Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1312
KARAR NO : 2020/590
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE :….
KATİP : … …
DAVACILAR : ….
……
……
….
…
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI :….
VEKİLİ : Av…
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 02/10/2018
KARAR TARİHİ : 14/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle ; davacıların murisleri … …. vefatından sonra şirkete %33 payla ortak olduklarını, ve sonraki ilk genel kurulda davacılardan …’un yönetim kurulu başkanlığına seçildiğini, ancak kısa süre sonra ortaklar arasına anlaşmazlık girdiğini, diğer ortakların davacı tarafa şirketle ilgili bilgi vermediklerini, şirket mallarını şahsi menfaatleri için tasarruf ettiklerini, davacıların payını ele geçirmeye çalıştıklarını, 24/07/2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan genel kararların hukuka aykırı olduğunu, kendilerinin karşı oyuna rağmen yeterli bilgi paylaşımı sağlanmadan faaliyet raporu ve bilançonun kabul edildiğini, kar dağıtımına ilişkin karar alındığını, şirket müdürlerinin haksız biçimde ibra edildiğini, ibrada müdürlerin kendi lehlerine oy kullandıklarını, davacılardan …”un müdürlük görevinin sona erdirildiğini, ve diğer ortaklar …. …. ve …. …. müdür olarak seçildiğini ileri sürerek şirkete bir denetim kayyumu atanmasını, şirket genel kurulunda alınan 3, 4, 5, 6 numaralı kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili beyanlarında ; davacıların muhalefet şerhlerini tutanağa işletmediklerini bu sebeple dava haklarının bulunmadığını, davacılardan …’un şirket yönetimiyle ilgilenmediğini, başlangıçta bir ayrım gözetilmeyerek …’un yönetim kurulu başkanlığına seçilmesine ve üç imza yetkilisinden biri olmasına karar verildiği halde acil durumlarda dahi şirkete gelmediği sorumluluklarını yerine getirmediğini, şirket müdürü olan davacının her türlü bilgiye ulaşma imkanı bulunduğunu, kendisine tahsis edilen bilgisayardan muhasebe kayıtlarına ulaşma imkanı bulunduğunu, kendilerine şirket bilgilerinin açık olduğuna dair ihtarda çektiklerini, …’un imzasının gerektiği acil durumlarda eleman tahsisi edilelerek evrak bulunduğu yere götürülmek suretiyle imza alınması işleminin birkaç kez tekrar ettiğini, ayrıca …’un bir şirket çalışanıyla olan münasebetinin de şirkete zarar verecek boyuta ulaştığını ileri sürmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde:
Dava davalı şirketin 24/07/2018 tarihli Genel Kurulunun 3-4-5ve 6 nolu kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Davacılar üç nolu kararın faaliyet raporuna ilişkin olduğunu, faaliyet raporunun kabul edilmesi kararının hukuka aykırı olduğunu, davacının bilgi edinme taleplerinin karşılanmadığını, bu sebeple alınan kararın iptalinin gerektiğini ileri sürmüştür.
Dört nolu karar bakımından bilanço kar ve zarar hesaplarının oy çokluğuyla kabul edilmesine ilişkin kararın ve şirket karından kesintiler ayrıldıktan sonra kalan kısmın tamamının %10’nun dağıtılmasına 31/12/2018 tarihine kadar ödemelerin yapılmasına ilişkin maddenin kabul edilmesinin genel kurul öncesi davacıya incelemek için bilgi ve belge sunulmadığından iptali gerektiği ileri sürülmüştür.
Beş nolu karar bakımından müdürlerin ibra edilmesinin kararlaştırıldığı bu maddenin oylamasında müdürlerin kendi adlarına ibra oyu kullandıklarını, bu durumun TTK’nun 436.maddesine aykırı olduğunu bu sebeple bu kararın da iptali gerektiği ileri sürülmüştür.
Altı nolu karar bakımından şirket müdürlerinden …’un müdürlük görevinin sona erdirilmesine , on yıl süreyle … … ve … …’un müdür olarak seçilmelerine, … …’un ise Müdürler Kurulu Başkanı olarak atanmasına ilişkin kararın …’un on yıllık görev süresi dolmadan karar alınmasının ve bu kararın amacının davacıyı şirket işlemlerinden uzaklaştırmak amacıyla alınmış olması sebebiyle iptali gerektiği ileri sürülmüştür.
Davalı taraf davacının muhalefet şerhini tutanağa geçirtmediğini bu sebeple eldeki davayı açamayacağını, davacı …’un şirket müdürü olduğu dönemde müşterek imzayla atılması gereken işlemlerde kendisine ulaşılamadığını, bu durumun şirketi mağdur ettiğini, davacıların bilgi ve belge inceleme haklarının ihlal edilmediğini, davacılara çıkarılan ihtarnamede klasörler halinde olan kayıtlarının taraflara gönderilmesinin mümkün olmadığının belirtildiği ancak şirket içerisinde her zaman incelemeye hazır bulundurulduğunu belirttiklerini, müdürlerin görevlendirilmesine ilişkin kararda herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmişlerdir.
Davacıların Genel Kurulda alınan kararların iptaline ilişkin olarak yapılan toplantıda muhalefet şerhlerinin tutanağa geçirmedikleri anlaşılmaktadır. TTK’nun 446.maddesine göre toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy verenlerin muhalefetini tutanağa geçirmeleri kaydıyla iptal davası açabilecekleri kabul edilmiştir. Bu hükme aykırı davranış iptal davası açılması nın önünde engel teşkil etmektedir. Bunun istisnası ise alınan kararın yok hükmünde olması yahut iptal isteyen ortağı şahsi haklarının zarar görmüş olması halleridir.
Şirket yöneticilerinin müdürlerinin ibrasına ilişkin maddenin oylamasında oylamaya katılmaları yasal olarak mümkün değildir. TTK’nun 619/1.maddesine göre şirket yönetim kurulu üyeleri yönetim kurulunun ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy hakkını kullanamazlar. Buna aykırı olarak alınan kararlar yok hükmündedir. Dolayısıyla oylamada müdürler … … ve … …’un paylarının hesaba katılmaksızın nisabın belirlenmesi gerekmektedir. Müdürler … ve …’nin dışında toplantıya katılanların sermaye paylarının toplamı 825.000,00 TL’dir. Ret oyu kullanan paydaşların sermaye toplamı ise 206.250,00 TL’dir. Bu hesaplamalara göre şirketin yönetim kurulu üyelerinin ibrasında gerekli çoğunluğun sağlanmış olduğu bu sebeple anılan kararın yoklukla malülde olmadığı, oylamada kararlaştırılan ve iptali istenen diğer maddelerinin de davacının şahsi haklarına etki eden bir hal bulunmadığı anlaşılmaktadır. Genel Kurulda davacılardan …’un müdürlük görevinin sona erdirilmesi ve … KUT ve … …’un müdür olarak seçilmelerinde bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Gerekli çoğunluk sağlandığı takdirde müdür seçilmesine her zaman karar verilebilecektir. Davalı tarafa yapılan noter ihtarlarından şirket merkezinde şirkete ait kayıtların serbestçe incelenebileceği ihtar edilmiş olmakla inceleme ve bilgi edinme hakkının kısıtlandığı iddiaları mahkememizce kabul görmemiştir. Kaldı ki davacılar olumsuz oy kullanmalarına rağmen muhalefet şerhlerine tutanağa geçirtmediğinden bu hususlarda iptal davası açma hakları da bulunmadığı kabul edilerek davacının iptal istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan sebep ve gerekçelerle;
1-Davanın reddine,
2-Harç yasası gereğince 54,40 TL harçtan başlangıçta alınan 35,90 TL harcın mahsubu le
bakiye 18,50 TL peşin alındığından yeninden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan
A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara
alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal
sürede Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/10/2020
Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza