Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1299 E. 2022/21 K. 14.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1299 Esas
KARAR NO : 2022/21
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – …-
2- … – …- …
3- … – …- …
4- … – …- …
5- … – …- …
VEKİLLERİ : Av. … …
Av. … …
DAVACI : 6- … – …- …
VEKİLLERİ : Av. ……
Av. … -…
Av. … -…
DAVACI : 7- … – …- …
VEKİLİ : Av. … …
DAVALI : 1- … – …- …
VEKİLLERİ : Av. ……
Av. ……
DAVALI : 2- … – …-
VEKİLLERİ : Av. … …
Av. … …
Av. ……
DAVALI : 3- … – …- …
VEKİLİ : Av. …….
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/10/2018
KARAR TARİHİ : 14/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin murisi … … ‘nin 24/07/2018 tarihinde kullanmakta olduğu elektrikli tekerlekli sandalyesi ile evine gitmek için Soğanlı Mahallesi Nilüfer Caddesi ile Avrupa Konseyi Bulvarında bulunan kavşağa geldiğini, yolun karşı tarafına geçmek için öncelikle uzun süredir bozuk olduğu için kullanıma kapalı olan engelli asansörüne baktığını, asansör kullanıma kapalı olduğu için asansörü kullanamadığını, ayrıca alt geçide inen eğimli yolu da kontrol ettiğini, bu eğimli yolun da tekerlekli sandalye için uygun olmadığından, yolun dar ve sakin tarafından karşı tarafa geçmek istediğini, hız limitine uymayan iki aracın peş peşe gelmesi sebebiyle … …’ye ilk arabanın çarpmaktan son anda kurtulduğunu ancak hemen arkada bulunan ve takip mesafesini korumadan hız limitini aşan … plakalı araç sürücüsünün … …’ye çarparak ağır şekilde yaralanmasına sebep olduğunu, hastaneye kaldırıldıktan sonra hayatını kaybettiğini, kazadan sonra aracın sigortacısı davalı … şirketine başvuruda bulunulduğunu, kendilerine ödeme yapılmayacağının şifaen bildirildiğini, kaza ile ilgili olarak Bursa 19 Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/783 Esas sayılı dava dosyası ile taksirle ölüme sebep olmak suçundan ceza yargılamasının devam ettiğini belirterek müvekkillerinin her biri için ayrı ayrı 30.000,00-TL manevi tazminatın ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkillerinin her biri için 10.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkillerine ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde;Öncelikle işbu davada yetkisizlik kararının verilmesinin gerektiğini, sonrasında da zamanaşımı itirazlarının olduğunu esasa ilişkin olarak da sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğunu bu yüzden araç sürücüsünün kusuru bulunduğunun ispat edilmesinin gerektiğini, tüm deliller toplandıktan sonra zarar hesabı için dosyanın aktüer bilirkişisine verilip tüm hesapların yapılıp son olarak davacı yanın faize ilişkin taleplerinin reddinin gerektiğini, davanın açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirketin aleyhine yargılama giderlerine, faize ve vekalet ücretine hükmolunmamasını talep ederek davanın reddini istemişlerdir.
Davalılar … ve … … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle ceza mahkemesinin kararının bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, müvekkili …’ın araç şoförü diğer müvekkilinin ise kaza anında araçta yolcu olarak bulunduğunu , ayrıca müvekkili … …’ın aracın sahibi olduğunu, kaza anına ilişkin kamera kayıtlarının mevcut olduğunu, müteveffanın tekerlekli sandalye ile direk olarak yola çıkmaya çalıştığını, herhangi bir şekilde engelli asansörünü kullanma girişiminin bulunmadığını, trafik güvenliğini tehlikeye attığını, zaten Savcılık dosyası içeriğindeki bilirkişi raporu ile de müteveffanın asli kusurlu olarak nitelendirildiğini, müvekkilinin hız limitini aştığına ve takip mesafesini korumadığına ilişkin iddiaların soyut iddiadan ibaret olduğunu, müvekkiline kusur isnat edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Dava, 24/07/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nun 109/1. Maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. 2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlulular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK’nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705 ve HGK’nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.) Açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davaya konu kaza 24/07/2018 tarihinde gerçekleşmiş olup davanın açılma tarihi 01/10/2018 ‘dir. Davaya konu trafik kazası sonucu davacılar murisi vefat etmiş olmakla taksirle ölüme sebebiyet eylemi için ceza zamanaşımı süresi, olay tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 66/1-d maddesi uyarınca 15 yıldır. Buna göre, uzamış ceza zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır.
24.07.2018 tarihinde saat 15:40 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki… plakalı otomobil ile Avrupa Konseyi Bulvarı üzerinden İstanbul Yolu istikametine seyir halinde iken kaza mahalline geldiğinde idaresindeki aracın ön kısımlarıyla; seyir istikametine göre sağdan yola girip sol şeride çapraz şekilde geçmek isteyen müteveffa … … sevk ve idaresindeki elektrikli tekerlekli sandalyeye çarpması neticesinde ölümle neticelenen dava konusu trafik kazası meydana gelmiştir.
Bursa 19. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/783 esas 2020/721 karar sayılı dava dosyasında dava konusu kaza ile ilgili yapılan yargılamada meydana gelen trafik kazasında elektrikli sandalye sürücüsü (yaya) … …’nin asli kusurlu, sanık …’ın ise tali kusurlu olduğu gerekçesi ile taksirle bir kişinin ölümüne neden olmak suçundan sanığın bir yıl sekiz ay hasip cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmüştür.
Kaza dolayısıyla hem kusur oranlarının tespiti hem de talep edilebilecek maddi tazminatın belirlenmesi bakımından trafik güvenliği uzmanı bilirkişi ile aktüer bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış buna göre meydana gelen kazada; … Plakalı araç sürücüsü, …’ın %25 (yüzde yirmibeş) oranında TALİ DERECEDE KUSURLU olduğu, Mütevaffa/Elektrikli sandalyeli Yaya, … …’nin %75 (yüzde yetmişbeş) oranında ASLİ DERECEDE KUSURLU olduğu, Mütevaffa/Elektrikli sandalyeli Yaya, … …’nin %75 (yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu olduğunun tespiti nedeniyle müterafik kusur tenzili yapıldığında, Dul Eşin destek zararının 85.593,60TL, … …’nın destek zararının 2.239,90TL, …’nın destek zararının 62,36TL olacağı hesaplanmıştır.
İtirazlar neticesinde kusur durum ve oranları tekrar değerlendirilmek üzere ATK Trafik İhtisas Daire Başkanlığı’ndan rapor aldırılmış, 30/07/2021 tarihli bu rapor uyarınca da; davalı sürücü …’ın idaresindeki otomobil ile seyirle olay mahalline geldiğinde hareket alanını yeteri kadar kontrol altında tutmadığı, önünde kendisiyle aynı istikamette seyir halinde olan aracı yakın mesafeden takip etmesi neticesi bu aracın sağa yönelmesi ile, sağdan yola girip sol şeride çapraz şekilde geçmek isteyen müteveffa … … idaresindeki elektrikli tekerlekli sandalyeyi zamanında fark edemeyip etkin tedbir alamadan çarpması ile karıştığı kazada tali kusurlu olduğu,
müteveffa … … idaresindeki elektrikli tekerlekli sandalye ile yolun sağından yola girip geriden gelen araçların hızını ve mesafesini dikkate almadan kontrolsüz ve tedbirsiz bir şekilde yola girip, çapraz şekilde sol şeride geçmeye çalıştığı sırada, hız farkından ve yönelimden kaynaklı geriden gelen araçların istikametini kapatması ile meydana gelen kazada asli kusurlu olduğu, davalı sürücü …’ın %25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğu, müteveffa … …’nin %75 (yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu olduğu kanaati bildirilmiştir.
Davalı … davacılar … ve Abdulkadir için totalde 45.000,00 TL ödeme yaptığını ifade etmiştir. Ancak sigorta şirketi kime hangi oranda bu ödemenin yapıldığını yapılan sulh sözleşmesi ile netleştirmediğinden bu konudaki davacı beyanının esas alınması gerekir. (BK 101.md vd.) Adı geçen davacılar vekili ise bu ödemenin sadece davacı … için yapıldığını ifade etmiştir. Dolayısıyla …’a yapılan sigorta ödemesi kadar diğer davalılar da sorumluluktan kurtulur. … ‘ın bakiye zararından sigorta dışındaki diğer davalıların sorumluluğu devam eder. Ödemenin …’a yapıldığının kabulü ile 85.593,60 TL olarak hesaplanan tutardan 45.000,00 TL’lik ödemeyi düştüğümüzde 40.593,60 TL için sigorta dışındaki davalıların sorumluluğu devam eder. Ama davacılar Abdülkadir ve … vekili 18/10/2021 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat taleplerinden feragat etmiş ve karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinden de vazgeçmişlerdir.
Burada davacı tarafın davalı … şirketinden feragatinin diğer davalılara etkisi ve hukuksal değerlendirme yapılmasında fayda vardır. Taraflar davalılar davacıya karşı müteselsil borçlu konumundadırlar. Türk Borçlar Kanunun 162 ve devamı maddeleri müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümleri düzenleme altına almıştır. TBK m 162’ye göre; Birden çok borçludan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olmayı kabul ettiğini bildirirse, müteselsil borçluluk doğar. Böyle bir bildirim yoksa, müteselsil borçluluk ancak kanunda öngörülen hâllerde doğar. Madde 163’e göre; Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder.163. Maddeden de anlaşılacağı üzere davacı … şirketine dava açmadan doğrudan diğer davalıya dava açabileceği gibi müteselsil borçluların sorumluluğu borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder. Dolayısıyla davacı taraf sigorta şirketi yönünden davadan feragat etmiş olsa da diğer davalı bakımından sorumluluk borcun tamamı ödeninceye kadar devam edecektir. Davacı bütün zararının tazminini müteselsil borçlulardan her ikisinden isteyeceği gibi birisinden de isteyebilir. Borçlar Kanunu’nun 166. maddesi hükmüne göre, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde, diğerleri bu oranda borçtan kurtulurlar. Ancak müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri, alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması halinde söz konusudur. Bunun aksinin kabul edilebilmesi için ya alacaklının teselsülden açıkça feragat etmiş olması yahut da böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. (Yargıtay17. Hukuk Dairesi 06.06.2017 Esas No: 2014/22096 Karar No: 2017/6432) Davacı alacaklı tarafın teselsülden açıkça feragat etmiş olması gibi bir durumda dosyamız bakımından söz konusu değildir. Madde 166’ya göre; Borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur. Borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesi, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır. Davalı … şirketinin yaptığı ödeme diğer davalıları bu oranda dava dosyasında borçtan kurtarmıştır.
Yargıtay bir takım kararlarında davacı tarafın ibra ve feragatinin davalı araç malikinin durumunu ağırlaştırıp ağırlaştırmadığı üzerinde durulmaksızın karar verilmesini bozma nedeni saymıştır. Kanun veya sözleşme ile aksi belirlenmedikçe, borçlulardan biri kendi davranışıyla diğer borçluların durumunu ağırlaştıramaz. (TBK m. 165) Alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır. (TBK m. 165) Burada zorunlu mali sorumluluk sigortasının hukuksal niteliği ve amacına değinmekte yarar vardır. Motorlu bir aracın karayollarında işletilmesi sırasında, bir kimsenin zarara uğramasına neden olunması durumunda, o aracı işletenin üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli sınırlar içinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüne Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, ya da kısa adıyla Trafik Sigortası denilmektedir. Daha kısa bir anlatımla, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, KTK. m. 91’de belirtildiği üzere işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları karşılamak amacıyla oluşturulmuş bir zarar sigortası türüdür. Yasanın 85/1. maddesine göre de, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüs unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yasanın 91/1. ve 85/1. maddeleri bir arada ele alındığında, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nı yapan sigortacının poliçede belirlenen limite kadar, işletenin sorumluluğunu üstlendiği sonucuna varılabilmektedir. Bu bağlamda KTK’nın 85/1 maddesi ile müteselsil borçluluk durumu meydana getiren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında davacı tarafın sigorta şirketinden feragatinin diğer davalıların durumunu ağırlaştırdığından söz etmek mümkün değildir. Zira davalılar arasında akdedilen ve müteselsil sorumluluğu doğuran zorunlu mali mesuliyet sigorta sözleşmesi ile sigortalının üçüncü kişilere verdiği zarardan sigorta teminat limiti tutarında davalı … şirketini sorumlu tutmaktadır. Başka bir değişle söz konusu zararı ödemek durumunda kalan tutarı davalı … şirketinden talep hakkına sahiptir. Davacının bu feragati davalılar arasındaki iç ilişkiye tesir etmediği gibi sigorta şirketinin sigortalısına karşı olan sorumluluğunu da ortadan kaldırmamaktadır.Sigorta poliçesi teminat limiti de dikkate alındığında feragatinin diğer davalıların durumunu ağırlaştırdığının kabulü mümkün değildir.
Sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme davalılar … … ve … …’ya yapılmadığı için adı geçen davalılar için hesaplanan maddi tazminat tutarından ödemenin garameten düşülmesi hatalıdır. Bu yönüyle bilirkişi raporuna iştirak edilmemiştir. Davalı … şirketinin davalılar … … ve … … yönünden bir ödemesi olmadığından bu konudaki sorumluluğu devam eder.
Davacıların murisi kazada vefat ettiği ve bunun da manevi acı ve zararlara sebep olacağı tartışmasızdır. Davacıların manevi tazminat isteği haklı bulunarak kazadaki kusur durum ve oranları da dikkate alınarak talebin kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davacılardan …, … …, …, … yönünden açılan maddi tazminat taleplerinin REDDİNE,
… yönünden açılan maddi tazminat taleplerinin feragat sebebiyle REDDİNE,
… … ve … yönünden açılan maddi tazminat taleplerinin ise KISMEN KABULÜ ile, … … için 2.239,90 TL ve … için 62,36 TL maddi tazminatın davalılar … ve … … yönünden kaza tarihi olan 24/07/2018 tarihinden itibaren, davalı …Ş yönünden sigorta teminat limiti ile sınırlı olmak kaydı ile dava tarihi olan 01/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara ÖDENMESİNE,
Davacıların manevi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜNE,
… için 2.000,00 TL, … … için 3.000,00 TL … … için 2.000,00 TL, … için 3.000,00 TL, … için 2.000,00 TL, … için 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … … yönünden kaza tarihi olan 24/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara ÖDENMESİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 1.318,53-TL harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Suçüstü ödeneğinden yapılan 1.667,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre 1.552,14-TL’sinin davacılardan müteselsilen, 114,86 TL’sinin davalılardan müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Kabul edilen maddi tazminat yönünden; Davacı … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi md. 13/2’e göre belirlenen 2.239,90 -TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya ödenmesine,
Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi md. 13/2’e göre belirlenen 62,36-TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya ödenmesine,
Reddedilen maddi tazminat yönünden; davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.600,70 TL vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen alınarak davalılara ödenmesine,
5-* Davacı … yönünden kabul edilen manevi tazminat için; Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi md10/1-4 ve md.13/2 ‘e göre belirlenen 2.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve … …’dan müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya ödenmesine,
Reddedilen manevi tazminat için; davalılar … ve … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi md.10/2’ne göre belirlenen 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’ dan tahsili ile adı geçen davalılara ödenmesine,

* Davacı … … yönünden kabul edilen manevi tazminat için; Davacı … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi md10/1-4 ve md.13/2 ‘e göre belirlenen 3.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve … …’dan müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya ödenmesine,
Reddedilen manevi tazminat için; davalılar … ve … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi md.10/2’ne göre belirlenen 3.000,00-TL vekalet ücretinin davacı … …’ dan tahsili ile adı geçen davalılara ödenmesine,

* Davacı … … yönünden kabul edilen manevi tazminat için; Davacı … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi md10/1-4 ve md.13/2 ‘e göre belirlenen 2.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve … …’dan müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya ödenmesine,
Reddedilen manevi tazminat için; davalılar … ve … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi md.10/2’ne göre belirlenen 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacı … …’ dan tahsili ile adı geçen davalılara ödenmesine,
* Davacı … yönünden kabul edilen manevi tazminat için;Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi md10/1-4 ve md.13/2 ‘e göre belirlenen 3.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve … …’dan müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya ödenmesine,
Reddedilen manevi tazminat için; davalılar … ve … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi md.10/2’ne göre belirlenen 3.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’ dan tahsili ile adı geçen davalılara ödenmesine,
* Davacı … … yönünden kabul edilen manevi tazminat için;Davacı … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi md10/1-4 ve md.13/2 ‘e göre belirlenen 2.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve … …’dan müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya ödenmesine,
Reddedilen manevi tazminat için; davalılar … ve … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi md.10/2’ne göre belirlenen 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacı … …’ dan tahsili ile adı geçen davalılara ödenmesine,
* Davacı … … yönünden kabul edilen manevi tazminat için;Davacı … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi md10/1-4 ve md.13/2 ‘e göre belirlenen 5.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve … …’dan müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya ödenmesine,
Reddedilen manevi tazminat için; davalılar … ve … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi md.10/2’ne göre belirlenen 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacı … …’ dan tahsili ile adı geçen davalılara ödenmesine,
6-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair bir kısım davacılar vekili ve bir kısım davalılar vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/01/2022

Katip …
☪e-imzalı

Hakim …
☪e-imzalı