Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1301 E. 2020/745 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

…..
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1301
KARAR NO : 2020/745

BAŞKAN :…..
ÜYE :…..
ÜYE :…..
KATİP :…..

DAVACI :…..
VEKİLİ : Av………..
FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av. ………
FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……
FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av…..
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. …..
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av…….
FERİ MÜDAHİL : …..
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av………
FERİ MÜDAHİL …..
VEKİLİ : Av…….
FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av. …..
FERİ MÜDAHİL :…..
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……..
FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……..
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. ……..
FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av. …..
FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……..
FERİ MÜDAHİL : …..
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. …..
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av…..
FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av. …..
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av…..
DAVA : Adi Konkordato
DAVA TARİHİ : 01/10/2018
KARAR TARİHİ : 19/11/2020
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : davacı şirketin 25/09/2018 tarihli mali tabloların incelenmesi neticesinde döviz kurlarındaki artış ve dalgalanmalar, faiz oranlarının artması, ticari ilişkide bulunan ve davacının alacaklı olduğu … Ayakkabı San Tic. AŞ’nin konkordato geçici mühlet talebinin kabul edilmesi nedeniyle davacı şirketin gelir gider dengesi ve nakit akışlarındaki bozulmaların şirketin faaliyetini ve ekonomik güvenliğini tehlikeye soktuğu gerekçesiyle geçici mühlet talebinde bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamının incelenmesinde ;
Davacı vekili dilekçesine eklediği konkordato ön projesinde davacının teklifinin vade konkordatosu olduğu, dört ile altı ay arası ödemesiz dönem sonrasında minimum 18 ay maksimum 48 ay vade içerisinde ödeme taahhüdünde bulunduğu anlaşılmaktadır. Konkordatonun mahkemece tasdikine ait kararın kesinleşmesini takip eden yılın sonundan itibaren başlayarak beş yılda aylık eşit taksitler halinde faizsiz olarak hiçbir iskonto talep edilmeden borç tutarının tamamının ödenmesini teklif etmiştir.
Davacı kesin mühlet sonrası alacaklılar toplantısından önce projesini revize etmiş ve konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen asıl alacağa ilişkin borcunun ilk taksiti 28/09/2021 tarihinden başlamak üzere aylık eşit taksitler halinde 60 ay vade ile alacaklılara ödenmesi şeklinde proje düzenlenmiştir.
Adi konkordato, iflasa tabi olup olmadığına bakılmaksızın, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun borçlarını proje ile belirli bir vade veya indirim yoluyla yeniden yapılandırabilecekleri bir hukuki imkandır. Konkordato geçici mühleti başarıya ulaşma ihtimalinin olması durumunda borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir ve ilan edilir.
Konkordato, bir borçlunun teklif ettiği projenin İİK’da öngörülen nitelikli çoğunlukta alacaklıları tarafından kabul edilmesi ve asliye ticaret mahkemesince tasdik edilmesi sonucu, vadesi geldiği halde borçlarını ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçluya, vade verilmek veya indirim (tenzilat) yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilme teklifi doğrultusunda borçlarını yeniden yapılandırılmayı mümkün kılan bir hukuki müessesedir.
Konkordato hükümlerinden yararlanmak isteyen borçlu veya borçlunun iflasını isteyebilecek alacaklılardan biri, Asliye Ticaret Mahkemesine vereceği dilekçesine İİK m. 286’ da sayılan belgeleri de ekleyerek konkordato mühleti talebinin kabul edilmesi hususunda bir başvuru yapabilir.
Konkordato talebine eklenecek belgeler Madde 286 da sayılmıştır, bunlar aşağıda belirtilenlerdir;
a) Borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini gösteren konkordato ön projesi.
b) Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler;
c) Alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste.
d) Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablo.
e) Konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporu ile dayanakları.
Mahkeme talep ile birlikte İİK m. 286’ daki belgelerin eksiksiz olduğunu tespit ettikten sonra borçluya derhal üç aylık geçici bir mühlet verir. Burada mahkemece yapılacak inceleme şekli bir inceleme olup talepte ve sunulan belgelerde bir eksiklik bulunmuyorsa borçluya derhal üç aylık geçici bir mühlet vermek gerekmektedir. Bu aşamada mahkemec üç aylık geçici mühlet kararı verilirken içerik ve sunulan bilgilerin sıhhati ve gerçekliğinin denetlenmesi mümkün değildir. Mahkeme geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi konkordato komiseri görevlendirilerek denetlenir (İİK m. 287/3). Verilen bu geçici mühlet, borçlunun veya komiserin talebiyle iki ay daha uzatılabilir (İİK m. 287/4). Komiser mühletin sonunda mahkemeye bir rapor sunar. Bu rapor neticesinde mahkeme konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğuna kanaat getirirse, borçluya bir yıllık kesin mühlet verir (İİK m. 289). Bu bir yıllık kesin mühlet, sürenin dolmasından önce komiser veya borçlunun talebiyle altı aya kadar daha uzatılabilmesi mümkündür. Mühletlere ilişkin mahkemece verilen tüm kabul kararları ve tedbirlere ilişkin kararlar kesin niteliktedir. Bu kesinlik nihai karar sonrasında da kanun yolu aşamasında bu hususların istinaf sebebi yapılamamasını da kapsar. (İİK’nın 287/son maddesi uyarınca geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamayacağı gibi aynı Kanun’un 293/1. maddesine göre de kesin mühlet talebinin kabulüne ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.Bu iki düzenleme kanunyollarını sadece bu kararların verildiği tarihte değil yargılama sonunda verilen nihai karar aşamasında da kapatmıştır. Açıklanan nedenlerle her iki alacaklı vekilinin istinaf dilekçesinin bu yöne ilişkin kısımlarının reddine karar vermek gerekmiştir Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2020/1403 – 2020/1401)
Davacının konkordato başvurusu ve başvuruya eklediği İİK m. 286 da sayılan belgelerin eksiksiz olduğu görüldüğünden davacı borçluya 05/10/2018 tarihi itibariyle üç aylık geçici bir mühlet verilmiştir. Mühlet kararıyla birlikte İİK m. 287 uyarınca geçici mühlet kararı verirken borçlunun malvarlığının muhafazası amacıyla, borçlunun aktifini elden çıkarması veya azaltması gibi alacaklıların zarar görme ihtimalini doğuran durumları bertaraf etmek için 297. Maddenin ikinci fıkrasındaki haller de dâhil olmak üzere gerekli önlemlerin mahkemece resen alınması gerektiğinden buna yönelik tedbirler oluşturulmuştur.
İİK m. 289/3 gereği, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde, borçluya bir yıllık kesin mühlet süresi verilir hükmü uyarınca geçici mühlet içerisinde yapılan incelemeler ve konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı denetlenmiştir. Mahkememizce, komiser raporu ve alacaklıların da itirazları değerlendirilmiş, borçlunun teklif etmiş olduğu konkordato şartlarına göre borçlarını ödeme ihtimalinin olduğu ve teklif edilen konkordatonun borçlunun ödeme kabiliyetine tekrar kavuşma amacına hizmet ettiği yolunda kanaatine ulaşılmıştır ve borçluya 28/02/2019 tarihinde kesin mühlet verilmiştir. Davacının konkordato projesinin başarıya ulaşabilmesi bakımından süreye ihtiyacı olduğundan 28/02/2020 tarihinde altı aylık süre ile kesin mühlet uzatılmıştır. Kesin süre içerisine Covid-19 salgını nedeniyle 7226 sayılı kanun kapsamında salgında geçen 86 günlük süre kesin süreye eklenmiş ve kesin mühlet süresinin sonu 22/11/2020 tarihi olarak belirlenmiştir (Durna, Ümit Erkan: Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle yargıda duran sürelerin konkordato kurumundaki mühlet ve süreler açısındandeğerlendirilmesi,14.05.2020) (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2020/1232 – 2020/1402). Tasdik kararı ve duruşması kesin mühlet içerisinde yapılması gerektiğinden tasdik kararı 19.11.2020 tarihli duruşmada verilmiştir.
Kesin mühletin ilanından sonra, İİK m. 299’a göre konkordato komiseri tarafından yapılacak ilanla alacaklıların alacaklarını bildirmesi istenir ve komiser bildirilen alacakların kayıtlarını yapar. İlanın yapılması ve bunun üzerine alacaklıların alacaklarını bildirmesi konkordato projesinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamaktadır; alacaklılar toplantısı için karar yeter sayısının sağlanabilmesi, borçlunun malvarlığı ile sorumlu olduğu pasif kapsamının belirlenebilmesi ve akabinde konkordato projesinin tasdik edilebilmesi için mutlak surette alacaklıların desteğinin sağlanabilmesi gerekir. Bunun dışında borçlunun bilançosunda veya alacaklılar listesinde kaydı yer almayan alacaklının konkordato projesi kapsamında yer alabilmesi için alacağını komisere bildirmesi gerekmektedir.
Borçlunun bilançosunda kayıtlı alacaklıların ilan tarihinden itibaren alacaklarını bildirme zorunluluğu bulunmamaktadır (m. 299). Bu şekilde, bilançoda yeralan alacaklar ve ilan yoluyla bildirilen alacaklar olmak üzere alacaklılar iki bölüm oluşturmaktadır.
Alacaklılar, komiser tarafından yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde alacaklarını bildirmeye davet olunur ve komiserin bu ilanı (m. 299), İİK m. 288’deki usule uygun şekilde yaptırması gerekecektir. Buradaki ilan komiser tarafından yaptırılır ve mahkemece yaptırılan geçici veya kesin mühletin ilan edilmesinden farklı olup ilan mahkemece yapılmaz. İlanın mahkemece kesin mühlet kararının verilmesinden sonraki zaman diliminde komiser tarafından yapılması gerekir.
Buna göre komiser tarafından davacı borçlu için alacaklılara ilân tarihinden itibaren onbeş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet için gerekli ilanlar yapılmış ve ilanda, alacak bildiriminin yapılacağı adresin ve hangi zaman içinde yapılabileceği, alacağını süresinde bildirmeyen alacaklıların, alacaklarının borçlunun bilançosunda da kayıtlı olmaması durumunda, kanun maddesinde belirtilen konkordato müzakerelerine alınmayacağı hatırlatılmıştır. Alacağın dava dosyasına bildirilmesi yeterli olmayıp yasanın amir hükmü uyarınca yasal süresi içerisinde konkordato komiserine bildirilerek alacak olarak yazdırılması gerekir. (Bankanın alacağını ve adresini komiserlere yazdırması gerekir, bunların tasdik dosyasına bildirilmesi alacaklıya hak kazandırmaz. Komiserin kendisine yazdırılmayan alacağı, tasdik dosyasını inceleyerek işleme alması beklenemez. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-karar No: 2020/690 – 2020/666) Buradaki onbeş günlük süre içerisinde alacağın komisere bildirilmesi yükümlülüğü, borçlunun bilançosunda göstermiş olduğu alacaklar veya borçlunun konkordato projesinde göstermiş olduğu listede yeralan alacaklar hakkında geçerli değildir. Alacaklar bildirildiğinde komiser, borçlunun ticari defterlerini, bilançolarını ve beyanlarını dikkate alarak, alacakların gerçek olup olmadığı hakkında gerekli incelemeleri yapar ve İİK m. 302’e göre alacaklılar toplantısına sunacağı raporu hazırlayarak, alacaklıların bilgisine sunar. Şayet bilançoda bulunmayan alacaklar yahut alacak olarak bulunupta bilanço da yer alan alacak ile alacaklı tarafından bildirilen alacak arasında farklılık varsa ve borçlu bildirilen bu alacağı kabul etmezse bu alacak çekişmeli alacak statüsüne girdiğinden oylamada bu çekişmeli kısım nazara alınmayacaktır. Ancak alacağı hiç bildirilmeyen yahut düşük bildirildiğini düşünen bu alacaklının İİK uyarınca çekişmeli alacak yönünden dava açma hakkı saklıdır.
Burada borçlunun bildirdiği alacak tutarı ile alacaklının iddia ettiği tutar arasındaki fark miktarı çekişmeli alacak düzeyindedir. İİK’nun 302.maddesinin 4.fıkrasına göre ;”çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.”
Buradaki hükümden çekişmeli olan alacakların tamamı hakkında bir alacak yargılaması yapar gibi mahkemenin belirleme yapma yükümlülüğü bulunduğu sonucu çıkartılmamalıdır. Böyle bir durumda çekişmeli alacakların araştırılması yoluna gidilecek olursa konkordatoya ilişkin sürelerin yasada sınırlı olarak belirlenmiş olması da dikkate alındığında alacaklar hakkında yargılama yapar gibi araştırma yapmak konkordato yargılama usulüne aykırıdır. Dosya üzerinden basit bir belirlemeyle karar verilebilir olan çekişmeli alacaklarla ilgili mahkemece karar verilebilirse de çoğu kez banka kredisinden kaynaklanan itirazın iptali ve menfi tespit davalarında alacağın miktarının net bir biçimde belirlenebilmesi birden fazla kez bilirkişi incelemesi ve yıllar süren yargılamalara konu olduğu düşünüldüğünde dosya üzerinden basit belirlemelerle karar verilebilecek haller dışında konkordato oylamasına ve nisabına etki edebilme ihtimali bulunan ve belirlenmesi yargılamayı gerektiren çekişmeli alacakların oylamada dikkate alınması yönünde delil araştırması yapılmak suretiyle müspet karar verilmesi doğru olmayacaktır.
Bu konuda örnek verilecek olunursa; ilama dayalı olan, kesinleşmiş takibe yahut kambiyo senedine dayalı olan alacaklar gibi çekişmeli alacaklar yönünden alacaklılar toplantısında hesaba katılması bakımından bu hususta müspet karar verilip verilmemesi yönünde değerlendirme yapılması heyetimizin uygulaması olarak belirlenmiştir. Bunun dışında ki önemli nitelikte delil araştırması gereken ( keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yapılması gibi) çekişmeli alacaklar için araştırma yapılarak karar verilmesi konkordato yargılama usulüne tezat teşkil edeceğinden bu türden çekişmeli alacaklar toplantı nisabında dikkate alınmaması heyetimizce uygun bulunmuştur. Ayrıca bu alacaklının İİK 308/b maddesi uyarınca çekişmeli alacak yönünden tasdik kararının ilanından itibaren 1 ay içerisinde dava açma hakkı da saklıdır. Dolayısıyla çekişmeli alacak sahibinin haklarının olumsuz etkilenmesinden de söz etmek mümkün değildir. ( Mahkemenin bu konuda verdiği kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Bu bağlamda çekişmeli alacakların ayrıca dava konusu edilmesine imkan sağlanmıştır (İİK m.308/b). Açıklanan nedenlerle çekişmeli hale gelmiş alacakların istinaf sebebi yapılmasına ve bu tutarların bölge adliye mahkemesince belirlenmesine yasal olanak bulunmamaktadır, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2020/1401 – 2020/1372 ) (Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi Esas-karar No: 2020/715 – 2020/701)
Bu hususta Türkiye İş Bankası A.Ş, Ziraat Katılım Bankası, QNB Finansbank, Ziraat Bankası, Şekerbank ve Akbank tarafından alacaklarının eksik gösterildiği gerekçesi ile bildirimde bulunularak alacak hakkında çekişme yaratılmış ise de QNB Finansbank, Ziraat Bankası, Şekerbank, Akbank ile ihtilaf kalmadığından Türkiye İş Bankası A.Ş ve Ziraat Katılım Bankasının çekişme yaratan alacak bildirimleri hakkında açıklama yapmak gerekmektedir.
Türkiye İş Bankası AŞ. dava dosyasına kendisinin davacı borçludan 4.617.678,00 TL alacaklı olduğunu, bu alacağın 900.000 TL’lik kısmının rehinle temin edildiğinin, bu tutarı aşan kısım yönünden adi alacaklı sıfatıyla oylamaya katılmaları gerekirken davacı borçlu tarafından 1.029.088,68 TL olarak borç bildirimi yapıldığını, aradaki farkın miktarının yüksek olduğunu, 4.617.678,00 TL olarak alacağın dikkate alınmasını ve oylamanın da bu tutar dikkate alınarak gerçekleştirilmesini ileri sürmüşlerdir. Ancak itiraz eden her ne kadar oylamaya katılması gereken alacak miktarını daha yüksek olduğunu ileri sürmüşse de söz konusu kredi borcuna ilişkin olarak Türkiye İş Bankası AŞ tarafından davacının kredi için vermiş olduğu çeklerin süreç içerisinde tahsil edilmiş olduğu bu alacaklının da kabulündedir. Alacaklının yaptığı bildirim, 4.617.678,00 TL tutarındadır. Bunun 900.000 TL’lik kısmı rehinle temin edilmiştir, bu tutar düşüldükten sonra borçlunun bildirimi olan 1.029.088,68 TL ile aradaki fark 3.498.598,32 TL’dir. Aynı nitelikte Türkiye Ziraat Katılım Bankasının da 327.597,98 TL eksik alacak bildiriminde bulunulduğu iddiası bulunmaktadır. 31.551.270,91 TL olan konkordatoya tabi alacağa 3.498.598,32 TL ile 327.597,98TL fark tutarları eklendiğinde rakam 35.377.467,21 TL’ye tekabül etmektedir. Türkiye İş Bankası AŞ’nin kabulünde de olan çekle yapılan tahsilatlar dikkate alınmasa dahi alacaklı çoğunluğu bakımından 35.377.467,21 TL’nin %50’si 17.688.733,60 TL alacak tutarına tekabül etmektedir. Oysaki oylamada 18.462.390,98 TL alacak tutarı nisabında kabul oyu bulunmaktadır ki bu yasanın ön gördüğü oranın üzerindedir. Sonuç itibariyle bu çekişmeli alacaklara ilişkin iddialar etkililik kuralı çerçevesinde alacak ve alacak çoğunluğun sağlanmasına etki edebilecek nitelikte değildir. Çekle yapılan ödemeler belirlenerek her iki bankanın alacak miktarının ne olduğu tam olarak tespiti ve bilirkişi incelemesi yapılması etkililik kuralı uyarınca dava dosyası bakımından gerekli değildir. Zira yukarıda da açıklandığı üzere konkordato yargılaması her bir alacaklının alacağının ayrı ayrı yargılandığı ve belirlendiği bir dava türü değildir. Konkordato hukukuna ilişkin yargılama süreleri kanunda sınırlı olarak belirlenmiştir. Eldeki dava bir menfi tespit yahut alacak davası değildir. Nitekim mahkemece hangi oranda alacağın oylamaya katılacağı belirlense dahi bu ileride mahkemelerce verilecek hükümlere tesir etmeyecektir. Bu husus alacak nisabının belirlenmesinde etkili olduğundan konkordato yargılaması bakımından alacak çoğunluğununu tespiti için gereklidir. Yukarıda da açıklandığı üzere etkililik kuralı çerçevesinde her iki bankanın iddia ve alacaklara yönelik itirazları toplantı sonrası elde edilen alacak ve alacaklı çoğunluğuna göre sonuca etki etmeyecektir. Bu sebeple davacının alacaklılar toplantısında yasanın ön gördüğü gerekli çoğunluğu sağladığı kabul edilmiştir.
Ayrıca aradaki çekişmeli kısma ilişkin bu bankaların İİK 308/b maddesi uyarınca dava açma hakkı da yasa gereği saklıdır. Bu alacaklıların haklarının zedelenmesi de söz konusu değildir. Kanaatimizce konkordato yargılaması yapan mahkemenin çekişmeli alacaklarla ilgili karar verebileceği haller doğrudan dosya üzerinden sunalan belgelere (ilama dayalı olan, kesinleşmiş takibe yahut kambiyo senedine dayalı olan alacaklar gibi) göre belirlenebilecek hallerle sınırlı olarak uygulanabilecek haller olduğundan Türkiye İş Bankası ve Ziraat Katılım Bankası’nın ve diğer bankaların (QNB Finansbank, Ziraat Bankası, Şekerbank, Akbank niza kalmamıştır) çekişmeli kalan kısmın da alacak olarak oylamaya dahil edilmesine yönelik talebi yerinde görülmemiştir.
Komiser aracılığı ile konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra, ilanla konkordato projesini müzakere etmek üzere alacaklılar toplantıya davet edilmiş, ilânın birer sureti adresi alacaklılara posta ile gönderilmiş, toplantı günü ilandan en az on beş gün sonra 23/10/2020 tarihinde yapılmıştır.
Alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmayacak kişiler aşağıdaki gibidir :
-206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların (işçi ve nafaka) alacaklıları
-Borçlunun eşi ve çocuğu,
-Borçlunun kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi.
-Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, (298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılacaktır)
Davacı kesin mühlet sonrası alacaklılar toplantısından önce projesini revize etmiş ve konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen asıl alacağa ilişkin borcunun ilk taksiti 28/09/2021 tarihinden başlamak üzere aylık eşit taksitler halinde 60 ay vade ile alacaklılara ödenmesi şeklinde proje düzenlenmiştir.
23/10/2020 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında 10 alacaklı hazır bulunmuş, daha sonra iltihak süresi içerisinde katılım sağlanarak konkordatoya tabi toplam 104 alacaklıdan 97 alacaklı davacının projesine kabul oyu vermiştir. Toplantı sonucuna göre toplantı nisabına mesnet teşkil eden 31.551.270,91 TL alacak tutarının da 18.462.390,98 TL’lik kısmı ile proje kabul edilmiştir. Bu alacaklı sayısının %93,26’lık oranına alacak sayısının ise %58,52’lik oranına tekabül etmektedir. Yukarıda da ayrıntılı olarak izah edildiği üzere Ziraat Katılım Bankası ile Türkiye İş Bankasının çekişmeli tutarları dahi alacak nisabına etki etmemektedir. Bu sebeple davacının alacaklılar toplantısında yasanın öngördüğü çoğunluğu sağladığı kabul edilmiştir.
Toplantı sonrası oylamaya ilişkin iltihak süresi beklenmiş ve komiser tarafından oylama sonucunda projenin tasdiki hususuyla ilgili olarak gerekçeli rapor hazırlanmıştır. Rapor mahkememize ibraz edildikten sonra kesin mühlet içerisinde konkordato projesi tasdik kararı hakkında bir karar verebilmek için bir duruşma günü belirlenerek İİK 304. Maddesi uyarınca duruşma günü ilan edilmiş, itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri ihtar edilmiştir.
Konkordatonun tasdiki için gerekli koşullar İİK’nın 305. maddesinde sayılmıştır. Bunları beş maddede sıraladığımızda şartlar şu şekildedir:
1- Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması gerekmektedir.. Söz konusu bu hükmün amacı konkordato projesini kabul etmeyen, ancak Kanunda öngörülen nisapla konkordato projesinin alacaklılar tarafından kabul edilmesi halinde, azınlıkta kalana alacaklıların korunması bakımından önemlidir.
Davacının 2020 yılı rayiç bedelli bilançosuna göre belirlenen toplam aktif tutarı 55.662.839,88 TL’dir. Somut uygulamalar nazara alındığında iflas tasfiyesi halinde paraya çevirme sırasında cebri icra yoluyla yapılacak satışlarda var olan kıymetlerin %40 ila %60’ı arasında değişmektedir. Komiser tarafından ortalama oran %63 olarak kabul edildiğinde dahi davacının toplam aktif tutarının 39.751.537,81 TL’lik kısmı mevcut borçlarını karşılayabilecektir. Ancak bu tutardan iflas masası giderleri ve diğer giderler düşüldüğünde alacaklıların alacaklarına kavuşma oranı %56,40 olacaktır. Konkordato projesi kapsamında faizsiz olan alacaklarının %100’lük kısmını vadelerin sonunda tahsil etmiş olacaklardır. Dolayısıyla her halükarda konkordato projesi kapsamında borçların tasfiye edilmesi, iflas tasfiyesine göre alacaklıların daha lehinedir. Yine ortalama iflas tasfiyesi süreci davacı potansiyelindeki bir şirket için en az beş yıl süreceğinden projedeki vade süresi de alacaklılar bakımından olumsuz sonuç doğurmayacaktır.
2- Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekir. Bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenirken mahkemece borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranla dikkate alınacağını takdir edilmelidir. Orantılı olma koşulu tespit edilirken borçlunun beklenen haklarının da mahkemece takdir edilerek hesaba katılması gerekecektir. Konkordatonun tasdiki için aranan bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğini de konkordato komiseri raporunda belirlemelidir. Elbette komiserin bu raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir. Mahkeme bu bilgileri eksik ya da yetersiz bulursa, komiserden ek rapor alabilir veya gerekli ise bilirkişi incelemesi yaptırabilir.Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekir. Bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenirken mahkemece borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranla dikkate alınacağını takdir edilmelidir. Orantılı olma koşulu tespit edilirken borçlunun beklenen haklarının da mahkemece takdir edilerek hesaba katılması gerekecektir. Konkordatonun tasdiki için aranan bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğini de konkordato komiseri raporunda belirlemelidir. Elbette komiserin bu raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir. Mahkeme bu bilgileri eksik ya da yetersiz bulursa, komiserden ek rapor alabilir veya gerekli ise bilirkişi incelemesi yaptırabilir.
Projenin tasdiki için en önemli şartlardan birisi de kaynaklarla orantılılık olgusudur. Davacı şirket ayakkabıların deri kısımlarının ve ayakkabı parçalarının imalatı ve ana sözleşmede belirtilen diğer iştigal konularıyla ilgili olarak faaliyet göstermektedir. Burada öncelikle davacı şirket hem kaydi hemde rayiç değer bilançosuna göre borca batık olmadığını belirtmekte yarar vardır. Davacı konkordato mühleti sonrası projesinde belirttiği gibi 2018 yılında 200.000,00 TL 2019 yılında 300.000,00 TL arttırmak suretiyle sermayesinin 5.500.000,00 TL’ye yükseltmiştir. Şirketin tek ortağı ve hissedarı … …… Davacı şirketin hali hazırda toplam işçi sayısı 469’dur. Konkordatoya başvuru sonrasında davacının 2018 yılı sonu itibariyle brüt satışları 51.427.672,62 TL iken 2019 yılı sonunda bürüt satışları 72.291.331,33 TL’dir. 2020 yılında ise 30/09/2020 tarihi itibariyle 72.659.449,28 TL olup 2020 yılı sonu itibariyle kalan üç aylık bürüt satışlar bu tutara dahil değildir. Son üç aylık tutarda yıl içi satışlara oranlandığında yıl sonu itibariyle ortalama 110.000.000,00 TL olması beklenmektedir ki yılın ilk üç çeyreği bunun gerçekleştirilebileceğinin göstergesi olmuştur. Davacı şirketin mühlet içerisinde satışlarını istikrarlı olarak arttırarak devam ettirdiği görülmektedir. 2018 yılı itibariyle bürüt satışlarının 2020 yılında yaklaşık iki katına çıkarmış olacaktır. Buna göre davacı 2018 yılında zarar etmiş olmasına rağmen 2019 ve 2020 yıllarında önemli ölçüde karlılığa geçmiştir. Şirketin aktif varlıkları rapor tarihi itibariyle 61.975.693,01 TL’dir. Süreç içerisinde davacı şirket 49.578.060,75 TL olan aktif toplamının %25 artış sağlayarak 61.975.693,01 TL’ye yükseltmiştir. Davacının revize ettiği konkordato projede belirtilen 31.551.270,91 TL borcun ilk taksidi 28/09/2021 tarihinde başlanmak suretiyle 60 ayda ödenmesine dayalıdır. Şirketin projenin başarıya ulaşmasındaki temel dayanağı işletme faaliyeti sonrasındaki elde edeceği gelirlere dayanmaktadır. Bu proforma gelir tablosu ve nakit akım tabloları ile nesnel olarak ortaya konulmuştur. Ancak projede öngörülen kaynakların yaratılmasında işletmesel anlamda problemli dönemlerde de şirketin kaynak ihtiyacı doğabileceği ihtimal dahilindedir. Bu takdirde de bu dönemlerde şirketin duran varlıklarını nakte dönüştürebilme imkanının bulunması bu projenin başarılı olabilme ihtimalini güçlendirmektedir. Davacının işletmesine ait binalar, tesis , makine ve cihazlar, taşıtlar ve demirbaşlar olmak üzere önemli ölçüde maddi duran varlıklara sahiptir. Dolayısıyla kaynak sıkıntısı yaşandığı dönemde bu sıkıntının giderilmesine kaynak yaratılabilmesi duran varlıklardan sağlanabilecektir. Burada davacının stokları da hammadde yarı mamül, mamüller ve verilen sipariş avansları olmak üzere işletmenin devamlılığında kullanılabilecek ve üretim ve sonrası bürüt satışlara etki edebilecek kaynaklarıdır. Tüm veriler incelendiğinde davacının projede gerçekleştirmeyi taahhüt ettiği ödemelerine ilişkin temel dayanakları nesnel gerçekçi görülmektedir. Projenin başarı şansının bulunduğu ve kaynaklarla orantılı olduğu kabul edilmiştir. Projenin hayata geçirilmesinde ve borçların ödenmesinde sunulan teklif ve kaynaklar itibariyle davacının projesinde samimi ve iyi niyetli olduğu görülmektedir. Bu sebeplerle yasanın öngördüğü kaynaklarla orantılılık şartının da dosya kapsamı itibariyle mevcut olduğu kabul edilmiştir.
3-Konkordato projesi İİK m. 302 de öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş olmalıdır. İİK’nın 302.’nci maddesinin 3. fıkrasına göre, kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır. Mahkeme bu oranları ve konkordatonun aranan çoğunlukla kabul edilip edilmediğini konkordato komiseri raporunu esas alarak belirleyecektir. Ancak mahkeme, komiserin raporu ile bağlı olmayıp, bu koşulu da kendiliğinden araştırmalıdır. Nitekim komiserin raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir.
23/10/2020 tarihli alacaklılar toplantısı ve buna ilişkin tutanaklar ile yedi günlük iltihak süresinde katılan ve olumlu oy veren alacaklı ve alacak çoğunluğu dikkate alındığında, alacaklılar toplantısında 10 alacaklı hazır bulunmuş, daha sonra iltihak süresi içerisinde katılım sağlanarak konkordatoya tabi toplam 104 alacaklıdan 97 alacaklı davacının projesine kabul oyu vermiştir. Toplantı sonucuna göre toplantı nisabına mesnet teşkil eden 31.551.270,91 TL alacak tutarının da 18.462.390,98 TL’lik kısmı ile proje kabul edilmiştir. Bu alacaklı sayısının %93,26’lık oranına alacak sayısının ise %58,52’lik oranına tekabül etmektedir. Yukarıda da ayrıntılı olarak izah edildiği üzere Ziraat Katılım Bankası ile Türkiye İş Bankasının çekişmeli tutarları dahi alacak nisabına etki etmemektedir. Bu sebeple davacının alacaklılar toplantısında yasanın öngördüğü çoğunluğu sağladığı kabul edilmiştir.
4- İİK’nın 206. maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklarının tam olarak ödenmemesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe, yeterli teminata bağlanmış olması gerekmektedir. İmtiyazlı alacaklıların alacaklarından açıkça vazgeçmesi halinde borçlunun teminat göstermesine gerek kalmayacaktır. Çekişmeli ve geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacaklıların oylamaya katılmaları halinde bunların teminat gösterip göstermeyeceği mahkeme tarafından karar verilecektir. Yeni düzenleme ile 206. maddenin ikinci ve üçüncü sırasındaki alacaklar imtiyazlı alacaklar olmaktan çıkarıldığından dolayı bu alacaklar için ayrıca teminat gösterilmesi gerekmemektedir. Teminat borçlu veya üçüncü bir kişi tarafından gösterilebilir ancak borçlunun gösterdiği teminat, diğer alacaklıların alacaklarını tahsili için projede yer alan taşınır veya taşınmaz mallardan biri olamaz.
Buradaki şartlar İİK’nun 206.maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacakların ve mühlet içerisinde komiserin izniyle akdedilmiş olan borçlulara ilişkin alacakların teminatlandırılması düzenlenmiştir. Bilindiği üzere mühlet sonrası borçlar konkordatoya tabi borçlar değildir. 206/1.maddede öngörülen borçlarda imtiyazlı alacak olup konkordatoya tabi değildir. İmtiyazlı alacaklılardan kasıt son bir yıl içerisinde tahakkuk eden işçilik alacaklarıdır. Bir yıllık sürenin hesaplanmasında geçici mühletin başlangıç tarihi baz alınmalıdır. Mahkememizin kabulüne göre de tahakkuk eden alacaktan kasıt ilama bağlanmış alacaklardır. Yasa koyucu burada imtiyazlı alacaklar ile mühlet içerisinde doğan alacaklıların alacağının teminatlandırılmasını yahut alacaklının teminat gösterilmesinden feragat edilmesi şartını aramıştır.
Davacının teminata bağlanması gereken borçları bulunmaktadır. Bu kapsamda davacının 124 alacaklısının bulunduğu bunlardan 41 alacaklının teminattan feragat beyanında bulunduğu, 82 alacaklının alacaklarının ödenerek dekontlarının ibraz edilmiş olduğu bu haliyle teminata bağlanması gereken gerçek alacaklı sayısının 42 borçlu alacak miktarının ise 5.919.510,83 TL olduğu görülmüştür. Bu 42 alacaklıdan 41 tanesi teminat gösterilmesinden feragat etmiştir. Feragat etmeyen bir alacaklı bulanmaktadır. Tip Baş Tekstil ve Konfeksiyon A.Ş’nin 177.550,89 TL cari hesap bakiyesinin bulunduğu, bu tedarikçi ile 75 gün vadeli satın alma yapıldığı, 30 Eylül 2020 tarihinden sonra vadesine uygun olarak 30.866,16 TL ödeme yapıldığı, rapor ve karar tarihi itibariyle de bu alacaklının vadesi gelen alacağının bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının İİK 305.maddesinde düzenlenen bu şartı da gerçekleştirmiş olduğu kabul edilmiştir.
5- Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekmektedir. Bu giderler bilirkişi ücreti, tasdik kararının tebliği ve ilânı ile gerekli yerlere bildirilmesi için gereken tebliğ ve posta giderleri, dosya ve sair evrak giderleri, celse harçları gibi giderlerden oluşmaktadır. Yeni düzenleme ile birlikte, alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan tutar üzerinden binde 2.27 oranında harç alınmalıdır.
Projede bildirilen 31.551.270,91 TL olan konkordatoya tabi borcun mevcut harçlar tarifesi uyarınca binde 2,27 oranına göre alınması gereken tasdik harcı miktarı 71.621,38 TL olup tasdik kararından önce bu tutar davacı tarafça yatırılmıştır. Konkordato tasdiki için gereken yargılama gideri bakımından dosyada yatırılmış olan avans yeterli olduğundan davacı tarafça başkaca bir yargılama gideri yatırılmasına gerek duyulmamıştır.
İİK’nun 302 son maddesine göre komiser iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin tüm belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğini ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdii eder. İİK 304.madde uyarınca rapor ve dosyayı tevdii alan mahkeme konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her halde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olan duruşma günü 288.madde uyarınca ilan edilir. İtiraz edenler itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilana yazılır.Tasdik kararı için duruşma 19.11.2020 tarihinde yapılmıştır.
Yapılan yargılama sonucunda açıklanan tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının konkordato projesinin tasdik şartlarının mevcut olduğu, özellikle iflas halinde alacaklıların eline geçebilecek alacak tutarları dikkate alındığında davacının iflas etmek yerine işletme faaliyetine devam etmesinin hem davacı hem alacaklılar hemde ülke ekonomisine istihdam yaratan davacı potansiyelindeki bir şirket için ülke ekonomisi yararına da olduğu kabul edilmiştir. Davacının konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen 31.551.270,91 TL asıl alacağa ilişkin borcunun ilk taksiti 28/09/2021 tarihinden başlamak üzere aylık eşit taksitler halinde 60 ay vade ile alacaklılara ödenmesine ilişkin projenin tasdikine karar vermek gerekmiştir. İİK’nun 306.maddesine göre ;Konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceği belirtilir. Kararda, tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli bir kayyım tayin edilebilir. Bu takdirde kayyım, borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir tasdik kararını veren mahkemeye rapor verir; alacaklılar bu raporu inceleyebilirler.
Davacının konkordato projesi alacaklıların ana para alacağından belirli bir oranda vazgeçmesine dayalı değildir. Proje ana para alacağının ödenmesi teklifi içerdiğinden bu alacağın faizli kısımları proje kapsamında taahhüt edilmemiştir. Alacaklıların da ana para alacağından belli bir oranda vazgeçmeleri gibi bir durum söz konusu değildir. Alacaklılar toplantısında proje tasdik edildiğinden alacaklılar oylamada anapara alacağının faiz içermeyen kısmına kabul kararı vermiştir. İİK’nun 306.maddesine göre ; Konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiğine hüküm fıkrasında yer verilmesi gerekmektedir. Alacaklılar ana para alacağından belli oranda vazgeçmediklerinden proje alacağın faizsiz kısmının ödenmesine dayalı olduğundan verilen kararda bu durum zikredilerek alacaklıların projeye kabul ederek alacağın faiz kısmından vazgeçtikleri hususu belirtilerek ödemesi taahhüt edilen ana para alacağının ilk taksidinin başladığı tarihte gösterilmek suretiyle ne kadar vadede ödeneceği ve taahhüt garameten paylaştırılarak ödemeye yönelik olduğundan ne şekilde ödeneceği verilen kararda açık olarak belirtilmiştir.
İİK 308/c maddesi uyarınca tasdik edilen konkordato projesinde tasdik kararının kesinleşmesiyle bağlayıcı hale gelebileceği kararlaştırılabilecektir. Davacının projesinde böyle bir belirleme bulunmamaktadır. Aynı madde uyarınca proje tasdik kararıyla ve bu karar kesinleşmeden bağlayıcı hale gelmiştir. Mühletin etkileri de istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hale geldiği tarihe kadar devam ettiğinden tasdik kararıyla birlikte İİK’nun 294 ve devamı maddelerinde düzenlenen mühletin etkileri kendiliğinden sona erecektir. Bunun için ayrıca bir karar verilmesine gerek yoktur. Bu tasdik kararının yasada öngörülmüş olan bir sonucudur. Ancak üçüncü kişilerin mühletin etkilerinin ortadan kalktığından haberdar olabilmesi için tasdik kararının ilanında bu durum açıklanmıştır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesinin ikinci fıkrasına göre “Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.”
Bu düzenlemeye göre projede yer alsın veya yer almasın anılan borçlar için konkordato hükümleri geçerli olacaktır. Hüküm fıkrasında konkordato projesine tabi olan borç miktarı proje tutarının açıklanması ve belirlenmesi amacıyla belirtilmişse de konkordatoya tabi borçlar yasanın amir hükmü uyarınca bu miktarla sınırlı olmayacaktır, mahkememizce de hükümde böyle bir sınırlama getirilmemiş “ilişkin projenin tasdikine” denilmek suretiyle bu durum açıklanmıştır. Projenin tasdik edildiğinin açıklanmasından sonra “konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen 31.551.270,91 TL asıl alacağa ilişkin borcunun ilk taksiti 28/09/2021 tarihinden başlamak üzere aylık eşit taksitler halinde 60 ay vade ile alacaklılara ödenmesine” şeklinde mahkemece ödeme kararı verildiğinde konkordatoya tabi borç miktarını sınırlandıracağından infaz problemi yaşanacaktır. “Konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen 31.551.270,91 TL asıl alacağa ilişkin borcunun ilk taksiti 28/09/2021 tarihinden başlamak üzere aylık eşit taksitler halinde 60 ay vade ile alacaklılara ödenmesine ilişkin projenin tasdikine” şeklinde kurulan hüküm ise davacının teklif ettiği projeyi açıklayan ancak konkordatoya tabi alacağı sınırlandırmayan bir hükümdür. Zira bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olacağından bu nitelikteki borçlar da tasdik kararı kapsamındadır.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Bursa ticaret sicilinin 43325 sırasında kayıtlı … Ayakkabı ve Deri Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin talebinin kabulü ile “konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen 31.551.270,91 TL asıl alacağa ilişkin borcunun ilk taksiti 28/09/2021 tarihinden başlamak üzere aylık eşit taksitler halinde 60 ay vade ile alacaklılara ödenmesine” ilişkin PROJENİN TASDİKİNE,
Konkordato Komiseri ….. ….. komiserlik görevinin sonlandırılmasına,
….. ….. İİK 306/2.maddesi gereğince tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almak amacıyla davacı şirkete kayyım olarak atanmasına, (şirket yöneticiliğinin yönetme yetkisi devam etmekte kayyum konkordato sürecinin denetlemek üzere atanmıştır.)
Kayyımdan borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir rapor alınmasına,
Kayyım ….. ….. aylık 1.000,00 TL ücret takdiri ile bu giderin şirket kasasından ödenmesine,
Tasdik kararının İİK 288.maddesi uyarınca ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine,
Harçlar yasası gereğince alınması gereken 54,40 TL harçtan başlangıçta alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair davacı vekili ile duruşmaya katılan feri müdahil vekillerinin yüzüne karşı davacı bakımından kararın tebliğinden itibaren, itiraz eden diğer alacaklılar yönünden ise kararın ilanından itibaren on gün içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/11/2020

İş bu kararın gerekçesi 19/11/2020 tarihinde yazılmıştır.

Başkan …..
e-imza
Üye …..
e-imza
Üye …..
e-imza
Katip …..
e-imza