Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1323 E. 2019/325 K. 25.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2018/1323
KARAR NO : 2019/325

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … T.C. N: …

VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : …

VEKİLİ : Av. … –

DAVA : İİK 177/4 Maddesi Gereğince Doğrudan İflas
DAVA TARİHİ : 04/10/2018
KARAR TARİHİ : 25/03/2019
Mahkememize açılan dava dosyasının evrak üzerinde incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile kooperatif arasında Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen istirdat davasının sonuçlandığını daha önce iki kere Yargıtay denetiminden de geçerek nihayet kısmen kabul kararı verildiğini, bunun üzerine Bursa 5.İcra Müdürlüğünün 2018/2968 esas sayılı dosyasından icra emri gönderildiğini, borcun bugüne kadar ödenmediğini ileri sürerek İİK madde 177/4 maddesi gereğince kooperatifin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, doğrudan iflas davasıdır. İflas talep eden davacı şirket vekiline 09/10/2018 tarihli tensip tutanağının 5 ve 6 nolu bentlerinde belirtilen 18.000 TL iflas avansı ile iflas ilanlarının yaptırılabilmesi için gerekli olan 3.000 TL gider avansını yatırması için iki haftalık kesin süre verilmiştir. Davacı taraf 31/10/2018 tarihli bir dilekçe sunarak ek süre talep etmiş ve depo edilecek miktar konusunda düzeltme yapılmasını istemiştir. Mahkememizin 13/12/2018 tarihli ara kararıyla depo edilecek avans miktarını toplam 18.000 TL olması kararlaştırılarak davacıya bir haftalık ek süre verilmiştir. Ancak davacı taraf bu bir haftalık ek sürede de iflas avansını depo etmemiştir. İİK’nun 160.maddesi gereğince iflas isteyan alacaklı ilk alacaklılar toplantısına kadar olan masraflardan sorumludur. Bu masrafların peşin olarak verilmesi kanunun emredici hükmüdür. Davacı taraf emredici hükme rağmen iflas avansını yatırmadığından davanın usulden reddi gerekecektir.
Davacının talebi üzerine avanslarda bir miktar indirim yapılmışsa da avans ödemesinin depo kararından sonraya bırakılması mümkün değildir. 2004 Sayılı İ.İ.K.’nın 160 ve 181nci maddeleri, 6100 sayılı H.M.K.’nın 120, 114/1-g ve 115/2.maddeleri bir arada değerlendirilerek dava şartının yerine gelmediği, davacının eksikliği de kesin süre içinde gidermediği nazara alınarak dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar iflas işinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve masrafların Hazine tarafından karşılanması gerektiği yolunda Yargıtay içtihatları mevcut ise de mahkememizce bu görüşe iştirak edilmemektedir. H.M.K 114/1-g maddesinde yatırılması gereken gider avansının karşılanmasını açık bir dava şartı olarak öngörmüştür. Her dava özelinde gider avansının nelerden ibaret olacağı farklılık gösterir. Bu sebeple H.M.K. 120’nci maddesinde zikredilen tarife bir alt sınır esasına göre başlangıçta ve her dava türü için standart olarak yatırılması gereken miktarı gösterir. Davanın özelliğine göre yasal bir zorunluluk olarak ödenmesi gereken diğer masraflar yatırılmadan davaya devam edilmesi mümkün olmayacaktır. Nitekim İ.İ.K.’nın 160’ıncı maddesi iflas isteyen alacaklının ilk alacaklılar toplantısına kadar olan masraflardan sorumlu olduğunu hükme bağlamıştır. Aynı kanunun 181’inci maddesi gereğince kendi iflasını isteyen ve iflasın ertelenmesini talep eden şirketlerin de bu lazımeyi yerine getirmeleri zorunludur.
Ortada kanundan kaynaklanan bir masraf karşılama zorunluluğu mevcut oldukça bu şartın davaya devam için gerekli bir usul kuralı, yani dava şartı olduğunu da kabul etmek gerekir. Elbette iflasın kamu düzeniyle irtibatlı yönleri vardır. Ancak bu irtibat, kamuya iflas halindeki tüm kişi ve şirketlerin iflasını re’sen sağlamak ve tasfiye masraflarını karşılamak yükümlülüğü doğuracak ağırlık ve nitelikte değildir. İflasın kamu düzenini ilgilendiren temel yönü alacaklıları korumaktır. Devlet iflas tasfiyesinin bir düzen içinde tamamlanmasına nezaret eder.
Birçok şirket, fiilen borca batık olduğu halde ticari faaliyetine devam etmektedir. Kanun, bu durumdaki şirket yöneticililerine iflas isteme zorunluluğu getirmişse de bunu ağır bir müeyyideye bağlamamış, kamu görevlilerinin resen harekete geçmesini gerektirecek düzenleme yapmamış, bilakis alacaklılardan birinin şikayetine tabi tutmuştur. On günden üç aya kadar hapis gerektiren bu suç, alacaklının borcu ödendiğinde düşecektir. Yani şirketin aciz hali ortaya çıkmış da olsa iflas etmeden faaliyetine devam edebilecektir. Bu izahatın sebebi, borca batık olanların iflasını sağlamanın acil ve güncel bir kamu yararı içermediğine temas etmektir.
Ne alacaklılardan birinin ne de borçlunun kendisinin iflas talebi ileri sürmesinde kamu yararı vardır. Aksine iflas tasfiyesi herkese zarar veren zor bir süreçtir. Sonuçtan alacaklılar da borçlular da memnun olmayacaktır. Elbette mal varlığı kalmadan iflas eden şirketin zararı, alacaklıların zararına göre içlerinde en hafifidir. Asıl zararı alacaklılar görür. Bu nedenle alacaklılardan biri iflas istediğinde diğer alacaklıların buna karşı çıkma hakkı öngörülmüştür. Bir alacaklı için haciz yolu yerine iflas yolunu seçmek, sadece faaliyetini sürdürmeye kararlı bir şirketi borcu ödemeye tazyik anlamında işe yarar. Yoksa alacağı kısa yoldan tahsil etme açısından haciz yolu daha basittir. Üstelik haciz yoluyla alacağın tamamının tahsil imkanı varken iflas yolunda bu neredeyse imkansızdır.
Bu izahat çerçevesinde, haciz yerine iflas yolunu seçen ve iflas masraflarını karşılamayan alacaklının isteklerini yerine getirmek için kamu hazinesinden masraf yapmak kanunun amacıyla bağdaşmaz. Yasadaki masraf karşılama mecburiyeti tam da bunun için getirilmiştir.
İflas kararının verilmesinden sonra masrafların karşılanmaması halinde uygulanabilecek bir müeyyide bulunmadığı gibi masraf karşılanmadığı için iflasın kaldırılmasına ilişkin bir düzenleme de yoktur. O halde iflas isteyen alacaklı taraf masrafları peşin olarak karşılamak zorundadır. İflas kararı verildikten sonra işlemlerin kamu düzeni itibariyle resen yürütülmesi gerekir. Bir çok somut olayda masraflar yetersiz geldiğinden iflas işlemleri tamamlanamamakta ve dosya akim kalmaktadır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı tarafça mahkeme veznesine yatırması gereken iflas avansı ve gider avansını yatırmadığı anlaşıldığından; HMK.nun 114/1-g ve 115/2.maddeleri gereğince davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine,
Peşin harç yeterli olduğundan başkaca harç tahsiline yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinın kendi üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının artan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine, dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, oybirliği ile karar verildi.25/03/2019

İş bu kararın gerekçesi 10/05/2019 tarihinde yazılmıştır.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır