaki hükümlerden de anlaşılacağı üzere alacaklılar toplantısı sonrası komiser raporunun taraflara tebliği hüküm altına alınmamıştır. Yasa koyucu burada bilinçli bir şekilde susarak bu hususu hüküm altına almamıştır. Zira herhangi bir raporun tebliğ edilmesi gerektiği durumda yasa koyucu özel olarak bu hususu muhattabı bakımından düzenleme altına almıştır. Örneğin İİK 298.maddesinin 2.fıkrası uyarınca kıymet takdiri yapılan rehinli malların kıymet takdir raporları yazılı olarak rehinli alacaklılara ve borçluya bildirilir. İİK 301.maddesine göre alacaklılar ilanla toplantıya davet edilir. Toplantı gününe ilişkin ilanın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir. İİK 299.maddesine göre alacaklıların alacaklarına bildirmeye davet komiser tarafından ilan edilir. Ayrıca ilanın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir. Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere doğrudan muhattabın haklarına etkili olan durumları yasa koyucu düzenleme altına alarak ilan dışında tebligat yapılmasını kararlaştırmıştır. Konkordato yargılaması basit usule tabi olan davalardır. Hasımsız olarak açılır. Ancak alacaklılar feri müdahale yoluyla müdahil olabilirler. İtiraz eden alacaklılar tasdik kararını istinaf edebilirler. Konkordato davası davacısı ve davalısı olan bir dava değildir. Alınan bilirkişi raporunun yahut muhattaba yapılacak tebligatın hangi durumlarda tebliğe çıkarılacağı düzenleme altına alınmıştır. Bunun haricinde duruşmaya davet dahi alacaklılara tebligat yoluyla değil ilan yoluyla yapılmaktadır. Gerekçeli kararlara karşı yasa yoluna başvuru süresi dahi davacıya tebliğden başlayıp itiraz eden alacaklılar bakımından yasa yoluna müracaat hakkı tebliğ değil kısa kararın ilan tarihinden itibaren başlar. Bu sebeple alacaklılar toplantısı sonrası komiser raporunun her bir alacaklıya ayrı ayrı tebliğine gerek bulunmamaktadır ki sınırlı sürelerle yapılan konkordato yargılaması bakımından yasa koyucu bunu öngörerek tebligat yapılması gereken halleri yasal düzenlemeler altına alırken bunu alacaklılara tebligat yapılması gereken haller içerisine almamıştır.
Yapılan yargılama sonucunda açıklanan tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının konkordato projesinin tasdik şartlarının mevcut olduğu, özellikle iflas halinde alacaklıların eline geçebilecek alacak tutarları dikkate alındığında davacının iflas etmek yerine işletme faaliyetine devam etmesinin hem davacı hem alacaklılar hemde ülke ekonomisine istihdam yaratan davacı potansiyelindeki bir şirket için ülke ekonomisi yararına da olduğu kabul edilmiştir. Davacının konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen 122.718.248,25 TL asıl alacağa ilişkin borcunun ilk taksiti 14/09/2021 tarihinden başlamak üzere 48 ayda eşit taksitler halinde garameten alacaklılara ödenmesine ilişkin projenin tasdikine karar vermek gerekmiştir.
Davacının halen rehinli olan borçları bulunmaktadır. İİK’nun 308/c maddesi uyarınca konkordato tasdik kararıyla bağlayıcı hale geleceğinden bu takdirde mühletin etkileri de istisnalar saklı kalmak üzere konkordatonun bağlayıcı hale geldiği tarihe kadar devam edeceğinden tasdik kararıyla birlikte davacı bakımından mühletin etkileri ortadan kalkacaktır ve dolayısıyla rehinli malların muhafaza ve satış işlemlerinin yapılmasının önlenmesine ilişkin mühlet etkisi ortadan kalkacaktır. İİK’nun 307.maddesi rehinli malların muhafaza altına alınması ve paraya çevrilmesinin tasdik kararından sonra bir yıl süreyle ertelenebileceğini hüküm altına almıştır. Davacı taraf rehinli malların satışının ve muhafaza altına alınmasının ertelenmesini talep ettiğinden buna ilişkin koşulların bulunup bulunmadığı denetlenmelidir.
Rehinli Malların Satışının ertelenmesi koşulları İİK nın 307/1 de sayılmıştır;
-Alacak, konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır,
-Alacağın konkordato talep tarihine kadar ödenmemiş faizi bulunmamalıdır,
-Borçlu rehinli malın işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevirilmesi halinde ekonomik varlığının tehlikeye düşecek olduğunu ispat etmiş olmalıdır.
Yasa koyucu burada erteleme kararı için şartları net bir biçimde ortaya koymuştur. İlk iki şart borcun niteliğine ve mevcut durumuna ilişkin şartlar olup diğer önemli şart rehinli malın işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğu olgusudur. Burada işletmenin faaliyeti bakımından rehinli mallar satıldığı takdirde faaliyetin zarara uğraması ve projenin taahhüt edilen vadelerde ödeme gerçekleştirilerek başarıya ulaşılmasının önüne geçilmek istenmiştir. Konkordato iflas erteleme döneminde de yasalarımızda mevcut olsa da iflas erteleme müessesinin kaldırılmasından sonra ayrıntılı ve farklı biçimde yeni düzenlemeler içerecek şekilde getirilmiş hukuksal bir kurumdur. Bu kurumu iflas erteleme müessesindeki uygulamalarla karıştırmamak gerekir. Pek tabi ki konkordato hükümlerinin uygulanması ile ile alacaklılar zarara uğratılmamalıdır. Ancak konkordatoyla yegane amaç projenin başarıya ulaşmasını sağlamaktır. Çünkü bu proje iflas erteleme müessesinden farklı olarak borçlu ve alacaklıların bir araya gelerek yeterli çoğunlukla uzlaşı sağlamak suretiyle hayata geçirdikleri bir hukuksal durumdur. Konkordatoyu yalnızca bir alacaklı yahut rehinle teminatlandırılmış alacaklı bakımından değerlendirmek mümkün değildir. Proje alacaklıların belli çoğunluğuyla kabul edildiğine göre alacaklıların durumunun da bir bütün halinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Yalnızca bir alacaklı bakımından uygulanan kuralların sonuçları çoğunluğa feda edilemez, elbetteki konkordato ve taahhüt edilen proje alacaklıların çoğunluğunu zarara uğratabilecek nitelikte ise yahut projenin başarıya ulaşma şansı imkansız ise tasdik şartlarının bulunduğundan söz edilemez. Burada da bu hususu bir bütün halinde tüm alacaklılar ve borçlu bakımından değerlendirmek gerekir. Yasa koyucu iflas ertele müessesinden farklı olarak konkordato yargılaması bakımından mahkemeleri daha farklı yetkiler tanımıştır. Hatta ve hatta kimi zaman maddi hukuku ilgilendiren tedbir kararları dahi verilebilmesi mümkündür. Bizatihi bazı yasal düzenlemelerin içeriği ve tedbirlerin temas ettiği hususlar maddi hukuka etki etmektedir. Konkordato sürecinde aslolan borçlunun mal varlığının korunması ile taahhüt edilen projenin alacaklılar tarafından yeterli çoğunlukta kabul edilmiş olması ve projenin kaynaklarla orantılılığı sağlanarak mahkemece tasdik edilmesini sağlamaktır. Yeni bir kurum olan konkordato hakkında iflas erteleme döneminden kalan hukuki bakış açıları ile mahkememizce verilen kararlar karşılaştırılmak istenebilir. Ancak yukarıda belirtildiği üzere bu müessese iflas ertelemeden çok farklıdır. Rehinli malların satışının bir yıl süreyle ertelenmesinin yasada koşulları açık olup bu ertelemenin istisnai olarak uygulanması gerektiği sonucunu çıkaracak bir husus bulunmamaktadır. Bu düzenleme ile amaç tasdik edilen projenin taahhüt edilen vadelerde alacaklılara alacağını ödenmesinin başarıya ulaşmasını sağlamaktır. Pek tabi ki davacının işletmesinde kullanmış olduğu ve hüküm fıkrasında belirtilen araçlar ve işletmede kullanılan makine ve teçhizatlar işletmenin devamlılığı açısından mevcudiyetleri zorunluluk teşkil eder. Her bir rehinli malın kıymeti kendi içerisinde düşük olsa dahi burada rehinli malların tamamının bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekir. Bir malın değerinin düşüklüğü gerekçe gösterilerek muhafaza ve satışının ertelenmesi düşünülemez. Zira işletmede kullanılan bu araç, makine ve teçhizatlar bir bütün halinde değerlendirilerek işletmenin devamlılığı bakımından zorunluluk teşkil edip etmeyeceği değerlendirmeye alınmalıdır. Her birinin değerinin ayrı ayrı düşük olduğu gerekçesi ile bir yıllık ertelemeye ihtiyaç olmadığı kabul edilemez. Bu sebeple davacının rehinle teminat altına alınmış olan borcun konkordato talebinden önce doğduğu alacağın ödenmemiş bir kısım faiz alacağının kaldığı ancak süreç içerisinde küçük miktarlarda olan işlemiş faizlerin davacı tarafça ödendiği bu sebeple tasdik karar tarihi itibariyle davacının talep tarihine kadar ödenmemiş faiz alacağının mevcut olmadığı, alacağın teminat altına alınması için rehin edilen ve kararda ayrıntıları gösterilen mal varlıklarının işletmenin faaliyeti ve devamlılığı için zorunlu olduğu, paraya çevrilmesi halinde işletme faaliyetini aksatacağı bunun da davacının ekonomik varlığını tehlikeye düşürebileceği gibi projenin başarılı olma şansını da ortadan kaldırabilecek nitelikte olduğu anlaşıldığından davacı şirkete ait olan ve rehinli olduğu anlaşılan …, …, …, …, …, …, … plakalı araçlar ile … A.Ş lehine rehnedilmiş olan davacıya ait tesis, makine, cihaz ve demirbaşların muhafaza altına alınmasının ve satışının İİK 307.maddesi uyarınca tasdik karar tarihinden itibaren bir yıl süreyle ertelenmesi uygun bulunmuştur.
İİK’nun 306.maddesine göre ;Konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceği belirtilir. Kararda, tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli bir kayyım tayin edilebilir. Bu takdirde kayyım, borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir tasdik kararını veren mahkemeye rapor verir; alacaklılar bu raporu inceleyebilirler.
Davacının konkordato projesi alacaklıların ana para alacağından belirli bir oranda vazgeçmesine dayalı değildir. Proje ana para alacağının ödenmesi teklifi içerdiğinden bu alacağın faizli kısımları proje kapsamında taahhüt edilmemiştir. Alacaklıların da ana para alacağından belli bir oranda vazgeçmeleri gibi bir durum söz konusu değildir. Alacaklılar toplantısında proje tasdik edildiğinden alacaklılar oylamada anapara alacağının faiz içermeyen kısmına kabul kararı vermiştir. İİK’nun 306.maddesine göre ; Konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiğine hüküm fıkrasında yer verilmesi gerekmektedir. Alacaklılar ana para alacağından belli oranda vazgeçmediklerinden proje alacağın faizsiz kısmının ödenmesine dayalı olduğundan verilen kararda bu durum zikredilerek alacaklıların projeye kabul ederek alacağın faiz kısmından vazgeçtikleri hususu belirtilerek ödemesi taahhüt edilen ana para alacağının ilk taksidinin başladığı tarihte gösterilmek suretiyle ne kadar vadede ödeneceği ve taahhüt garameten paylaştırılarak ödemeye yönelik olduğundan ne şekilde ödeneceği verilen kararda açık olarak belirtilmiştir.
İİK 308/c maddesi uyarınca tasdik edilen konkordato projesinde tasdik kararının kesinleşmesiyle bağlayıcı hale gelebileceği kararlaştırılabilecektir. Davacının projesinde böyle bir belirleme bulunmamaktadır. Aynı madde uyarınca proje tasdik kararıyla ve bu karar kesinleşmeden bağlayıcı hale gelmiştir. Mühletin etkileri de istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hale geldiği tarihe kadar devam ettiğinden tasdik kararıyla birlikte İİK’nun 294 ve devamı maddelerinde düzenlenen mühletin etkileri kendiliğinden sona erecektir. Bunun için ayrıca bir karar verilmesine gerek yoktur. Bu tasdik kararının yasada öngörülmüş olan bir sonucudur. Ancak üçüncü kişilerin mühletin etkilerinin ortadan kalktığından haberdar olabilmesi için tasdik kararının ilanında bu durum açıklanmıştır.
Mühletin yasal sonuçları ve etkileri tasdik kararıyla kendiliğinden ortadan kalkmış olsa da İİK’nun 294 ve devamı maddelerinde düzenlenen etkiler dışında mahkemelerce gerekli görüldüğü takdirde talep halinde HMK uyarınca ihtiyati tedbir kararları verilebilecektir. HMK uyarınca verilen tedbir kararları aksi kararda belirtilmediği sürece karar kesinleşene kadar etkilerini devam ettirir. Oysa ki tasdik kararıyla 294 ve devamı maddelerinde düzenlenen mühletin sonuçları aksi kararda belirtilmese de tasdik kararıyla birlikte ortadan kalkar. Her iki açıklamanın gerekçesi de İİK ve HMK’da ki yasal düzenlemelerdir. Mahkememizce İİK 294 ve devamı maddelerince düzenlenen hallerin dışında tedbirlere hükmedilmiştir.14/11/2019 tarihli tedbir kararı “Davacı şirkete ait tüm işyerlerindeki tüm menkul/gayrimenkul malların, leasing sözleşmeleri kapsamında kullanımı davacı şirkete tahsis edilmiş bütün menkul malların üçüncü şahıslara ait olduğundan bahisle istihkaklı haciz edilecek tüm menkul malların muhafaza işlemlerinin konkordato süresince tedbiren durdurulması ” şeklindeki kararı ile 27/05/2019 tarihli müzekkerede belirtilen tedbir niteliğindeki İ.İ.K.’nın 206. Maddesinin 1’inci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar ve rehinle temin edilmiş alacaklar açısından hüküm ifade etmez. Ancak konkordatonun başarıya ulaşması için şimdilik bu türden takipler nedeniyle mahcuzların muhafaza altına alınması ve rehinli malların satışı tedbiren durdurulmasına” ilişkin karar İİK’nun 294 ila 297.maddelerinde düzenlenen ve burada sayılan tedbirlerden değildir. Zira 294.maddenin ikinci fıkrası açıkça 206.maddenin birinci sırasında yer alan imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılmasını engellememiştir. Ancak mahkemece HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca konkardatonun başarıya ulaşabilmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir bunun önünde bir engel yoktur. 27/05/2019 tarihli ve 14/11/2019 tarihli tedbir kararları da bu bakımdan zaruri olup bu kapsamda verilmiştir. Tasdik kararı sonrası mahcuzların muhafaza altına alınması ve satışları projenin uygulanabilmesine engel olabilecektir. Bu sebeple 14/11/2019 ve 27/05/2019 tarihi tedbir kararları kısa kararla birlikte kaldırılmamıştır. Mühletin yasal sonuçları ve tasdik kararıyla bunların kendiliğinden sonlanmış olduğunu fakat HMK uyarınca alınan tedbirlerin ise devam ettiğine dair tereddüt oluşmaması bakımından davacı vekilinin karardan sonraki talebi hakkında açıklama yapılmış ve taleple ilgili karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir. Gerekçeli kararda da bu durumun açıklanmasına ihtiyaç duyulmuştur.
Talebin kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davacı … İnşaat İç Mimarlık Mobilya Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin talebinin kabulü ile konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen 122.718.248,25 TL asıl alacağa ilişkin borcunun ilk taksiti 14/09/2021 tarihinden başlamak üzere 48 ayda eşit taksitler halinde garameten alacaklılara ödenmesine ilişkin projenin tasdikine,
Davacı şirkete ait olan ve rehinli olduğu anlaşılan …, …, …, …, …, …, … plakalı araçlar ile … A.Ş lehine rehnedilmiş olan davacıya ait tesis, makine, cihaz ve demirbaşların muhafaza altına alınmasının ve satışının İİK 307.maddesi uyarınca tasdik karar tarihinden itibaren bir yıl süreyle ertelenmesine,
Konkordato Komiseri … …’in komiserlik görevinin sonlandırılmasına,
… …’in İİK 306/2.maddesi gereğince tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almak amacıyla davacı şirkete kayyım olarak atanmasına,
Kayyımdan borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir rapor alınmasına,
Kayyım … …’e aylık 1.000,00 TL ücret takdiri ile bu giderin şirket kasasından ödenmesine,
Tasdik kararının İİK 288.maddesi uyarınca ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine, dair davacı vekili ile duruşmaya katılan feri müdahil vekillerinin yüzüne karşı davacı bakımından kararın tebliğinden itibaren, itiraz eden diğer alacaklılar yönünden ise kararın ilanından itibaren on gün içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/10/2020
İş bu kararın gerekçesi 26/11/2020 tarihinde yazılmıştır.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …..
e-imzalıdır
Üye …..
e-imzalıdır
Katip …..
e-imzalıdır